Cemil Okumuş
Death metalin belirginleştiği 1990′lı yılların başlarında kendini gösteren Deicide, ilk albümü “Deicide” ile gerçek anlamda death metalin yapısını ortaya koyan gruplardan biri olmuştu. Sınırları belli bir yapı içerisinde o yapının elementlerini kullanarak agresif ve yıkıcı bir müzik ortaya koyan Deicide artık old-school death metalin yaratıcılarından biri olmuştu. “Deicide” albümündeki müzik, hiç bir şekilde death metalden taviz vermeyen, onu en ufak miktarda bile olsa diğer türlerle karıştırmayan, melodi ve teknikten büyük ölçüde uzak, death metalin özünü çok başarılı bir biçimde ortaya koyan bir müzikti. Death metalin yapı taşlarından biri olan ilk albümünü çıkardıktan sonra Deicide’ın ikinci albümünün nasıl olacağı death metalin gidişatını belirlemesi açısından oldukça önemliydi.
Grubun 1992 yılında çıkan ikinci albümü “Legion” grubun yeteneğini ve yaratıcılığını en iyi şekilde ortaya koyan albümlerden biriydi. “Legion”, ilk albümün belirgin şekilde benzeri olmayıp biraz daha teknik bir enstrüman kullanımını death metal yapısını hiç bozmadan ortaya koyuyordu. “Legion”, Deicide’ın tüm albümleri arasında her zaman farklı ve kendine has bir yere sahip oldu. Legion’un başarısı grubun her zaman sürdürdüğü belirgin death metal kalıbını onu hiç bozmadan genişletiyor ve zenginleştiriyor oluşuydu. “Legion”, ilk albüme kıyasla daha teknik yapısıyla ortaya çıkıyordu. Fakat bu teknik yapı asla günümüzdeki teknik death metal olmayan, hiçbir şekilde progresif yerlere kaçmayan, safkan death metalin içine çok iyi bir şekilde yedirilmiş, onu destekleyen ve tadını artıran bir unsur olarak ortaya çıkıyordu.
“Legion” da ilk albüm gibi sert ve vahşi bir şekilde kendini ortaya koyuyor. Fakat bu vahşilik” Legion”da daha bu albüme özgü bir şekilde, daha kontrollü ama yine gayet sert ve yıkıcı bir şekilde ortaya çıkıyor. Karmaşık davul kullanımı death metal yapısına oldukça fazla şey katmış. İlk albüme kıyasla daha “obscure” bir gitar sound’u yaratılmış. Daha teknik enstrüman kullanımlarının normal death metal elementleriyle bileşimi pek çok death metal grubundaki ortalamadan daha zengin bir yapı ortaya çıkarıyor. Parçaların farklı bölümleri arasında sağlanan uyum, geçişkenlik; bunlar yapılırken hiç bir zaman kaybedilmeyen sürükleyicilik ve enerji Deicide’ın yeteneğini ve farkını bir kez daha ortaya çıkarıyor. Glen Benton tonlamasını çok iyi yaptığı vokallerinin yıkıcılığını daha kontrollü fakat vahşiliğinden hiçbir şey kaybetmeyen bir şekilde ortaya koyuyor. Steve Asheim de davulda tüm yeteneklerini sergiliyor. Kick’lerle yaratılan kompleks ve ne yaptığını bilen, standart ritimler ve blast beat’lerle insanı ayağa kaldıran bir davul kullanımı ortaya çıkıyor. Hoffman’ler de gitarda harikalar yaratıyorlar.
Şarkılardan söz edersek: “Legion” en sağlam parçası Satan Spawn, The Caco Deamon ile girişi yapıyor. Parça ürkütücü bir şekilde kuzuların melemesi ile başlıyor. Ardından giren karmaşık davullar ve bu davul kullanımına tamamen uyum sağlayan, düz bir şekilde başlayıp sonra kesik kesik riflerle devam eden ve akıcılığı hep zirvede tutan gitarlar ve blast beat eşliğinde giren nakarat. Bu parça albümün özeti niteliğinde. Ardından bir hit parça olan Dead But Dreaming giriyor. Albümün yarattığı hava ile death metal yapısını başarılı bir şekilde yansıtan bu parça, albümün üzerinizdeki etkisini artırarak sizi sıradaki parçalara doğru gönderiyor. Repent To Die albümün karmaşık ve teknik enstrüman kullanımını iyi bir şekilde yansıtan, Trifixation ise gitarın baslarla çok iyi desteklendiği, death metal havasını iyi hissettiren bir parça.
Behead The Prophet (No Lord Shall Live) albümdeki favorilerimden. Kickli davul kullanımı ve standart davul ritmi arasındaki gidip gelmeler, buna göre düzenlenmiş değişken rifler, hız ve sertlik, her şey harika. Ardından Holy Deception geliyor. Kendi içindeki nota geçişleri ile dinleyiciyi şarkının başından alıp götüren bir rif, onun ilerlemesini sağlayan davullar. Blast beat ile başlayıp sonrasında düz bir ritim ve doygunluk veren kesik riflerle devam edip arkasına tadı damağınızda kalan basları alan, sonra hızlı bölümleri ile devam eden In Hell I Burn. Ve yine benzer bir başlangıç yapıp aynı vahşilik ile albümü bitiren Revocate The Agitator.
“Legion” Deicide’ın kendi içinde yarattığı zengin, orijinal ve daha teknik olan ve hiç bir zaman death metal olmaktan taviz vermeyen, yeri hep ayrı olacak bir albüm.
Hail Hoffman Brothers…
Kült
İllede melodi illede technical ya da progressive death metal diye tutturanların namünasip yerlerine girişen cinsinden bir başyapıt..
Allahsız bu satanic death metal albümü hunharca 10/10′u alıyor ben kullarından!
Buram buram şeytan kokan bir albümdür. Deicide’ın ilk dinlediğim ve dolayısıyla en sevdiğim albümü. Sound, teknik ve atmosfer açısından muazzam bir albüm Legion.
bu albüm yılının üzerinde bi albüm hoffman kardeşlerin üstün yeteneklerini görüyoruz gel gelelim hiç live performanslarında bu albümden pek şarkı göremeyiz.
Dinlediğim ilk death metal albümlerinden biri, zamanında beni nasıl dumur ettiğini hiç unutmam. Bana göre de Deicide’ın en iyi albümü. Glen Benton her ne kadar The Stench of Redemption’da vokal olarak kendi zirvesine çıkmış olsa da bu albümdeki çiğ vokallere her zaman bayılmışımdır.
siteyi yeni keşfediyorum emek veren herkese teşekkürler, her gün mutlaka girip bir kaç kritik okuyorum bu vesileyle göremediğim bir kaç sağlam albüm belirteyim belki birileri kritikler de bize de afiyetle okumak kalır
Arcturus-Sham Mirrors
Isis-Oceanic
Converge- Jane Doe
Negura Bunget-Om
kritiğe yönelik eleştiri
kritiğini yaptığın ilk DEICIDE albüme 10 verirken buna 9.5 vermenin sebebi kritiğin içerisinde bulunmuyor.
ikinci ve üçüncü paragraflarda ilk albümle birlikte karşılaştırıp bu albümden bahsederken oldukça olumlu konuşuyorsun ama puan olarak neden onun bi’ tık gerisinde olduğunu hiç bir yerde açıklamıyorsun. hiç değilse sonunda ”ilk albümün öneminden” ya da ”bana göre” diye bir şey yazsaydın.