Sizden ricam, eğer bulunduğunuz ortam müsaitse ve “Slumber of Sullen Eyes”la ilk kez karşılaşıyorsanız, şu anda albümü başlatmanız ve yazıyı bu albüm eşliğinde okumanız ve bunu da 1992 yılında çıkan bir albümü dinlediğinizin bilinciyle yapmanız.
“Apochrypal”ın klavyeleri girdiğine göre başlayabiliriz.
İsveç death metali, Norveç black metali dendiğinde kafamızda bir sound, bir yaklaşım, genel bir hissiyat oluştuğu gibi Finlandiya death metali dendiğinde de belli bir karakter muhakkak ki oluşuyor. Death metalin en uğursuz rifleri, doom metalle bütünleşen bir ezicilik, melodinin en karanlık şekilde kullanımı gibi unsurlar sayesinde bu ülkeden çıkan death metalin de kendine has ve özgün atmosferini oluşturduğu hepimizin malumu.
Bugün baktığımızda DEMILICH, ADRAMELECH, ilk dönem CONVULSE, DEPRAVITY, FUNEBRE, ABHORRENCE, ilk dönem AMORPHIS, ilk dönem SENTENCED gibi isimlerin yarattığı net bir sound, net bir tavır olduğunu görüyoruz. Buradan hareketle sonradan kurulan pek çok grup da bu geleneği yaşatarak Finlandiya sahnesinin giderek daha güçlü ve baskın bir karakter oluşturmasını sağladı ve bu buhranlı leş karanlık günümüze kadar ulaştı.
Bugün incelediğim DEMIGOD da bu ekolün en önemli temsilcilerinden biri. 1990’da yola koyuldular, hemen çok başarılı bir demo olan “Unholy Domain”i çıkardılar ve takvimler 1992’yi gösterdiğinde de şu an sitemizde ağırladığımız ve bir Finlandiya death metali klasiği olan “Slumber of Sullen Eyes”la ortalığın anasını avradını birbirine kattılar.
Yazıyı okumaya başlarken albümü de başlattıysanız, muhtemelen “As I Behold I Despise”ın yarısına yaklaşmışsınızdır. Gördüğünüz üzere albümün sound’u da vizyonu da 1992’nin epey ötesinde. Henüz DEMILICH kendi şahaneliği “Nespithe”i çıkarmamış, Fin death metal sahnesi mutlak başyapıt olarak görülebilecek bir ürünü henüz çıkarmamış. Böyle bir ortamda nüfusu 20.000’in altındaki Loimaa adlı şehirden DEMIGOD diye bir grup çıkıyor ve iki yıl içinde “Slumber of Sullen Eyes” diye bir albüm çıkarıyor.
O dönemlerde oralarda olup, o soğukta, o iklimde stüdyoya girip kan ter içinde bu şarkıları kaydeden kırmızı yanaklı gençlerin o tutkusuna tanık olmayı o kadar çok isterdim ki… DEMIGOD burada gerçekten de zamanının ötesinde bir death metal anlayışı sunuyor. Esasında baktığımızda, zamanının ötesinde dendiğinde akıllara gelecek türde manyakça bir şey yapmıyorlar. Taş gibi, çatır çatır death metal yapıyorlar ve bir dolu fikirle bu bodoslama death metali renklendiriyorlar. Misal o dönemde BOLT THROWER çoktan birkaç albüm çıkarmış, yoluna dolu dizgin devam ediyor ve daha ilk andan ilham vere vere ilerliyor. Lakin ta 1992’de, o coğrafyada, kendi kendine death metalin bayraktarlığına soyunan DEMIGOD’ın burada yaptıklarının canlılığı, gücü, gazı harbiden de başka bir lezzetli geliyor. Death metalin doom metalle harmanlandığı, bir yandan da kafa sallamaktan geberten bir güç ve groove’un basıldığı “Slumber of Sullen Eyes” sadece ta 1992’de bu denli güçlü, kafaya çakmalı, ağza tekme atmalı bir sound’a sahip olmasından dolayı bile takdir edilesi bir çalışma.
