İnanılmaz bir albümle, akıl almaz bir ilk albümle karşı karşıyayız. Bu albümü bugüne dek nasıl yazmamışım, bunca yıldır nasıl ertelenmiş gerçekten inanmak zor. Aslında ara ara aklıma geliyordu, ancak nasıl olduysa hep ertelemişim. Normalde siteye ilk kazandırılacak albümlerden biri olması gerekirdi, çünkü hiç tartışmasız, tertemiz 10/10 bir albümden bahsediyoruz. Bakın yazıya ne kadar dağınık, plansız programsız girdim, fark etmişsinizdir. Of, övecek çok fazla şey var cidden, gelin başlayalım.
Aslında başlamadan önce ilgili albümün çıktığı yıla bir gidelim ve 1984’te çıkan bazı albümleri analım.
JUDAS PRIEST – “Defenders of the Faith”, METALLICA – “Ride the Lightning” IRON MAIDEN – “Powerslave”, ANTHRAX – “Fistful of Metal”, DIO – “The Last in Line”, MERCYFUL FATE – “Don’t Break the Oath”, BATHORY – “Bathory”, CELTIC FROST – “Morbid Tales”, HELLHAMMER – “Apocalyptic Raids” EP, SLAYER – “Haunting the Chapel” EP, METAL CHURCH – “Metal Church”, YNGWIE MALMSTEEN – “Rising Force”, MANOWAR – “Sign of the Hammer”, RATT – “Out of the Cellar”, QUEENSRŸCHE – “The Warning”, DEEP PURPLE – “Perfect Strangers”, RUSH – “Grace Under Pressure”, SCORPIONS – “Love at First Sting”, TROUBLE – “Psalm 9”, TWISTED SISTER – “Stay Hungry”, VAN HALEN – “1984”, VENOM – “At War with Satan”, W.A.S.P. – “W.A.S.P.”, daha niceleri…
Arkadaşlar bu sapkınlıktır. Bu insanın aklıyla dalga geçmektir. Bu belli ki Amerikan gizli servisinin birtakım gençleri hayattan koparıp bu müziğe bağımlı hâle getirmek için uyguladığı bir ali cengiz oyunudur. Yoksa şöyle bir yılın altından hiçbir metalci sağlam çıkamaz, işine gücüne, ailesine odaklanamaz. Mümkünatı yok.
METAL CHURCH böyle bir yılda metal tarihinin en iyi ilk albümlerinden biri olduğunu düşündüğüm kendi adını taşıyan albümüyle girdi ortamlara. Albümdeki şarkılardan dördü önceki demolarda yayınlanan şarkılardı ve bunların yanına efsane eklemeler yaparak muazzam bir işe imza atmışlardı. Esasında ilk albümler özelinde değerlendirildiğinde, çok haddimi aşmak istemiyorum ama Big 4’da yer alan grupların çoğunun ilk albümünden daha iyi bir giriş yapmışlardı piyasaya. Sadece ilk şarkı “Beyond the Black”ten bile bu görülebiliyordu. “Beyond the Black” bir metal grubunun kariyerini başlatacağı en iyi şarkılardan biriydi.
Kapağı bile metal tarihindeki yerini almasına yeten “Metal Church”, şarkılar ilerledikçe görüldüğü üzere hakikaten çok ender rastlanabilecek bir kalite düzeyi sunuyor. Rifler mükemmel, melodiler son derece akılda kalıcı, ne yazık ki 2023 yılında aramızdan ayrılan davulcu Kirk Arrington efsane bir performansa imza atıyor, yine ne yazık ki 2005’te hayata gözlerini yuman vokalist David Wayne metal vokalistliği dersi veriyor. Sololar mükemmel, prodüksiyon canlı, groove dersen var, yırtıcılık var, kısacası albümde yok yok ve duyduğumuz her şey METAL CHURCH’ün daha ilk albümünden resmen destan yazmasını sağlıyor.
