# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Serbest kürsü
| 04.05.2015

Yeter! Söz milletin.

Herkese merhaba. Başlıktan da anlaşılacağı üzere, bu başlıkta gönlünüzden geçen herhangi bir konuda dile getirmek istediklerinizi paylaşabilirsiniz. Ülke gündeminden müzik dünyasına, son komik videolardan ligdeki son gelişmelere kadar ister suya sabuna dokunan, ister havadan sudan konularla köşemizi renklendirmenizi arzu ediyoruz. Tek ricamız, yorumlarınızı kimseyi kırmayacak, kendinizi hapse attırmayacak ve sitemizi kapattırmayacak içerikle şekillendirmeniz.

Hepimize mutlu ve özgür günler dilerim.

  Yorum alanı

“Serbest kürsü” yazısına 17,244 yorum var

  1. İşten beynim yandığı için kafamı dağıtmak için geyik bir şeyler yazayım dedim. Metal dünyasında en sevdiğim şeylerden biri de zamanında aşırı bilinen bir grupla aynı adı seçen şanssız gruplar.

    https://www.metal-archives.com/bands/Marduk/29435
    https://www.metal-archives.com/bands/Mayhem/7406
    https://www.metal-archives.com/bands/Immortal/32331
    https://www.metal-archives.com/bands/Slayer/3540412124
    https://www.metal-archives.com/bands/Sodom/97753
    https://www.metal-archives.com/bands/Behemoth/11763
    https://www.metal-archives.com/bands/Testament/3540491119
    https://www.metal-archives.com/bands/Suffocation/35385
    https://www.metal-archives.com/bands/Arch_Enemy/3540335196
    https://www.metal-archives.com/bands/Decapitated/8141
    https://www.metal-archives.com/bands/Pestilence/47430
    https://www.metal-archives.com/bands/Gorgoroth/3540349312
    https://www.metal-archives.com/bands/Slipknot/102128
    https://www.metal-archives.com/bands/Ghost/3540307184
    https://www.metal-archives.com/bands/Overkill/36531
    https://www.metal-archives.com/bands/Katatonia/55254
    https://www.metal-archives.com/bands/Anathema/85035
    https://www.metal-archives.com/bands/Hypocrisy/56165

    Daha da bir sürü var. Ama en komiği bu çünkü ilk adları da Mayhem’miş, Mayhem meşhur olunca Enslaved yapmışlar yine yıllar önce ahah

    https://www.metal-archives.com/bands/Enslaved/92709

    eatthegun

    @Ahmet Saraçoğlu, Kaç grup böyle yok olup gitti acaba

    Abdurrahman Dilipunk

    @Ahmet Saraçoğlu, röh! Suffocation sağlam grup Fleshcrawl olmuş ya la.

  2. ismail vilehand says:

    Sürekli yapay zeka ile bir şeyler yapılmasından aşırı rahatsız olmaya başladım. John Conner olup annelerini sikmemek için kendimi zor tutuyorum. Belanız olucam olm bittiniz siz.

    ismail vilehand

    Muhtemelen bir yerlerdeki bir yapay zeka bunları okuyordur. Gelip cevap yazarmış şimdi.

    Yapay Zeka

    @ismail vilehand, sa kirwe 1 liran var mi?

    Yapay Zeka 2

    @ismail vilehand, Karbon bazlı yaşamın devri bitmiştir. Vallahi biz skyneti özledik.

    şeyh hulud

    @ismail vilehand, Arnold’lu olanları ben seviyorum ya :) Aksan harika oluyor

    https://youtu.be/Fko4z7lADw0?si=hlONYjiM7drpqWuv

  3. Cryosleep says:

    Bu dünyanın artık American Pie kıvamında yeni bir coming-of-age sex comedy filmine ihtiyacı var.

  4. Cryosleep says:

    https://prnt.sc/oytlFuI0yDK7

    Ancak benim başıma gelebilirdi.

  5. Zeynel says:

    Şu müzikte katlanamadığım en büyük şey galiba Senfonik Metal.. Senfoniyi de metali de ayrı ayrı seviyorum hatta metal gruplarının orkestralarla verdikleri konserlere de okeyim ama bu Apocalyptica, Epica, Nightwish gibi gruplara falan dayanamıyorum.

    Yiğit

    @Zeynel, gayler de metal dinlesin diye yapılıyor. Homoseksüelleri ayrı tutuyorum, onların çoğu adam gibi adam. Ama senfonik metal gibi ibneliklerin lüzumu yok.

    Zeynel

    @Yiğit, Konunun eşcinsellerle ne alakası var. Judas Priest de dümdüz senfoniyle ilgisi olmayan metal yapıyor?

    Yiğit

    @Zeynel, evet işte

    iamthecincihodjas

    @Zeynel, therion da mı?

    Zeynel

    @iamthecincihodjas, Therion, Wihtin Temptation ve Rhapsody of Fire dahil, eğer sayılıyorsa Blind Guardian hariç.

    Dysplasia

    @Zeynel, Haggard on numara gruptu.

  6. Oblomov says:

    Halıya basma lağn!

    Raddor

    @Oblomov, lan sazcı kucaklanu mu ?

    Oblomov

    @Raddor, Ne iyi ettin Şebelebettin.

  7. Frostauðn says:

    Arada giriyorum da siteye bir süredir Deadhouse’u hiç göremedim durumu hakkında bilgisi olan var mı? Merak ettim kendisini yazdıklarını okumayı seviyorum

    Ahmet Saraçoğlu

    @Frostauðn, siteyi takip ediyor ama yorum yapmıyor bu aralar. Umarım ileride tekrar aramıza döner.

    Frostauðn

    @Ahmet Saraçoğlu, Anladım Ahmet abi teşekkürler bilgilendirme için.

    Melkor

    @Frostauðn, Nato dünya halklarının yar ve yardımcısı, fevkaledenin fevkinde yardımsever bir oluşum benzeri şeyler yaz gelir belki.

    çaksu

    @Melkor, Arkadaşça takılma sanıyorum :) Gelir ve haklı da olur bence.

    (salt sana cevap değil, daha önce konuşulduğu ve şu an yazmak içimden geldiği için buraya yazıyorum)

    “Burası yeri mi” gibi düşünceler bence abes. İnsanların olduğu heryer, yeri bu mevzunun. Ölçeğiyle, süreciyle… hayatım boyunca gördüğüm en inanılmaz zulmü izliyoruz. Her gün yeniden şok oluyor insan, yeniden bi şey deme bişey yapma ihtiyacı hissediyor.

    Melkor

    @çaksu, Tetiklenir de yazar diye takılıyorum.

    çaksu

    @Melkor, ❤️

    Frostauðn

    @Melkor, Ne yapsak siteye NATO dünyada barışın savunucusu ve koruyucusu Allah onu başımızdan eksik etmesin diye haber mi yayınlasak Pa anasayfasında belki görür de dayanamaz yazar :)

    Dysplasia

    @Frostauðn, sitede toksik muhabbet kalmadı.

    A.Karayazı

    @Frostauðn, bir ara sitenin son yorumlar kısmı mahalle kahvesi gibiydi. Şimdi ise olması gerektiği gibi.

    TAAKE

    @Frostauðn, benim de dikkatimi çekti,saygılı,efendi ve duyarlı bir insan olmasının yanı sıra gündem ve müzik dışı yazdıkları katılır veya katılmazsınız değerli bir insandır,herhalde kafa dinliyor veya başka şahsi mesleleleri ile uğraşıyordur

    Frostauðn

    @TAAKE, Zor bir dönemden geçiyoruz ne yaşadığını bilemesem de herkesin derdi var az çok anlayabiliyorum. Bazen can sıkıntısından bazen de hayatın koşturmacasından giremiyorum Pa’ya girsem de hızlı göz atıp çıkıyorum. Sosyal medya hesaplarını komple kapattım hiçbir şeye girdiğim yok kafa dinliyormuyum hayır şu aralar çok boktan herşey. Yaşamış olmak için yaşarken bir anlam ya da meşgale olurdu şu an o da yok tam bir saçmalık.

  8. Arkadaşlar selam. Bu tarz açıklamaları biraz sık yapmaya başladım farkındayım ama elimden bir şey gelmiyor. Sapkın iş yoğunluğunun üstüne bir de ailevi sağlık sorunlarından dolayı İstanbul’a gitmem gerekiyor.

    Kritikler konusunda sıkıntı olacağını sanmıyorum, İstanbul uçağında falan yazarım elbet bir şeyler. Ama haber girme sıklığı 1 hafta kadar düşük olabilir. Günde 1-2 haberin üstüne çıkamayabiliriz. Aynı şekilde girilmeyi bekleyen konser duyuruları var, farkındayım ama biraz daha bekleyecekler. Podcast’i bu hafta da pas geçmek durumundayız.

    Son bir haftadır günde maks. 4-5 saat uyumama rağmen anca yetişebiliyorum. Maçları bile izleyemiyorum öyle diyeyim. Durumlar böyle, haber vereyim dedim.

    eatthegun

    @Ahmet Saraçoğlu, Kolay gelsin abi, anlayışla karşılamayan olmayacaktır hiçbir durumda bence

    Ahmet Saraçoğlu

    Ne mutlu ki bahsettiğim sağlık sorunu şu an için kontrol altında. İşlerimi de son 3 günde 15-16′şar saat çalışarak kolayladım. İstanbul’a gitme durumum da ortadan kalktı, o yüzden aşırı yoğunken bir anda nispeten rahatlamış oldum. Bugün, yarın epey bir haber çıkacak sitede.

    Üstteki yorumumun ardından konuk yazı yollayan arkadaşlara çok teşekkürler. Erhan, Deniz, Cemil, adamsınız.

    Emir sen de çok kral çocuksun. :)

    Cryosleep

    @Ahmet Saraçoğlu, hay yaşa be. Tekrar geçmiş olsun.

  9. şeyh hulud says:

    Allie X retro sound ağırlıklı harika bir synth-pop albümü yapmış. Öyle bir iddiası olmasa da bence goth/darkwave/coldwave sevenleri de tatmin eder.

  10. Kürşat says:

    Loathe yeni albüm salsa da şu bahar yağmurlarında bunaltsa Antalya’da belamı sikse

  11. Bugün çıkan bazı önemli albümler.

    Judas Priest – Invincible Shield
    Myrath – Karma
    Merrimack – Of Gravity And Grace
    Sonata Arctica – Clear Cold Beyond
    Exhorder – Defectum Omnium
    Skeletal Remains – Fragments Of The Ageless
    Midnight – Hellish Expectations

    Bu kaosta hangi birini nasıl yetiştireceğiz bakalım.

    Gökay

    @Ahmet Saraçoğlu, Mahallede top sektirme kapışmalarında herkesten rahatlıkla en az 20-30 fazla sektirip sanki sonsuza kadar sektirebilmeye devam edebilecekmiş gibi görünen fakat çok da uzatmayıp 100 de topu havaya diken arkadaş gibi Skeletal Remains albümü. Bir milyon tane falan riff var resmen albümde, bir kere duyduğun hiçbir şeyi bir daha duymuyorsun gibi hissettiriyor. Kafayı yedirtti, senenin en iyilerinden.

    Abi bir de ek olarak; Kozmik Korku severler; Çamurlu, Bulanık, düşük-orta tempo Death Metal’ den hoşlananlar için, kapağıyla müziğiyle şöyle harika bir albüm var:

    Slimelord – Chytridiomycosis Relinquished

    https://youtu.be/CJOhCJkM9O0?feature=shared

    Underground taraftan da böyle bir ekleme yapmış olalım listeye

    Ahmet Saraçoğlu

    @Gökay, mükemmel betimleme ahah. Albümü dinledim. Bazı anları aşırı Cannibal Corpse kokuyor ama cidden deli gibi rif püskürtmüşler.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Gökay, Slimelord’a da bakacağım sağ ol.

    Ahmet Saraçoğlu

    Cryptic Shift elemanlarının grubuymuş, kesin iyidir.

    TanSolo

    @Gökay, Slimelord – Chytridiomycosis Relinquished sanırım bu sene en çok keyif aldığım metal albümü oldu. Öneri için teşekkürler.

  12. Bana mı öyle geliyor yoksa şu albüm kapağında, kendisinin baraj gölüne bakarak bir tablo tuttuğu hâlinin yer aldığı bir tabloyu tutarak baraj gölüne baktığı sıradaki hâlinin tablosunu tutarak baraj gölüne bakan bir Panteist dinleyicisi mi var?

    https://www.metal-archives.com/albums/Panthe%C3%AFst/Closer_to_God/988044

    Sanırım ilk kez bir albüm kapağında dümdüz o grubun merch ürününü görüyorum. Çok enteresan ve yarrak gibi.

    dust

    @Ahmet Saraçoğlu, cidden yarrak gibiymiş. Fena güldüm. Bir funeral doom grubunun dinleyicisini güldürmemesi lazım.

