# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
ABORTED – Vault of Horrors
| 20.03.2024

Belgesel temalı albüm incelemesi: Afrika yaban köpeklerinin üç adımlı avlanma stratejileri üzerinden bir ABORTED değerlendirmesi.

Belgesel izlemeyi sevenler bilirler. Afrika’nın en korkutucu ve acımasız yırtıcılarından biri yaban köpekleridir.

Avlanma yöntemleri, karşısında birkaç tonluk bir Afrika mandası da olsa, yavrularını koruyan çıldırmış bir anne yaban domuzu da olsa, hatta başka bir yırtıcı da olsa sonuçta çok büyük ihtimalle başarı elde etmelerini sağlayan üç esas adımdan oluşur.

Stratejilerinin ilk maddesi sürüler hâlinde avlanmalarıdır. Yaban köpekleri ince kemikli, görece çelimsiz ve hafiftirler. Yetişkinleri genelde 20-25 kilo arasında değişen ağırlıklara sahiptir. Bu yüzden birlikten kuvvet doğar düşüncesine inanırlar.

Bu bazen en savunmasız anında ava topluca çullanma ve her yönden ısırarak bezdirip yıkma şeklinde olur, bazen de kaçan bir avın peşinden kendilerini hiç yormadan uzun süreler takip etmek ve gerektiği anda gruplara ayrılıp hilal taktiği ile kaçış yollarını kapamak gibi yaratıcı yollarla gerçekleşir.

Çok önemli ikinci husus, saldırı sırasında zarar görmemektir. Avın büyüklüğü ve sahip olduğu silahlar fark etmeksizin, asla rastgele saldırmazlar. Karşılarında ağır hareket eden tek başına bir kudu veya gnu bile olsa hasar alma riskini sıfırlayacak şekilde yaklaşırlar. Aslanlar gibi avın boynuna atlayarak boynuz darbelerine maruz kalma ya da sırtına atlayarak çifte yeme riskine girmezler.

Stratejilerinin alametifarikası olan üçüncü husus, ava arkadan yaklaşmak ve açıkta bulunan en yumuşak organlar olan cinsel organlar ve boşaltım organlarına yönelmektir. Av, önünde onu oyalayan birkaç yabani köpekle yüz yüzeyken, diğer bir grup avın arkasına geçerek etini en kolay yırtıp içini boşaltabilecekleri yumurtalıklara, kasıklara, anüse saldırırlar. Buralardaki ince deriyi ısırarak yırttıkları andan itibaren artık av ambalajından çıkarılmayı bekleyen bir yiyeceğe dönüşmüştür. Ayakta duramaz ve kaçamaz hâle gelmesi ve bir an önce yere yığılması için yine kolay hedef olan arka ayak bileği ve diz bölgesindeki tendonları koparılan hayvan, daha ne olduğunu bile anlayamadan bağırsaklarını bacaklarına çarparken, midesini yere kadar sarkarken bulur.

Dördüncü sırada ise av stratejisinden bağımsız olarak ava yaşattıkları gelir. Bu katliam sırasında salgıladığı müthiş düzeydeki adrenalinle ve yaşadığı dehşetle kendinden geçen av, her an her yerden ısırılan kasları ve iç organlarının saniyeler içinde yenilip yutulması karşısında tamamen çaresizdir. Başta sanki kurtulma şansı varmışçasına içgüdüsel olarak gardını almaya çalışsa da dakikalar geçtikçe belden aşağısındaki yumuşak dokular büyük bir hızla azalacak, kemiklerindeki etler kemirilecektir.

Tüm bunları daha da çarpıcı hâle getirense, avın bu olanların korkunç derecede uzun bir kısmına en ön koltuktan tanık olması ve yenilişini (her iki anlamda da) dakikalarca izlemesidir. Bazen yaban köpekleri ta bellerine kadar avın karın boşluğuna girer ve akciğerlerin arasından hayvanın kalbini yiyerek bu ızdırabı sonlandırırlar. Ama bazen de bunu düşünmezler. Hayvan gereğinden fazla süre ölmez ve yaşanan bu vahşeti bir karış mesafeden izlemeyi sürdürür.

