# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Serbest kürsü
| 04.05.2015

Yeter! Söz milletin.

Herkese merhaba. Başlıktan da anlaşılacağı üzere, bu başlıkta gönlünüzden geçen herhangi bir konuda dile getirmek istediklerinizi paylaşabilirsiniz. Ülke gündeminden müzik dünyasına, son komik videolardan ligdeki son gelişmelere kadar ister suya sabuna dokunan, ister havadan sudan konularla köşemizi renklendirmenizi arzu ediyoruz. Tek ricamız, yorumlarınızı kimseyi kırmayacak, kendinizi hapse attırmayacak ve sitemizi kapattırmayacak içerikle şekillendirmeniz.

Hepimize mutlu ve özgür günler dilerim.

  Yorum alanı

“Serbest kürsü” yazısına 17,247 yorum var

  1. çaksu says:

    Şu Ken Russell ne şahane işler yapmış zamanında. Daha geç filmlerini bilmiyorum şu ana ama.. 4′te 4!

    The Music Lovers (Ken Russell, 1971)
    https://youtu.be/K8Tf31aOITI

    Şu filmin ilk 4 buçuk dk sı… Görüntü kötü ama hissi az çok veriyor. Her saniye ekranda çekici/komik/ilginç/sevimli bişey olması, müziğin peşinde gidip tarz/enstruman değişikliklerine uygun mizansenler yaratması, sondaki meşalelerle yapılan anlamsız ama müthiş figürler.. Hep dolu dolu, romantik, abartılı..

    Harika <3

    Zamanı geri sarsak da bi de Mozart filmi yaptırsak şu tontişe. Tam onluk iş.

  2. Raddor says:

    Sitede orospu goblin dul Refika’yı bilen var mıdır merak ettim. Eskilerden bir Underground Türk Metal klasiği:

    https://youtu.be/s0YSxGQ7t7E

    Aynı parça, Sarıyer konserinden:

    https://youtu.be/EHTiGV1B4hY

    trivago

    @Raddor, keşke grindcore yapsalarmış sözler buna müsait

    ismail vilehand

    @Raddor, en sevdiğim Türkçe sözlü şarkılardan biri. Ben de o konserdeydim bu arada.

    Ayrıca Ezgi Sülün benim ilk frontwoman crush’ımdır. Bunu okursa kendisine selamlar.

    Ömer Kus

    @Raddor, 16 yil Sariyer’de yasamis ve Istanbul’a gittiginde hala Sariyer’de kalan biri olarak “Sariyer konseri” gibi bir ifadeyi ilk defa duydum :D Linke tiklayinca gördum Barisarock 2005 festivalindenmis, hey gidi gunler, gittigim ilk festivaldi. Hatta ilk konserlerim bile olabilir, Orphaned Land 2005 konseri Barisarock’tan önce mi sonra miydi hatirlamiyorum, sonraydi sanki.

    alican kina

    @Ömer Kus, 2015′te rock off festivali yapılmıştı sarıyer’de. korn gojira behemothlu filan. o zaman o line-up çok ahım şahım gelmiyordu ama şimdi festival afişine bakınca hayal gibi geliyor.

    Raddor

    @ismail vilehand, @Ömer Kus, olay, yer, zaman ve kişiler hakkında hiçbir şey bilmediğimden tek fikrim vokalistin “Sarıyer!” diye bağırmasıydı, ikiniz aydınlattınız. :)

    çaksu

    @Raddor, Vokalin ses rengi, eğip bükmeleri falan çok tatlı ya.

  3. trivago says:

    attack on titan sayesinde animelere bakış açım olumlu yönde değişti izleyelim izletelim arkadaşlar.

    Unanimated

    @trivago, ben de çok sevmiştim. Güzel bir evren, içinde insana dair her şey var nerdeyse. Ama son sezonu pek beğenmedim. Bunu sevdiysen neon genesis evangelion’u izlemeni öneririm. O daha yavaş akıyor ama altyapısı aot kadar güçlü.

  4. OblomoV says:

    En sevdiğiniz Mekong Delta albümü hangisi?

    Ahmet Saraçoğlu

    @OblomoV, “The Music of Erich Zann” ile “The Principle of Doubt” arasında gidip geliyorum.

  5. Opethsevenbiri says:

    Yeni Trivium albümünü öv öv bitiremediler sağda solda.

    deadhouse

    @Opethsevenbiri, Ahmet abi; “Trivium güzel grup, iyi müzik yapıyorlar, yine de albüm başyapıt değil, Trivium beklenen patlamayı yine yapamadı” deyip 8 verdi bile.

    Opethsevenbiri

    @deadhouse, Tam olarak bu gerçekten.

  6. Aura magula says:

    Gta remastered trilogy hakkında ne düşünüyorsunuz ?

    ben çok heyecanlandım çıkarkenden almaya niyetliyim.Zaten grafikleri ve motoru yenileyecekler ama öyle mafia 1 remake tarzı değil de diablo 2 rwesurrected tarzı olacak ve orjinalliğine dokunmayacaklarmış bence oyun iyi çıkacak rockstara güvenim tam hele rdr2 den sonra daha da güvenmeye başladım

    Dysplasia

    @Aura magula, eski oyunları satıştan kaldırmalarını tasvip etmiyorum. Remastered ise bana bir şey ifade etmiyor. Zaten oynadık bitti.

    Yiğit

    @Dysplasia, eski oyunlar satın almaya değmezdi zaten. Oyunun korsan sürümleri orijinallerinden daha iyi çalışıyor. Çok sorunluydu ve hiç düzeltmediler.

    Aura magula

    @Dysplasia, Bencede eski oyunları kaldırmasınlar bir yerde dursun.Yani remaster olan oyun TLou gibi rdr gibi yada call of duty gibi grafik ve mekanik açısından eskimeyenlerden olsa bende almaya gerek duymam ama gta sa bayağı eskidi o oyunları daha akıcı oynayabilmek isterim şahsen oyüzden almaya deyer bence

    Opethsevenbiri

    @Aura magula, San Andreas’ın grafiklerini ve fiziklerini güncelleyip çıkarsınlar kâfi. 3 ve Vice City’nin biraz üstünden geçilmesi gerekli.

    Aura magula

    @Opethsevenbiri, bende aynısını düşünüyorum hatta diğerleri olmasada olur sadece san andreas olsun bana yeter

  7. Aura magula says:

    Steam deck hakkında ne düşünüyorsunuz ?

    Alete çöp diyenlerde oldu para israfı deyenlerde oldu ama ben tam tersini düşünüyorum.Birkere bu bir el konsolu ama aynı zamanda pc.İçine steamdaki her şey yüklenir, steam os u desteklemeyen birkaç oyun dışında ki onu da windows 10 yükleyerek çözülebilir.Ayrıca gamepass, gibi oyun üyelikleri veya geforce now gibi streaming sistemleri de yüklenebilir ki buda bayağı büyük avantaj.