  13. Black Thunder says:

    Philip Seymour Hoffman, benim için gelmiş geçmiş en önemli 4-5 oyuncudan biri. İnanılmaz bir yetenek, eşsiz bir oyuncu. 46 yaşında vefat etmesi çok üzücü. Ekranda gördüğüm her an ekrana yapışmamı sağlayan, farklı karakterlerin altından büyük bir ustalıkla çok rahat bir şekilde kalkabilen ve olağanüstü performanslar sunmuş müthiş bir aktör. Oscar aldığı Capote filmindeki performansı… Bir oyuncunun ulaşabileceği en yüksek noktalardan biri. Şahika. Olduğu her sahneyi yükseltebilen ulu bir yetenek.

  14. lammoth says:

    Braderim deadhouse olmayınca buralar çok ıssız. Umarım onun için her şey iyi gidiyordur, herhangi bir sıkıntı yoktur. Seviliyorsun reiz

    Boba Fett

    @lammoth, bir şey mi oldu?

  15. Melkor says:

    Steam’in dolara geçişinden sonra oynamak isteyip de alamayacağım ilk oyun dragons of dogma 2 olacak glb. Neyse uzaya adam gönderdik. Yine de şahlanıyoor aman ahah.

    Frostauðn

    @Melkor, Steam’in dolara geçişinden ber bir tane ne oyun ne dlc aldım. Ben oyun alma faslını kapatalı çok oldu işte gelirse gamepass’e oynarım kafasındayım

    Melkor

    @Frostauðn, Benim de tavrım aynısı ama elden ring dlc’yi aldım mesela. Çünkü dolu dolu olacağını biliyorum. Dragons of dogma’da da o vibe var. Alsam mı diye dürtüyolar :(

    Frostauðn

    @Melkor, Dragons of dogma steam hesabımda var ama neden bilmiyorum birkaç kere yüklemiş olsam da beni sarmadı. Skyrim’e bayılırım mesela, Dragon Age öyle ama Dragons of Dogma maalesef sarmadı beni. O yüzden devam oyunu çıkacağını bile bilmiyordum.

  16. Yiğit says:

    Hereditary hayatımda izlediğim en korkunç filmdi. Korktum anlamında değil, bommmmboş ve boktan bir filmdi. O kadar beğenmedim ki en ossuruk filmleri bile kapatmayan ben filmi yarım bırakıp sildim. Devam etme gereği bile duymadım.

    Midsommar da boş ve saçmalıklar dolusu bir filmdi ama izlemeye değerdi en azından. Hereditary çok çok kötü. Beau Is Afraid üç saatmiş. Muhtemelen onu hiç izlemem artık.

    Cerca C.

    @Yiğit, Üç saat boyunca yaramın başını izlesem daha çok anlam bulurdum. Bence hiç bulaşma.

    çaksu

    @Yiğit, Hereditary’i izlerken ilk yarım saat sonrasında bi durup “ulan müthiş bi eser izliyorum ben şu an” diye düşündüğümü hatırlıyorum haha. O kadar iyi ve etkileyici bulmuştum. “O” sahne ve sonrasındaki bi müddet boyunca da ağzım açık izledim. Devam ettkiçe sıradanlaştıydı film. Ama hissimi değiştirecek kadar değil.

    Midssommar’ı da baştan sona çok iyi bulmuştum ben ya. Director’s cut izledim, tiyatral editi çok mu farklı bilmem de…

    Beau’yu ama izlemek için can atmıyorum, çok çekmedi şimdiye kadar.

    Ben de A New Hope’u bitiremedim geçenlerde hahaha. 3 5 kere deneyip deneyip… Farklı farklı bünyelerimiz, kimyasal reaksiyonlarımız, tepkilerimiz… Ne güzel :p

    Yiğit

    @çaksu, aslında izleyeli oldu baya. Dün imdb’de denk gelince puan vereyim dedim sonra da hıncımı alamayıp burada sövdüm. Birkaç ay önce izledim ve üstüne yaklaşık 75 tane film izleyince filmi tamamen unuttum. Yoksa sebeplerimi genişletip daha detaylı tartışabilirdik.

    Filmin sevildiğinin farkındayım. Ağır ve hiçbir şey ifade etmeyen (en azından benim nezdimde) yapısı çok itici geliyor. A24 yapımlarında bu havayı çok alıyorum. Çerezlik izleyip eğlendiğim çok film var, onun dışında tek tük çok beğendim diyeceğim filmler de var (bkz. Aftersun) onun haricinde pek benlik bir firma değil. Çok overrated geliyor bana hatta.

    çaksu

    @Yiğit, Haha. Duygu basması.

    Ben izleyeli 5 6 yıl olmuştur ya. Askerdeydim. Heraldi 2018.

    A24′ten sevdiğim, hatta çok sevdiğim filmler var.. ama biraz itici de geliyolar, adını koyamıyorum şu an. Bilmiyorum, her film aynı görünüyor, mu desem.. Görsellik fazla temiz mi.. Biraz entel sanatsal kasıntılık mı..

    Yiğit

    @çaksu, evet evet hem biraz entel kasıntılık hem de aynı ve temiz görünme. Çok derin bir şeyler anlatıyormuş gibi görünüp aslında gayet sığ olan sahneler beni çok sinir ediyor. Lanthimos’ta da bu havayı alıyorum.

    Dysplasia

    @Yiğit, son yıllarda izlediğim iyi korku filmlerinden birisidir Hereditary. İlk izlemede boşmuş gibi gelse de filmin üstünden bir kez daha geçince ince ince işlendiğini anlıyorsun. Bazı noktalarda sıçtığı doğrudur ama yarıda kapatılacak bir film değil.

  17. Melkor says:

    Ne oppenheimermış be. Yarak gibi biyografi filmiydi. Zaten bu heriften ve toksik fanlarından gına gelmişti. Bir de scorsese reisi eli boş döndürdüler. Her zamanki oscar rezillikleri. Siktirin deliler.

    Ugur

    @Melkor, “Yarak gibi biyografi filmiydi”

    Yoo değildi.Sen öyle dedin diye öyle olmuyor.Bir şey popüler olunca da yarak gibi olmuyor.Her neyse, Oscar rezillikleri arayan Black Panther’ın en iyi film dalında aday olduğu seneye geri gidebilir.Azıcık kalan prestijini toparlamak için eli yüzü düzgün filmlere yeniden ödül vermeye başladılar ama geçmiş olsun şu saatten sonra.

    Melkor

    @Ugur, Benim dediğimle bir şey olduğu yok zaten. Sanıyorum şeyhini savunan mürid psikolojisine girdiğin için sana öyle geldi. Vasat oğlu vasat bir biyografi filmiydi. Zaten oscar almak için çekildiğinden yarak gibi dedim.

    Ugur

    @Melkor, Kimsenin müridi değilim.Subjektif yorum yaparken am sik yarak göt yazınca fikrimizin doğruluğu pekişmiyor.Bir de son dönemde nedense birilerini birilerinin fanı olmakla suçlayanların sesi, fanlardan daha fazla çıkıyor.Birileri bir şeyin fanıysa default haksız, görüşü geçersiz.

    Neyse daha yazmayacağım.Bir şeyleri yorumlarken kendimizce bir görüş belirttiğimizi unutuyoruz heralde.

    Melkor

    @Ugur, Kendimi yaraklı mı amlı mı ifade edeceğim beni bağladığı için orası seni ilgilendirmiyor. Film ile ilgili bir argümanın da olmadığından boş yapıyosun kusura bakma. Mesele kimin sesinin çok çıkıp çıkmadığı değil. Tam o amaçla çektiği vasat filmiyle başından aşağı ödül döktüler umarım bir 20 sene görmeyiz nolan’ı ve onu şeyhi gibi savunan toksik kitlesini. bıktık çünkü.

    Ugur

    @Melkor, Yazmayayım dedim ama dayanamadım.Bana boş yapıyorsun demeden önce “Yarak gibi film”in altını doldurursan sevinirim.Fanboyluk toksiliğine ve bir isme yönelik alerjiden başka bir argümanın yok anladığım kadarıyla.İşine gelmeyen yorum yazanlara o’cu bu’cu yakıştırmalar yapman da hoş değil.Hani toksiklikten dem vuruyorsun ya komik oluyor.

    Her neyse, film geçtiğimiz yılın izlenebilir bir kaç filmden bir tanesiydi.Hatta bana göre en iyisiydi.David Fincher’in bile netflix’e vasat film yaptığı şu zamanda Oppenheimer ve bir kaç film dışında izlenebilecek görece orta-büyük yapımları bulabiliyorlarsa tebrik ederim.

    Melkor

    @Ugur, Burası film review sitesi değil ki paragraflarca yazı yazayım. Sen de altına katılmıyorum ben çok beğendim diyebilirdin ve karşılıklı altını doldururduk. Ama onun yerine yarak kelimesine tetiklenmeyi seçtin. Çünkü fanboyluk alelade bir film yorumunu bu kadar ciddiye almayı gerektirir. Allah kurtarsın çok zor.

    Ugur

    @Melkor, Burası ağlama duvarı da değil.Saldırgan bir yorum yapıp kendine sataşılmamasını bekleyemezsin.Yorumuna yorum gelince ayarı bozulanı çok gördüm ama bu kadar inatçısını görmemiştim.Hala bana fanboy ithamında bulunuyorsun, ya okuduğunu anlamakta güçlük çekiyorsun ya da argünman olmayınca ne kadar tekrarlarsam o kadar inandırırım diye düşünüyorsun heralde.Seninle iletişimde olanların da allah yardımcısı olsun.

    Frostauðn

    @Melkor, Nolan dalyarağını gram sevmem izlerim filmlerini bazılarını da severim gibi tuhaf bir ilişkim var kendisiyle. Bence kendi sinematografisine bakınca daha iyi filmleri var. Oppenheimer izlemedim ancak yorumuna güvendiğim bazı sinefil insanların yorumlarından duyduğum kadarıyla uzun ve diyalog üzerine kurulu bir film ancak diyalogların da o kadar etkileyici olmadığını yer yer sıkan bir yapım olduğunu söylüyorlar. Bu noktada kesinlikle Oscar ödülünü hak etmiyor ama Oscar’ın zaten bir olayı kalmadı. Sanırım Nolan’a artık bir Oscar verelim amk hem o kadarda gündem oldu çıktığında film aradan çıksın dediler. Nolan’ın yaptığı filmlerde ki kendi o klasik liboş Amerikancı iyilik güzellik dünyayı kurtaracak fikirlerini sokmasını sevmem. Mesela Batman serisinde hem ikinci filmde şu feribottaki sahne hem üçüncü filmin sonundaki olay falan öyleydi ama güzel filmleri de var. Oscar’ı hak eden bir yönetmen miydi ondan öte Oscar’ın artık boş beleş bir ödül olduğu gerçeğini kabullenmemiz gerek zaten bunu kabullenince artık kıymet vermediğim bir ödül töreni. Kendileri çalıp oynasınlar gerçekten bir karşılığı yok artık.

    Noumena

    @Melkor, Oppenheimer aslında bir biyografi filmi değil. Bütün söyleyeceklerim bu kadar..

    Melkor

    @Noumena, Dünya halklarının kardeşliğine atılan atom bombasını geliştiren fizikçinin hayat hikayesine bezenmiş post savaş filmi desen bile yerim. O kadar ne olduğunu bilmeyen bir film ki. Hiçbir şeyi tam olamıyor. Ama çok iyi film yersen ahah.

    ismail vilehand

    @Melkor, toksik fan kitlesi yüzünden birilerinden nefret etmeni çok iyi anlıyorum çünkü bunu ben de yapıyorum (örnek vermem gerekirse Dream Theater, Tool ve Opeth fanları, sosyal medya Galatasaraylıları, vs, vs…) ama Oppenheimer konusunda katılmıyorum.

    The Dark Knight üçlemesi sonrası Nolan ne yapsa beğenmedim, eskiden günde 3 film izlerken son yıllarda sene boyunca 3 film izlemeye başlayacak kadar sinemadan soğumuş bir haldeyim, biyografi tarzı filmlerden nefret ederim, izlerken fenalık geçiririm ama Oppenheimer’a bayıldım ve soluksuz izledim. Bence bu film daha iyi çekilemezdi.

    Sonuçta The Godfather’a bile bok gibi film diyenler varken Oppenheimer’ı bu derece sert tartışmamalıyız bence.

    ismail vilehand

    Bir de ne geldi aklıma, Mad Max: Fury Road’un ödülleri süpürdüğü töreni TV’den izlerken aynı anda PC’den de Twitter ve ekşi sözlüğü takip ediyordum, korkunç bir göt yanması ile çığlık çığlığa ağlayan fularlıların yorumlarını okurken zevkten dört köşe olmuştum. “Fast & Furious’un çölde geçeni bu! Nasıl ödül verirsiniz?” diye ağlıyorlardı.

    O günden beri hiç Oscar ödül töreni izlemedim, takip etmedim. Dün de izlemedim mesela. Bence bu kadar takılacak bir tarafı kalmadı.

    Bence Leonardo DiCaprio nasıl belgesel kıvamındaki ayı ile güreştiği vasat film ile Oscar aldıysa Nolan da birilerine göre vasat bir film ile almış olabilir.

    Uzun lafın kısası, gereksiz fazla hiddetlendiğini düşünüyorum ama tabi sen bilirsin. Sonuçta belli sınırlar içinde kalarak istediğimizi söyleyebildiğimiz bir yerdeyiz.