İşte ABORTED müziği bana bunu, yaban köpeklerinin avları karşısındaki acımasızlığını hatırlatıyor. Bunun sebeplerini kısa kısa maddeleyerek gidelim:

1. ABORTED vokaliyle, gitarlarıyla, basıyla ve davuluyla sürüler hâlinde saldırıyor

Grup gerçekten de düşmana topla, tüfekle, tankla, uçakla saldırırcasına bütünlüklü ve hiçbir açık bırakmayan türde bir saldırı gerçekleştiriyor. Bu ABORTED’ın genel yaklaşımı olduğundan “Vault of Horrors” özelinde bakarsak, bu kez daha da sürüler hâlinde saldırıyor, çünkü albümdeki 10 şarkının her birinde farklı bir konuk var. Dolayısıyla beş grup üyesine ek olarak bu albümde biri synthesizer çalan arkadaş olmak üzere on bir de konuk var. Bu sayede albümü dinlerken on altı farklı kişi duymuş oluyoruz. E bu sürü değildir de nedir…

2. ABORTED hasar göreceği işlere girmiyor

ABORTED özellikle 2008’deki “Strychnine.213”de aldığı eleştirilerin ardından alması ve almaması gereken riskleri anladı ve akabinde ona göre hareket etmeye başladı. Bu yüzden de son 15 yılda çıkardığı albümlerde dinleyicilerinin tepkisine yol açabilecek maceralara bulaşmama dikkat çekiyor. “Vault of Horrors” da bu konuda bekleneni veren bir çalışma. Baştan sona tavizsiz, alışılmış ABORTED karakterini yansıtan ve yırtıcılığı hiç elden bırakmayan bir albüm “Vault of Horrors”. “The Golgothan”ın çılgın riflerinden tüm şarkılardaki nefis sololara, üst düzey davul kullanımına, her yönüyle bildiği ve iyi olduğu şeyleri yapan bir ABORTED söz konusu.

3. ABORTED dinleyiciyi en yumuşak yerinden, sertliğe olan düşkünlüğünden vuruyor

Geçenlerde yazdığım JOB FOR A COWBOY yazısında yeni albümleri “Moon Healer”ın belki biraz daha akılda kalıcı olabileceğini, ancak albümün barındırdığı çeşitlilik ve görkemli müzikal yaklaşımdan dolayı bunu negatif bir unsur olarak belirtmek istemediğimden bahsetmiştim. Esasında ABORTED’ın müziği de genel olarak akılda kalıcı, unutulmaz hitlerle dolu bir müzik değildir. Bazen sadece sertliğin arkasına saklandığı da olur ama bunu öylesine tavizsiz yapar ki bir yerden sonra bu acımasızlık size yeter hâle gelebilir.

4. Adrenalin seviyesi artan dinleyici ABORTED karşısında kaderine razı oluyor

Elbette ki dümdüz, özelliksiz bir sertliğe prim verecek insanlar değiliz; ABORTED ve türevlerini dinliyorsak çoğumuz tecrübeli dinleyicilerizdir. Ama ABORTED bu sertlik/acımasızlık formülünü genelde iyi dengelemeyi başaran ve kendini beğendiren bir grup. Müzik müthiş yenilikler veya orijinal fikirler sunmasa bile sırf bu şiddet pornosundan dolayı olan bitene çaresizce en ön koltuktan tanık olmanın da ayrı bir zevki var diye düşünüyorum.

