Yıl olmuş 2025, bu sabaha kadar PasifAgresif’te “Flesh Cathedral” incelemesi yoktu, ben de black metalciyim diye geziyorum…
Sitedeki en büyük ayıplardan birini örtmeye var mısınız arkadaşlar? Evet, PA’da binlerce albüm incelemesi var, bu konuda iddialı ve üretkeniz, pek güzel pek hoş. Sitede henüz incelenmemiş pek çok önemli albüm de var, ona da kabul. Ama önemli albüm var, önemli albüm var. Bazı albümlerin bunca zamandır sitede olmayışı…
Bilemiyorum…
Kabul edilebilecek bir şey değil.
“Flesh Cathedral” bu albümlerden biri. En önde gelenlerinden biri. Tartışılır edilir elbet, ancak kendisi çok büyük ihtimalle İzlanda metal tarihinin en iyi ve en önemli albümü.
Birisi çıkar der ki yok aga MISÞYRMING’in “Söngvar elds og óreiðu”su veya “Algleymi”si daha iyi, biri der ki ZHRINE’ın “Unortheta”sı gibisini dinlemedim, biri cinslik yapmaya karar verir yok efendim SÓLSTAFIR’in “Ótta”sı varken başka grubun adı anılmaz der, metalini 4 kişiyle sınırlı seven biri gelir CARPE NOCTUM – “Vitrun” der, aklımı çelmeye niyetli biri gelir OPHIDIAN I – “Desolate” der, orasını bilemem.
Ama kesin olan bir şey var ki o da SVARTIDAUÐI’nin ilk albümü “Flesh Cathedral” İzlanda metal tarihinin en iyi albümüdür.
Bununla kalsa yine iyi; “Flesh Cathedral” 2000 sonrası düşünüldüğünde de son 25 yılın en iyi black metal albümlerinden biridir.
Peki neden?
SVARTIDAUÐI’nin burada yaptığı şey elbette ki yapılmamış, yeni akıl edilmiş bir şey değil. Grubun DEATHSPELL OMEGA ve özellikle de “Fas – Ite, Maledicti, In Ignem Aeternum”dan çok etkilendiği, yarı donuk İzlanda kırsalında yetişmeyen kabak gibi ortada. Ne var ki olay da bu etkilenmeyi sadece bir DsO klonu olarak kullanmak ile yetinmemekte bitiyor. SVARTIDAUÐI “Flesh Cathedral”da kuruluşunun ardından geçen 10 senede edindiği deneyimi olağanüstü bir ihtişamla, dehşet verici bir iştahla, gözü dönmüş bir kaosla ve umutsuz, çıkışı olmayan bir karanlıkla sunuyor. Bu ihtişam, bu iştah, bu kaos ve bu karanlık öylesine saf bir tutkuyla dışa vurulmuş ki, etkisi altına girmemek ve bunun bir ilk albüm olduğu gerçeğini sindirmek hiç de kolay değil.
Hatta şöyle diyeyim; black metalden anlayan ancak grupla henüz hiç tanışmamış 100 kişi bulalım. Bu arkadaşlara önce albümü dinletelim, ardından da şu soruyu soralım:
En az seçilen şık A olmazsa benim de IQ’um 220 değil………………. O kadar da iddialıyım. Hatta ulan kesin tuzak soru diye düşünüp A’yı seçen birkaç cingöz dışında kimse bunun bir ilk albüm olduğunu tahmin etmez. “Flesh Cathedral” böyle bir ilk albüm.
Tüm bu manyaklığı, sapkınlığı oluşturan kalemlere biraz daha yakından baktığımızda, ilk olarak gördüğümüz şey albümün uzun sürelere sahip sadece dört şarkıdan oluşması. Bu sayede grup her bir şarkıyı sanki bir kompozisyon, bir tuval olarak görmeyi ve dallandırıp budaklandırmayı, oradan oraya savurmayı başarmış. Bu durum “Flesh Cathedral”in bu kadar bütünlüklü, organik ve konsantre olmasını sağlayan en önemli etmen. Grup şarkıları statik biçimde ele almadığından, şarkılar hiçbir şekilde belli bir şablona oturma gereği duymuyorlar. Bazı şarkılarda dakikalarca süren vokalsiz bölümlerin ardından vokalin bir anda girip farklı dramatik etkiler yarattığını görüyoruz.