    Switch le kıyaslayınca steamdeck bayağı önde.Gerek içerik gerek fiyat performans bakımından haylice avantajlı.Ayrıca switch in oyunları da çok pahalı.Birde bazı yerlerden duydum witcher 3, doom, wolfenstein gibi oyunlar switch te fps düşüşü yapıyormuş ama steamdeck te ise bir sürü aaa oyun test edildi hepsi de ultra ayarda stabil çalıştı.Belki switch ten daha pahalı bir alet olabilir ama oyunların fiyatlarının ucuzluğuyla bu farkı da kapatır

    Şahsen ben switch almaya niyetlenmiştim ama steamdeck i görünce vazgeçtim biraz daha bekleyip steamdeck almayı düşünüyorum zaten en son çıkan oyunları ultrada oynama niyetim yok onun yerine klasik oyunları ve 2015 e kadar çıkan oyunları oynama niyetim var.Hem belki dota lol csgo gibi oyunları da oynarım.

  8. Opethsevenbiri says:

    Ekimin son haftasından Aralığın ilk haftasına kadarlık sürede beklediğim albüm sayısının haddi hesabı yok. Bütün yıl sonu listem bu zaman aralığından çıkabilir.

  9. Slipknot’la 2 şarkı dışında aram yok, o yüzden çok bir yorum yapamam ama Corey Taylor’ın yıllar boyunca neden hep daha kötü, daha özelliksiz, daha çekicilikten uzak maskeler tercih ettiğini bir türlü anlayamadım. Bir Wait and Bleed dönemindeki rastalı maskeye bakıyorum bir de yeni maskesine.

    https://assets.blabbermouth.net/media/coreytaylornewmaskoct2021_638.jpg

    6 yaşındaki Sude’nin Cadılar Bayramı partisine bununla katılsam gülenler olur, o derece.

    Rzeczom

    @Ahmet Saraçoğlu, +1

    Erhan

    @Ahmet Saraçoğlu, size iki doz Subliminal Verses yazıyorum sayin Saraçoğlu.

  10. Fırat says:

    27 Kasım’da Leprous geliyor.

    https://www.biletix.com/etkinlik/0EP04/ANKARA/tr

    Yiğit

    @Fırat, linkte Ankara yazınca sevindim bir ama İstanbul’muş. Üzdü :(

    Melkor

    @Fırat, Yaşar’ın alt grubu olarak çıkıyolarmış

  11. Erhan says:

    Gary Holt bu alemin en sikişken gitaristi olabilir. O nasıl bir gitar tonudur orospunun evladı? Beynim kulaklarımdan aktı.

  12. Cryosleep says:

    Müthiş bir Twitter profili keşfettim. https://twitter.com/ai_metal_bot

    Ahmet Saraçoğlu

    @Cryosleep, baya enteresanmış.

  13. deadhouse says:

    Dune malum yerlerde.

    Melkor

    @deadhouse, Imax dışında sakın izlemeyin.

    deadhouse

    @Melkor, Yaşadığım şehirde sinemaya girmeme olasılığı yüksek. TV’den büyük ekranda fena olmuyor.

    Melkor

    @deadhouse, Hadi be şansa bak. bluray versiyonu falan bekle.

    deadhouse

    @Melkor, İzledim. Blu-Ray gelince de izleriz. Bir daha izlenesi bir film.

  14. Cryosleep says:

    Siz dinlemeyin diye Arch Enemy’nin yeni singleını dinledim. Ve gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki BOK GİBİ.

  15. Yiğit says:

    God of War PC’ye geliyor sonunda. Çok büyük bir haber esasında ama zaten beklenildiği için ahım şahım bir etki yapmadı benim gördüğüm kadarıyla.

    Şu anda 320 liralık ön satış fiyatı var steam’de. Biraz param olduktan sonra mutlaka alacağım. Fiyatın artması muhtemel. Bence almayı düşünenler şimdiden alsın.

    Elbette yeni oyun geleceği için yapılmış bir hamle ama pc’ye hangi exc oyunun gelmesini istersin deseler tlou pt2 ya da bloodborne varken gow demezdim. Yine de laf edecek değiliz tabii.

    P L A G U E

    @Yiğit, 100 bandına düşmeden para verme derim. Bir dost…

    Yiğit

    @P L A G U E, neden ki?

    P L A G U E

    @Yiğit, bence ederi en fazla o kadar o yüzden. Seveni,hayranı,delireni çok elbette ama bence durum bu. Beklentin ne bilmiyorum ama umarım istedigini alirsin. Sonucta keyif almak icin oynuyoruz bunlari. Tecrube ettiginde ya bana katilirsin ya da hassiktir oradan tas gibi oyun dersin:)

  16. Aura magula says:

    Rockstar bombayı saldı agaaa ben bayağı heyecanlandım siz ne düşünüyorsunuz? Haa unutmadan rocktar resmi olarak açıkladı kontroller gta 5 le aynı olacak.Yani eski kör kütük mekanikler gidiyor.Bide fps bakış açısı gelse üstünede görevlerdeki checkpointleri çoğaltsalar çok iyi olur.
    https://youtu.be/D71cBUeAL58

    Dysplasia

    @Aura magula, Bayaa kötü bu ya.

  17. Opethsevenbiri says:

    Dune taş gibi.

    çaksu

    @Opethsevenbiri, Arkadaşın okumasını bekliyorum, bi süre daha göremicem de.. Mark Kermode’u çok severim. Onun incelemesi gelmiş şimdi onu dinliyodum..

    https://www.youtube.com/watch?v=sQOjokdp5Co
    Dune reviewed by Mark Kermode

    Opethsevenbiri

    @çaksu, 100 sayfa okumuş arkadaşımla girdim o da çok keyif aldı. Denis bey elinden geldiği kadar lore bilgisini hikayeye yedirmeye çalışmış ama anlamayanlar da olmuş internette gördüğüm kadarıyla.

    Retrokafa

    @Opethsevenbiri, sinemaya girdimi ya

    Melkor

    @Opethsevenbiri, Cidden taş gibi. imax’e 3d gelmiş delirdim. 2d bulursam bir daha izlenir.

    Opethsevenbiri

    @Opethsevenbiri, Arkadaşlar hem kendi keyfiniz için hem de devam filminin gelmesi için lütfen sinemada izleyin.

    TanSolo

    @Opethsevenbiri, sinemada izlesek kaç yazar ki wb adına? Bilete 34₺ verdim bunun yarısı wb’ye gidecek yani 17₺ o da 2 dolara bile tekabül etmiyor. Türkiye’de bu filme gidilmesi pek de gişesini etkilemiyor. Ayrıca bu film gişede patlasa dahi devamı gelir, endişelenmeye hiç gerek yok.

  18. çaksu says:

    İlk filmi Raw (2016) ile aklımı alan Julia Ducournau’nun ikinci filmi gelmiş. Filmekimi’nde de oynamış hatta sanırım. Yeni haberim oldu.

    Titane
    https://www.imdb.com/title/tt10944760/

    deadhouse

    @çaksu, Malum yerlerde de var.