Finlandiya death metalinin çok kendine has, belirgin bir sound’u, atmosferi ve karakteri var. DEMIGOD bunu “Slumber of Sullen Eyes”la bundan 33 yıl önce yapmış, resmen olayın anayasasını masaya fırlatmıştı. Eğer siz de Finlandiya death metalinin en erken, en saf, en gerçek ve en iyi örneklerinden birini dinlemek isterseniz, bu enfes underground klasiği, Finlandiya death metali başyapıtını muhakkak dinleyin.
Kadro Esa Lindén: Vokal, gitar
Jussi Kiiski: Gitar
Tero Laitinen: Bas
Seppo Taatila: Davul, klavye (1)
Şarkılar 1. Apocryphal (intro)
2. As I Behold I Despise
3. Dead Soul
4. The Forlorn
5. Tears of God
6. Slumber of Sullen Eyes
7. Embrace the Darkness / Blood of the Perished
8. Fear Obscures from Within
9. Transmigration Beyond Eternities
10. Towards the Shrouded Infinity
11. Perpetual Ascent
Bu da eklendi, muhteşem oldu…. valla çok iyi gidiyorsun, sırada? Ripping Corpse-Dreaming with the Dead, Miasma-Changes…?? Şu an arkada Carnage-Dark Recollections çalıyor, 25 sene öncesine gittim gençliğimi geri istiyorum hüngür hüngür
@hysteresis, Van Halen – Women and Children First, ilk indirdiğim oydu, net hatırlıyorum. Van Halen ilk iki albüm kayıtları vardı elimde, 3. albümü de Napster’dan indireyim dedim, sonra tüm albümleri sırası ile indirdim. Sonra King Diamond’a başlamıştım falan :) Napalm Death, Terrorizer vs. ile Van Halen, Dokken, Ratt, White Lion vs. bir arada dinleyen tek örnek bendim o sıralar galiba.
Of uzun zamandır sitede olmasını istediğim albümlerden biriydi. Çok iyi albüm.
Bu da eklendi, muhteşem oldu…. valla çok iyi gidiyorsun, sırada? Ripping Corpse-Dreaming with the Dead, Miasma-Changes…?? Şu an arkada Carnage-Dark Recollections çalıyor, 25 sene öncesine gittim gençliğimi geri istiyorum hüngür hüngür
07.01.2025
@Scream Bloody Gore, maden kazar gibi bu albümleri arayıp bulduğumuz çileli Rapidshare dönemleri :D
07.01.2025
@hysteresis, daha da beteri, adsl falan yok, telefon modem bağlantısı. Napster’dan bir şeyler düşürmeye çalıştığımız dönemler.
07.01.2025
@Scream Bloody Gore, razıyım yine de, döneyim o zamana :D
08.01.2025
@Scream Bloody Gore, ilk indirdiğim şarkının Bomfunk MC’s – Freestyler olması
08.01.2025
@hysteresis, Van Halen – Women and Children First, ilk indirdiğim oydu, net hatırlıyorum. Van Halen ilk iki albüm kayıtları vardı elimde, 3. albümü de Napster’dan indireyim dedim, sonra tüm albümleri sırası ile indirdim. Sonra King Diamond’a başlamıştım falan :) Napalm Death, Terrorizer vs. ile Van Halen, Dokken, Ratt, White Lion vs. bir arada dinleyen tek örnek bendim o sıralar galiba.
Spotify’da 2022 yazdığı için ben bu albümü 2022 çıkışlı sanıyordum. Cahillik çok kötü bir şey. Oysa metal archives ne güne duruyor dimi
08.01.2025
@Yiğit, yeni yazıların gelmiyor artık, eskiler epey sıkıydı. Sen cahilsen ben de öyleyim :)