Grupların sıfırdan zirveye çıkma yolculuğu söz konusu olduğunda metal tarihinde SEPULTURA’nın yaptığını yapabilen çok ama çok az grup olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Almanya’da maden ocağında çalışan işçiler, Birmingham’da tren raylarını döşeyen çalışanlar, İsveç’te limanda gemilere mal taşıyan çalışanlar zaman içerisinde metal tarihine geçen gruplarla karşımıza çıktılar, başarı öyküleri yazdılar.
Kimisi böyle zorluklar yaşamıyordu belki, ama Yunanistan gibi küçük bir yerde Hellenic Black Metal diye sahne oluşturmayı başardı, kimisiyse başka hiçbir grubun adının bilinmediği Portekiz gibi bir yerden çıkıp bir türün öncülerinden oldu.
SEPULTURA ise bambaşka bir konu. Bir üçüncü dünya ülkesinden çıkan en büyük grup olarak metal tarihine geçen SEPULTURA, 1984’te yola çıkıp 1985’te “Bestial Devastation”la açılışı yaptıktan sonra, tarihler 1986’yı gösterdiğinde ilk albümü “Morbid Visions”ı çıkardı.
Dün yayınladığımız CELTIC FROST – “Morbid Tales” incelemesini yazarken ya da yazdıktan sonra aklıma gelmeyen, gerçekten de arka arkaya gelmeleri tesadüf olan bu iki çalışma, esasında dünyanın iki farklı yerindeki iki grubun, biri İsviçre’nin konforundan biri Brezilya’nın o dönemki imkânsızlıklarından çıkan iki grubun metal tarihine geçme hırsını gösteren çok önemli yapıtlardı.
Elbette ki “Morbid Visions” “Morbid Tales” gibi ilham veren değil, kendisi ilham alan bir işti. Çok büyük imkânsızlıklar içerisinde, aşırı amatör bir yaklaşımla kaydedilmiş ve tamamıyla saf bir heyecan, azim ve gazla çıkarılmıştı. “Morbid Visions”ı bu açıdan değerlendirmek gerek, zira bu albüm gerçekten de öyle “ilk albümden neler yapmışlar be helal olsun” denecek kalibrede bir çalışma değil. İlham kaynaklarını çok net belli eden, pek çok yanlış içeren, sadece samimi bir metal aşkıyla ortaya konmuş bir eser.
“Morbid Visions”a baktığımızda çok kötü bir prodüksiyon ve bu yeterli değilmiş gibi işleri daha da sarpa sardıran kimi detaylar görüyoruz. Bunların başında grubun kayıt sürecine girerken gitarlarını akort ettikten sonra, ikinci, üçüncü gün tekrar kayda başladıklarında gitarlarını akort etmeyi akıl etmemeleri gibi “nasıl yani?” dedirten olaylar geliyor. Albümdeki bazı şarkılarda Max Cavalera’nın gitarıyla Jairo T.’nin gitarının akordu tutmuyor.
“Morbid Visions”ın asıl olayı ise elbette ki SEPULTURA’nın o dönemde etkilendiği herkesten izler taşıması. Albüm zaten adını ve müzikal yapısının bir kısımını CELTIC FROST’un “Morbid Tales” EP’sinden alıyor. Bunun dışında sound ve beste yapısı olarak HELLHAMMER’ın “Apocalyptic Raids” EP’si, POSSESSED’in “Death Metal” demosu ve “Seven Churches”ından, DEATH’in “Infernal Death” de dâhil ilk dönem işlerinden, muhtemelen MANTAS demolarından izler taşıdığını görüyoruz. Mesela “Funeral Rites” ve “Crucifixion”da ilk dönem DEATH etkisi rahatlıkla görülebiliyor. Şarkı sözlerinde de VENOM ve CELTIC FROST etkileri var. Gruptakilerin o sırada hiç İngilizcesi olmadığından sözlükten kelime kelime bakarak bir şeyler oluşturmaya çalışmışlar.
