90′lardaki New Orleans ağırlığının ardından ABD’nin 2000 sonrasındaki sludge başkenti olan Georgia, yeni milenyumda bu türe en çok katkı yapan gruplardan bazılarına ev sahipliği yapan bir eyalet. 2000 yılında MASTODON’u, 2003’te BARONESS’i, 2005’te ise BLACK TUSK’ı bizlere sunan Georgia’nın 2001’deki hediyesiyse son 8 yıldır faal olmamasına rağmen geçtiğimiz sene tekrardan harekete geçen progresif/psychedelic sludge metal grubu KYLESA’ydı.
KYLESA hemşerileriyle birlikte büyüttüğü Georgia sludge metal sahnesi içerisinde, bu akranları ve türdeşleri gibi MELVINS tozu yutmuş, bunu albümden albüme farklı nüanslarla şahlandıran bir güzellik sunmayı başarmış bir gruptu. Yeri geliyor sludge metali melodilerle renklendiriyor, yeri geliyor hardcore punk dokunuşlarıyla ortalığı yangın yerine çeviriyordu.
“Static Tensions” KYLESA’nın ilk gerçek patlamasını yaptığı, basında övgü yağmuruna tutulduğu ve sound olarak da kendini en olgun ve ilham verici bulduğu albümdü. Öncesinde çıkan üç KYLESA albümünde sunulan müziğin ümit vadediciliğinin somutlaştığı ve geleceğe yönelik çok daha parlak ışıklar yaktığı “Static Tensions”, benimsediği cüretkâr tavır, çarpıcı sound ve dışavurumcu beste anlayışıyla resmen “beni duyun, beni görün” diye bağıran bir çalışmaydı.
Sonradan adını BARONESS’ten KVELERTAK’a pek çok grubun klasikleşmiş kapaklarındaki imzasıyla duyduğumuz BARONESS insanı John Baizley’nin kendi tarzını oturtma yolculuğundaki önemli adımlarından birine sahip kapağıyla da akılla kazınan “Static Tensions”, içerdiği on şarkının tamamının kendine has bir karakter ortaya koymasıyla öne çıkan, gerçek anlamda çarpıcı bir albümdü.
CROWBAR’vari bir keder sunan muazzam atmosferli “Unknown Awareness”in unutulmaz melodisinden tutun da Igor Cavalera tarzını yansıtan ve çoğu yerde insana “VOR FOR TERİİİİTOORİİİİİİİİİİ” diye bağırtan davul kullanımına; kadın vokallerle başlayıp sonra şekilden şekle giren “Running Red”in BLACK SABBATH’vari dokunuşlarla SLAYER’ı birbirine kattığı karakterinden “Said and Done”ın blast beat’li kaosuna kadar albümde ortaya bir karakter koyan o kadar fazla şarkı ve bu şarkılarda da tek bir kez duymanın ezberlemeye yettiği o kadar fazla güzellik var ki…
Albümü bu kadar uzun ömürlü, dolu ve çok yönlü yapan da şarkılardaki bu özgürlükçü tavır. “Only One”da hissettiğiniz nispeten aydınlık duygularla “Perception”daki öfke, “To Walk Alone”daki kederle “Nature’s Predators”taki isyan hissi birbirlerini müthiş tamamlıyorlar. Bestelerdeki bu zenginlik grup üyelerinin bireysel performanslarıyla, tutkularıyla birleşince “Static Tensions”ın etkisi daha da artıyor. Davullar yukarıda bahsettiğim gibi pek çok yerde altoları dolaşmalı Igor dönemi SEPULTURA tatları sunarken, gitarlardan akan yaratıcılık vokallerin çiğ ve bir o kadar içten haykırışlarıyla tamamlanıyor. Philip Cope’un özellikle BURST’ün “Origo” albümündeki vokalleriyle ciğer bırakmayan Linus Jägerskog’u anımsatan bağırışları albümdeki favori detaylarım arasında.