Albümdeki müzik thrash metal ve Amerikan usulü power metal arasında bir yerde duruyor. Saf thrash metal değil, ICED EARTH, JAG PANZER tarzı ABD power metali de değil, bu ikisinin bir harmanı ve genel anlamda çok yırtıcı ve kodu mu oturtan heavy metal etkileriyle başından sonuna doyumsuz bir müzik barındırıyor. Aynı dönemin gruplarından HELSTAR ve LIEGE LORD gibi isimleri de akıllara getiren bir karakterden söz edebiliriz. Ne var ki bu müzikal anlayışın içine kattıkları bir dolu başka güzellik de var. Mesela albümün çıkışından iki yıl önce demo olarak çıkan “Hitman”de hissedilen RUSH dokunuşları METAL CHURCH’ün cebinde daha pek çok zenginlik olduğunu gösteriyor. Benzer şekilde “(My Favorite) Nightmare”in 1.30’da başlayan IRON MAIDEN’vari enfes melodik kısımları ve “Gods of Wrath”in baştan sona bir metal klasiği olmaya aday yapısı da albümün en lezzetli anlarından.
Gitarların ve davulun şov yaptığı bu ortamda rahmetli David Wayne’in vokallerinden de bahsedecek olursak, kendisi gerçekten müthiş bir metal vokalistliği sergiliyor. Neden bilmem, bana heavy metal söyleyen Geddy Lee gibi bir his veriyor. Misal RUSH’ın “Caress of Steel” albümünü dinlerseniz, Lee’nin o erken dönem RUSH albümlerindeki heyecanını Wayne’in bu albümdeki heyecanıyla benzeştiriyorum. Tabii ki çok daha sert, kırçıllı bir metal vokalinden bahsediyoruz. Yer yer akıllara ONSLAUGHT’tan Sy Keeler’ı anımsatan bir hırçınlık düşünülebilir.
METAL CHURCH bu albümün ardından sırasıyla “The Dark”, “Blessing in Disguise”, “The Human Factor” ve “Hanging in the Balance” şeklinde dört tane daha çok iyi albüm çıkardı. Bunların tamamı mutlaka dinlenmesi gereken albümler. Ne var ki çıktığı yıl, ilk albüm oluşu, ikonik kapağı gibi çeşitli detaylardan ötürü METAL CHURCH’ün metal tarihine geçen en tepedeki başyapıtı her zaman “Metal Church” olacaktır. Gerçekten de inanılmaz bir ilk albüm, metal adına kusursuz bir kırk iki dakika, her şeyiyle bir klasik.
Kadro David Wayne: Vokal
Kurdt Vanderhoof: Gitar
Craig Wells: Gitar
Duke Erickson: Bas
Kirk Arrington: Davul
Şarkılar 1. Beyond the Black
2. Metal Church
3. Merciless Onslaught
4. Gods of Wrath
5. Hitman
6. In the Blood
7. (My Favorite) Nightmare
8. Battalions
9. Highway Star (DEEP PURPLE cover)
“Metal Church” şarkısını, 14 yaşındayken, ilk duyduğum zamanı hatırlıyorum. Daha girişten atmosferi veriyordu, hiçbir şeye benzemiyordu dinlediğim. Sonra o sözler bir girdi…
“Many, many years ago on a distant shore
Men did gather secretly beyond a hidden door
They travelled long and travelled far
Dark into the night
Yes, this is the place they’ve chosen
To build the Metal site.”
Duyar duymaz beynimin içinden sürekli “hassiktir be” “oha” “fuck yeah” “yürü beee” sesleri yankılanıyordu. Öyle çok seviyorum ki bu albümü.
Albümle aynı isimdeki parçayı çok dinlerdim eskiden. Bazı grupların tek şarkısına takılıyorum ama merak edip albümlerini baştan sona dinlemiyorum. Mesela Grave Digger, Manowar.
Geç tanışılan ama çok sevilen gruplardan, the Dark favorim ama bunu en az onun kadar severim (kapağı ikonik bence).
10 puan çalışır benden.
Geç tanışma faslına gelince…
Götünden bir şey uyduranlardan bir gün (serkan lavuğuna ithafen)… kasetçi vitrininde Metal Church – Blessing in Disguise görünür. İki kaset alacak para vardır, W.A:S.P. – Headless Children’da karar kılınır. İkincisi Metal Church olacak iken dümbük seko “ooooluumm bunlar hıristiyanlık propagandası yapıyor, vatikan kurdurmuş bu grubu” diye bok atar kenef ağzından, neticede ikinci kaset Iron Maiden – No Prayer for the Dying (en kötü Maiden albümü zannımca) olur maalesef.