    Gökay

    @çaksu, Bu sene Titane bir de Mandico nun After Blue. Umarım en azından birini Cinemaximum Arthouse a getirir de 1366×768 lere sıkışmayız.

  19. Mahakali says:

    Dune da malum yerlere düşmüş. Görüntü kalitesi de on numara :D

    Henüz yoğunluktan izleyemedim, bir an önce rahatlayıp izlemek istiyorum.

    Opethsevenbiri

    @Mahakali, İmax’de izlemediğin sürece yazık edersin.

  20. Black Thunder says:

    Frances McDormand, akıl almaz bir oyuncu. Ne zaman izlesem ekrana efsunlanmış bir şekilde yapışıyorum. Sıradışı. Keza Sam Rockwell için de aynı hissi yaşıyorum ve bu iki müthiş oyuncu, aynı filmde de oynadılar: Three Billboards Outside Ebbing, Missouri. Hem de film! Oyunculuğun şahikası.

  21. Raddor says:

    Mustafa HALFORD Topaloğlu \m/ :

    https://youtu.be/vt9LBpfOESo

  22. Rust in Peace. says:

    Dune’u izledim. Sinemada izlerken çok gaza geldim ama çıkınca biraz düşündüm ve tek yorumum var, eksik. Yok yani filme sığmıyor işte kitap, dizi yapsanıza. Kitabı okumadan gelenler kitabın felsefesini, anlattığı şeyi doğrudüzgün anlayamaz. Olay örgüsü açısından iyi uyarlanmış ama eksikler de var, mesela kitapta spoiler – Paul jamisi öldürdüğünde ağlıyordu ve ölüye su verme muhabbeti oluşuyordu bu çok büyük eksiklik olmuş. – onun dışında övmeden geçemeyeceğim bir sahne var o da çadırda Paulun geleceği gördüğü sahne. Kitapta çok olgunca karşılıyordu ve birden 20 yaş büyümüş gibi konuşuyordu ve bu hoşuma gitmemişti. Burada daha güzel uyarlanmış o olay.
    Dünya tasarımı çok iyi, mekanlar falan tam beklediğim gibi çıktı. Müzikler güzeldi ama sanki çok tekrar ediyor gibi geldi. Zendayayı da çok göstermişler, sırf gözüksün diye. Rüya sekansları gereksiz fazlaydı.

    Melkor

    @Rust in Peace., Kitabın yarısı olmasına rağmen bir filme zor sığıyor evet ama beklendiği üzere vilnöv evreni çiçek gibi yansıtmış. Yan diziler de gelecek içiniz rahat olsun.

  23. M says:

    Dune’un beni kitap kadar etkileyecegini biliyordum ama bu kadar fazla etkileyecegini düşünmemiştim. Kitapta geçen ve cok etkileyici birkac cumle var, yillar once altini cizdigim ve ara ara tekrar okudugum. Aynilarini filmde ve ustelik muthis oyunculuk ve cekimlerle izleyince aşırı duygulandım. Sanirim bir kere daha izleyecegim.

    Boba Fett

    @M, Daha önce okumadım, sizce izlemeli miyim yoksa gidip önce okuyayım mı?

    M

    @Boba Fett, benim fikrime gore once kitabi okumaniz filmdeki olay örgüsünü daha rahat anlamaniz ve kim kimdir kimlerdendir kavrayabilmeniz icin daha iyi olur. Ama once filmi izleyecegim sonra kitabi okuyacagim derseniz o da olur. Yalniz alacaginiz zevk ve olaylari anlamlandirmaya calismak sizi yorabilir. Benim fikrim bu.

    Boba Fett

    @M, @Opethsevenbiri, @TanSolo, tek tek teşekkür ederim arkadaşlar. Kitabı okumayı düşünüyorum ama şu an muhtemelen vakit bulamayacağım, ilk filmi izleyip ikinci filme kadar seriyi bitiririm, hem filme de desteğini vermiş olurum, bu aralar izlenecek güzel film yok gibi sinemalarda.

    Opethsevenbiri

    @Boba Fett, Gir bence direkt. İlk kitap uzun.

    TanSolo

    @Boba Fett, izlemelisin.

  24. deadhouse says:

    Kitap kitaptır, sinema sinemadır. İki disiplinin kıyaslanması abestir. Mesele (amaç) “iyi uyarlama” ise “yönetmen” değerlendirilebilir. Aksi halde birbirinden bağımsız alanlardır.

    Bildim bileli kitabı iyiydi, filmi ise kitap kadar beğenmedim tarzı talihsiz (aslında korkunç) yorumlar görüyorum. Herhalde 1000 yıl daha böyle devam eder.

    Ukala bir yorum oldu, farkındayım ama böyle. Maalesef böyle.

    çaksu

    @deadhouse, Hikayeyi tecrübe etmek için kitap okumak, sinema filmi izlemekten çok daha doyurucu oluyor. Ben de dediğine benzer artislikler yaparım o yüzden :)

    Hem kafanda canlandırabileceğin şeylerin sınırı olmuyor. Herşey bedava. Hem de karakterlerin düşüncelerini duygularını daha iyi anlayabiliyosun çoğu zaman. .

    Dizi biraz daha farklı bi mevzu olabilir.

    Şu an American Gods’ı okuyorum Neil Gaiman’ın. 3 sezon çekmişler. Merak ediyorum baya.

    deadhouse

    @çaksu, Kitap için de geçerli. Sinema filmi güzeldi ama kitabı zayıftı demen için iki disiplini ayrı ayrı değerlendirmen gerek. Birbirleriyle alakaları yok. Biri görsel, biri yazınsal. İyi uyarlama yapmayı istemediğin müddetçe iki alanı birbiriyle kıyaslamak saçmadır. Villeneuve, Dune kitap serisine sadık kalmak istemeyebilir. Bunu tartışmak anlamsız. Bunu anlatmaya çalışıyorum. İsterse eğip büküp eklemeler yapabilir, bambaşka şeyler yaratabilir, gösterebilir. Maalesef bu anlaşılmıyor.

    Filmi beğenmedim, çünkü kitap daha güzel. (YANLIŞ)
    Filmi beğenmedim, kitapla alakası yok. (YANLIŞ)
    Filmi beğenmedim, kitabın tümü işlenmemiş. (YANLIŞ)
    Filmi beğenmedim, kitaptan aldığım tadı alamadım. (YANLIŞ)

    Bunlar eleştiri değil. Böyle eleştiri olmaz.

    Dysplasia

    @deadhouse, Hayatta her şeyi tartışmak anlamsız olabilir de kitap uyarlamasını kitapla kıyaslamakta yanlış bir şey yok. Çekmeden önce amacını açıklarsın; ben buna sadık kalacağım veya götümle çekeceğim. İnsanlar da ona göre eleştirir. Tabii ki telif sahibinin izin verdiği ölçüde istersen dune porno parodisi çekmekte de özgürsün ama felsefi olarak özgür olman senin eleştiri almayacağın anlamına gelmiyor.

    deadhouse

    @Dysplasia, Evine çaya da gelsin mi açıklama yapmadan önce? Memur mu bu, kamu görevlisi mi? Yönetmen hiçbir şeye mecbur değil. Zaten izin almadan resmi olarak bir eserden faydalanmak mümkün değil. Neyi söylemeye çalışıyorsun anlamıyorum. İzin alındıktan sonra yönetmen isterse kitabın tek bir cümlesinden de esinlenebilir, eseri ters düz de edebilir, aynen alıp metni de görselleştirebilir.