Vokal demişken, basları da çalan vokalist Sturla Viðar’ın baslarının bu kadar net, kütür kütür duyuluyor olması da dâhil olmak üzere albümün prodüksiyonu da tüm bu karmaşayı, dehşeti daha da pekiştiriyor. Black metal özelinde tek kelimeyle mükemmel bir bas gitar sound’u. Aynı şekilde gitar ve davul da resmen umutsuzluk, çıkışsızlık, kötülük fışkırtan bir sound’la olaya dâhil edilmiş. “Flesh Cathedral” bu sayede tüm cephaneleriyle, tüm saflarıyla eksiksiz bir müzikal gövde gösterisine dönüşüyor.
Gerçekten de çok güçlü bir albüm var karşımızda. Atmosferse atmosfer, müzisyenlikse müzisyenlik, bestelerse besteler… Eksik, gedik bulmanın neredeyse mümkün olmadığı bir albüm “Flesh Cathedral”. Yine de bunca üst düzey black metal içinden öne çıkan tek bir şey bulup ismini vermem istenirse, bence sadece SVARTIDAUÐI’nin değil, 2000 sonrasının en kusursuz black metal şarkılarından biri olduğunu düşündüğüm “The Perpetual Nothing”in adını verebilirim. İnanılmaz bir şarkı. Ama tabii ki bu şarkıyı açıp albüme ortadan dalmayın. “Flesh Cathedral”ı bütünüyle bir eser olarak görün, baştan sona sindirerek, içinize işlemesine, sizi ele geçirmesine izin vererek dinleyin.
Eğer black metale karşı az çok bir yakınlığınız varsa, göreceksiniz ki içinize işleyecek, içinizden geçecek.
İnanılmaz bir albüm bu, bunca yıldır dinlediğim şaheseri överken kelimeleri seçmekte zorlanabiliyorum. Hatta bende oluşturduğu hisler için kelime bulamıyorum. Dinlemeden ölünmemesi gerekiyor.
Bunun haricinde, black metal tarihinin en sıra dışı vokal performanslarından biri bu albümde mevcut. Slam/brutal death metal albümüne koy kimse itiraz etmez.
Hayatımda dinlediğim en iyi black metal albümü. Bunu her açtığımda kendi kendimi kapkara alevlere teslim ediyormuş gibi hissediyorum, siteye girer girmez bu kritiği gördüğüme göre bugünde cayır cayır yanma vaktim gelmiş demektir.
Bu albümü dünyada seven 100000 kişi varsa,ben onlardan biriyim.
Seven 10000 kişi varsa ben onlardan biriyim
100 kişi varsa onlardan biriyim.
10 kişi varsa onlardan biriyim
1 kişi varsa o benim.
Hiç seven yoksa ben öldüm demekdir
Sabah sabah sikseydin amk, amacın ne?
İnanılmaz bir albüm bu, bunca yıldır dinlediğim şaheseri överken kelimeleri seçmekte zorlanabiliyorum. Hatta bende oluşturduğu hisler için kelime bulamıyorum. Dinlemeden ölünmemesi gerekiyor.
Bunun haricinde, black metal tarihinin en sıra dışı vokal performanslarından biri bu albümde mevcut. Slam/brutal death metal albümüne koy kimse itiraz etmez.
Sitedeki listelerde pek göremedim ama gitarist Þórir’in grubu Vafurlogi’nin albümünü gayet iyi buldum. Kaçıranlar varsa bir baksınlar derim.
Herhangi bir black metal albümünde duyduğum en iyi 2-3 vokal performansından biri bu albümdedir. Büyük büyük saygılar…
Hayatımda dinlediğim en iyi black metal albümü. Bunu her açtığımda kendi kendimi kapkara alevlere teslim ediyormuş gibi hissediyorum, siteye girer girmez bu kritiği gördüğüme göre bugünde cayır cayır yanma vaktim gelmiş demektir.
IMPARATOR
Bu albümü dünyada seven 100000 kişi varsa,ben onlardan biriyim.
Seven 10000 kişi varsa ben onlardan biriyim
100 kişi varsa onlardan biriyim.
10 kişi varsa onlardan biriyim
1 kişi varsa o benim.
Hiç seven yoksa ben öldüm demekdir