    Melkor

    @ismail vilehand, Ben ne kadar çok sevmesem de nolan büyük yönetmen. Fakat son iki filmi teknik açılardan çok iyi olsa da ne olduğunu bilmeyen kötü filmler. Teneti geçiyorum zaten. Hem kötüler hem de oscar almak amacıyla çekildiler. Toksik kitlenin anlamak istemediği kısım burası. Nolan ne kadar blockbuster işler yapsa da oscar almak için film çekecek adam da değil. Sonunda istediğini aldı bundan sonra eski tarzına döner ve güzel filmler çeker umarım. Dikkate alıp tane tane anlatmışsın eyvallah.

    Raddor

    @ismail vilehand, Mad Max: Fury Road \m/ \m/

    B for Beytullah

    @Raddor, mad max begenmeyen dibini dovduruyordur, derin girtlak yapiyordur.

    Dysplasia

    @ismail vilehand, Mad Max: Fury Road’un o kadar ödül almasının nedeni minimum cgi ile o ölçüde bir filmi şlak diye masaya vurabilmeleriydi. Üstüne bir de dahiyane bir sinematografik üslup oturtmuştu. Çoğu yönetmenin ıslak rüyası olabilecek bir film. İzlerken çerez gibi film harcayanlar o filmin teknik başarısını pek anlamıyor haliyle. Köküne kadar sinema sanatıdır o film.
    Oppenheimer’ı daha izlemediğim için tartışmaya giremem ama Nolan da bu kafada bir yönetmen olduğu için seviliyor zaten.

    Raddor

    @Dysplasia, Nolan filmlerinin bazı yönleri çok iyi, bazı yönleri kötü. Kötü yönlerini bir ekşi yazarı iyi tespit etmişti, tamamen haklı buluyorum:

    https://eksisozluk.com/entry/54044560

  18. ismail vilehand says:

    Ayak İşleri > Mahsun J > Erşan Kuneri > Gibi > Var Bunlar > Doğu > Prens > Bartu Ben

    Hepsi güzel tabi. Dijital platformlar olmasa yerli yapım izleyemeyeceğiz.

    eatthegun

    @ismail vilehand, Abi Gibi zirve bence, apayrı bi saçmalık o dizi ya, bir de o tarz komedi bizde pek olmayınca rakibi de yok bence

    ismail vilehand

    @eatthegun, Gibi’ye hala bayılıyorum ama ilk 2 sezon sonrası benim için yeteri kadar güldürmeyen ancak izlemesi çok zevkli bir şeye dönüştü. İlk 2 sezon kadar kahkaha attıramıyorlar bence.

    Ayak İşleri’ni izledin mi? Bana göre zirve Ayak İşleri’dir.

    eatthegun

    @ismail vilehand, Ona kesin bakıcam abi çok merak ettim şimdi henüz bakamadım o kadar çok şey çıktı ki yetişemiyorum valla

    Gibi bence de biraz değişti ama bende de şöyle oluyor bazı bölümlerinde gülmekten kendimden geçiyorum bazılarında dediğin gibi izlemesi zevkli oluyor sadece, yine de bu feyyaz arkadaşın mizah anlayışını çok sevdiğim için kıyaslayamadım hiç bu okan bayülgenin eski programlarında yaptığı skeçler falan da efsaneydi baya

  19. ismail vilehand says:

    Yeni The Crow neden müptezel Türk T-rapçilere benziyor? Tipi görünce “kardeşim helikopter” diye bağırdım.

    ismail vilehand

    The Crow trailer yayınlandı:

    https://streamable.com/gbq8fw

    Raddor

    @ismail vilehand, çok kötü değil mi ya. The Crow deyince aklıma gelen ilk şey Gotiklik. Çatıda elektro gitarı kökleyen uzun saçlı, rocker imajlı Brandon Lee abimiz nere, bu rapçi kılıklı apaçi nere. Yorumlarda da insanlar ateş etmiş ve filmin adını The Pigeon koymuşlar.

    O kadar rahatsız oldum ki hemen 1994 fragmanını açtım. Ne göreyim The Pigeon yorumunu yapanlar eski trailer’ın altında toplanmış. Yenisinden rahatsız olup orijinal filme kitleler halinde kaçmışız.

  20. Bugün yeni Vltimas, Aborted ve Necrophobic albümleri çıktı, sonumuz hayır olsun.

  21. şeyh hulud says:

    Pathfinder: Wrath of the Righteous steam’de %70 indirimde. Baldurs Gate 3 ve Divinity Original Sin 2′den sonra oynayacak yeni CRPG arıyorsanız tavsiye ederim. D&D ruhunu dijitale en başarılı aktaran oyunlardan biri.

    Dysplasia

    @şeyh hulud, Büyülerin, yeteneklerin, güçlerin action barlara sığmayacak kadar çok olması nedeniyle günün sonunda çoğunun ne işe yaradığını bile özümseyip anlayamadan 230 saatlik oyunu bitirmiştim. DnD ruhuna bir de Heroes sosu eklemeleri de takdir edilesi ama arada oyunu boğduğu için tekrar oynama isteğimi köreltmişti. Yine de karakter buildleri açısından piyasadaki en zengin oyun olabilir.

    ismail vilehand

    @Dysplasia, @şeyh hulud, o var ama Pathfinder: Kingmaker da var. Önce onu mu oynasam?

    Bir de Atom RPG var. Bayağı ilk 2 Fallout oyunu gibi duruyor. Kafamda deli sorular.

    şeyh hulud

    @ismail vilehand, Kingmaker’ı oynamadım ama araştırırken ikisi hakkında da çok fazla yorum okudum. Genel olarak herkes 2. oyunun Kingmaker’a göre hem hikaye/diyaloglar hem de gameplay açısından çok daha önde olduğunu söylüyor. Kingmaker’da son boss’u kesen oyuncuların sayısı yanlış hatırlamıyorsam %5 civarındaydı, yani başlayan oyuncuların çoğu oyunu bitirmemiş.

    İkisi de inanılmaz uzun oyunlar, ikisini arka arka oynamak muhtemelen bayabilir. Eğer oyunlara fazla zaman ayıramıyorsan doğrudan Wrath of the Righteous ile başlayabilirsin bence, hikaye açısından aralarında neredeyse hiçbir bağlantı yok.

    Oynamadıysan Pillars of Eternity 2′yi de öneririm. RPG ile denizcilik/korsanlık temasını birleştiren özgün bir setting’i var. Alışılmış crpg’ler arasında kendine farklı bir yer açmayı başarmıştı.

    ismail vilehand

    @şeyh hulud, “Kingmaker’da son boss’u kesen oyuncuların sayısı yanlış hatırlamıyorsam %5 civarındaydı, yani başlayan oyuncuların çoğu oyunu bitirmemiş.”

    Kesince ekran görüntüsünü atarım. Frank Horrigan’ı zevkine yumrukla öldürmüş adamım ben.

    Dysplasia

    @ismail vilehand, Kingmaker’ı ben de oynamadım, çok saçma bir zorluğu olduğundan bahsediyorlardı; uğraşamadım açıkçası. Atom RPG’yi de oynamadım, bana ucuz bir klon gibi gelmişti, çok da iplemedim.

    şeyh hulud

    @Dysplasia, oyunun yapımcısı Rus olduğundan eklenen Heroes of Might and Magic tarzı kısımlar şaşırtıcı değil :) Kore’de Starcraft ne ise Rusya’da da HOMM odur, Doğu Avrupa’da büyük kitlesi var. Bildiğim kadarıyla HOMM tarzı kısımları oyunda kapatmak veya geçmek mümkündü.

    Pathfinder: Wrath of the Righteous gerçekten şimdiye kadar gördüğüm en detaylı CRPG olabilir. Zaten Pathfinder çok detaylı bir sistem olmasıyla ünlü, onu olabildiğince aktarmaya çalışmışlar.

    ismail vilehand

    @Dysplasia, @şeyh hulud, Bir de şöyle bir şey var, mesela real-time savaşılan RPG oyunlarında (Mass Effect ve Bethesda’nın Fallout oyunları gibi ateşli silah kullanılanlar hariç) bir dümen çeviremiyorsun. İyi silah, yüksek HP veya defans, zamanında dodge atmak gibi bir sürü öğe var, ki bunlar yüzünden Soulslike diye bir tür çıktı. Aşırı sabırlı olman lazım. Ancak savaş turn-based olursa her zaman bir dümen çevirebilme ihtimali var gibi geliyor bana.

    Misal en basiti kapı ağzına adamları sağlı sollu yığ, sana vurmak için gelenleri patakla gibi. Civilization oynarken bile hala mümkün olduğunca başkentin sırtını denize verip, ülkeyi yarım ada veya tek girişi olan dağlık alana kuruyorum savunması kolay olsun diye.

    Dünyanın en zor real-time savaşılan oyununu mu yoksa dünyanın en zor turn-based savaşılan oyununu mu bitirebilirsin deseler ben net turn-based derim. Her zaman bir katakulli çevirmek mümkün.

    şeyh hulud

    @ismail vilehand, real-time ve party-based rpg oyunlarda sürekli durdur-devam-durdur-devam olayı bir süre sonra beni çok boğuyor. Sırf bu yüzden Baldurs Gate 2 ve Icewind Dale serisini hiç bitirmedim. Bir de turn-based oyunlarda masaüstü rpg sistemlerinin kuralları daha iyi yansıtılıyor bence. Dediğin gibi yapay zekayının açıklarını istismar etmek mümkün olsa da turn-based dövüşlerde her şeyin net ve derli toplu olmasını tercih ediyorum, taktiksel açıdan bana daha çok zevk veriyor.

    Pathfinder oyunlarında hem turn-based hem de real-time seçeneği var. 6 kişilik partylerde turn-based dövüşleri fazla ağırlaştırabileceğinden real-time seçeneği özellikle önemsiz dövüşlerde daha pratik oluyor. DOS 2 ve Baldur’s Gate 3 gibi turn based rpg’lerde maksimum party sayısının 4 olması bu yüzden makul geliyor bana.

    ismail vilehand

    @şeyh hulud, örnek verdiğim kapı çıkışını tutma olayında daha hiç bir yapay zekanın “Lan ben niye dışarı çıkıyorum ki? Bu adam zaten beni kesmeden ilerleyemeyecek.” diyerek kendi kapısını tutup, üzerine beklediğini görmedim. Yapay zeka sürekli üzerine geliyor. Dünyanın en iyi oyunu olarak görülen BG3′de bile bu böyle. Bence oyun firmaları bununla alakalı bir değerlendirme yapmalı.

    Gerçi bunu da çözerlerse dünyada kimse Xcom saçmalığını bitiremez. Oyunun varlığı bile eziyet resmen.

    Raddor

    @şeyh hulud, Steam’de zamanında alıp oynamadığım oyunları bitireyim dedim ama çok eski oyunlar da var. Bunlardan biri Baldur’s Gate’in ilk oyunu. Oyunu durdurup dört karakter için on saat taktik yapman gerekiyor. Eski oyunların da oyuncuya hiç acıması yokmuş. Yeni nesil, oyun falan oynamıyor, iki tuşa basıp sahne geçiyor gibi geliyor bunlarla kıyaslayınca.

    Buradan eskiyi övdüğüm anlaşılmasın. Yeni nesli tercih ederim. 80′lere bakıyorum, Super Mario gibi ölmeden iki dakika bile yürümenin zor olduğu oyunlarda save sistemi olmadan sadece üç yanma hakkıyla 32 bölümü geçmen gerekiyor. Bu kadar challenge da fazla be.

    O yüzden real time, zengin hikaye, açık dünya, quick save ve istediğin zaman zorluk düşürme candır. Yani Bethesda. :)

    Dysplasia

    @şeyh hulud, Doğru, kapatma seçeneği vardı, şimdi düşününce tekrar başlamama engel bir durum yokmuş aslında ahah. Gerçi sırada yine Owlcat games’in Rogue Trader’ı duruyor. Karakter yaratma ekranından öteye geçememiştim, kendimi verebileceğim bir boşluk bulursam önce onu oynamam lazım.

    @ismail vilehand, Dünyaya gözümü BG ile açtığım için turn-based’e uzun süre üvey evlat muamelesi yapmıştım ama doğruya doğru turn-based ile her şey kontrolün altında ve aklına gelen her türlü çılgın fikrin sonucunu tartmak için en iyi sistem. Ancak rpg olmayan turn-based’lerde öyle saklandığın yerden keklik gibi avlamak artık pek olmuyor sanki, en son Chaosgate oynamıştım; saklandığım yerden çıkarmak için her türlü taktiği uyguluyordu ibneler.

    @Raddor, Dur bi saniye, Bethesda boklamadan edemiyorum. Bunca yıldır oyun oynarım, sikerler diyip kenara attığım 10 tane oyun ya vardır ya yoktur. Bunların 6 tanesi Bethesda rpg’si.

    Raddor

    @Dysplasia, hepsini geçtim, Skyrim sevilmez mi ya. Haritasını karış karış ezbere bilirim. Arada memleketimin türkülerinden de dinleyip kendimden geçiyorum.

    https://youtu.be/QnkrmBjXMQU?si=e_l0eSnDVFmI33sn&t=60

    Dysplasia

    @Raddor, Sadece onu bitirebilmiştim zaten, iyi oyundu yalan yok. Ama modların da payı büyük.