    Senin kitap-sinema kıyaslaması yapman ise ne sinemaya ne kitaba ne de entelektüel zemine hiçbir şey katmaz.

    Dysplasia

    @deadhouse, Bir şeye mecbur olup olmamak eleştiriden muaf tutmaz, entelektüel zemin de gayet kaypak bir zemindir, ne katılıp katılmayacağı belli olmaz.
    Kitabın anlatabildiği şeyleri görsel dile ne kadar uyarlayabilmiş, kitabın -varsa- verdiği mesajları ne kadar ciddiye almış, bilimkurgu tarafının üzerinde ne kadar durmuş, yazarın kafasındakilere ne kadar önem vermiş vs bunların hepsi kapı gibi eleştiri konusudur. Gayet basit bir mesele. Benim parama ‘kitabı uyarlıyorum’ diye talip olan şirketler bunları da dikkate alacak. Çıkıp sadece esinlendiğini de söyleyebilir yiyorsa. Herkes ona göre değerlendirir o zaman.
    Burda çıkıp da hardcore kitapçılık da yapılmamalı tabii ki, farklı teknikler. Ama kitap ve filmin ortak noktası yokmuş gibi davranmak saçma.

    deadhouse

    @Dysplasia, Yazarın kafasınfakilere önem vermek zorunda mı? Yönetmenin kafasınfakiler ne olacak. Yönetmenliği memuriyet olarak görüyor olabilirsin, ama yönetmen bir sanatçı, sinema da bir sanat dalı.

    Daha ilk yorumumda amaç “iyi uyarlama” değilse demişim. Amaç zaten bir kitabı aynen görselleştirmekse o eleştirileri yapabilirsin. Aksi halde eleştiri sadece sinema dinamikleri açısından yapılabilir. Kitabı özneleştirip sinemayı önemsizleştiriyorsun.

    çaksu

    @deadhouse, @Dysplasia, ikinizin de dediği makul geliyor haha. Konumumu hafif ona göre ayarlayınca. Nüansları ayırt etmeyi beceremedim şu an. Sevgiler ^.^

    Ben iki medyumda da erişebiliyosam, kitabını okumadan filmini izlememeye çalışıyorum aynı hikayenin. Kitaplar > filmlerin anlamı ondan ibaret aslında. Pratik.

    Sinema yapmanın sadece bir yönü olan senaryo yazımı hakkında bile… Le Guin gibi bi kadın (ki efsane bi yazar bence) “Çok farklı bi kafa, ben yapamam” diyodu bi yerde. Lathe of Heaven filmi hakkında konuşurkendi sanırım.

    Ulan efkarlandım Le Guin deyince.. Niye onu da bilmiyorum. Kaç aydır bi kitabını okumadım diye mi…

  25. enemyofgod says:

    Dune filminden kitabı okumadan da büyük zevkler alabilir miyim? Çünkü bu gidişle sinemadan kalkacak ben okuyana kadar.

  26. Arkadaşlar bugün komple dışarıdaydım ve internetin/telefonun çekmediği bir dağ başındaydım o yüzden sabahtan beri gelen yorumları ancak şimdi onaylayabildim. Gecikme için kusura bakmayın.

    Öylesine bir dağ başıydı ki şöyle bir şey oldu:

    https://www.instagram.com/p/CVbAv-9sEMK/

  27. Yiğit says:

    Lore’a dair hiçbir bilgim yok. Dune on numara film. @deadhouse’a biraz katılıyorum. Kitabın havasına sıçmadığı sürece, ya da bariz kötü bir uyarlama olmadığı müddetçe (bkz: hobbit) bence kıyaslanmaması gerekir. Zaten sinema, edebiyattan çok çok daha sevdiğim bir alan.

    Filmin paçalarından görkem akıyor. Bu kadar beğeneceğimi sanmıyordum. ”Imax’te izlenmeli” muhabbetinin altı boş değil. Görsellik süper. İhtişam ve derinlik algısı büyüleyici. Ses yönetimi de ayrı iyi. Oyunculuklar ve yönetmenlik de çok iyi aq. Her şeyini övesim var. Kalkmazsa imax’te bir daha izlerim.

    Neredeyse Fellowship of the Ring’den aldığım tadı aldım. 20 kez izlediğim bir filmden bahsediyorum. Hakkında hiçbir şey okumamıştım, bilmiyorum benden başka benzeten illa olmuştur. Baya baya yüzük kardeşliği havası veriyor film.

    TanSolo

    @Yiğit, duneyanın en iyi filmi diyebilir miyiz? Ayrıca daha dunea kadar izlememiştin niye bu kadar erken konuştun?

    Yiğit

    @TanSolo, izledim işte. Hatta dune izledim.

    Dünyanın açık ara en iyi filmi bile deriz sen yeter ki iste.

    Opethsevenbiri

    @Yiğit, Kaynak materyale sadıklık açısından Fellowshipten daha da iyi bence.

  28. Mahakali says:

    Bence Dune’un müzik kullanımı iyi değil. Bir kere her sahnede sürekli bir arka plan müziği var ve biraz o müziğe kafa yorunca kafa tırmalayıcı hale geliyor. Filmin epik olmasına büyük katkı sağlıyor olabilir ama müzik kullanımı aşırı fazla ve rahatsız edici. Hans zimmer abimiz bir dakika izin vermiyor ki filme kapılıp gidelim, tempoyu hep kendisi belirlemek istiyor.

    Denis abimiz zaten bu tarz filmlerin ustası olmuş durumda. Dört kitabı okumuş biri olarak sahneleri izlerken kafamda canlandırdığımdan daha da iyi görselleştirmis birçok şeyi.

    Ha bu arada Zendaya çok güzel bir hanımefendi. Değeri bilinmiyor.

  29. çaksu says:

    Dune ve “uyarlama” muhabbetleri oluyorken Jodorowsky’s Dune belgeselini önereyim ben de. İlginç ve eğlenceli. ^.^ Adam Herbert’ın mesajının (anladığım kadarıyla; kimseyi mesih bilmeyin) 180 derece tersine bağlamış haha. Ama kadro falan efsane. Süper kafalar var.

    https://www.imdb.com/title/tt1935156/

  30. Ugur says:

    Uzun bekleyiş sonunda çatlamaya ramak kala Imax’te izleme şerefine eriştim.Film devasa, muazzam oğlu muazzam, hayvan gibi.Vilnöv reisten daha azını beklemiyorduk zaten.Ancak yukarıda Rust and Peace’in hikaye filme sığmıyor yorumuna da bir miktar katılıyorum.Kitabı okumayanlar ‘burada ne demek isteniyor’ ile ‘e yarım kaldı bu’ arasında gidip gelecektir.Ha gerçi ne yapacaktı ki, Denis filmi 4-5 saate mi uzatacaktı? Dizi olsa böyle kaliteli olmazdı.Bu filmin en baştan beri görüntü ve ses olarak ‘eşsiz bir sinema deneyimi’ yaşatmak için çekildiği çok bariz.En nihayetinde Dune gibi kült bir materyale böyle bir yönetmen ve film yakışırdı.Umarım ki 2. filme yeşil ışık yanar aynı kadroyla çekerler.