Ne var ki “Morbid Visions” tüm bu durumlarına rağmen yok sayılması, “o da öyle bir çocukluk heyecanıydı” denemeyecek kadar önemli bir yapı taşı. Metal açısından, ekstrem metal açısından değil, ancak SEPULTURA’nın sonradan dönüşeceği şey için son derece önemli bir atlama rampası. Bu albümün ardından gelen “Schizophrenia”da grubun bir anda nasıl seviye atladığını, “Beneath the Remains”de metal tarihine geçtiğini, “Arise” çıktığında ise “SLAYER mı SEPULTURA mı?” yorumlarının dahi yapıldığını unutmayalım.
Sepultura’nın death metal grubu olduğu zamanlar :)
Şu gençlerin fotosuna baktığımızda eminim çoğumuz lise zamanında kurduğumuz gruplar akla getirdi. Necatibey Kız Lisesi’nin karşısında yıkık kilisede (restore edildi sonradan) yırtık kotlar, deri montlar, zincirler ile çekilen bir fotoğraf gibi. Gitarı do’ya düşürmeden mi’de isveç death metali çalma gibi çömezlikler…
Laneth’in bir sayısında rahmetli Çağlan bu albüm cd’sinde yer alan ağaçlar altındaki grup fotosunu basmış ve sormuştu, “bu çömezleri tanıdınız mı” diye, bilene bir sonraki sayıda bir şey hediye etmişti, hatırlamıyorum.
Almanların Excoriate isimli bir death metal grubu var, 2009 tarihli “On Pestilent Winds” isimli albümlerini (tek albümleri var zaten) dinleyin muhakkak, Sepultura – Mayhem coverı 10 numara 5 yıldız.
@Scream Bloody Gore, İnsanlık tarihinin nasıl bir dönemine denk geldiysek herşey baş döndürücü bir hızda oluyor artık. 30 sene evvel biri bana dünyada çıkan tüm müziklere istediğin zaman ulaşabileceksin deseydi hassiktir derdim en hafif ifadeyle. Fakat bir albümün içine girmek o albümle bir bağ oluşturmakta bir o kadar zorlaştı sanki. Tabi yaşın da etkisi var ama şimdi oğluma bakıyorum bir dinlediğini bir daha dinlemiyor. Halbuki bir albümü aylarca dinlediğim olurdu. Şimdi o albümü ne zaman dinlesem o zamana geri dönüyorum. Herşey hızlandı ve duyguya vakit kalmadı gibi hissediyorum biraz. Sanki onların böyle anıları olmayacak gibi geliyor ,üzülüyorum.
@Pneuma, Ne kadar zordu o zaman duyduğumuz bazı albümlere ulaşmak, yurtdışına gidenlere köpek gibi yalvarırdık gelirken bana şunu bunu getir lütfen diye… cdlere kasetlere verdiğimiz paralar ile rahat ev alırdık o zaman (belki de 2 ev).
Yaşadığımız tam şu anki zaman diliminde kesin bir sıkıntı var, katılıyorum. Şu anki imkanlar ben 10 yaşında iken olsaydı kesin manyak bir gitarist olurdum. Ama şimdi burada bilinç ile alakalı bir sorun var, Kali Yuga zamanı olarak adlandırıyor bazı ezoterik mistik çevreler (pek haz etmesem de onlardan bu konuda hak veriyorum), “bilgiye ulaşmak elinizi uzatıp almak kadar kolay olacak ama o zamanda kimse bilgiye itibar da etmeyecek”, bu söz buraya tam oturdu galiba. Herşeyin yavaş yavaş içinin boşaltılması derin konu, uzar.
@Boba Fett, Beneath the Remains ve Arise. Aslında bu albüm diğer Sepultura albümlerinin yanında çok çömez ve amatör kalıyor fakat o sert ve doğal yapısını çok seviyorum.
@BK, İlginçtir o çiğ hali daha çok seven hatta demoları daha çok seven insanlar var, bu yüzden şaşırmadım. Ben mesela çok bağ kuramazsam ya da çok çok iyi değilse pek hoşlanmam.
@Boba Fett, Zevkler elbette kişiden kişiye değişir. Ben bu tarz çiğ yapıtları ve demoları doğal ve samimi bulduğum için beğeniyorum. Fakat hoşlanmayan birisine de saygım sonsuz.