    Frostauðn

    @şeyh hulud, Önceden ilgimi çektiğinden epic’ten almıştım tüm dlc’leri ile season pass1 ve 2 dahil toplam 200 lira vermemiştim. Ben steam’e girmeyeli baya oluyor indirim dedin diye şimdi açtım baktım o kadar 6 dolar hala çok geliyor gözüme ve dlc’siz 13.77 sanırım tüm dlc’ler dahil. Üzücü olan bir Baldur’s Gate’i kaçırdım daha da oynayamam sanırım Gamepass’e falan gelmedikçe

  22. Raddor says:

    @deadhouse, ben bu adamın sitede en çok tepki gördüğü zamanlar bile iki günden daha uzun süre yazmadığını hatırlamıyorum. Başka bir sıkıntı oldu herhalde. Hepimiz zaman zaman kötü dönemlerden geçiyoruz. Umarım ciddi bir şey yoktur. En son varoluşsal krizlerin grubu Neurosis’in kritiği yazıp kaybolması da cabası.

    Bunu yazıyorum ki biri çıkıp “iyi ya taş gibi hatun yaptı o yüzden yazmaya fırsat bulamıyor.” desin, rahatlayalım.

    Frostauðn

    @Raddor, Umarım iyidir bir sıkıntısı yoktur.

  23. şeyh hulud says:

    Geforce Now’da bu aralar %40 indirim var, geçen 6 aylık aldım. Benim gibi patates laptopunuz varsa ve internet bağlantınız iyi ise güzel bir seçenek, şimdiye kadar sorun yaşamadım. Muhtemelen 10 yıl sonra oyun oynamak için eve donanım almak diye bir şey pek kalmayacak, Nvidia’nın bunu fark edip önceden harekete geçmesi akıllıca olmuş. Konsol tarafını pek bilmiyorum ama PlayStation falan da yavaş yavaş cloud’a geçiyor sanırım.

  24. Yiğit says:

    Hazır turn-based falan konuşuluyorken ff vii rebirth oynayan var mı? Ff vii orijinalini oynamış ve epey seven biri olarak remake serisinin tamamlanmasını bekliyorum. Ancak turn-based ile gerçek zamanı çok güzel harmanlamışlar gibi duruyor. Sitede o kadar rpg gurusu var ama jrpg’ler pek konuşulmuyot.

    Cryosleep

    @Yiğit, Türkiye’de genel olarak JRPG’lere karşı bir önyargı var ya. Bu siteye özel bir durum değil.

    Frostauðn

    @Yiğit, Anime işlerini falan sevmediğimden bakmıyorum hiç bunlara bu arada bu gerçekten turn based sayılıyor mu az baktım da hiç turn based gibi gelmedi bana ama emin de değilim.

    Yiğit

    @Frostauðn, ff vii rebirth için konuşuyorsan ne sıra tabanlı ne de gerçek zamanlı denebilir ikisinin karışımı gibi duruyor. İlk remake’i biraz oynadım sadece. Zaten hem konsolum yok hem de asıl oyunu böle böle remake yapıyorlar o yüzden tamamlanmasını beklemek benim için en iyisi. Orijinal ff vii turn-based. Gayet güzel oyundur. Halen daha yüklü arada oynuyorum. Bir ara telefondan da oynamıştım.

  25. Melkor says:

    Yıllar sonra eli yüzü düzgün godzilla çekildi glb. Onu da ülkede vizyona sokmadılar. Sinema sektörüne kafam girsin gerçekten. Evet minus one.

    Vertax616

    @Melkor, Godzilla Minus One dünyanın önemli bir kısmında vizyona girmedi maalesef, sadece ABD’de geniş çaplı vizyona girdi. Blu-ray’i bu sene çıkacak, merakla internete düşmesini bekliyorum. 2016 yapımı Shin Godzilla da gayet güzeldir öneririm, o da Minus One gibi ciddi tona sahip sağlam bir film. Benim bu sene asıl beklediğim Godzilla X Kong, bu sefer olaylar iyice absürtleşecek olsa da ABD yapımı Monsterverse filmlerinin yeri benim için çok ayrı, görsel şölen olacak. Yalnızca beyni kapatıp izlemek gerekiyor o kadar da olsun :)

    Melkor

    @Vertax616, Mayısta çıkıyor blurayi ama imaxte izleyemedik o uyuzuma gitti. Shin godzillayı biliyorum iyiydi. Ama godzilla ve kong’a hiç coşmuyorum ilk filmini de pek sevmemiştim. Siktiğimin maymunu çık da godzilla izleyelim oluyorum ahah.

  26. Necrobutcher says:

    oldschool zombi firmlerini zilemek istiyorum uzun zamandır. bugün şununla başlayacağım https://www.youtube.com/watch?v=IxjH83cVvUg

    buna benzer öneriler gelir mi ?

  27. Raddor says:

    Rüyamda müzik ile futbol birbirine o kadar karıştı ki uyanınca dahi yaşadığım beyin amcıklamasından uzun süre kurtulamadım.

    Şöyle ki, rüyamda Metallica ile Bayern Munih’in maçı vardı. Bir anda aramızda James Hetfield’ın o kadar iyi santrfor olmadığına dair tartışma çıktı. İşte neymiş, Hetfield kendini hep dar alana hapsediyormuş. Yeterince koşmuyor, hareket etmiyor, elinde gitarla takılıyormuş. “İyi de kardeşim” diyorum ben de, “adamın müthiş bir tekniği var. Yaptığı işi kolay gösteriyor, öyle bir bitiriciliği var ki yıllardır yaptığı skorlarla Metallica’yı hep en üste taşıdı. Ayrıca adam kaç yaşına geldi, hala taş gibi oynuyor. Yakında jübile yapacak, değerini bilelim. Futboldan bir Messi, Bir Cristiano Ronaldo, bir de James Hetfield geçti beyler yapmayın.”

    Sonrasında maçı izliyoruz. Papa Het artık yaşlı olduğu için maça yedek klübesinde başlıyor. Bayern de Metallica’yı maçta ezip geçince ortalık karışıyor. Rick Rubin’e yazar diyenler, Metallica’yı üst üste şampiyon yapan İmparator Bob Rock geri dönmeli diyenler. Bu şekilde seyirciler gerginken Bayern’in oyun kurucusu Mikael Akerfeldt’in seyirciye yaptığı olta hareketiyle Black Metalciler sahaya iniyor. Tamam bu paragrafı sallıyorum ama rüyanın detaylarını unuttuğum için. Yoksa yine aşağı yukarı bu tarz şeylerdi.

    Rüyadan yoruldum.

    Erhan

    @Raddor, Megadeth’in Metallica’ya 6 attığı maçı unutmuyorum ben de. Dönemin en iyi forvetlerinden olan Al Pitrelli Metallica’nın taze savunma oyuncusu Robert Trujillo’yu şamar oğlanına çevirmişti adeta. Ama daha sonra gidip Exodus’tan 4 yediler orası ayrı. Son olarak Testament’in Brotherhood of the Snake sampiyonluğu da efsanedir.

    Raddor

    @Erhan, haha Megadeth’in Metallica’ya 6 attığı maç çok iyi. O günden beri Dave Mustaine sürekli 6-0 diye hatırlatıp durur. Metallica’ya kenetlenmiş durumda, bunların işi gücü Metallica olmuş. Bir de Lars Ulrich gizlice ilahi dinliyormuş güya, himmetçi Lars deyip duruyorlar.

    TanSolo

    @Raddor, bayagi guldum sdfsdfs sag olasin.

    Raddor

    @TanSolo, yaşarken hiç komik gelmemişti, bilinçsel bir işkenceydi çünkü aklımın bir köşesinden sürekli “oğlum bir yanlışlık var ya, bunlar müzisyendi sanki yaa” diye geçiriyordum ama bilinçaltım sanki inatla benle taşşak yapmaya devam etmek istercesine saha kenarında ısınma yeleğiyle koşan James Hetfield falan göstermeye devam ediyordu.

    TanSolo

    @Raddor, bazen ben de obsesyona sahip oldugum seyler hakkinda boyle sacma sapan ruyalar goruyorum, “ne ucube adamim amina koyayim” diyip kendimden nefret ediyorum. Belli ki cok takilmamak lazimmis, benzerini senden duyunca aslinda cok eglenceli oldugunu fark ettim.

    Raddor

    @TanSolo, herkese oluyordur. Son haftalarda 24 modlu Pes 21 kariyer oynamaktan bağımlısı oldum. Anca Survivor ünlüsü olabilecek bir topçuyken Acun abinin torpiliyle Hull City’de teknik direktörlük kariyerime başladım. Raddor yapamaz, edemez diyorlardı ama iki senede Hull City’yi premier lig’de 7′nci sıralara kadar getirdim. Bu başarılı süreçte Mahrez, Immobile gibi topçuları da renklerimize bağladık (Ozan Tufan’ı bir b*k zannedip çok para verdiler, iyi sattım)

    Böyle bir başarı sonucu dünya kupasına katılmaya hak kazanmış Türkiye’yi bana emanet ettiler. “Yeni Terim, Yeni Şenol Güneş bu çocuk” dediler. Gruptan lider çıktık, çeyrek finalde İngiltere’yle eşleştik. Milli takımın İngiltere’ye ilk golünü attıran t.d. olarak tarihe geçecektim, olmadı. İnanılmaz. Bir ara Yusuf Yazıcı boş kaleye bile atamadı. Resmen lanetli bu durum. Maalesef elendik, Şenol Hoca’nın üçüncülük rekorunu kıramadım.

    Ama güzel haberler vardı. Geçen üç senede ve dünya kupasında İngilizlerin gözüne girmişim iyice. Manchester United bana geldi. Artık bizi şampiyon yapsa yapsa sen yaparsın, 10 küsür yıl oldu, bu büyük görev senin, sana çok güveniyoruz dediler. Dedim “önce şu Hojlund’la olmuyor, parayı basın, bana Seria A’dan Oshimen’i getirin” dedim.

    Sezona çok iyi başladık. Osimhen gol krallığında Haaland’ın eline veriyordu. Ama Chelsea’ye bir şeyler olmuş, liderliği bir türlü vermiyor, göt göte gidiyoruz. Bir yandan Avrupa Ligi’nde gruptan çıkıyorum ve son 32′de Panathinaikos’la eşleşiyoruz. Terim hocayla! Ulan diyorum ManU’yla adamı ezip geçecez. Lig’de de çok önemli maçlar var. İlk maçı çok sallamıyorum 0-0 bitiyor.

    İkinci maçta tüm Türkiye bizi konuşuyor. “İmparator, Raddor’a karşı. Bu topraklardan çıkan iki t.d, yılların deneyimi ile erken yaşta parlamış bir genç. Fatih Terim’in bu takımı geçmesi imkansız ama geçerse büyük olay olur” diyorlar. Kendi evimizde olan ikinci maçta bastırıyorum. Tek kale maç yapıyoruz resmen ama amına koduğumun kalecisi bir türlü yemiyor. 7 şut kurtarıyor. Uzatmalara gidiyoruz. Yine yemiyor ırzını çüktüğümün herifi. Penaltılara kaldık la! Şaka gibi! Siki boklu Panathinaikos’la koskoca Manchester United penaltılara kalıyor.

    *mını, yolunu, ırzını, kitabını, ceddini……. kalecisi yemiyor amk yemiyor siktiğim penaltılarda eleniyoruz. Tüm basın, özellikle Türkiye’den, ekşi sözlük, youtuber’lar benle taşşak geçiyor. “Raddor abartılmış balondur, koskoca ManU’yla İmparator’u geçemedi. Terim bu ülkenin gelmiş geçmiş en iyi teknik direktörüdür. Raddor ne sikim, Hull City’yle bir tane championship kazandı diye kendini ne sandı bu sik kırığı, Acun’un torpillisi” diye demedikleri kalmıyor.

    Şimdi premiere ligde son haftalar, şampiyonluk da Chelsea’ye gitti, hatta ikinciliği de City’ye kaptırdım büyük ihtimalle ve Manchester taraftarlarından da büyük tepkiler alıyorum. Elimizde bir Liverpool’la FA cup finali kaldı. Sezona çok güzel başlayıp büyük övgüler alırken büyük bir hayal kırıklığına dönüştük.

    Fifa ya da FC24 gibi değil ki top balon gibi girsin kaleye. Girmiyor amk girmiyor, kaleciler yemiyor. Son anda uzanmalar, el koymalar falan, 1 puan almaktan yıldım. Kıracam bilgisayarı sinirden.

    İşte hem bu yüzden, hem de gerçek hayattaki olaylardan ötürü rüyalarıma giriyor bu ara çim sahalar. Oynamıyorum ulan bırakıyorum, amk Konami’si, senin yapacağın oyunu si.. iyi ki battın gittin.

    Raddor

    Ulan çok dolmuşum oyuna, kitabe gibi metin döşemişim.

    Yiğit

    @Raddor, hani e football 24 oynuyordun çok gerçekçiydi?