    Bilet fiyatları 100 tl olmadan gidin Imax’te izleyin şu filmi.

  31. Berca B. says:

    Günün geri kalanını ağzı açık devam ettirmek isteyenler şunu izlesin. Matt Garstka gibi bir uzaylının davullarını akraba ziyaretindeymiş gibi sıkkın bi ifadeyle çalmasıyla, rack tom kullanmadan her şeyi floor tomla halletmesiyle, tuşesiyle vs çok acayip bi video cidden. Bu adam isterse Krimh gibi yüksek profil gruplara kapak atmaması için hiçbir sebep yok.

    https://www.youtube.com/watch?v=-zETyL07_s0&ab_channel=ElEsteparioSiberiano

    Ahmet Saraçoğlu

    @Berca B., çok başka bir seviye cidden. Bilinen bir gruba katılabilir, üstelik online kimliğinden dolayı gruba ekstra ilgi bile çekebilir.

    Bunu bir take’te çalmış olması da ayrı bir kavga konusu.

    TanSolo

    @Berca B., hayatta en çok kıskandığım kişi. Yeteneğinin haddi hesabı yok ve çok stil adam. Keşke ciddili bir grupta, kendi tarzında müzik yapsa da tüm gün dinleyebilsem.

    Berca B.

    @TanSolo, @Ahmet Saraçoğlu, en uçuk ve benim en sevdiğim anlarından biri de A-Ha – Take On Me coverındaki bitmeyen atağı. Tertemiz ve aşırı lezzetli bir atak:

    https://youtu.be/I72pKj1wyPc?t=116

  32. dreadfulfate says:

    Beyler İsmail Vilehand şâfiymiş

  33. Hepsi bilinen/üst düzey gruplara ilişkin 30′a yakın haber var girilmeyi bekleyen. Son 2-3 gündür girecek durumda değildim, yarın pek çoğunu siteye girmeye çalışacağım. Gecikmeler için kusura bakmayın.

  34. 29 Ekim’de çıkacak bazı albümler:

    First Fragment
    Archspire
    Be’lakor
    Mastodon
    Whitechapel
    Thulcandra
    Ghost Bath
    Monolord
    Grand Cadaver
    Sunless

    Önümüzdeki hafta kritik bölümünde “bilinen gruplar geçidi” olacak.

    Canoir

    @Ahmet Saraçoğlu, + kayo dot

    Dysplasia

    @Ahmet Saraçoğlu, Bayram gibi gün ehe ehe ehe.

  35. 14 aylık aradan sonra Instagram hesabımızı tekrardan aktif hâle getirdik. Aziz milletimize hayırlı uğurlu olsun.

    https://www.instagram.com/pasif.agresif/

  36. enemyofgod says:

    Dune hayatımda izlediğim en iyi filmlerdendi. Belki de filmin etkisi henüz geçmediği için böyle düşünüyorum ama aklım hâlâ filmde. IMAX’de izledim. Evren hakkında bilgilendirici küçük bir video harici hiç bir şey bilmiyordum. Bundan sonra da defaatle izlemek istiyorum filmi. İzleyin.

    Dysplasia

    @enemyofgod, Ben de bugün izleyebildim. Kitapla kıyasladığımda bazı yönleri çok zayıf kalmış. Kitapan bağımsız olarak da zayıf açıkçası. Diyalog yok filmde. Çoğu kritik bilgi ayaküstü verilip sahne kesiliyor. Filmin başları iyiydi ancak Atreides Hanedanı Arrakis’e indikten sonra olaylar yüzeysel ve hızlı geçiyor. Karakterler de tanıtılmıyor. Halleck, Idaho, Tawat falan çok kişiliksiz kalmış. Bunların konseylerde, toplantılarda, ikili üçlü diyaloglarda dolu dolu muhabbetler edip filmin ya da konunun zeminini oturtmaları gerekiyordu. Kendileri de çok dolu karakterlerdir mesela. Hiç yok. Hatta kişisel olarak beklentim kafalarında binlerce tilki dolaşan insanların uzun uzun fikirlerinin çarpışmalarını, restleşmelerini, birbirlerinin arkasından iş çevirmelerini izlemeyi beklerdim.
    Slow motion sahnelerinin pek bir amaca hizmet etmeden uzatılması filmin diyalog kısmını baltalamış. Güzelim oyunculardan faydalanamamışlar.
    Yine de kumsolucanının ilk kez görüldüğü sahne gibi harika yerler de var. Topterlerin de dizaynını çok sevdim. Kitapta sevmediğim bir noktaydı kanat çırpan uçan makineler.

    enemyofgod

    @Dysplasia, Zaten kitap uyarlamalarında belli noktalar atılmak, eklenmek, değiştirilmek zorunda kalınıyor elbet Dune gibi kapsamlı bir kitap uyarlamasında da bu yaşanacaktı. E bir de yönetmen hâli itibariyle kendi nasıl hayal ediyorsa öyle yapıyor.

    Okuduğum yorumlara göre kitabın fanları filmden çoğunlukla memnun ayrıca.

    Dysplasia

    @enemyofgod, Tabii ki bir şeyler atlanacaktı ama hikayeyi kuran veya karakterleri oturtan diyalogları aktarmak ya da hiç değilse yeni diyaloglar yazmak bir filmin gereğidir diye düşünüyorum. Burda sorun kitaba sadıklık değil. Sinemada hikaye anlatım meselesi. Yönetmenin bu konuda çuvalladığını düşünüyorum. Aynı klasmandaki LotR’da bener sürede ne kadar çok şey ne kadar güzel anlatılabilmişti mesela.
    Aklıma gelen basit bir örneği Dük’ün Jessica’nın kucağına kafasını koyup ‘Keşke seninle evlenseydim’ dediği sahne. Şimdi burada izleyici anlıyor ki bunlar evli değil. Peki bu cümle şimdi neye hizmet etti? Kitaptaki bir gerçeği bize bildirdi de, kitaptaki gibi bu evlenmeme durumunun nedenleri sonuçları vs vs irdelendi mi? Hayır. Ortada sik gibi hiç bir yere bağlanmayan bir sahne sokuşturulmuş oldu. En fazla zorlasak ‘adam ölmeden önce bir pişmanlığını dile getirdi’ falan denebilir de o da canın isterse kuracağın bir bağlantı.
    Çoğu diyalog organik şekilde gelişmiyor, çoğu sahne çat diye geçiveriyor vs.
    Paul’ün dönüşümü güzel verilmiş mesela. Ya da Leto’nun insanlarını baharattan daha önemli gördüğünü ve bunun ne kadar sıradışı bir şey olduğunu Kynes’in tek bir bakışı ile anlattığı harvester sahnesi.. Ama bunlar dışında aklıma oyuncuların kazındığı bir sahne gelmiyor. Halleck diye bir karakter var ulan orda. Dört cümle kurdu toplam. Hayır, bir de öküz gibi para alıyor bu insanlar. Scripte bakıyorsun A4′ün yarısı.
    On numara görselleştirme olmuş. Topterlerin, uzay gemilerinin maketini falan yaparlarsa alır boyarım. Karakter figürlerine hiç bakmam. Belki Stilgar, bakalım part 2′de görürüz.