Sonuç:

Günümüzde yaklaşık 6.600 civarı Afrika yaban köpeği kalmış durumda. Hayvanları çok seven bir insan olarak bu cümleyi yazmak bile içimi acıtıyor ve dünyadaki hayvanların teker teker neslinin tükenmesi karşısındaki çaresiz kalınmasına dünyada olan pek çok şeyden çok daha fazla üzülüyorum. ABORTED işte bu noktada yazının konusu olan yaban köpeği metaforundan uzaklaşıyor. ABORTED, lideri ve kurucusu vokalist Sven de Caluwé’ün aşırı çalışkan bir insan oluşu sayesinde bunca yıldır metal dünyasına hayvanlık katmayı, sürekli güncel kalmayı sürdürüyor ve bir yere gitmeye hiç niyeti olmadığını da gösteriyor. “Vault of Horrors” ABORTED’ın alışık olunan seviyesini koruyan, mesela “Hellbound”ın ortalarındaki CATTLE DECAPITATION’vari vokaller gibi bazı yenilikler sunmayı ihmal etmeyen, tam anlamıyla can pazarı gibi bir albüm. O yüzden ABORTED gibi çalışkan, inatçı, hiç vazgeçmeyen gruplara sahip çıkalım, müziklerini dinleyelim, konserlerine gidelim, şahsımın bu yazıyı yazarken yaptığı gibi tişörtlerini giyelim, onları koruyalım.

Nesli tükenmekte olan hayvanları avlayanların da ta amına koyayım.

8/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.33/10, Toplam oy: 21)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2024
Şirket
Nuclear Blast
Kadro
Sven de Caluwé: Vokal, besteler
Ian Jekelis: Gitar, besteler
Daníel Máni Konráðsson: Gitar, besteler
Ken Bedene: Davul, besteler
Stefano Franceschini: Bas

Konuk:
Ben Duerr: Vokal (1)
Francesco Paoli: Vokal (2)
Johnny Ciardullo: Vokal (3)
Alex Erian: Vokal (4)
Matt McGachy: Vokal (5)
Jason Evans: Vokal (6)
Hal Microutsicos: Vokal (7)
Oliver Rae Aleron: Vokal (8)
David Simonich: Vokal (9)
Ricky Hoover Vocals (10)
Spencer Creaghan: Synthesizer
Şarkılar
1. Dreadbringer
2. Condemned to Rot
3. Brotherhood of Sleep
4. Death Cult
5. Hellbound
6. Insect Politics
7. The Golgothan
8. The Shape of Hate
9. Naturom Demonto
10. Malevolent Haze
  Yorum alanı

“ABORTED – Vault of Horrors” yazısına 14 yorum var

  1. A.Karayazı says:

    Çok güzel bir yazı olmuş.

    Şahane albüm, global flatline’dan beri en iyisi hatta. Albümde genel olarak boş yok ama death cult beni benden aldı, müthiş adrenalin deposu. Ayrıca 9. parçaya da kabaran bisiler var.

    Albümü dinlerken aklıma Vitriol geldi. Şunu düşündüm, yaptıkları müziği ve özellikle enstrüman hakimiyetlerini göz önünde bulundurarak onlar da bir tık böyle temiz/cilalı sound seçselerdi fena olmazdı sanki. Şikayet anlamında değil ama prodüksiyondan kaynaklı bazı yerler fazla kargaşalı oluyor o albümde.. Mesela basçı arkadaşın emeğinin boşa gittiği yerler yok değil. Aborted bu yönden bakınca müthiş bir denge yakalamış sound anlamında. Uzun süre dinleyeceğim konusunda hiç şüphem yok.

    dust

    @A.Karayazı, bence Suffer and Become’ın prodüksiyonu albümün amacına çok uygun. Adamlar saf şiddetin müzikal karşılığını yapmak istemişler gibi. O kaos havasını çok iyi yansıtıyor. Normalde compression’a abanan grupların bu konuda nadiren mantıklı gerekçeleri oluyor ama Vitriol’e bir şey diyemiyorum ben. Mikste duyulamamak pahasına bile olsa albüme uygun bir seçimde bulunmuşlar, öyle bir adanmışlık.