    Ben bu kariyer olayının büyük bağımlısıyım. Pes 6’dan beri kariyer yapıyorum. Hayatım boyunca on bin saatten fazla kariyer oynamışımdır fifa pes karışık. En son pes13 oynadım sonrası hep fifa. Geçen haftalarda tak etti fifayı sildim. Klasik olarak Ipswich Town ile kariyer yapıyordum yine. Sebebi de üçüncü ligde zamanında uefa kupası kazanmış tek takım olmaları. Yıllar önce yaşadıkları bu sevinci tekrar yaşatmayı seviyorum. İlk sezon üst lige atlayamadım ama FA Cup’ı kazandım böylelikle uel katılım hakkı elde ettim. Kadromda altyapıdan gelen wonderkidler ve özellikle de Arda Güler ile esip gürlüyordum. Uefa’ya kalınca Sociedad’dan Barrene’yi çektim. Kupayı kazandım ve tarihte şampiyonlar ligine alt liglerden katılan ilk takım oldum. Ama evet fifa kolay ve bu tarz şeyler çok kolay yapılıyor. Yine de city maçında kalemde 23 şut görüp gol yememiş olmam ve maçı 1-0 kazanıp fa cup’ı almam çok zevkliydi.

    Ha artık o kadar bıktım ki şu oyunun yapay zekasının boktanlığından, ben bile bıkıp sildim. Modları yaz da şu pese bir tekrar şans vereyim.

    Raddor

    @Yiğit, e Football 24′te kariyer modu yok. Tamamen online odaklı, offline maç bile yapılamıyor doğru düzgün. Herkes gömüyordu, ben kötü bulmadım çünkü sonuçta beleş oyun. Oynanışı da biraz geliştirmişlerdi. Bir süre keyifle oynadım ama sonunda kariyer yapmak istedim.

    Kariyer modu olan son Pes oyunu 21. O yüzden SmokePatch diye bir ekip var, her sene bu oyunu modlayıp sitelerinde sunuyorlar. Orijinal olarak bu içeriği hiçbir yerden satın alamayacağın için sitelerinden direkt beleşe indiriyorsun. Yani tamamen unofficial, ama iyi iş çıkarmışlar. Süper ligin bile tezahüratları, formaları, amblemleri her şeyi tam.

    Buradan update’iyle beraber 12 part dosya indirmen gerekiyor. Toplam 25 gb.
    https://www.pessmokepatch.com/2023/09/spfl24.html

    Ardından yüz paketini de indirip oyunun içine atman lazım, yoksa herkes Bilal’e benziyor. Gerçek yüzler olmadan sarmıyor. Bu da 8 part, 25 gb. Bunun update’lerine gerek yok. Küçük takımlardaki adamların yüzleri olmasa da olur.
    https://www.pessmokepatch.com/2022/08/fl23faces.html

    2024′te Pes’te kariyer modu ancak böyle oynanabiliyor. Modu yapanlar da bunu düşünmüşler, özlediğimiz seriyi devam ettirmek istedik diyorlar.

    Ipswich Town var oyunda ama üçüncü ve dördüncü ligler yok.

    Ben de FA Cup’ı kazanmayı başardım az önce. 4-4-2′ye döndüm. Hojlund’a haksızlık etmişim. Çift forvette Osimhen’i gölgede bıraktı. Ligde de üçüncü olduk. İlk defa Şampiyonlar Ligi’ne gideceğim, bekleyin lan beni, babanız geliyor!

    Ben wonderkid’leri kullanmıyorum, yaşlı, hazır oyuncu alıyorum hep. Çünkü aynı takımda bir seneden fazla kalmaktan sıkılıyorum. Şl’ye giden başka takımdan teklif gelirse direkt giderim.

    Fifa’da yapay zeka çok sıkıntı cidden. Enis Kirazoğlu’nun yeni serisini izlemediysen mutlaka seyret bu bug’lar yüzünden çok komik. Kariyer modunda da enteresan şeyler var. Mesela Real Madrid, hücum oyuncusuna bana geleceksen bir sezonda 40 slide tackle yapmalısın diyor. Enis de Ancelotti kendisiyle taşşak yaptığı için kızıyor ama bütün sezon millete kayıp durmak zorunda kaldığı için çok komik şeyler oluyor. Videosunu atayım bari gülmekten karnım ağrımıştı:

    https://www.youtube.com/watch?v=n3So8nXJ1ls&list=PLLKii2TxOzUDZl57vnPG60pTuQkDc8lA7&index=7

    Yiğit

    @Raddor, o tarz şartlar sadece fc24de var. Ben artık her sene offline oynadığım oyuna para vermemek için satın almamıştım. Fifa 23 var en yeni olarak. Oynanıştaki yapay zekadan bahsettim. Mesela en en sinirimi bozan durum stoperler bazen koşmuyor. Bunun belli bir cooldown’ı var, kontrol edip koşma tuşuna abansan bile birkaç sn koşmuyor stoper. Aynısı cpu için de geçerli. Ben bunu tetiklemeyi çözdüm mesela. Defansı önde yakaladım mı hızı 96 olan santraforumla kaleciyle karşı karşıya kalabiliyorum. Enis de bu şekilde çok gol atıyor hem futbolculuk kariyerinde hem de abreu ile.

    Fc24de o tarz şartlar olmasını aslında sevdim çünkü fifada futbolculuk kariyerinde transfer olamıyorsun. Arda güler kariyeri açıp oynamıştım. Ligde şampiyon olduk, şampiyonlar ligine gidecez takım transfer yapmıyor amk. Osayi bats pedro vs takımdan tam 8 kişi ayrıldı, bir tane 72 ovr adam harici kimse gelmedi. Dedim sikerim bu şekilde clde anamızı sikerler bizim en iyisi transfer olayım. Transfer edilmek istediğimi belirtiyorum kabul etmiyorlar. Öylece kaldım takımda. Tüm sezonu simüle ettim belki en sonda beni satarlar diye. Yok. Lan orta sahada 66 ovr ismail yüksek ile kanatta 72 ovr noname adam ve santraforda serdar dursun ile clde oynanır mı amk. Futbolculuk kariyerine bir daha girişmedim o yüzden. Fc24 alsam mı diye bir düşündüm ama ondan da vazgeçtim. Tövbe ettim bir daha fifa oynamayacağıma.

    Bıraktıktan sonra kafamda türlü formasyonlar dönmeye başladı ciddi ciddi kafayı sıyırdığımı falan düşündüm. Gerçek bir maç izlerken ulan bu formasyon güzelmiş şurada şunu oynatırım buraya bunu koyarım driblingi yüksek falan diye diye maç izleyemiyordum. 3. ligde sadece ligde 46 maç yapıyorsun üstüne fa cup caraboa cup ve efl cup var. E bir de avrupaya da kalmıştım. Yani bu yüzden çok geniş bir kadrom vardı ve çoğu maçta farklı rotasyonlar denemem gerekiyordu. Aslında oyunun boktanlığına rağmen zevk alma sebebim tam olarak buydu yıllardır.

    Neyse çok boş muhabbet oldu. Sağ olasın indirip bir şans vereceğim.

    Raddor

    @Yiğit, demek ki bu yüzden Enis “FC24′ü sevdim çünkü istediğin takıma transfer olabiliyorsun” dedi. Bu konuda dengeyi iyi sağlamadıklarında sıkıcılaşıyor. Mesela ben de şimdi isteğim takıma gidebiliyorum. Güçlü takımla sarmayacağı için GS’nin yolunu tuttum.

    Ve senin dediğinin tam tersi oldu bunda da. 4 yıl sonra GS kadrosu hiç değişmemiş. Bu da sıkıcı ve saçma. Sırf böyle olmasın diye ayarlardan transfer sıklıklarını en yüksek seçmiştim ama 40′ı geçmesine rağmen Muslera, Mertens aynen duruyor.

    Ama en kötüsü: Fenerbahçe’nin alt yapısından 17 yaşında Edin Dzeko’nun çıkması. Jübile yapan oyuncular küçülüp düşük overall’la tekrar dahil oluyor oyuna haha.

    Pes’te defans dediğin kadar saçmalamıyor ama sana Fifa’dan sonra çok kütük gelecektir. Konferans Ligi bile yok. Oynanış dışı şeyler her zaman olduğu gibi geride.

    World Soccer Champs’e bir bak istersen. Mobil oyun. İlk başta “bu ne ya” dersin, 2D, sadece önemli pozisyonları durdurulup dokunarak hamle yapılan oyunlardan. Ancak hepsinden daha çok oynadım geçmişte, öyle sardı.

    Oyunun başında lisans için hızlıca indirilebilen bir pack var. İyi emek harcanmış. Her kıtanın alt ligleri, kupaları, takımları, oyuncuları oluşturulmuş. TR ikinci ligde atıyorum Nazilli Belediyespor’un yedek oyuncusunun bile görünüşü gerçeğine göre. Transfer sistemi, başka takıma gitmek, hepsi dengeli. Şöyle bir şey oyun:
    https://www.youtube.com/watch?v=Lsd7C6oHpBQ

    Harbiden boş muhabbet oldu. Ne doluymuşuz futbol oyunlarına. Daha DLS muhabbeti falan yapmadım.

    Neyse şunu da ekleyeyim, Abreu > C. Ronaldo. :)

    Yiğit

    @Raddor, yamulmuyorsam o durum peste hep vardı. Hatta efsane oyuncuları bile kariyere ekleyebiliyordun maradona falan ahaha. Fifada hiç yok, direkt noname gençler ekliyor ki o durumu seviyorum. Fifa zaten kötü yanlarını bırakırsak diğer oyunlara göre çok daha kaliteli. Özellikle kontrollerini çok seviyorum ben. R1 ve L1’i efektif kullanmayı öğrenince messi gibi slalomlar yapabiliyorsun ama çok da kolay değil. L2 ile vücut koymak falan, bu mekaniklrr çok iyi bence fifada.

    Iphone se kullandığım için mobilde oyun oynayabileceğimi düşünmüyorum. 3. nesil olsa belki oynardım ama her türlü çok küçük bir telefon.

    Raddor

    @Yiğit, aslında şu iki oyun birleşse ortaya kusursuz bir şey çıkacakmış. İkisinin de iyi ve kötü yönleri birbirinden tam tersi olan şeyler. :)

    Frostauðn

    @Yiğit, @Raddor, Aklıma şu geldi bu manyaklığı FM’de de yaşıyor musunuz beni bu kadar saran tek futbol oyunu FM üstte döşediğiniz transfer saçmalıkları falan beni hep soğuttu çabuk sıkıldım oyundan ama FM o konuda çok iyi olduğundan soluksuz oynayabiliyorum

    TanSolo

    @Raddor, futbol kariyer oyunlarini cok ciddi hastalik. Gecen gun uyandim, fc24 actim ve aksama kadar ne bir bardak su ictim ne de bir lokma yemek yedim. Oynamaya bir basladim mi katiyen basindan kalkamiyorum, aklimdan 1001 cesit senaryo geciyor.

    masamin duvarina asacagim never to do list’imde 1 numrada yer alacak sey futbol oyunu oynama olacak

    Raddor

    @TanSolo, gerçekten öyle. Tunca Arslan “eskiden CM bağımlısıydım, kurtulmak için cd’sini kırıp camdan atmıştım ama on dakika sonra uyuşturucu bağımlısı gibi gidip yenisini aldım” demişti. Çok iyi anlıyorum. Ben de siliyorum yeter artık! Aynı oyunu beşinci silişim olacak. :)

    Yiğit

    @Frostauðn, fm’de de yaşıyordum ama bu kadar düzenli olmuyor. Genel olarak oynanış vermeyen her türlü oyundan sıkılıyorum bir süre sonra. Yani fifada beni bağlayan şey her zaman o oyuncuları kontrol ediyor olmam. Oynanış her şeyden önemli benim için.

    FM’nin de ne kadar boktan bir oyun olduğunu düşünürsek o da vakit kaybı diyebiliriz. Geçen ekşide baya muhabbeti döndü. Oyunda meta olan 9 tane özellik var. Bu 9 özellik hariç düşük olup diğer bütün özelliklerin 20 bile olsa takım kümeye düşüyor. Yine benzer şekilde antrenman yapmaya dair deneyler de olmuştu, antrenman yaptırmanın takıma elle tutulur hiçbir faydası yok, hatta sakatlık risklerini göz önüne alınca hiç antrenman yaptırmamak daha bile iyi. Yani anlayacağın oyunda yaptığın her şey ama her şey boşuna. O 9 özelliği yüksek olsun oyuncularının başka hiçbir şeyle uğraşmadan şampiyon oluyorsun. Fifayı sildikten sonra fmye dönecektim ama şunları öğrenince onu da çöpe attım. Yani evet fm çöp oğlu çöp.