    Melkor

    @enemyofgod, Kitapları mutlaka oku. Çünkü ne kadar muazzam bir uyarlama olursa olsun eksik kısımlar var. Vilnöv süre yetmediği için bazı önemli kısımları ayıklamak zorunda kalmış.

    enemyofgod

    @Melkor, bir süredir arıyordum hiç bir yerde bulamamıştım. Film çıktığı için şimdi talep bir nebze azalır da rahat rahat kitabı alırım diye düşünüyorum.

    Melkor

    @enemyofgod, Nasıl bulamadın ya. Piyasada ciltli baskısı bile var. Şuan tam tersi film çıktı diye millet kitaplara yüklendi.

    enemyofgod

    @Melkor, millet kitaplara yüklenince piyasada da azaldı herhalde. İnternette varmış gerçi ama internetten almaya yeltenemedim.

    deadhouse

    @enemyofgod, E-kitap okuyun. Bilgi, kültür ücretsiz olmalı. Hele hele ölmüş sanatçıların eserleri için. Frank Herbert ölmüş. Okuyun bedavadan gitsin.

    enemyofgod

    @deadhouse, En mantıklısı, özellikle İngilizce çok güzel mecralar var bir sürü kitabı barındıran. Ne yazık ki ben ekrandan kitap okuyamıyorum. Çok yapay geliyor ve gözlerimi yoruyor. Ama okuyabilen herkes gerçekten e-kitap nimetlerinden faydalansın.

    deadhouse

    @enemyofgod, Ben de asla ekrandan okuyamam diyordum. Şimdi ise kağıttan okuyamıyorum. Kocaman kitabı elime alıp sayfaları çevirmek zor geliyor.

    enemyofgod

    @deadhouse, Sen diyorsan ben de denerim o zaman.

    çaksu

    @deadhouse, https://libgen.is/

    Kurgu eseri aratırken “fiction” sekmesini seçmek gerekiyor ama mutlaka. Yoksa sonuç çıkmıyor, farklı bi veritabanında aratıyor.

    Allah Rus serverlarına zeval vermesin.

    12ParmakBağırsağı

    @deadhouse, Amme hizmeti, bilmeyen varsa:

    libgen.rs
    sci-hub.se

  37. Aura magula says:

    Twitch bit olayı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Şahsen ben metenin böyle bir işe girişmesini hiç beklemiyordum.çok şaşırdım hayretler içerisindeyim şuan.Belki yalan çıkar da söylentiden ibaret olur ama hiç sanmıyorum zaten youtube a açıklama vidyosunun da liste dışı yapması ayrı bir mesele.Daha bir çok yayıncının ismi geçiyor ve çoğu da bu durumda açıklama yapmış durumda yok tehdit ettiler yok mecburdum, zenginleri görüp sinirlendim felan filan…Gerçekten böyle bir dolandırıcılık yaptılarsa cezalarını çeksinler.Jahrein yine olayın peşinde koşuyor.Elraenin açıklamaları bana garip geldi sanki tanıdıkları varmışda gizliyormuş gibime geldi bir çok kişi elraenin tanıdıklarının da işin içinde olduğunu ve gizlediğini iddia ediyor.

    Eyer bu olaylar gerçekse ve resmiyete dökülürse tüm yayıncıların gerçek yüzü ortaya çıkacak.

  38. Aura magula says:

    En sevdiğiniz mastodon albümü hangisidir arkadaşlar direk subjektif olarak hiç başka şeylere kasmadan sizin için en özel olanı hangisidir? Birde sizce grubun kariyeri açısından en önemli albümü hangisidir?

    Ben en çok blood mountaini severim.En sevdiğim birkaç albümden biridir.Bence en önemli albümleri leviathandır.Sağır sultanlar bile biliyor o albümü.ayrıca mastodon deyince aklıma gelen ilk şey blood and thunder le albüm kapağıdır.

    enemyofgod

    @Aura magula, en sevdiğim Crack The Skye. En önemlisi Leviathan, sonra da The Hunter.

    deadhouse

    @enemyofgod, En sevdiğim Crack the Skye, en önemlisi Crack the Skye.

    deadhouse

    En sevdiğim şarkıları ise Oblivion. Ayrıca vokal şov olarak 1 numaralı şarkıları da bu bence.

    enemyofgod

    @deadhouse, gerçekten sınırlar ötesi bir şarkı. Öyle haşmetli bir albüme haşmetli bir giriş.

    Yiğit

    @deadhouse, seninle herhangi bir konuda bu kadar nokta atışı aynı düşünmemize şaşırdım. Söylediklerinin hepsine +1

    Erhan

    @Aura magula, En sevdiğim albümü Emperor of Sand, grubun en önemli albümü ise bence Crack the Skye.

    Noumena

    @Aura magula, en sevdiğim albümü Remission, en önemli albümleri Blood Mountain

    TanSolo

    @Aura magula, Blood Mountain doğrudan en sevdiğim albüm.

    Yiğit

    @Aura magula, Crack the Skye. Yapanlardan allah razı olsun.

    owlbos

    @Aura magula, En çiğ Remission, en önemli Leviathan, en güçlü Blood Mountain en özel Crack the Skye en olgun The Hunter’dır. Diğer albümleri de tek kelimeyle özet geçebilirim ama ilk 5 her acıdan tartısmaya kapalı mükemmeliktedir nokta

    Aura magula

    @Aura magula, mastodon efsanedir.Her zaman da efsane olarak hatırlanacaktır. Favori albümünün kişiden kişiye göre değişmesi bile grubun ne kadar istikrarlı olduğunun kanıtıdır.Bu durumda her albümleri başyapıttır, her albümleri en iyi albümleridir.Adamlar her albümde bambaşka radikal değişikliklere gittikleri halde kariyerlerinde hiçbir şekilde çıtayı düşürmediler.Herkes bir kaç albümünü zayıf bulabilir ama en iyi olarak gösterilmeyen bir albümlerine bile denk gelmedim.

    Cts amma seviliyormuş yahu ben çok dinleyemiyorum o albümü 30 dakkadan sonra kafam şişiyor, şarkı şarkı seviyorum, albümdeki favorim ghost of karelia.

