SKÁLMÖLD ile tezatlı bir ilişkim var. Grup İzlandalı, olabildiğince kuzeyli bir müzik yapıyor ve İzlanda folklorundan beslenen konseptleri işliyorlar, buna rağmen grubun 2016’da çıkan bir önceki albümü “Vögguvísur Yggdrasils”in incelemesini Kıbrıs’ta deniz kıyısında yazmıştım, yeni albüm “Sorgir”in incelemesini ise Antalya’da havuz başında yazıyorum.
Albüme geçmeden önce, o yazıyı okumayan ve SKÁLMÖLD’e dair fikir edinmek isteyenler için “Vögguvísur Yggdrasils” yazımın girişindeki bir kısmı aynen buraya yapıştırmak istiyorum:
“Eğer bir grubu kuran kişilerin isimleri Snæbjörn Ragnarsson ve Björgvin Sigurðsson ise o grubun yapacağı müziğin viking/folk/pagan metal klasmanında olması herhalde kimseyi şaşırtmaz.
Dikkatinizi çekerim: Snæbjörn… KAR AYISI Björgvin… BERGEN”
Evet, SKÁLMÖLD işte böylesine kuzeyli bir grup. Folk etkisi baskın bir Viking metal icra eden grup, bu folk metali elbette ki hoppidi hoppidi şeklinde değil, atamız ceddimiz kıvamında bizlere sunuyor. Danimarka, İsveç, Norveç ve Finlandiya’yı görmüş bir insan olarak İzlanda görmek istediğim yerler listesinin üstlerinde yer alsa da inanılmaz doğası dışındaki ata ve cet taraflarını az çok biliyor, tahmin ediyoruz elbet. Öylesi bir doğada, öylesi öteki bir coğrafyada yaşamış insanların yüzlerce yıl önceki kahramanlıklarını, mücadelelerini anlatmak isteyen İzlandalı bir grup şüphesiz ki materyal, kaynak, referans eksikliği çekmiyordur.
SKÁLMÖLD de bu konuda üzerine düşeni yapıyor. Lakin onlarınki misal bir FALKENBACH destansılığında, ihtişamında olmaktan ziyade, kahramanlıkları anımsatan; gururlu, mjölnir’ini avcuna almış, sakallarından tuzlu sular süzülen bir müzikal kimlik. Coşku zaman zaman yerini KVELERTAK’sı bir oyunculuğa da bırakıyor, “bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik” kısımlarında iyice TÝR’leşiyor, daha kederli anlarda karşımıza yer yer ÁSMEGIN’e dahi kayan tatlar çıkabiliyor, daha haşin anlarda ise melodiler MÅNEGARM’a dokunan öfkeli kalabalıklara dönüşebiliyor. Ulan ne açıkladım be, referans gibi referanslar be kardeşim…
Bu tür için söylenmesi gereken şey, elbette ki folk metal ve Viking metal sevmiyorsanız SKÁLMÖLD’ü sevmenizin de epey düşük bir ihtimal olduğu. Bunun sebebi türün epey lineer doğrultuda ilerlemesi ve türe aşina olmayanlar için fazlasıyla birbirine benzer şarkılardan oluştuğunun düşünülmesinin gayet olası olması. Her biri tek bir kelimeden oluşan şarkılara zaman vermez ve tek dinleyişte bir kanıya varırsanız ne siz zevk alırsınız ne de “Sorgir”e uzun ömürlü olma şansı tanırsınız.
Albümün genel atmosferini ve müzikal yapısını kıran başlıca şarkı olan “Höndin sem veggina klórar”ın bonus şarkı olarak seçilmiş olması gerçekten şaşılası. Geçtiğimiz yıl OMNIUM GATHERUM’la çıkardıkları split’te yer alan bu şarkı, bence albüm içinde kesinlikle farkını belli edecek ve “Sorgir”e boyut katacak bir şarkı, ama nedense “Goliaths Disarm Their Davids” muamelesi görmüş ve en sona bonus olarak atılmış.
Nihayetinde “Sorgir” eli yüzü düzgün bir folk/Viking metal albümü. Bence daha fazlası değil, ama türü çok sevenler albümden daha fazlasını da alabilirler.
Prodüksiyon konusundaki çeşitli sıkıntıları görmezden gelip işlenen konuların içine girerek kendinizi İzlanda’nın kadim geçmişine atmayı başarırsanız, “Sorgir”den öyle ya da böyle keyif alabilirsiniz.