Bir grubun ne kadar rahatsız olduğunu görmek için bakılması gereken çeşitli şeyler olabilir. Müziğinde kullandığı birtakım detaylar, elemanların sıkıntılı tipler olması, logosunun veya kapaklarının baştan savmalığı, daha bir dolu şey…
Ama bir grup DAHA ADININ NE OLMASI GEREKTİĞİ KONUSUNU ÇOK DA ŞEY ETMİYORSA, işte o grup rahatsızdır. Grup başta AXIS OF PERDITION olarak kurulmuştu. Sonra 2004’te THE AXIS OF PERDITION oldular. Sonra 2019’da AN AXIS OF PERDITION’a dönüştüler. Bunda sorun yok, değişiklik olur. Ama şu an baktığımızda grupla ilgili her yerde farklı bir isimle karşılaşıyoruz.
Metal-Archives sayfalarında AN AXIS OF PERDITION yazıyor, Spotify’da THE AXIS OF PERDITION, Facebook sayfalarında AN AXIS OF PERDITION, ama aynı Facebook sayfasının tepesindeki yeni albüm görselinde AXIS OF PERDITION yazıyor. Wikipedia ve Discogs sayfalarında ise THE AXIS OF PERDITION… Şu tutarlılığı sağlayamayan, sağlamak için kasmayan adam net rahatsızdır aga. Net yani.
Tabii grubun adıyla ilgili bu abukluk olmasaydı da AN AXIS OF PERDITION’ın sıkıntılı olduğunu görmek için sadece bir şarkılarını dinlemek yeterli olurdu. Bu adamlar 2000-2010 arasını birbirinden sağlam albümlerle geçirdiler ve gizli kalmış cevher klasmanında kendilerine yer buldular. Sonra uzunca bir süre albümsüz geçirdikten sonra 13 yıllık bir aranın ardından yeni albümleri “Apertures” ile geri döndüler.
Bu geri dönüş esasında çok önemli bir şey, zira AN AXIS OF PERDITION ciddi anlamda farklı bir grup. Sitemiz takipçilerinden vatay’ın yeni albümle ilgili yorumundaki “uzun süredir albüm beklediğim manyaklar” ve “tam da yıl sonu listemi bitirmişken tokat yemiş gibi oldum” ifadeleri kesinlikle doğru. Adamlar gerçekten de manyak ve gerçekten de yıl sonu listelerini kirletecek bir işle dönmüşler.
AN AXIS OF PERDITION’ın yaptığı endüstriyel black metali kendi adıma en iyi şöyle tanımlayabilirim: ben endüstriyel black metalden hoşlanmıyorum, bu türü icra eden çok çok az sayıda grubu seviyorum ve AN AXIS OF PERDITION da bu grupların başında geliyor. Sanırım yeterli olmuştur.
Yaptıkları müziği tanımlamak için bazı referanslar kullanacak olursam, BLUT AUS NORD’un bazı kafalarını net şekilde en öne koyabiliriz. AN AXIS OF PERDITION da BLUT AUS NORD’un tekinsiz huzursuzluklarına benzer kafada müzik yapıyor. Bunun yanı sıra yer yer MAYHEM’in “The Grand Decleration of War”da kullandığı sikimsonik işleri de yine müziklerinin psikopatlık boyutunu artırmak için kullanıyorlar.
“Apertures”a karakter katan ve çoğu grubun elinde sadece bir detay olarak kalacakken AN AXIS OF PERDITION’ın gözetiminde albümün, müziğin önemli araçlarından birine dönüşen bir diğer şey de albümde kullandıkları efektler. Bu konuda AN AXIS OF PERDITION’ın türünün en iyi örneği olabileceğini düşünüyorum. “Chant of the Worshipful Play”in 4.25’ten itibaren olaya dâhil olan sürtünen metal sesleri falan ciddi rahatsızlık. Bu tarz şeyleri her grup böyle doğru kullanamaz, takdir etmek lazım.
Bunların dışında, AN AXIS OF PERDITION’ı iyi yapan şey endüstriyel olayları, efektleri, aralara giren korkunçlu ambient pasajları falan hep besteyi güçlendirmek için kullanmaları. Bunu şöyle açıklayabilirim, AN AXIS OF PERDITION müziğindeki tüm endüstriyel unsurları, efektleri, ambient olayları tamamen çıkarsa da yine mükemmel bir black metal albümü yapabilecek bir grup. Dolayısıyla AN AXIS OF PERDITION’ın olayını var eden şey bu yan ögeler değil. AN AXIS OF PERDITION’ın müzikal kimliği sadece black metale eklemlenen bu ilginçlikler üzerinden yorumlanabilecek bir müzik değil. Her şeyi anlamlı, değerli ve tehditkâr kılan da bu işte.
“Apertures” son derece huzursuz, şizofren, ruh hastası bir albüm. Bu tür pek çok albüm var, ama “Apertures”ın iyi olmasını sağlayan bu özelliklerinin son derece müzikal, akıcı, zekice bir bağlamda yansıtılıyor oluşu. Albümü dinlerken, bu müziği özellikle kasmadan, kendilerini çok da zorlamadan yazdıklarını hissedebiliyorsunuz. Bu da işte bir albümün iyiden çok iyiye, “özgün”den “özel”e yükselmesini sağlayan başlıca kıstas.
AN AXIS OF PERDITION, iyi ki geri döndün. Seni hiç göğüste yumuşatmadan, gelişine vurup yıl sonu listelerine doğru uğurluyorum.
Kadro Brooke Johnson: Vokal, gitar, bas
Michael Blenkarn: Klavye, programlama, gitar
Şarkılar 1. Corrupted Pulse
2. Metempsychosis
3. The Undercity Await
4. Chant of the Worshipful Prey
5. Sewer of Lethe
6. The Truth Is There to Tear Apart
7. Unimaginable Depths
8. Private Acts of Abnegation
9. Flesh Underfoot
10. I Am Odium
“The band’s music and artwork are heavily influenced by the Silent Hill horror game series.”
Albümdeki tek sayıdan oluşan parçalar, herhangi bir Silent Hill OST’sindeki atmosferik track’lerin havasını taşıyor. Adamların Silent Hill ve dolayısıyla Akira Yamaoka’dan ağır etkilendikleri belli harbiden de.
Endüstriyel black metalle ilişkisi sadece Throns ile sınırlı olan ve grupla ilk defa bu albümle tanışan birisi olarak albüme bayıldım. Gerçekten o kadar hastalıklı bir albüm ki 10 tane özürlü evladı bir araya gelse yine de böyle bir iş yapamaz.
“The band’s music and artwork are heavily influenced by the Silent Hill horror game series.”
Albümdeki tek sayıdan oluşan parçalar, herhangi bir Silent Hill OST’sindeki atmosferik track’lerin havasını taşıyor. Adamların Silent Hill ve dolayısıyla Akira Yamaoka’dan ağır etkilendikleri belli harbiden de.
20.12.2024
@Ouz, Şerefsizim aklıma gelmişti.
Oyunun üstüne günlerdir sh2 ost dinliyorum. Bir ara bu albüme de bakayım.
Endüstriyel black metalle ilişkisi sadece Throns ile sınırlı olan ve grupla ilk defa bu albümle tanışan birisi olarak albüme bayıldım. Gerçekten o kadar hastalıklı bir albüm ki 10 tane özürlü evladı bir araya gelse yine de böyle bir iş yapamaz.
Son anda gelen ve listelere dahil etmediğim bir diğer albüm: Aara – Eiger
İkisi de çok iyi.