    Owlbossa harfi harfine katılıyorum bencede en olgunu hunter dir.Yoldan geçen sümüklü velede dinletseniz hoşuna gider o derece olgun.

    deadhouse

    @Aura magula, Benzetmeyi anlamadım. The Hunter fikrine saygı duyuyorum ama neden bir albümün en olgun olarak görülmesinin nedeni herkese hitap etmesi oluyor, onu anlamadım.

    Aura magula

    @deadhouse, Yani diğer albümleri de başka konuda olgundurlar mesela cts progluk konusunda yada bm teknik hakimiyet konusunda en olgunudur ama the hunter herkese hitap ederken asla cıvıtmıyor ve grubun kimliğinden ödün vermiyor.Bana göre olgunluk demek herkese hitap ederken kendi kimliğini unutmamaktır, catchy olmaktır, rahat olmaktır, kasmamaktır.Hiç metal dinlememiş birine vay be ne güzel şarkı dedirtmek bence önemli meseledir.Tek bir konuda iyi olan bir albüm yeterince olgun değildir bana göre.Hani olgun insanlar çoğu zaman kafa dengi olur ya bu da aynı hesap

    deadhouse

    @Aura magula, Katılmasam da anladım şimdi. Olgunluk meselesini müziğin kolay dinlenebilirliği ile ilişkilendiriyorsun. Ancak bu farklı türlerde işlemiyor. Mastodon zaten çok zor dinlenebilen bir müzik yapmıyor. DsO’nun olgun işlerini, herhangi bir şarkısını metal dinlememiş birine dinletsek dinleyemez. Muhtemelen bu ne iğrenç bir şeydir der. Soft ve çok spesifik olmayan müzikler için dediğin durum doğru olabilir, ama hard ve kompleks müzikler için bence doğru bir yaklaşım değil. The Hunter bence de daha kolay dinlenebilen bir albüm. Crack The Skye’ı rastgele birine dinletsek yüksek ihtimal sevmez.

    Benim için olgunluk catchylikle ilgili bir durum değil. Bence müzikal olgunluk en üst perdeden derinliği yakalayabilmektir. Mastodon’un en kompleks, en üst seviye albümü bence en olgun albümüdür.

  39. İlker says:

    Crack the Skye ve Crack the Skye.

    İlker

    @İlker, Üsttekine yanıt olacaktı.

  40. Aura magula says:

    @deadhouse, Söylemeyi unuttum orda ama bu dediğim sadece mastodon gibi mainstream gruplarda geçerli.Ama altını çizerim kolay dinlenebilirlik yanında kimliğini de korumalı.Yani gojira , opet ve in flames in son işlerini olgunluk olarak saymıyorum.Piyasaya yaranmak için geçmişini silip yapay müzik yapmak, ruhsuz olmak bence tamamen şirketleşmektir.İtiraz da edemem herkes ekmeğinin peşinde ama desteklememde.

    Diğer extreme olan belli bir kesime hitap eden gruplarda en olgunu tabiki en üst seviye olanıdır.Herhangi black veya death metal grubunun catchy olmaya ihtiyacı yok. Ama genede daha uysal daha melodik olan albümleri daha çok seviyorum full kazımasyon sevmediğimden o tür albümleri olgun görmüyorum

  41. Raddor says:

    Tuhaf bir videoya denk geldim. Dokuz saniye. Hikayesi şu: Sene ’90-’91 civarı. Testament sahnede, Megadeth sahne arkasında soyunma odasında. Sahnede Souls of Black çalınıyor. Testament’ı Metallica çakması olarak gören ve o sırada ayakkabısını bağlayan Dave Mustaine, grupla taşşak geçme amaçlı şarkının üstüne For Whom The Bell Tolls’u söylüyor. Bu esnada David Ellefson da kameraya doğru pantolonunu çözmeye başlıyor. 😱😱

    https://youtu.be/xv8N_wP-6wo

    “Time marches on… on… on…”

  42. feel the groovity says:

    altcoiinlere, kripto piyasasına ilgili kimler var? sepetiniz nelerden oluşuyor?

    ben uzun dönem yaklaştıklarımı yazayım önden: eth, icp, cspr, lyxe, cfg, clv, htr, efi, eqx.

    tüm paranı sadece birine bassaydın deseler hiç düşünmeden lyxe’e (lukso’ya) basardım.

  43. çaksu says:

    Bugün tahtada bi şeyi yanlış yazdığımı farkettim. Ve CTRL+Z YAPMAYA ÇALIŞTIM! Bir iki sn boyunca gerçekten kafam karışıktı nasıl silicem diye.

    Ulan pandemi ayar bırakmadın. 2 yıldır doğru düzgün yüz yüze ders anlatmıyorum.

    Dysplasia

    @çaksu, aramıza hoşgeldin. (Bir photoshop kullanıcısı)

    çaksu

    @Dysplasia, Haha seninki daha vahimmiş. Allah zihin açıklığı versin.

    Zeitgeist

    @çaksu, hahahaha uzaktan eğitim sürecinde zoom üzerinden katıldığım tüm derslerin kaydını alıyordum sonradan sınava çalışırken hocanın konuşma hızına göre x1.5 ya da x2′te tekrar izliyordum. Geçen hafta yüz yüze olan, çok sıkıcı bir derste farkında olmadan aynı şeyi yapmaya çalıştım.

    Konudan bağımsız bir süper güç olarak sahip olmak istediğim tek özellik CTRL+Z.

    çaksu

    @Zeitgeist, Haha süper. İçerde kozmik bi işletim sistem olduğunu da öğreniyoruz böylece. Fizikten bağımsız komutlar veriyor.

    Yaa en büyük fantezilerimden biri, şu anki zihnimle 20 yaşına dönmek. Ahh ulan… Bikaç sene basılı tutmak gerekse de değer mk.

  44. Berca B. says:

    Sitede işitsel olarak kan gövdeyi götürüyor ancak halen MMA konusunda ilginç bir şekilde büyük bir ilgisizlik mevcut. Yine de ben bir deneme daha yapayım, kendinize bir iyilik yapın ve dün geceki Justin Gaethje – Michael Chandler maçını mutlaka izleyin (S Sportta mevcut, gecenin ilk maçı). İzleyip sevmeyenler bir daha MMA maçı izlemeyebilir, demek ki hitap etmiyormuş ama çoğunuzun “bu nasıl bi dünyaymış ya?” diye çok keyif alabileceği bambaşka bir dünya bulacağını garanti edebilirim.

  45. Raddor says:

    Gösteriş yapma hevesi çok kötü bir şey. İnsanların çoğu metal falan bilmiyor. Ben de elektro gitarla sert müziklerden bir şey çalarak onları etkileyemeyeceğimi bildiğimden pat diye arabeski veriyorum, ortamı gaza getirip ilgiyi alıyorum. Ancak bedeli ağır oluyor. Bakıyorlar aşağı yukarı her şeyi çıkartıyorum (Türk müzikleri basit oluyor) onu da çal bunu da çal.. Az önce Nazan Öncel bile çaldım amk.

