# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
ANDERS BJÖRLER – Antikythera
| 24.05.2014

Sübhanallah kardeş ibretlik bir kritik…

Kahraman SUALP

İçime gömülen karanlığı yaktım bu gece,kanım siyah, küllerinden ibaret düşüncelerim.

I

-Quo Vadis

Cinayet işlemeli bir dantel gibi örüyor tarihini zaman
varlığı zehirli ok gibi doğaya saplanan vücutların
denizleri bile kızgın çöllere boğduran dehlizinde
kalplerde büyüyen nasır; duygulara çöken enkaz
Kan doluyor, büyüdükçe evrendeki boşluklar
sokaklarında korku tümörleri büyüten şehirlerin
kül rengi hayatları, günaha kışkırtan çıkmaz yollarında
akıllara vuran psikopati; düşünceye vurulan infaz

Kinaye ‘Uyar’lı Koro;
Gittiğin andan beri hiç bitmeyen bir günü yaşıyoruz tanrım
Haydi durma bize kendini hatırlat!
Yarattığın andan beri hesabı hep biz ödüyoruz tanrım
Haydi durma bize peygamberlerini hatırlat!
Güzel günler göstermek için bunca cinnete değer mi tanrım
Haydi durma bize cennetini hatırlat!

Bedenin arzularına, köle gibi kilitlenen gölgelerin tutsaklığıyla
gölgesine kalabalık eden bedenlerin ruhsuzluğunda
hayat bulan, esirden intiharlar sürüsü;
uçsuz bucaksız ,sarp bir yokuşun sırtında
çukurunu arşınlar durur ömrünün
(Dünya; kambur sırtı uzayın ya da tanrısal bir yara kabuğu belki de)

-C’est la vie
Herkes kendi çukurunu kazar
boşalttıça büyüyen
büyüdükçe karanlığa gömülen
ve çukurlardır düşeni,
ömür biriktiren bir kunbara gibi içine alan yeryüzünün
toprağa bıraktığı
bedelsiz harcırahlara diyar

-ölü toprağın fısıltısı;
miadı dolan gelir vurur dibine zamanın
kalır yerli yerinde, çırılçıplak
ne soğuğu üşütür artık
ne de sıcağı terletir havanın
( ölüm: Geçmiş zamanıdır yaşamın ya da geçmiş yaşamı zamanın)

ve nihayetinde
bîderi bir kemikle eşitliği sağlar zaman
yalnızca rüzgara dokunan bir avuç toprak
herkese onca emlaktan kalan…

II
Sesi asırlar öncesinde kısılmış bir tanrı
Ve sessizliğin öldürdüğü sonunda…
-yıldızlar evrene saçılan külleridir tanrının-
ardından ulu orta yetim kalan umudun
evrendeki varoluş sancısı,
mağdurun yarasına yapışan, hummalı bir asalaklığa dönüşür
mahiyeti bulaşıcı bir hastalığın salgını gibi yayılır
zehrinde; gerçeğini kaybetmiş düşsel avuntuların sanrısı
saltanatında; bozulmayan ezber misali bir lanet süreklenir

Solo
oooot bitmeyençorrrakbir bozkırınyaaaağmurduasssssı
hudutlarındaıssızbirçölün ormana na na na na na na rüyası
velakin anlamsız duanııııı ııı ıııı ııın alda tan tan ta ta ta tan hülyası, ummmmmut

III
Dışarda toprağın
adet sancısını dindiren azgın bir fırtınanın
ardında bıraktığı batık bir liman ve yığın dolusu çer çöp ile
yüzü; afetin seyrinden buruş buruş kalmış gökyüzünün
musibete, çepeçevre yas tutan kara bulutları mevcut
velakin lanetli bir tuhaflık var
bulutlardan sızmıyor buhar
akmıyor ıslaklık
göğün teniyle kupkuru
tüylenmiş duruyorlar gecenin morgunda…
(tüylü bulutlar?

Havada ise söylenmemiş tüm sözlerle bestelenen ve
dinleyenini sağır edercesine çığıran anonim bir sessizlik;
en kısık haliyle kulaklarda tizleyen bir ağıt kadar
gamlı uluyor gecenin kulağına

(Gece bilinçaltıdır gündüzün ya da unutmak istediği her şeyi)

Oysa gecesini de sevmeliydi gündüz
onu yüreğinin kızıllığı saymalı
ve karanlığını en derin siyahların boyadığı gecelerin ardından
tan vakti penceresine vuran fecrin tuvalinde
yıldızlarını avuçlayıp bir bir
gönlüne serpiştirmeli güneşin
böylelikle aklanırdı karanlığı, kirlenmiş ışığı gündüzlerin))

Derken tüylü bulutların gurultusuyla
aniden bastıran ve sağanak halinde yağan zifiri karanlık

—yeryüzüne ölü kargalar yağıyor bulutlardan
tüylerinde, sönmüş yıldızların tozu—

IIII
- cılız bir ses var uzakta durmaksızın inleyen
yıllar yılı beşiğini arayan bir mezarlık bebeği
(doğumunda, fahişeye tükürüp giden bir penisin rivayeti)
ağlamaktan irisi akmış annesinin isimsiz mezarına
ve ağladıkça da gözlerinden toprağa çocukluğu damlıyor -toprakta kan çiçekleri-
kekeleyen nefesinde,esen rüzgarın uğultulu esintisi
evlerin perdelerini tokatlıyor
nafile!
yüzünde yitirilmiş bir cenin gibi duran masumiyetin, katledilmişlik hikayesi
açılan bir el ateş sesiyle son buluyor

minik bir bedenin , gökyüzü genişliğindeki kanlı yarasında
ölümsüz bir cinayet yatıyor
Fail-i meşhur!

