Bir grup düşünün ki İtalya’dan çıksın, dünyanın en metal olmayan imajlarından birine sahip olsun ve birbiriyle aşırı alakasız birtakım alt türleri bir potada eritme yoluna gitsin…
Muhtemelen çok etkilenmediniz, çünkü metal dünyasında birbiriyle kontrast yaratan türleri bir arada kullanan zibilyon tane grup var.
Burada da benzer bir durumla karşı karşıyayız, etkileyici bir örnekle karşı karşıyayız. Şimdi detaylara inelim ve BEDSORE’un deliliğini biraz deşelim.
Aslında sadece BEDSORE müziğinde izleri bulunan referans grupları sıralasak neyle karşı karşıya olduğumuzu kolayca anlayabiliriz.
Sayıyorum:
MORBUS CHRON/SWEVEN, son 15 yılın OPETH’i, PESTE NOIRE, YES, BLOOD INCANTATION, Ennio Morricone, CHAPEL OF DISEASE, GOBLIN, EPHEL DUATH, PINK FLOYD, AGRYPNIE, KING CRIMSON, PENSÉES NOCTURNES ve bunların harmanıyla meydana getirilmiş bir progresif death metal, progresif rock ve caz füzyonu…
Buradan kafanızda bir şeyler oluştuysa, BEDSORE gerçekten de oluşan o şeye yakın bir müzik yapıyor.
OPETH’in bir noktadan sonra yapmaya başladığı progresif rock’ın bence daha etkili bir hâlini “Dreaming the Strife for Love”da görüyoruz.
Burada GOBLIN’e yakın duran epey bir fikir göze çarpıyor ve BEDSORE da doğal olarak hemşerilerinden ziyadesiyle yararlanıyor.
Ne var ki BEDSORE’u enteresan kılan şey sadece 70’ler progresif rock’ı ile progresif death metali buluşturması değil. Burada EPHEL DUATH’ı akıllara getirecek alengirli olaylar, saksafonlu avangart gruplarda gördüğümüz delirmeler, çok derin ve bu müzikle epey tezat oluşturan kapkara bir shriek vokal, bas gitarın döktürdüğü caz pasajları gibi bir dolu şey var.
BEDSORE’u özel bir grup, “Dreaming the Strife for Love”ı ise metal basınındaki kimi insanların yıl sonu listesinin tepesindeki albüm yapan şey ise BEDSORE’un bu sofistike, eklektik, görece karman çorman dışavurumu bütünlüklü ve karakterli şekilde sunabiliyor oluşu. Bu yıl içerisinde, içine bir dolu şey katılmış INGURGITATING OBLIVION gibi çeşitli gruplardan da bahsettik ve neden bir noktaya kadar çıkıp orada kaldıklarını açıklamaya çalıştık. BEDSORE, bence, ki büyük bir bence, bu noktada benzerlerinden daha başarılı ve zekice bir işe imza atmayı başarıyor.
Buradaki müzik gerçekten de zevkler renkler durumu ve olaya death metal, hatta metal odaklı bakan dinleyiciler için tam anlamıyla çöp olarak görülmesi bile olası. Buna da saygı duyuyorum ve anlayışla karşılıyorum. Lakin bu şekilde bakmadığınız ve BEDSORE’un burada yaptığı şeyi derinlemesine görmeye hazır olduğunuz durumda, albümden çok büyük zevk de alabilirsiniz. Sonuçta böyle deli adamlar, böyle “aga siz napıyosunuz kendinize gelin yaa!?” diye bağırtan adamlar her zaman karşımıza çıkmıyor ve çıktığında da ya sıçıp sıvıyor ya da -yine bence- böyle özel işler yapıyor. Burada tutacağınız taraf, duracağınız yer tamamen size kalmış.
BEDSORE ciddi anlamda enteresan bir grup. Zaman verilmesi gereken, sevmeyenin anında sevmeyeceği, sevenin ise epey etkileneceği bir müzikleri var ve incelemesini yıl sonuna yetiştirebilmiş olsak da pek çok seveni çıkabilecek bir topluluk. Yıl sonu listenizi hazırlamadıysanız bence bakmayı düşünün; sevmezseniz zaten ilk şarkıdan sevmezsiniz ve kaybedeceğiniz bir zaman olmaz. Severseniz de sevme düzeyinize göre ya en azından yeni bir grup keşfetmiş ya da yıl sonu listenizi güncellemiş olursunuz.
Şarkılar 1. Minerva’s Obelisque
2. Scars of Light
3. A Colossus, an Elephant, a Winged Horse; the Dragon Rendezvous
4. Realm of Eleuterillide
5. Fanfare for a Heartfelt Love
6. Fountain of Venus
Itri Efendi davula başlamış.