@Ahmet Saraçoğlu, dümbüğe çok sonradan bunu hatırlattığımda “oooluumm sen yanlış anlamışsın, ben Stryper demişimdir” diye kıvırmıştı :) he he canım…
Vatican metal sux :)))
“Bazen sizin de dinlediğiniz şeyin mükemmelliği karşısında camı pencereyi açıp mahalleye “METAL ULAAAAAAAN!!!” diye bağırasınız geliyor mu?”…. Angel of Death’i ilk dinlediğimde peşpeşe 3-5 sefer çaldırdım, sonra başa sarıp volümü kökleyip başlattım ve pencereyi açıp Çobanbey caddesine karşı Araya ile senkronize çığlığı bastım, analı kızlı iki garibanın ödü koptu. Deicide – Sacrificial Suicide’da da buna benzer bir şey oldu, ama arabada oldu.
Bu albüm bir klasik! Her genç metalcinin bu tür klasikleri yalayıp yutması şarttır. Hiç sağa sola sapmadan belli bir klasta albüm çıkarmaya devam ediyorlar.
efsane albümdür benim için. ayda bir kere dinlerim. 30 yıl kadar önce Türkiye’de bulamayıp, Almanya’dan cdsini ısmarlamıştım. o ilk baskıdan başka da baskı yapılmadı sanırım.
Efsane album. Özellikle Metal Church şarkısı önce bateri sonrasında gitar riff in oluşturduğu groovy hava dönemi açısından düşününce çok yaratıcı ve ilham verici
@Ahmet Saraçoğlu, abi sende nasıl bir hafıza var, beynine kazımışsın resmen, yoksa nerden bulacaksın bu benzerliği…. feedbackli bekleyişten sonra kazımalı giren gitarlar tıpatıp.
lisede bir okul gezisinde kankamda görmüştüm. hep duyardım grubu. Kibarca(!) rica edip aldım. Yol boyu dinledim. 1 saat yetmedi hiç. İstediğimde de vermedi piç. Sadece 3 kasetini hacamat etmiştim oysa. Beğenmiştim çok ama ertesi gün Suicidal, Gorefest ve Death kasetleri gelince aklım çıktı haliyle unuttum gitti. Taaa 10 sene sonra falan hatırladım David Wayne i duyunca. böyle bir albüm dinlemiştim ben diye. Dinledim bu sefer 1 hafta falan. Sonra gene unuttum. Şimdi gene hatırladım gene dinliyorum. Ne albümmüş be. Bu kadar sene sonra müzik zevkleri de değişiyor ve gelişiyor haliyle. O zamanlar fark edilmeyen bir sürü ayrıntı geliyor kulaklara.
Bu eski albümler amma çok şey hatırlatıyor insana yaa. O herif kim bilir nerede şimdi ?
Bu albümün girişini Metal’e yabancı birine dinletmek, tepkisini görmek istiyorum. Merak ediyorum, beğenmeme ihtimali olabilir mi? Dünyanın en seksi açılışı.
“Metal Church” şarkısını, 14 yaşındayken, ilk duyduğum zamanı hatırlıyorum. Daha girişten atmosferi veriyordu, hiçbir şeye benzemiyordu dinlediğim. Sonra o sözler bir girdi…
“Many, many years ago on a distant shore
Men did gather secretly beyond a hidden door
They travelled long and travelled far
Dark into the night
Yes, this is the place they’ve chosen
To build the Metal site.”
Duyar duymaz beynimin içinden sürekli “hassiktir be” “oha” “fuck yeah” “yürü beee” sesleri yankılanıyordu. Öyle çok seviyorum ki bu albümü.
Albümle aynı isimdeki parçayı çok dinlerdim eskiden. Bazı grupların tek şarkısına takılıyorum ama merak edip albümlerini baştan sona dinlemiyorum. Mesela Grave Digger, Manowar.
bu albüm bir başkadır
10 yıldız dışında puan veren gerçekten dinlememiştir
Geç tanışılan ama çok sevilen gruplardan, the Dark favorim ama bunu en az onun kadar severim (kapağı ikonik bence).
10 puan çalışır benden.
Geç tanışma faslına gelince…
Götünden bir şey uyduranlardan bir gün (serkan lavuğuna ithafen)… kasetçi vitrininde Metal Church – Blessing in Disguise görünür. İki kaset alacak para vardır, W.A:S.P. – Headless Children’da karar kılınır. İkincisi Metal Church olacak iken dümbük seko “ooooluumm bunlar hıristiyanlık propagandası yapıyor, vatikan kurdurmuş bu grubu” diye bok atar kenef ağzından, neticede ikinci kaset Iron Maiden – No Prayer for the Dying (en kötü Maiden albümü zannımca) olur maalesef.