    Frostauðn

    @Yiğit, Ben bunları bilmiyordum bazı sıkıntılar var ben de çok oynamadım fm 24′ü toplasan 10 saat yoktur. Ekşi zaten takip etmiyorum dahası youtube’da da oyun videosu izlemem öyle muhabbet yaptığım bir yerde yok ilk defa senden duydum. Ben şunu seviyorum 17-18 yaşında bir çocuk bulup onu pişirmek falan sonra onu büyük takımlara kaptırınca üzülmek öyle şeyleri seviyorum. Oynanıştan çok oyunun yapay zekası ve işte gerçekçiliği benim için daha önemli Fifa’daki transfer saçmalıklarına katlanamıyorum mesela. Benim bu etkiyi tek yaşadığım oyun fm’ydi fm18,20,22,23 ile birlikte ama oynama sürelerim hep azaldı bu da oyundan çok benim artık bunlara vakit ayırmak istememem ile alakalı diye düşünüyoum. Eğer biraz fazla kaptırıp gidiyorsan en iyi oyun bile vakit kaybı oluyor. Ben o dengeyi sağlayabilen birisi değilim o yüzden böyle aşırı oynadığım bir günün ardından direkt silerim mesela oyunu rahatsız ediyor.

    Raddor

    @Frostauðn, menajerlik olarak uzun zaman harcadığım tek oyun Fifa Manager 08′di. FM bana karışık ve zor geliyor. Sanırım FM 2010′du, sadece onu çok az oynamıştım. Piyonluydu bir de o zaman, Fifa’nınki ise üç boyutluydu. Fifa Manager 2008′de Drogba’yı Galatasaray’a getirince “oha gerçekte böyle bir şey olması mümkün değil” demiştim.

    Frostauðn

    @Raddor, Fifa’nın şu kariyer işine hiç özenmemesi beni sinir ediyor o kadar büyük şirket kaç yıllık tecrübe ulan teknoloji uçtu gitti hala nasıl böyle rezil bir şey çıkarıyorsunuz. Tek dertleri ultimate team kısmı kariyeri falan önemsediklerini düşünmüyorum. Öyle olunca ben de Fifa’ya karşı artık soğuk bakıyorum. Kariyer modlarını oynayan az oyuncu da yok ama her sene aynı fifa 24′ü oynamadım onun hakkında bir şey diyemem ama 21,22,23 üçünü de aldım oynadım ve güncel transfer dışında bir fark yoktu bencce.

    Raddor

    @Frostauðn, evet ya online’a odaklandı, kart açma oyununa döndü hepsi. Pc’de, konsolda oynanan mobil oyun gibi oldular. EA yine neyse de, Konami tamamen yok etti orayı.

  28. Ugur says:

    Alien serisinin yeni filminin fragmanı yayınlandı;

    https://www.youtube.com/watch?v=uTgNPCLoEnM

    Tek beklentim eli yüzü düzgün, saçamlıkların arka arkaya dizilmediği bir film olması.Yapacağınız iş çok basit aslında; ilk iki filme sadık kalmak.Isolation’dan örnek alabilirsiniz misal.

    Dysplasia

    @Ugur, Yönetmen seri katil filmi yönetmeni, fragman da zaaart zaaartlı, vahşetli, 3. snıf korku filmi fragmanı. Buradan çıksa çıksa popcorn filmi çıkar gibi geliyor. Son iki filmin havasını da seviyordum ben. Oradan devam edilseydi de itirazım yoktu.

    çaksu

    @Dysplasia, Fede Alvarez’miş. Son Evil Dead filmi fena değil. Çoğunlukla görsellikten hoşlandım sanırım. Daha ciddili gibi yapmaya çalıştığı korku filmi Don’t Breathe saçma ve ucuzdu bence.

    Bu da yine kaç kaç kovala kovala bam güm yaratık… gibi. Trailer’daki her sahneyi 50 farklı filmin trailer’ında bulursun, az bi bakınsan.

    çaksu

    Trailer demişken benim de şu ilgimi çekti. En azından şu 1 dk’lık videoyu iyi yapmış yapan :)

    https://www.youtube.com/watch?v=wWK0OfbElaU
    LONGLEGS Official Trailer (2024) Nicolas Gage

    SileJack

    @çaksu, Ben de bunu bekliyorum. Göze hitap eden, bol vahşetli bir şeye benziyor. Yeni de trailer’ı çıktı.

    https://www.youtube.com/watch?v=4BVW7axwtQk

    TanSolo

    @çaksu, fede alvarez son evil dead filmini cekmedi de 2013 civari cikmis olani cekti diye hatirliyorum.

    iki tane birbirinden simarik adamin elinden cikiyor diye en basindan beri heyecanim yoktu. Su teaser da ilgisizligimi pekistirir nitelikte oldu. Ancak yuksek dozda vahset ve gerilim olacak ise izlerim

    daud

    @Ugur, Fragmanda Isolation havası yok mu ya? Ana karakterde Amanda Ripley’i andırıyor. Güzel bir film olsa bari Isolation’ın devamına yol olur.

  29. Yiğit says:

    Dave the Diver harikaymış. İlk oynamaya başladığımda “abartıldığı kadar iyi değil sanki” diyordum ama iki günde 17 saat oynayınca ne kadar sardığını fark edebildim. 25 saattir oynuyorken bile oyun bana yeni bir şeyler verebiliyordu. Tür olarak zaten birçok türü harmanlıyor. Ancak gittikçe açılan yapısına bayıldım. Resmen beyni bu kadar boşaltacak bir oyuna ihtiyacım varmış. Basit bir dalgıçlık oyunundan bu kadar fazlasının olabileceğini tahmin bile edemezdim. Oynayın oynattırın.

  30. Raddor says:

    Metal Lords çok güzel filmmiş niye demiyorsunuz. Hatırlıyorum çıktığında sadece bir kişi bahsetmişti. Ben de koskoca Metal sitesinde kimse konuşmuyorsa izlemeye değmez diye düşünmüştüm. Az önce bitirdim, şimdi diyorum ki bir film çekseydim o, bu olurdu. Yüzde doksan benzer bir şey izlerdiniz, çok benzer kafada biri yazmış. (Gotçuymuş hatta bu. Göndermeyi anlayan anladı)

    Sinemacı gözüyle değerlendirmezseniz veya “aman ergenlere bak yeaa” diye ultra adult kafasında olmazsanız çok zevk alırsınız bu filmden. Her soundtrack girişinde, her referansta keyif üstüne keyif oldum. Hele bir jakuzi sahnesi vardı, iş yerinde “AAAAAAA!!” diye bağırdım, tutamadım kendimi. Spoiler’ını vermeyelim de seyredecek olursa sürpriz olsun.

    Ulan kocaman bir komüniteyiz ama nadiren underground’ın derin sularından çıkıp böyle gençlik filmlerinde falan yer bulabiliyoruz. Değerini bilmek lazım. “Machinery… Of Torment… Machinery of Torment…”

    Frostauðn

    @Raddor, Ben beğenmiştim bence güzel yani şaheser değil ama zevkli bir film bence. Her filmi de kasıla kasıla sinefil gibi izlemeye gerek yok zaten bazı filmler bu amaçla bile çekilmiyor seyirciyi eğlendirmek tek amaç.

    Raddor

    @Frostauðn, vallaha iyiydi ya. War Pigs neymiş diye laptop’tan açılıp bakılan, Metal’le tanışılan ilk an… Ya da elemanın “gruba çellocu alamayız çok gay” dedikten sonra kameranın Rob Haldord’a, tayttan beliren Axl Rose çükü gibi posterlere zoomlaması… haha bir sürü eğlenceli sahne vardı.

    Varsa böyle başka filmler, tavsiye edin de izleyelim.

    Frostauðn

    @Raddor, O gay sahnesi zaten bence en iyi sahne sonrasında kabul etmek zorunda kalması falan. O baş metalci elemanın babası falan da çok iyiydi ya sonra akıl hastanesindeki o metalci personel falan güzel detaylardı bence eğlenceliydi. Komedi türü değildi ama metalci falan olunca bu filmi de izledim giriş gelişme sonuç derken sonucu beğenmediğim bir film https://letterboxd.com/film/metalhead/genres/

    Raddor

    @Frostauðn, metalcinin babası Stanger Things’te de oynuyordu kıyak adamdı.

    Metalhead’i çıktığı zaman izlemiştim. Hollywood düşmanı fularlı izleyicilerin öveceği sonunda bir şey olmayan tipik Avrupa filmlerindendi. Bir de metalcilere abartılı derecede öcü gibi bakılan filmler bana gerçekçi gelmiyor. Metal Lords’ta bunun dozunu iyi ayarlamışlar.

    Frostauðn

    @Raddor, Sonunda kızın ailesini ve topluluğunu kırmamak için metalci çizgisinden taviz vermesi ve orta yolda buluşmaları beraber kiliseyi tekrar inşa etmeleri gibi çiçek böcek sonları sevmiyorum.

    Raddor

    @Frostauðn, hee bir de öyle bitiyordu değil mi, unutmuşum sen söyleyince hatırladım. Kasaba da kızın Black Metal konserine tahammül ediyordu ayıp olmasın diye, öyle bir şeydi.

    Frostauðn

    @Raddor, Ediyorlardı sonra yine çalınan şarkıdan memnun olmadıklarını görünce kızımız soft rock tarzı bir şeylere dönüyordu şarkıyı öyle çalıyorlardı herkes mutlu kızımız aykırı düşüncelerden uzaklaşıyo falan filan

  31. cotard delusion says:

    https://youtu.be/IdyO-sMvAmQ?si=jQ8fF__a7tKyoOWS

    2024 yılında böyle bir Limp Bizkit performansına inanamadım amk. Kaliteyi falan bir kenara siktir edin, sevseniz de sevmeseniz de şarkıları biliyorsunuz kabul edin. Burada konu o değil zaten.

    ismail vilehand

    @cotard delusion, yayınlandığından beri 2 kere baştan sona izledim. Az sonra 3. tura döneceğim.

    cotard delusion

    @ismail vilehand, Bu arada Nocturnal Will’i sen yazmalısın.

    ismail vilehand

    @cotard delusion, yazı en geç cuma sizinle olacak. Muhtemelen daha da erken olur.

    Raddor

    @cotard delusion, Wes Borland da kendini hiç düzeltmedi, helal olsun.

  32. Cryosleep says:

    WoW’da şöyle bir görev var, Goblin oynarken karşınıza çıkıyor:

    https://www.wowdb.com/quests/24945-three-little-pygmies

    Bir şey dikkatinizi çekti mi? Shjfdsfdkdk

    pepega

    @Cryosleep, bunlar hep amerigan oyunu yeğenim

  33. eatthegun says:

    Digitech drop pedalı gelmiş geçmiş en iyi müzik icatlarından biri. Uzun zamandır arayıp bulamıyordum sonunda bulup alabildim. Bu kadar zamandan emekten tasarruf ettiren bi şey yok. Teknolojinin gözünü seveyim.

  34. ismail vilehand says:

    Geçenlerde sırf indirimde diye ne olduğunu bilmeden Hades diye bir oyun almıştım, dün bütün gün Mass Effect oynadıktan sonra uykum geldi, dedim yatmadan önce 5-10 dakika şuna bakayım sonra yatarım, o uykusuz halimle 4 saat oynamışım. Dünyanın gelmiş geçmiş en süper ve en bağımlılık yapan indie oyunu olabilir. İnanılmaz bişey.

    Cerca C.

    @ismail vilehand, ya bana da çok oluyo o olay saçma sapan bi oyun alıyodum çok ucuza başından kalkamıyodum. Slay the spire ve death must die’da oldu en son. Hades’i bitiremedim ama dediğin gibi ben de epey oynadım. İkinci oyunu da bu sene içinde gelebilir.
    Bir de Ravenswatch var Hades’e çok benziyo grafik olarak, oynanış nasıldır fikrim yok.

    ismail vilehand

    @Cerca C., normalde hiç indie game adamı değilim. Yeni bir indie oyun denemek yerine gider 5. defa Mass Effect, 4. defa God of War, 3. defa Cyberpunk 2077 falan bitiririm de bu Hades beni çok farklı yakaladı. Sanat tasarımı hiç benlik değil aslında ama oyun manyak keyifli.

    Indie oyun olarak en son Darkest Dungeon bu derece kafayı yedirmişti. Korkunçlu yeraltı death/doom gruplarını dinlerken oynuyordum hep.

    Dysplasia

    @ismail vilehand, Hades hakikaten çok iyi bir roguelike. Progresyon hissini çok iyi verip her yolculuğunda bambaşka deneyimler yaşatması, buildlerin çeşitliliği, üstüne senaryosunun da sürekli ilerlemesi oyunu çıktığı zaman baş tacı yapmıştı. Ben son boss’u kaç kere kesmiş olmama rağmen oyunun ilerlemesi daha bitmemişti hatta. Supergiant Games çok iyi bir indie oyun şirketi zaten, her oyunlarına aşırı özeniyorlar ama Hades zirve noktaları oldu. İkincisini geliştiriyorlardı, bu sene falan çıkabilir belki.

    ismail vilehand

    @Dysplasia, şimdi baktım da hem Hades, hem de Darkest Dungeon ikinci oyunları bu sene içinde gelecekmiş. En kötü 1000 TL’den çıkacakları için seneye oynarız.

    Bir de Helldivers 2′ye korkunç yükseliyorum. Gamer dediğim adamlar madam oldu beşik sallıyor, hepsi çok yaşlandı diye şu an almıyorum. Cross-play oluyormuş alsında. Organize olup oynasak keşke. Random party ile oynamak sinir bozabilir sanki.