    Ama fena kafa sikiyor işte. Açıp art arda iki kez dinleyemiyorum, başım ağrıyor bildiğin.

    A.Karayazı

    @dust, katılmadım çünkü kafa sikmeye kaosa bir örnek lazımsa Devourment – Obscene Majesty’e bakmalısın. O sound Vitriol’a diz çöküp tövbe ettirir. Ona rağmen istediğin herşeyi duyuyorsun. Elemanların bu seviye teknik olduğu albümlerde iş kaostan çok ses karmaşasına dönüyor demek istediğim bu aslında. Misal vitrol albümünde bas gitarın duyulduğu yerler var, asla bas yokmuş gibi olan yerler var. Bakma sen ben böyle konuşuyorum ama şimdilik bu seneki favori albümüm Vitriol’ın abümü. Kirli/kırçıllı sound her zaman 2-0 önde başlar benim için. Özellikle ilk çıktığı dönemde günde 5 saatimi ayırdığım oldu, öyle amansız dinledim, dinliyorum.

    dust

    @A.Karayazı, Obscene Majesty’nin prodüksiyonu çok manyak bir şey gerçekten hatta hayatımda duyduğum en iyi işlerden birisi o konuda. Doğru diyorsun, olaya öyle bakmamıştım.

  2. dust says:

    Çok hoş bir inceleme.

  3. crowkiller says:

    bi türlü sevemediğim gruplardan birisi

  4. dice says:

    inceleme gibi inceleme be kardeşim. hem bilgilendim, hem albüm sayesinde kafa salladım.
    anlamadığım bir şey var bir de, apple music üzerinden dinliyorum, mesela ilk şarkı aborted & shadow of intent yazıyor ya da aborted & despised icon şeklinde yazıyor. tüm grup mu komple şarkıda var diye düşünüyordum. metallumdan bakınca halbuki sadece vokaller var konuk olarak. bunun amacı ne acaba?

  5. Yiğit says:

    Eylem Tok’un göte bakıp kamışı yağlarken dinlenecek albüm

    Ugur

    @Yiğit, Ulan sabah sabah çayımı püskürttüm ahahaha hasiktir.

  6. Ugur says:

    Aborted görünce otomatik olarak 10 puan verip geçiyorum artık.Daha fazla erotik yorum yazamayacağım, son yıllarda Aborted’In her hangi bir albümünü dinledikçe aklıma fena şeyler geliyor.

  7. Seyfettin Dursun says:

    Albümün prodüksiyonun çok iyi olduğunu düşünürken, mix, mastering, kayıt vb tüm işlerde Dave Otero imzası olduğunu gördüm. Adam gerçekten yeni nesil Jim Morris olmaya doğru gidiyor. Andy Sneap gibi prodüktörlerin aksine her gruba ayrı bir sound katmayı ve hepsinde de çok çok iyi işler çıkarmayı başarıyor. Albümün kendisinden daha iyi bir prodüksiyon var burada! Saygılar Dave Bey…

  8. hysteresis says:

    Bir YouTube yorumunda her şarkının bir filmden esinlendiği yazılmış:

    In case you didn’t know, every song is based on a different movie!

    DreadBringer – The Thing
    Condemned to Rot – Return of the Living Dead
    Brotherhood of Sleep – Prince Of Darkness
    Death Cult – Texas Chainsaw Massacre
    HellBound – Hellraiser
    Insect Politics – The Fly
    The Golgothon – Dogma
    The Shape of Hate – Halloween
    Naturom Demento – Evil Dead
    Malevelont Haze – The Mist

    SileJack

    @hysteresis, “Malevolent Haze”in kapanış sekansı “The Mist”in sonu gibi çok iyi.

  9. Necrobutcher says:

    Bu albümü bitirmek dinlemek için arabada turluyoruz şu an mümkün değil kapatamadık

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.