21.02.2025
@Scream Bloody Gore, Vatikan: “Bir metal grubu kurdurmalıyız.”
21.02.2025
@Ahmet Saraçoğlu, dümbüğe çok sonradan bunu hatırlattığımda “oooluumm sen yanlış anlamışsın, ben Stryper demişimdir” diye kıvırmıştı :) he he canım…
Vatican metal sux :)))
“Bazen sizin de dinlediğiniz şeyin mükemmelliği karşısında camı pencereyi açıp mahalleye “METAL ULAAAAAAAN!!!” diye bağırasınız geliyor mu?”…. Angel of Death’i ilk dinlediğimde peşpeşe 3-5 sefer çaldırdım, sonra başa sarıp volümü kökleyip başlattım ve pencereyi açıp Çobanbey caddesine karşı Araya ile senkronize çığlığı bastım, analı kızlı iki garibanın ödü koptu. Deicide – Sacrificial Suicide’da da buna benzer bir şey oldu, ama arabada oldu.
JUST GOLD.
Bu albüm bir klasik! Her genç metalcinin bu tür klasikleri yalayıp yutması şarttır. Hiç sağa sola sapmadan belli bir klasta albüm çıkarmaya devam ediyorlar.
22.02.2025
@Boba Fett, hiç metal church albümüm olmadı valla gayet de metalciydik yani 😁
22.02.2025
@Bliss, Metal Çurç terk.
efsane albümdür benim için. ayda bir kere dinlerim. 30 yıl kadar önce Türkiye’de bulamayıp, Almanya’dan cdsini ısmarlamıştım. o ilk baskıdan başka da baskı yapılmadı sanırım.
Efsane album. Özellikle Metal Church şarkısı önce bateri sonrasında gitar riff in oluşturduğu groovy hava dönemi açısından düşününce çok yaratıcı ve ilham verici
Metal Church şarkısının 1.00′de başlayıp devam eden kısmıyla Gorefest – For the Masses’ın sonundaki efsane bölümü birbirine benzetirim hep.
1.00
https://www.youtube.com/watch?v=vBP_mdB2RUE
3.10
https://www.youtube.com/watch?v=g1YH7PFy3no
22.02.2025
@Ahmet Saraçoğlu, abi sende nasıl bir hafıza var, beynine kazımışsın resmen, yoksa nerden bulacaksın bu benzerliği…. feedbackli bekleyişten sonra kazımalı giren gitarlar tıpatıp.
helal olsun.
22.02.2025
@Ahmet Saraçoğlu, gorefest demisken ve klasikleri incelerken, soul survivor incelemesi eksikmis sitede
22.02.2025
@Yunus, doğru, onu da yazarız.
1984 için çok manyak bir albüm bu ya
lisede bir okul gezisinde kankamda görmüştüm. hep duyardım grubu. Kibarca(!) rica edip aldım. Yol boyu dinledim. 1 saat yetmedi hiç. İstediğimde de vermedi piç. Sadece 3 kasetini hacamat etmiştim oysa. Beğenmiştim çok ama ertesi gün Suicidal, Gorefest ve Death kasetleri gelince aklım çıktı haliyle unuttum gitti. Taaa 10 sene sonra falan hatırladım David Wayne i duyunca. böyle bir albüm dinlemiştim ben diye. Dinledim bu sefer 1 hafta falan. Sonra gene unuttum. Şimdi gene hatırladım gene dinliyorum. Ne albümmüş be. Bu kadar sene sonra müzik zevkleri de değişiyor ve gelişiyor haliyle. O zamanlar fark edilmeyen bir sürü ayrıntı geliyor kulaklara.
Bu eski albümler amma çok şey hatırlatıyor insana yaa. O herif kim bilir nerede şimdi ?
Bu albümün girişini Metal’e yabancı birine dinletmek, tepkisini görmek istiyorum. Merak ediyorum, beğenmeme ihtimali olabilir mi? Dünyanın en seksi açılışı.
Yaşım 38. Grubu ve albümü ilk kez dinledim. Benim ayıbım olsun. Çok çok iyilermiş.