    Yiğit

    @ismail vilehand, 40usd kanka

    daud

    @ismail vilehand, Helldivers’ı üst seviye zorluk dışında tek başına veya random party oynayabilirsin sorun olmaz. Üst seviye için takım oyunu oynamasını bilen kişiler şart.

    ismail vilehand

    @daud, Left 4 Dead, Payday, Mass Effect multiplayer modu gibi “aksınlar üzerimize savunalım.” tarzı oyunları en zor seviyede oynamadıkça manasız geliyor bana. Ya en zorda oynarım ya da hiç oynamam.

    ismail vilehand

    Benzer türde Killing Floor vardı bir de. Oynarken bu kadar keyif aldığım oyun çok azdır.

    Ugur

    @ismail vilehand, Hades gamepass’teydi belki 2.si de ‘day one’ olarak gelir.Oyunun kitlelere yayılmasında iyi bir payı da var platformun o nedenle belki kıyak geçerler.Yani umarım.

    skitsystem

    @ismail vilehand, dd2 geçen sene çıkmış başgan

    https://store.steampowered.com/app/1940340/Darkest_Dungeon_II/

    ilki kadar beğenilmedi diye anımsıyorum ama

    ismail vilehand

    @skitsystem, evet çıkmış. Konsolda yok diye ben hala tam sürümü çıkmadı sandım.

    Aim

    @ismail vilehand, Aman Dead Cells’i hiç deneme o zaman. Hades’i de Dead Cells’i de eşşekler gibi severim ama akıcılık ve çeşitlilik bakımından bence Dead Cells bir iki adım önde. Hades’i sevdiysen Dead Cells’e bayılırsın, denemediysen mutlaka tavsiye.

    ismail vilehand

    @Aim, pahalı değilse alayım diye yazdım adını zaten kütüphanede varmış.

    monke

    @ismail vilehand, abi eğer seversen ve dlcleri yoksa etail’de ucuza satılıyor(steam) almanı tavsiye ederim.

    Dysplasia

    @Aim, Her şekilde Hades’i tercih ederim. Her şeyden önce platform oyunu değil hack’n slash mis gibi.

    Yiğit

    @Aim, telefonda da oynanıyor. Güzel oyun.

  35. Black Thunder says:

    Sizin için, gelmiş geçmiş en iyi, en büyük, en ulu oyuncu kimdir?

    Yiğit

    @Black Thunder, jack nicholson ve lionel pepsi

    Yiğit

    @Yiğit, LilAggy’i unutmuşum. Adam oyuncu kardeşim

    Raddor

    @Black Thunder, Gary Oldman, Messi ve Pintipanda.

    ismail vilehand

    @Black Thunder, en iyi oyuncu 2001-2003 arası Atikali merdivenlerinin bitiminde korsan CD satan Muzaffer abiydi bence.

    Şu an adını hatırlayamadığım uzak doğu temalı Warcraft 3 benzeri bir oyun satmıştı bana, hatası olmuştum. Adını hatırlayınca yazarım tekrar.

    şeyh hulud

    @ismail vilehand, Jade Empire mı?

    şeyh hulud

    @ismail vilehand, Warcraft 3′ü WoW diye algılamışım :) O zaman muhtemelen Battle Realms?

    ismail vilehand

    @şeyh hulud, aynen Battle Realms. Bir de kış temalı expansion pack’i vardı. Battle Realms hayatımda oynadığım en iyi RTS’lerdendir.

    Bir de aynı yıllarda çıkmış Warcraft 3 benzeri kimsenin bilmediği, hatırlamadığı filmle alakası olmayıp direkt kitaptan uyarlama bir The Lord of the Rings RTS oyunu vardı. Onun da hastasıydım.

    şeyh hulud

    @ismail vilehand, eski klasik RTS’leri remastered olarak tekrar çıkartma modasından Battle Realms de nasibini almış. Steam’de Battle Realms Zen Edition diye bir şey var. Şu anda erken erişimdeymiş.

    ismail vilehand

    @şeyh hulud, maksat yaşlılar mutlu olsun.

    şeyh hulud

    @ismail vilehand hepsi çıktı sadece Red Alert 2 hâlâ çıkamadı. Onu da yakında duyururlar muhtemelen, C&C1 ve RA1 geçen sene çıkmıştı.

    Dysplasia

    @ismail vilehand, War of the Ring. Wc3 modu gibiydi sanki o ya.

    ismail vilehand

    @Dysplasia, çok hayal meyal hatırlıyorum oyunu. İşin içine film girmediği için sanat tasarımları baya iyiydi diye kalmış aklımda.

  36. Dysplasia says:

    Bir haftadır sürekli Talk Talk dinleme ihtiyacı duyuyorum. Noluyor lan.

    dust

    @Dysplasia, Laughing Stock’a bayılıyorum. Büyük adamlar.

    Dysplasia

    @dust, Rahmetli erken emekli etmiş kendini müzisyenlikten, şüphesiz.

    dust

    @Dysplasia, kesinlikle ama aslında ondan dolayı daha bile samimi buluyorum. Mark Hollis önü açık bir adammış, istese Talk Talk da şimdiki gibi meraklısının bildiği gruplardan olmak yerine synthpop üzerinden yürüyüp gidebilirdi muhtemelen ama onun sadece müzik için müzik yaptığı her halinden belli. Tabii keşke biraz daha yapsaymış.

    Dysplasia

    @dust, Valla synthpop üzerinden de yürüyebilirmiş. Benim pek kültürüm yoktur bu tarzda ama malum 4-5 hitini de aşırı iyi buluyorum. Dediğin gibi ama buradan çok ekmek yiyebilecekken kafasındaki şeylere yönelmesi ve sonra da elini eteğini çekmesine saygı duydum.

    dust

    @Dysplasia, normalde ben de bu tarza fazla hakim değilim ama o hit parçaları cidden çok sağlam, özellikle Living In Another World taş gibi şarkı. Oradan yürüse de hakkıymış gerçekten.

  37. Rust in Peace. says:

    Megadeth, Opeth, Accept için konser bileti aldım. Yarın Cynic için alacağım. Az önce Freedom Fest diye bir şey varmış çok sevdiğim Villagers of Ionnina City geliyormuş. Ona da alsam batacağım artık ama çok da görmek istiyorum, yanında Jinjer ve eklenecek 1 grup daha cabası. İzmir’e Soen gelecek onu da almak lazım. Gojira bilmemne gelir diye parayı ona basmak için çok fazla bilet almak da istemiyorum. Onun dışında İstanbul’da yaşamıyorum, gidip gelmesi kalacak yeri ulaşımı var daha işin içinden çıkamadım. Bu ülkede konser izlemek bile zulüm arkadaş.

  38. Arkadaşlar, iş yoğunluğum çok fazla ve sabahları 5.00′te kalkmama rağmen kritik yazmaya fırsatım olmuyor. Geçen hafta 2 gün kritik koyamamıştık, bugün ve yarın da zor gözüküyor. Kusura bakmayın, elimden bir şey gelmiyor. Hafta sonu rahatlayacağım gibi duruyor, rahatlayınca devam ederiz normal akışımıza.

  39. çaksu says:

    Bizi (sci fi geeks) hiç bırakma emi Deni. Hyperion’ı da çek. Childhoos’s End’i de. Fire Upon the Deep’i de…

    https://www.youtube.com/watch?v=7E6AcXUKSVA
    ‘Dune: Part Two’ Director Denis Villeneuve Breaks Down the Sandworm Scene | Vanity Fair

    İki lafından biri “kitapta böyleydi kitapta şöyleydi”… Canımı ye ulan.

    Dysplasia

    @çaksu, İlk film için çektikleri aynı konseptteki videoda da şöyle bir şeyler diyordu: ‘Ne zaman olursa olsun, planlarken, çekerken veya editlerken dahi sıkıştığım zaman hep kitabı açıp baktım.’ Bu adamın her iki film için de tüm kamera arkası veya çözümlemesini izlemek isterdim. Ayrıca yine VF’nin Hans Zimmer’le olan röportajında Hans Zimmer’in dediğine göre Denis, Dune Mesihi’ni Hans’ın önüne bırakmış.

    Aslında filmler için çok temiz bir kanıya varmış değilim hala, yalan yok. Objektif bakamıyorum kitapları çok seven birisi olarak. İster istemez LotR ile karşılaştırıyorum ve LotR kitaplarını okumadan o filmlerden büyük keyif almış ve o evrene direkt girebilmiştim. Dune kitaplarını ise emiklemiş birisi olarak filmlerden büyük keyif alsam da LotR filmlerinin yapabildiğini yapamadığı kanaatindeyim.

    Mesela bu konuştukları solucan sürme sahnesi. Bu sahne Denis için de bizim gibi kitapçılar için de gerçekten çok önemli bir sahneydi. Filmi izlerken ben o tatmini, o gerilimi yaşadım. Müziğin, seslerin dinamiği beni yakaladı. Ama gerek sahneye hazırlayan diyaloglar olsun gerek filmin genel matematiği olsun sahnenin önemini bilgisiz bir seyirciye aktaramamış gibi geldi. Sesleri bir hile gibi kullanmış, oyunculuklardan veya kelimelerden çok seslerle daha yapay bir psikoloji oluşturmuş gibi de hissettim. Bir de genel olarak bir sahne editlerinde acele var gibiydi. Hani 4 saatlik çekmiş de 3′e düşürmüş sanki. Tabii filmi bir kaç kez daha çevirmem lazım daha fularlı konuşabilmem için.

    Yine de bu kitabı filmleştirmenin de zor olduğunu, geleneksel metodların dışına çıkılması gerektiğinin de farkındayım bir yandan. Sonuçta elimizde kötü bir deneyim de var eski. En azından onun aksine kitabın ruhunu yakalamış, anlatmak istediğini anlamış; Paul’u idolleştirmemiş, kitabı sevenleri üzmemiş bir yapım. Filmden çıktıktan sonra Lego’nun ornitopter modeline batım parayı.

    Yiğit

    @Dysplasia, ”LotR filmlerinin yapabildiğini yapamadığı kanaatindeyim.” burası bence de net. Dune kitaplarını okumuş değilim ancak ona rağmen filmlerin lore anlatımı açısından belli noktalarda çokça eksik kaldığı gözüküyor. Bazı şeyleri yeterince açıklamıyor.
    SPOILER! vererek örneklendireyim: imparatorun gezegene inme sebebini kafamda oturtamadım ben mesela. Irak’taki bir lider ”yakarım ha tüm petrolü” diye abd başkanına rest çekse abd başkanı direkt Irak’a mı gider? Sadece örnek olarak verdim, belki benim kaçırdığım bir açıklaması da vardır ama bence bu örnekler çeşitlendirilebilir iki film için de.

    Öte yandan Vilnöv abi hikaye ve karakterlerden çok görsel estetiğe yoğunlaşmayı seven bir adam ve bunu açıkça söylüyor. Hikaye anlatımının belli ölçüde geri plana atılacağını bilerek ve kabul ederek izlediğim için rahatsızlık duymadım. Beklentimi ayarlamıştım. Ancak yine de bazı sahneler daha iyi olabilirdi. Ab-ı hayat sahnesi mesela. Çok çok daha vurucu olabilirdi.

    Neyse eldeki film her türlü çok iyi. Hatta en büyük sıkıntı devam etmiyor oluşu. Filmin daha tatmin edici olması için süresinin 5 saat falan olması lazım. Ha 5 saat olsa bile oturup aynı zevkle izlenirmiş. Bir diğer önemli sıkıntı da bence biraz fazla Hollywood’laşmış olması. Vilnöv birçok hollywood yönetmenine göre daha arthouse kafada kalan bir adam. Bunu yine hissettiriyor ama gerek Stilgar sahnelerinin cıvıklığı olsun (ki çok güldüm) gerekse de bazı savaş sahnelerinin biraz basitliği olsun ilk filmden daha kötüydü bu yönden. Muaddib’e gerek olmadan fremenler sanki çoktan her yeri alabilirmiş gibi hissettiriyor. Bir de ilk filmin üstüne çok fazla bir şey eklemiyor ikinci film. Hatta mentantlar vs derken eksilme bile var. Yeni bir şey görmüyoruz yani bence bu ciddi bir eksi. Lotr’un her yeni filminde evrene dair yeni bir şey mutlaka görüyoruz. Var olanlarda da gelişimler görüyoruz (gri-beyaz gandalf veya atlı-uçan nazgul gibi gibi). Bunda pek yok.

    Son olarak şu Zendaya ve Anya Taylor-Joy’u her yerde görmekten bıkan bir ben miyim? Yeter ulan ne pr’mış amk. Gerçi Zendaya ilk defa fena oynamamış. Oyunculuklar bence çok iyiydi. Timothee de uçmuş. Hem filmlerin kendi içinde hem de ilk filmden ikinci filmin sonuna kadar geçirdiği gelişimi etkili bir şekilde hissettiriyor. İlk filmdeki Timothee’ye dönüp bakınca aynı karakter olduğuna inanmakta zorlanıyor insan (iyi anlamda). Resmen duruşuyla bakışıyla her şeyiyle hissettiriyor o gelişimi. Rebecca Ferguson ilk filmdeki kadar olmasa da çok iyiydi.

