DECAPITATED… Sana saygımız büyük, “Winds of Creation” da daha sakalı çıkmamış çocuklar tarafından yapılış olması dolayısıyla inanılmaz bir ilk albüm, ama konu çocuk yaşta yapılan başyapıtlar olduğunda koltuğa DEATH ANGEL’dan başkasının oturtulması haksızlık olacaktır.
DEATH ANGEL’la ilgili çok fazla ilginçlik var. Baştan gidecek olursak, grup tamamı kuzen beş tane Filipin asıllı çocuk tarafından kuruluyor. Çocuktan kastım yetenekli liseliler değil. Grup 1982 yılında kurulduğunda davulcu Andy Galeon ON YAŞINDA. On evet. İlk albümleri “The Ultra-Violence” çıktığı sırada da henüz 15 yaşına basmamış ve diğer elemanların tamamı da 20 yaşının altında.
Bu gibi sıra dışı olaylara zaman zaman rastlıyoruz. DECAPITATED örneği hepimizin malumu. Jason Becker efsanevi ilk albümü “Perpetual Burn”ü çıkarıp solo gitar albümlerine çığır atlattığında henüz 19 yaşında bile değildi. Jon Nödtveidt DISSECTION’in ilk EP’si “Into Infinite Obscurity” çıktığında 16, melodik death/black metalin kurallarını belirlediği “The Somberlain” çıktığında ise 18 yaşındaydı.
Ne var ki bir gruptaki beş kişinin birden bu kadar çocuk olup bu kadar iyi bir albüm yapması noktasında DEATH ANGEL gerçekten de bambaşka bir yerde duruyor. Onu da geçtim, bu beş çocuğun dördünün birinci dereceden, vokalist Mark Osegueda’nın da ikinci dereceden kuzen oluşu nasıl bir olaydır? Bu çocukların tamamının o yaşlarda thrash metale gönül vermiş olması, DEATH ANGEL’ı kurmaları ve bir anda kendilerini sahnede bulmaları sülale içinde, aile yemeklerinde nasıl konuşulmuştur acaba, çok merak etmiyor değilim.
“The Ultra-Violence”a gelirsek, albüm o yaştaki çocuklar için gerçekten de son derece olgun, akılda kalıcı riflerle dolu, gayet iyi bir albüm. Bu kadar yaş muhabbeti yaptım ama 20’li veya 30’lu yaşlarında birileri tarafından çıkarılmış olsaydı da aynı övgü cümlelerini kurardım. Müzikal olarak METALLICA’nın “Kill ‘em All”da yaptığı şeyin %50 hızlandırılmış hâli başta olmak üzere SLAYER, EXODUS, ilk albüm MEGADETH gibi dönemin başlıca gruplarının yolundan giden bir grup var. Lakin “The Ultra-Violence” sadece hevesli bebeler tarafından çıkarılan anlık bir heyecandan çok daha fazlası.
Şarkılar sadece iyi rifler barındırmakla kalmıyor, gayet akıcı bestelere dönüşerek yukarıda bahsettiğim olgunluğun ışıklarını yakıyorlar. Misal klibi de olan “Voracious Souls”a bakın; bir anda durup araya clean gitar sokarak RUSH’a dönüştüğü kısa anlar gibi deneysel dokunuşlarla insanı resmen gülümsetmeyi başarıyor.
Diğer şarkılarda da amansız bir sürat ile boyun düşmanı groovy rifler arasında giden bir beste anlayışı var. Sololar abilerine öykündüklerini belli etseler de gayet yeterliler, davullar zaten 14 yaşında birisi için şok edici düzeyde üst düzey. Sadece iyi yazılmış olmaları değil, kondisyon olarak da hayret verici düzeyde yüksek performans isteyen cinsten. Vokaller genelde hep vahşi thrash metal karakterinde seyrediyor, ancak yer yer sonradan VEKTOR’da duyduğumuz tarzda çok tiz çığlıklarla da renklenebiliyorlar. Osegueda’nın bu tür çığlıklar atabilmesinin sebebi muhtemelen iyi ve yetenekli bir vokalist olmasından ziyade, o sırada ergenlik dönemindeki bir çocuk olması.
Hepsini bir araya getirdiğimizde DEATH ANGEL kesinlikle yaştan bağımsız olarak harika bir ilk albümle seksenlerin ikinci yarısının en iyi thrash metal debut’larından birine imza atmış ve kariyerine müthiş bir başlangıç yapmıştı. Sonrasında çıkardıkları albümlerin hiçbirini “The Ultra-Violence”ta yaptıklarıyla thrash metal tarihine adlarını tartışmasız şekilde yazdırmayı başardılar, bu yüzden de saygıyı hak ediyorlar.
Durumun ne kadar ilginç ve gerçek bir başarı öyküsü olduğunu görmek için yukarıdaki “Voracious Souls” klibine bakmak yeterli aslında. 14-19 yaş arası çocuklar, müthiş bir ilk albüm, gençlik ateşi, adrenalin dolu konserler, seksenler sonu Bay Area bölgesinin müthiş metal atmosferi, sadece şarkı isminin dört kez bağırılmasının yeterli olduğu nakaratlar ve hiç dolambaçlı yollara girmeyen çatır çatır thrash metal.