Tümünü bir araya koyunca görüldüğü üzere “Static Tensions” tertemiz bir bir sludge metal klasiği. Çıkalı 15 sene oldu ve bu süreçte çok büyük albümler dinledik, türe dâhil olan grupları Grammy Ödülleri’nde, büyük prodüksiyonlu yapımların kapanış jeneriklerinde, stadyumlarda on binleri coştururken gördük. KYLESA da türün bu son 20-25 yıldaki şahlanışında büyük rol oynayan gruplardan biri ve bence bu rolün mihenk taşlarının başında da “Static Tensions” ve hemen ertesi sene çıkardıkları “Spiral Shadow” geliyor.
Eğer sludge metale meraklı biriyseniz muhtemelen şu anda kafanızdaki esas düşünce “bu albümü incelemek için bu kadar beklemeye gerek var mıydı” gibisinden bir şeydir, ama eğer sludge metale yeni yeni giriş yapan bir dinleyiciyseniz veya türün mutlak en iyi örneklerini arıyorsanız, işte şu an onlardan biriyle karşı karşıyasınız. Yazıdaki iki mükemmel şarkıyı dinleyin ve 15 yıl önce yapılmış olmasına rağmen belli ki bundan 15 yıl sonra yapılacak olsaydı bile aynı etkileyiciliği barındıracağı kesin olan “Static Tensions”ın kudretini tadın.
Kadro Laura Pleasants: Vokal, gitar
Phillip Cope: Vokal, gitar
Carl McGinley: Davul
Eric Hernandez: Davul
Konuk:
Javier Villegas: Bas
Şarkılar 1. Scapegoat
2. Insomnia for Months
3. Said and Done
4. Unknown Awareness
5. Running Red
6. Nature's Predators
7. Almost Lost
8. Only One
9. Perception
10. To Walk Alone
Tam bilgisayarı açıp rastgele bu albümü başlatmıştım ki siteyi açıp bu kritiği gördüm :) Kötü albümü olmayan bi grubun en iyi albümlerinden biri. Tam klasik. Prodüksiyonundan kadrodaki herkesin performansına kadar her şey mükemmel. Baştan sona her saniyesinden tutku, açlık akan albümlerden biri. Köpekleştiği anlarda da, saykodelik taraflara gittiği anlarda da ayrı devleşiyor. Bu ikisini de bu kadar iyi yapmak manyak olay. Kadın ve erkek vokallerin kontrastı, prodüksiyonun hayvanlığı, melodilerin ve beste anlayışının özgünlüğü falan öve öve bitiremeyeceğim bi albüm. Running Red de grubun en iyi şarkısı olabilir, türler üstü bi başyapıt. O değil de Nature’s Predators’un ilk dakikasında giren o riff nedir.. Uzun lafın kısası hem georgia sludgeının çamurunu, pisliğini, köpekliğini, hem saykodeliği, hem de melodikliği aynı anda verebilen muazzam bi albüm. Metal seven herkese önerilir.
Bir de Laura Pleasants be kardeşim.. Nasıl bir şeydir ya..
Tam bilgisayarı açıp rastgele bu albümü başlatmıştım ki siteyi açıp bu kritiği gördüm :) Kötü albümü olmayan bi grubun en iyi albümlerinden biri. Tam klasik. Prodüksiyonundan kadrodaki herkesin performansına kadar her şey mükemmel. Baştan sona her saniyesinden tutku, açlık akan albümlerden biri. Köpekleştiği anlarda da, saykodelik taraflara gittiği anlarda da ayrı devleşiyor. Bu ikisini de bu kadar iyi yapmak manyak olay. Kadın ve erkek vokallerin kontrastı, prodüksiyonun hayvanlığı, melodilerin ve beste anlayışının özgünlüğü falan öve öve bitiremeyeceğim bi albüm. Running Red de grubun en iyi şarkısı olabilir, türler üstü bi başyapıt. O değil de Nature’s Predators’un ilk dakikasında giren o riff nedir.. Uzun lafın kısası hem georgia sludgeının çamurunu, pisliğini, köpekliğini, hem saykodeliği, hem de melodikliği aynı anda verebilen muazzam bi albüm. Metal seven herkese önerilir.
Bir de Laura Pleasants be kardeşim.. Nasıl bir şeydir ya..
Yaratıcılarının çok iyi bir müzik zevkine sahip olduğunu bağıran albümlerden biri. Müzik adına sevdiğim pek çok şeyi burada bulabiliyorum.
SOBRIETY OUT OF BOREDOOOOOM