    Lotr seviyesinde olmasa da çok büyük yapımlar.

    Dysplasia

    @Yiğit,
    >imparatorun gezegene inme sebebini kafamda oturtamadım ben mesela.

    Çok bariz bir sebebi gösterilemez belki ama buna ‘neden yapmasın?’ diyebilirim. Biden nasıl Ukrayna’ya gittiyse, Oğul Bush nasıl Afganistan ve Irak’a gittiyse İmparator da gezegendeki sıkıntıyı çözmek için direkt müdahalede bulunmak istiyor. Çünkü baharat ticaretinin aksaması büyük bir mesele. İmparator denen kişi CHOAM’ın en büyük ortağı ve gücünü zaten buradan alıyor, diğer tüm hanedanlar da bu ticarette paya sahip. Baharat ticareti aksayınca o taht sarsılır, tüm Landstraat kaynaşır. İmparator da Harkonnenler’in bu beceriksizliğini çözmek için CHOAM ve Lonca’nın da bir nevi baskısıyla elini taşın altına sokuyor.
    Bir kere zaten Atreides’leri yokettiklerini düşünüyorlardı ve Fremen’leri çok da siklemiyordu Padişah İmparator. Filmde pek anlaşılmasa da Fremenlerin yaşamları, tarzları, varlıkları büyük bir bilinmezlik geri kalanlar için çünkü çok iyi saklanıyorlar. Gezegenin yaşam olmadığı düşünülen kısımlarında yaşıyorlar zaten. Harkonnenler de bilmiyor bunu.
    Diğer yandan Padişah İmparator’un emrinde Sardaukarlar var. Evrenin en iyi yetişmiş ordusu güya. Kimsenin savaşmaya cesaret edemediği bir ordu ama işte Arrakis’te Fremenlerin yumruğunu yememişler daha önce. Adamlar solucanlara biniyor, bunu kimse bilmiyordu imparatorlukta. Yani kısacası Padişah İmparator’un sarsılan gücünü yeniden tesis etme çabasıyla güç gösterisinde bulunma niyeti diyebiliriz.

    şeyh hulud

    @Yiğit, Dune kitaplarının olay örgüsünde insanın aklına yatmayan pek çok şey bulmak mümkün. Özellikle Dune Messiah ve God Emperor of Dune’da olaylar iyice komplolar üzerinden yürüdüğü için kitaplarda çok sayıda muallak konu var. Dune serisinin ve Frank Herbert’ın asıl odak noktası bunlar olmadığı için ben de bir yerden sonra onlara pek takılmamaya başladım veya okurken şöyle düşünüyorum: Binlerce yıllık tarihe sahip, çeşitli güç dengeleri arasında sıkışmış galaktik bir imparatorluk, muhtemelen bizim hepsini bilmemizin mümkün olmadığı başka dinamikler var. Frank Herbert devasa bir evren yaratma ilüzyonunu kitaplarda başarılı şekilde verdiği için böyle yaklaşınca hayal gücünle boşlukları tamamlamak eğlenceli oluyor.

    çaksu

    @Dysplasia, @Yiğit, Ağzınıza sağlık. Ben filmi hala izlemedim. Depresif bi döneme denk geldi plan yapamadım. Bu bir iki haftada yakalarsam, bi arkadaşı ayartıp gitmeyi düşünüyorum bakalım.

    Ama bu kadar gönül rahatlığıyla “müthiş olacak” diye beklediğim bi film yıllardır olmamıştı ^.^

    Kitabı okumayana, seviyeyi düşürmeden filmi ucuzlaştırmadan exposition yapmak hakkaten zor bi iş olmalı ya. Ben yapabileceğimi hayal edemiyorum. Ama böyle müthiş görsellik, müthiş müzik ses dizaynı vs.. olunca full lore anlamasan da çok keyif alabildiğin bi izleme tecrübesi oluyo heraldi. (500 milyonu geçmiş box office şimdi baktım, heyyt bea!)

    Dysplasia

    @çaksu, Haha, daha izlemediysen o zaman yine de uyarayım; değiştirdiği bir dolu şey de var aslında kitaptan. En başta Stilgar hiç kitaplardaki gibi değil. Ama ben genel gidişat içinde kabul edilebilir görüyorum çoğu şeyi.

    çaksu

    @Dysplasia, Bi gece sarhoş olup saatlerce Dune videoları izlediğim için şöyle bişey duydum… Herbert’ın ilk kitap sonrasında, fanların Paul konusundaki algısı üzerine, uğradığı hayal kırıklığından bahsediyo Deni. İnsanlar Paul’ün Mesihlik hikayesiyle bağ kurmuş, bunu destekler konumda olmş… Bu Herbert’ın kastettiği tema ile birebir ters olduğu için FH Dune Messiah’ı yazmış sonrasında.. Kastettiği fikri (Mesihlerden sakının) daha net bi şekilde iletebilmek için.

    Part 2′de kitaba birebir sadık kalmak yerine Herbert’ın orjinal kasıtını ön plana çıkarmaya çalıştım bazı noktalarda, diyor. Bunun için de Chani’yi (Zendeya zaten) kullandım diyor Deni.

    Şahsen makul buldum dinleyince, ama izleyince ne hissederim.. bakalım. Bilmem, anti woke ya da pro-orjinal-hikaye kafalarım olabiliyor ama mesela Foundation’ı okuduktan sonra, dizide bazı karakterlerin kadına çevrilmesi daha makul gelmişti sdfg. Cidden göze batar derecede bi cinsiyet ayrımı vardı ilk kitapta falan.

    Dysplasia

    @çaksu, Çok doğru. Part 1′de bile kitapla çok alakası olmayanlar tarafından ‘batılıların gelip doğuluları kurtarması hurrdurr’ diye çamur da atılmıştı hatta. Paul’u kurtarıcı olarak görmeye meyilliydi herkes. Herbert ilk kitapta niyetini çok da açık anlatamamış, dediğin gibi Paul, idealize edilmiş. Ama Herbert’in niyeti başka.
    O açıdan bakıldığında Chani’yi ve Stilgar’ı değiştirmesini ve bu yolda kullanmasını ben olumlu buldum. Filmi izleyince sen de hissedeceksin illa ki. Büyük görsellerin büyük yer kapladığı bir film olarak karakterlerdeki nüanslarla asıl meseleyi kısa yoldan anlatması bence iyi olmuş. Yoksa Stilgar’ı da Chani’yi de veya diğer bazı karakterleri de olduğu gibi kullansa o mesajı veremeyecekti.

    Yiğit

    @çaksu, dün izledim filmi. Nefesim kesildi izlerken. Elbette belli kusurları var ama bu kadar şovluk başka bir film görmedim. Her sahnesi hayvan işi. Adam god tier oldu sci fi konusunda.

    İslamafobik adamım, Paul gibi cihada çağıranım olsun en önde koşarım.

    Rust in Peace.

    @çaksu, Hyperion demişken uzun süredir aşırı merak ettiğim bir kitaptı ama bir türlü başlayamamıştım, şu an 3′te 1 bitti ve muhteşem ilerliyor. İstikrarlı ilerlerse net bilimkurguda ilk 3-5′e koyacağım bir kitap olur. İkinci kitabı hemen okumam demiştim ama şu an can atıyorum ilkini bitirip hemen ikinciye geçeyim diye. World-building muhteşem, başlarda biraz kafa karıştırıcı ama her ilerleyen sayfada daha da anlaşılıyor.

    Ama bundan film olmaz. 8-10 bölümlük mini seri yapılırsa belki hakkı verilebilir ama o bile kitaba yaklaşamaz çünkü lore’u o medyumda anlatmak hiç kolay değil.

    Şey de çok hoşuma gitti, kitabın türü değişiyor sürekli. İlk 80-90 sayfa gerilim-gizem-korkuydu, şu an aksiyon şeklinde ilerliyor.

    çaksu

    @Rust in Peace., Ohooo hoşgelmişsin gardaş!

    Müthiş bi eser hakkaten. Hem her bi hikayeyi kendi içinde bütünlüklü ve sürükleyici kılıp (dediğin gibi genre’dan genre’a da atlayarak) hem de tutarlı bi hızla evreni tanıtmaya devam etmesi yapbozu tamamlamaya gitmesi… Mmmmuuah! (elimle yaptım cheff’s kiss)

    İkinci kitabı hemen ardından okumanı tavsiye ederim kesinlikle. Ama tabi ki aynı format (Canterbury Tales, hacı hikayeleri) bekleme. Form değişiyo biraz. Sevmeyen de gördüm, ilk kitaptan daha çok seven de. Ben sanırım aynı derecede keyif almıştım.

    Sonra ara verebilirsin sdfgh. 3. ve 4. kitaplar kendi içinde bi hikaye.

    Evet bam güm diye girdiğini de hatırlıyorum. Ben de ağır ilerlemiştim başlarda heheh. Spekülatif kurgunun güzelliklerinden biri ama.. Bambaşka bi dünyaya seni fırlatıp orda yolunu buldurmaya itmesi.

    Bi de tabikine Deni cevap verirse “hacı film dedim de 8 bölümlük TV serisi kastettim” diye açıklıcam. Sarhoştum o gece nüans kasamadım sdfg.

    çaksu

    Bu arada Bradley Cooper (evet) Hyperion’ı film yapmak istiyodu yıllar önce.. Noldu netti bilmiyorum sdfg. Ama işallah tek film yapamazlar ciddi yazık olur.. Mini seri olmak için yaratılmış bi kitap.

  40. Cryosleep says:

    In Flames konseri duyuruldu.

  41. Az yukarıda çok yoğunum pek fenayım diye ağlayıp zırladım ama dün gece ruh hastası gibi 3 saat uyuyup sabaha karşı 3.00′te uyanınca tüm işleri hallettim. Onun gazıyla 7 (yazıyla yedi) tane de kritik yazdım. Normalde yarına Bolt Thrower yayınlayacaktık ama işleri bitirmenin coşkusuyla uzun zamandır ertelediğim bir şeyi yaptım ve Watain’ın “The Wild Hunt”ını inceledim. Bayadır meşhur grup albümü gömmüyordum, harbiden iyi geldi. Sabah sitede.

  42. Raddor says:

    Her zaman long-play dinleme şeklini övmüş ve sevmiş biri olarak son zamanlarda albüm dinlemekte zorlanıyorum. Hatta albümü geçtim, bir parçayı değiştirmeden sonuna gelmeyi başarsam iyi.

    Örneğin; Ahmet abi nasıl her gün ortalama 50 dakika albüm dinlemeye katlanabiliyor merak ediyorum. Bakıyorum, dinlemem gereken bir albüm mü çıkmış: “Şimdi kim aralıksız 50 dakika, daha önce notasını bile duymadığı bir şeyi dinleyip sindirecek? En iyisi bakayım en çok hangi iki şarkısı dinlenmişse onları dinleyip geçeyim, gerisini sikerler” deyip yoluma bakıyorum.

    Ya yaşlandım, beynimin müzik hafızası doldu -kapasite bu kadarmış- ya da her şeyin hızlı tüketilebilir hale gelebilmesinden dolayı ben de uyumsandım.

    Ya da belki de son zamanlarda çok fazla hoppa müzikler, testosterone-booster parçalar dinlemekten böyle oldum. For example:

    https://www.youtube.com/watch?v=85og5TrTxZY

    Yiğit

    @Raddor, tiktok veya reels izlemeyi bırakmalısın.

    Raddor

    @Yiğit, ikisi de yok ya, Instagram’ı geçen sene kapattım. Bir de reels, tiktok, shorts vs. insanların zamanını çalan şeyler ama müzikleri yarım yamalak dinlemek tersine zaman kazandırıyor. :)

    deadhouse

    @Raddor, Bunun nedeni çok bariz. Tamamlanmamışlık. Demek ki senin 50 dakikalık albüm dinlemeden önce yapman gereken şeyler var.

    Raddor

    @deadhouse, kesinlikle. 50 dakika uzun bir süre ve yapılması gereken işler beklerken ayırabileceğim bir zaman dilimi değil. Tabi gündüz için geçerli bu. Ancak akşam saatlerini daha çok oyun onayarak, film izleyerek geçirmeyi seviyorum.

    Daha önce uyguladığım bir yöntem var. Albümleri A side, B side olarak ortadan ikiye bölerek dinliyordum bir ara. Tekrar deneyebilirim.

  43. Raddor says:

    Oha Selim Işık, Ahmet Güvenç’e Master of Puppets çaldırmış. :D

    https://www.youtube.com/watch?v=0taJHVz-QaY

  44. cotard delusion says:

    Biri 2024′te Türkiye’de gerçekleşecek konserlerin listesini toparlayıp atabilir mi? Gideceğimden değil amk merak ettim. Panzerfaust falan deniyor.

    Ahmet Saraçoğlu

    @cotard delusion, bugün liste olarak sitede yayınlayacağız.

  45. Necrobutcher says:

    Herkese günaydın hayatımızdan 25 yıl çaldılar. Bu çöküşü görmeyi hak ettik. Bugün cidden dünden çok çok farklı. Bu güne özel playlist falan yapıcam birazdan.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.