Bundan daha safı, daha samimisi belki bulunur, belki de bulunmaz.
@Ahmet Saraçoğlu, Andy Galeon’u öldü diye biliyordum. Niyeyse aklımda öyle yer etmiş. “Ahmet abi neden bahsetmemiş ki” diye Google’layınca yaşadığını öğrendim.
Ne kadar güzel bir şey oldu, normalde birini yaşıyor bilirsin, sonra ölür ya. Bu sefer ölü bildiğim biri zihnimde dirildi.
@Scream Bloody Gore, abi, Tankard yazısı aradım bulamadım sitede, gelir mi?… 92′de Bostancı’da konser sonrası yediğim dayağın hatırasına ben de Zombie Attack yada Chemical Invasıon için yazabilirim.
Vendetta – Brain Damage, Angel Dust – Into the Dark Past, Exumer – Possessed by Fire, Hirax – Raging Violence….. elbet olur bir gün, kadere inanırım, olacak olacak :)
Yavaş yavaş geliyordu, seziyorduk… ve sonunda karşımızda tüm zamanların en iyi debut thrash albümlerinden biri olan The Ultra-Violence’ın incelemesi! Andy Galeon şimdilerde The Ghost Next Door diye şaklaban bir grupta çalıyor ve neden Death Angel’ı bıraktığını da hiç bilemiyorum ama ne olursa olsun benim için Death Angel hep kendisi olacak. 14 yaşında, emsalleri ve kahramanlarıyla aşık atan bir müzisyen. Sağ olun gençler!
Davulcu Andy Galeon’un Death Angel kurulduğundaki 12 yaşındaki hâliyle Mustaine’in şu fotosunu çok seviyorum.
https://pbs.twimg.com/media/B6sQF5GIQAAx18A.jpg
Messi’nin bebek Lamine Yamal’ı yıkadığı fotoğraflar gibi ahah
10.02.2025
@Ahmet Saraçoğlu, Andy Galeon’u öldü diye biliyordum. Niyeyse aklımda öyle yer etmiş. “Ahmet abi neden bahsetmemiş ki” diye Google’layınca yaşadığını öğrendim.
Ne kadar güzel bir şey oldu, normalde birini yaşıyor bilirsin, sonra ölür ya. Bu sefer ölü bildiğim biri zihnimde dirildi.
Madem öyle keşke grupta kalaymış.
DECAPITATED ile başka bir benzerliği de en verimli çağlarında trafik kazası geçirip gruba ara vermeleri. Neyse ki bunda ölen olmadı
Oldukça kudretli bir albüm, gruba baktım da iki üye hariç kurucu kadrodan kimse kalmamış, dedeleri öldü galiba.
- Metal Endüstrisinde Çocuk işçi Kullanımında Emsalsiz Bir Örnek; Death Angel
- Çocuk Şarkıcılığında Türkiye Örneklemi; Ceylan ve Küçük İbo Vakası
10.02.2025
@OblomoV, Acıların çocuğunu da unutma :)))
11.02.2025
@Scream Bloody Gore, :D
Hakkaten, headlinerı unutmuşuz. Aklıma gelmedi nedense.
Ultra dehşet bir albüm…. helal olsun, en çok da bateriyi çalan çocuğa, 14 yaşında böyle taşşaklı olmak, omuzlara almalı.
11.02.2025
@Scream Bloody Gore, abi, Tankard yazısı aradım bulamadım sitede, gelir mi?… 92′de Bostancı’da konser sonrası yediğim dayağın hatırasına ben de Zombie Attack yada Chemical Invasıon için yazabilirim.
Vendetta – Brain Damage, Angel Dust – Into the Dark Past, Exumer – Possessed by Fire, Hirax – Raging Violence….. elbet olur bir gün, kadere inanırım, olacak olacak :)
11.02.2025
@Scream Bloody Gore, yazmak istediğin bir şey varsa yazabilirsin tabii ki. Önceden ne olduğunu söyle yeter.
saracoglu.ahmet@gmail.com üzerinden ulaşabilirsin.
11.02.2025
@Ahmet Saraçoğlu, gönderdim üstad, check edebilirsen sevinirim.
11.02.2025
@Scream Bloody Gore, buradan da eline sağlık. Cevap yazdım.
Yavaş yavaş geliyordu, seziyorduk… ve sonunda karşımızda tüm zamanların en iyi debut thrash albümlerinden biri olan The Ultra-Violence’ın incelemesi! Andy Galeon şimdilerde The Ghost Next Door diye şaklaban bir grupta çalıyor ve neden Death Angel’ı bıraktığını da hiç bilemiyorum ama ne olursa olsun benim için Death Angel hep kendisi olacak. 14 yaşında, emsalleri ve kahramanlarıyla aşık atan bir müzisyen. Sağ olun gençler!
Bu albümde çok fena Show No Mercy ve Killing is My Business duyan ben olamam herhalde :)
Act III de gelmeli.