Sepultura’nın death metal grubu olduğu zamanlar :)
Şu gençlerin fotosuna baktığımızda eminim çoğumuz lise zamanında kurduğumuz gruplar akla getirdi. Necatibey Kız Lisesi’nin karşısında yıkık kilisede (restore edildi sonradan) yırtık kotlar, deri montlar, zincirler ile çekilen bir fotoğraf gibi. Gitarı do’ya düşürmeden mi’de isveç death metali çalma gibi çömezlikler…
Laneth’in bir sayısında rahmetli Çağlan bu albüm cd’sinde yer alan ağaçlar altındaki grup fotosunu basmış ve sormuştu, “bu çömezleri tanıdınız mı” diye, bilene bir sonraki sayıda bir şey hediye etmişti, hatırlamıyorum.
Almanların Excoriate isimli bir death metal grubu var, 2009 tarihli “On Pestilent Winds” isimli albümlerini (tek albümleri var zaten) dinleyin muhakkak, Sepultura – Mayhem coverı 10 numara 5 yıldız.
03.03.2025
@Scream Bloody Gore, Igor’un Igor olduğu çok belli bence. :)
03.03.2025
hastasıyız Igor babanın… Symptom of the Universe coverı dinleyesim geldi, açayım hemen
04.03.2025
@Scream Bloody Gore, İnsanlık tarihinin nasıl bir dönemine denk geldiysek herşey baş döndürücü bir hızda oluyor artık. 30 sene evvel biri bana dünyada çıkan tüm müziklere istediğin zaman ulaşabileceksin deseydi hassiktir derdim en hafif ifadeyle. Fakat bir albümün içine girmek o albümle bir bağ oluşturmakta bir o kadar zorlaştı sanki. Tabi yaşın da etkisi var ama şimdi oğluma bakıyorum bir dinlediğini bir daha dinlemiyor. Halbuki bir albümü aylarca dinlediğim olurdu. Şimdi o albümü ne zaman dinlesem o zamana geri dönüyorum. Herşey hızlandı ve duyguya vakit kalmadı gibi hissediyorum biraz. Sanki onların böyle anıları olmayacak gibi geliyor ,üzülüyorum.
04.03.2025
@Pneuma, Ne kadar zordu o zaman duyduğumuz bazı albümlere ulaşmak, yurtdışına gidenlere köpek gibi yalvarırdık gelirken bana şunu bunu getir lütfen diye… cdlere kasetlere verdiğimiz paralar ile rahat ev alırdık o zaman (belki de 2 ev).
Yaşadığımız tam şu anki zaman diliminde kesin bir sıkıntı var, katılıyorum. Şu anki imkanlar ben 10 yaşında iken olsaydı kesin manyak bir gitarist olurdum. Ama şimdi burada bilinç ile alakalı bir sorun var, Kali Yuga zamanı olarak adlandırıyor bazı ezoterik mistik çevreler (pek haz etmesem de onlardan bu konuda hak veriyorum), “bilgiye ulaşmak elinizi uzatıp almak kadar kolay olacak ama o zamanda kimse bilgiye itibar da etmeyecek”, bu söz buraya tam oturdu galiba. Herşeyin yavaş yavaş içinin boşaltılması derin konu, uzar.
Şimdi bir ibnelik yapıp Morbid Visions’ın en sevdiğim 3 Sepultura albümünden birisi olduğunu söyleyeceğim :)
04.03.2025
@BK, diğer ikisi nedir?
04.03.2025
@Boba Fett, Beneath the Remains ve Arise. Aslında bu albüm diğer Sepultura albümlerinin yanında çok çömez ve amatör kalıyor fakat o sert ve doğal yapısını çok seviyorum.
04.03.2025
@BK, İlginçtir o çiğ hali daha çok seven hatta demoları daha çok seven insanlar var, bu yüzden şaşırmadım. Ben mesela çok bağ kuramazsam ya da çok çok iyi değilse pek hoşlanmam.
04.03.2025
@Boba Fett, Zevkler elbette kişiden kişiye değişir. Ben bu tarz çiğ yapıtları ve demoları doğal ve samimi bulduğum için beğeniyorum. Fakat hoşlanmayan birisine de saygım sonsuz.
06.03.2025
@Boba Fett, başka bir forumda sizinle aynı kullanıcı ismine sahip birisi tam olarak böyle birisiydi