Albümün okur notu: 12345678910 (9.30/10, Toplam oy: 44)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2014
Şirket
Razzia Records
Kadro
Anders Björler: Gitar, klavye, mellotron, moog

Konuklar:
Anders GabrielsonÇ Saksafon
Peter Wiberg: Piyano
Carl Svensson: Ek gitarlar
Dick Lövgren Bas
Morgan Ågren: Davul
Şarkılar
1. Lost in the Depths
2. Fragments
3. Reconstruction
4. Uncovering the Mechanism
5. Solar Eclipse
6. Lunar Eclipse
7. The Callipic Cycle
8. The Saros Cycle
9. The Exeligmos Cycle
10. 223
11. Decree of Canopus
12. The Pulse of the Universe
Web
  Yorum alanı

“ANDERS BJÖRLER – Antikythera” yazısına 13 yorum var

  1. Korhan Tok says:

    This is madness.

    Uçuruma mektuplar

    @Korhan Tok, Okumaya vakit ayırdığın için teşekkür ederim Korhan abi.

  2. Barış says:

    Bu kadar güzel bir çalışmaya böyle bir başlık olmasaymış keşke.

    Uçuruma mektuplar

    @Barış, Öncelikle beğeniyle karşıladığın için teşekkür ederim.Başlık konusunda da fazlasıyla haklısın ben de sonradan yazının konseptiyle alakasız ve aptalca gelecek bu başlığı neden attığımı anlayamadım.

  3. saw you drown says:

    Harika.

  4. Cattle Bilmemne says:

    Kardeş konsepti anlayamadım ben, biraz açar mısın?

    patognomonic

    @Cattle Bilmemne, konsept: albümün adama hissettirdikleri.
    Ben bu yazidan,albumun insan ruhuna hitap edecek kadar güçlü oldugunu anlıyorum mesela..Yazinin anlam kismina gelirsek, her cumleden herkes kendi dunyasina gore farkli bi anlam çıkarabilir.O yüzden yazinin daha da açılacak bi tarafı yok sanırım.

    Cattle Bilmemne

    @patognomonic, Quo Vadis’İ falan görünce bağlantı kuramadım ilkten o yüzden öyle dedim, sağ olasın.

    Uçuruma mektuplar

    @Cattle Bilmemne,’Quo Vadis ; Nereye gidiyoruz ya da kötü bir gidişatı tembihleyen bir terim olduğundan ötürü yazının ilk bölümüne bu adı uygun bulmuştum.
    Konsept olarak Patognomonic’in dediği gibi sevdiğim bu albümü defalarca dinlerken her dinleyişimde kafamda yarattığı imge ve düşünceleri önemseyip derinleştirmeye vakit ayırarak ve tüm bunları belli bir edebi kaygıdan geçirip yazmaya karar vermiştim.
    Yazıyı içeriksel olarak açmamın imkanı takdir edersen her her açıdan saçma olacağı gibi mümkün de değil.
    Açar mısın? derken ki kastını da bu yorumunla anlayabiliyorum.
    Okumaya vakit ayırdığın için teşekkür ederim adamım.

  5. nevermind says:

    Tek kelimeyle olağanüstü bir yazı.Her bölümü en az 4-5 kere okudum,kesinlikle çok güçlü ve özgün bir kalemin var.Blogumda paylaşmamın bir sakıncası var mı senin için.Ayrıca diğer yazdığın kritiklerin hangileri olduğunu da öğrenebilir miyim?

    Uçuruma mektuplar

    @nevermind, Teveccüh etmişsin teşekkür ederim.Blogunda paylaşmanın hiç bir sakıncası yok aksine yazıya yönelik verdiğin bu değer için ben çok teşekkür ederim.
    Bu benim ilk kritik yazım ama bu tarz altına yorum olarak yazdığım Amorphis ; Am Universium ve Agalloch; The Mantle kritik yazılarına bakabilirsin.Zira güzel yazılmış iki güzel kritiği de okumana vesile olur.

  6. Serdar says:

    Müthiş bir kritik olmuş. Böyle yazılar okudukça yazarlık kabiliyetinin ne olduğunu daha iyi anlayabiliyorum.Uzun zamandır bu kadar yoğun ve imgesel bir yazı okumamıştım.Solo kısmındaki yaratıcılığına da bittim yani:)
    Neden bu kadar az yorum almış anlamadım, keşke albüm notuna 1 verseydin:)
    Albüm güzel ama kritik çok daha güzel olmuş be abi.Eline sağlık umarım yazmaya devam edersin.

  7. Melkor says:

    Uncovering the mechanism çiçek gibi şarkı

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.