    Bir de bu pleblerle bir anda otuzbir olsa çekilmez muhabbetler içinde buluyorsun kendini. Yok “Levent Yüksel’in filanca şarkısını nasıl bilmezsin?” Bilmiyorum amk Addicted to Vaginal Skin biliyorum hoşuna gider mi? Yok “Erkin Koray Akrebin Gözleri’yle Metallica’nın eline vermiş.” Nereye vermiş amk. Türkiye standartlarında iyi parça olabilir ama doğru düzgün lirik yok rif yok. Sadece aa bakın biz istesek metal de yapabiliyoruz diye yazılmış zik gibi şarkı.

    Herkesi kazanmaya çalışma dürtüsü asla iyi bir şey değil. İnsanları yavaş yavaş tanımak en iyisi. Freud’un dediği gibi “biriyle en az üç kere yatmadan onu gerçekten tanıyamazsın.” O yüzden önce üç kere sevişin, sonra arkadaş olun.

    Ouz

    @Raddor, Nazan Öncel, ardından “bile” yazılmaması gereken bir müzisyen bence. Yaptıkları artık bize pek hitap etmese de iyice eserler verme konusunda sınıfı geçmiş, hatta 90′lardaki albümleriyle, 90′lar pop müziği bahsi açıldığında adı anılmadan geçilmeyecek biridir.

    İstek gelen Levent Yüksel parçasının ne olduğunu bilmiyorum ama onun da ilk iki albümüne pek toz konduramam mesela. Buralarda kulaklarını çınlattığım Onno Tunç’lara Uzay Heparı’lara ait yapıtlar, Yüksel’in ilk albümlerinde vardı. O yüzden bu iki albüm kıymetlidir benim için.

    Erkin Koray konusunda, bundan yıllar önce benzer satırları okusaydım sana hak verirdim ama Koray’ın hayatına ve yapıtlarının geneline baktığımda artık o kadar keskin konuşmuyorum. Akrebin Gözleri özelinde bir yorum yapmayayım fakat adamın eserlerinin, yapıldığı zaman çerçevesinde oturduğu bir mantık, liriklerin anlamsızlığının arkasında bambaşka mevzular bulunabiliyor. Ha Metallica kıyaslaması talihsiz olmuş, ikisi farklı kulvarlarda.

    Bir de mesajın gösteriş hevesiyle başlayıp insanları tanımayla sonlanmış. Gösteriş yaparak insanları tanımayı hedefliyorsan müziği geçtim, zaten çok büyük yanlışlardasın. Freud’un sözünün gerçekten ona ait olup olmadığını bilmiyorum ama bu sözden hareketle arkadaş çevreni genişletmeyi düşünüyorsan, o arkadaşlar arasında ben olmayacağım. :)

    Yiğit

    @Ouz, reyiz sakin

    Raddor

    @Yiğit, Ouz olumsuz veya agresif bir şey yazmadı bence ya ben öyle algılamadım. Tabi tam tanımıyorum üç kere sevişmedik. :)

    Ouz

    @Yiğit, Çok sakinim. :)

    Raddor

    @Ouz, abartmayı ve saçmalamayı çok seviyorum bazen. :) Evet biliyorum bu müzisyenler saygıdeğer insanlar ve ben aslında özellikle büyük bir Erkin Koray fanı sayılabilirim. Daha dün de Ariana Grande linki atmışım. Farklı tarzlara açık biri oldum hep.

    Ancak bu metalcilik yok mu? Kanımıza işlemiş bir kere. Başka tarzlara maruz kalmam belli bir süreyi aştığında hepsine düşman kesiliyorum, tümüne sallama isteği doğuyor. 13 yaşındaki benmerkezci çocuk çıkıveriyor içimden.

    Ancak ben bu yorumu bir meraktan yazdım. Buradaki çoğu insan amatör ya da profesyonel müzisyen. Herkesin çevresi Deep Purple dinleyen amcalardan, tümü metalci kankalardan oluşmuyordur.

    Enstrüman çalmak promosyon olarak yanında biraz Ego da veriyor.

    O halde siz (site ahalisi) ne yapıyorsunuz? Mesela güzel kızlardan oluşan bir gruba denk geldiniz. Yeteneklisiniz ama Revocation gitmeyecek ortama. Ama Duman çalıp öpücük alabilirsiniz ahah.

    Bunun ortası olamaz. Shred yapıp gitarı kılıfına geri sokamazsınız. Öyle yapabiliyorsanız Duman da çalabiliyorsunuzdur. Kızları kıracak mısınız gerçekten? Sarışın olan yeaa lütfeen diyor size yanaşıyor.

    Tamam o zaman diyorsunuz. Çalarsınız n’olacak. Duman da kötü grup değil ama biraz önce “aşk için ölmeli aşk o zaman aşk” diye şarkı söylediniz. Hiç sizlik değil. Davayı sattınız resmen. Bir de Metallica’ya diyordunuz püü. :)

    Seks de olmadı. Bu bir shit test’ti aslında. Çerçeveni koruman gerekiyordu. Sarışın olan da kendisini gecenin başından beri sallamayan ötedeki barzoyla gitti.

    Bunlar yaşanabilir ve bunun sorumlusu enstrüman çalabiliyor olmanızdır. İki dakka yeteneğinizi göstermeden duramadınız boşuna kafanızı yordunuz.

    Ben sırf bu yüzden askerde Astsubay’a aylarca gitar dersi vermek zorunda kaldım. Haftalarca Akdeniz Akşamları kastık. Sırf nasıl şekil yapabildiğimi gösterebilmek adına adamın elinden gitarı kapmam yüzünden.

    Bunları tek ben yaşıyor olamam değil mi? Lütfen? :)

    O söz Bukowskiye de ait olabilir bu arada. Hatırlamadığım bir yerden okudum. Uydurmadır muhtemelen.

    Raddor

    “Bunları tek ben yaşıyor olamam değil mi? Lütfen?”

    Merakımı cevapsız bıraktınız. Bütün ilgiyi deadhouse topladı yine. Olmaz olsun böyle hayat. :)

    Dysplasia

    @Raddor, Davul çalıyorum ve ortamlarda bir ilgi toplayacaksam da bu ‘ne çalıyorsun, nerde’ vs sorularıyla sınırlı kalıyor. Kimseden istek parça al(a)mıyorum. Kafam rahat.
    Toplu ortamlarda müzik muhabbetine de pek girmiyorum. birileri sorarsa ‘metal, rock… bilinen şeyler değil pek’ deyip kısa kesiyorum. Varsa metale yatkın birileri o zaman da biraz Metallica, Testament övüp bitiriyoruz genelde. Daha bu sitedeki muhabbet seviyesinin ucundan berisinden yaklaşan bir müzik muhabbeti yapamamışımdır gerçek hayatımda.

    O değil de aşağıda neler yazılmış da shitstorm’a bağlamış bu konu çok merak ediyorum. Haydi bakalım.

    Raddor

    @Dysplasia, en doğru kafa yapısı bu bence. Ben çok önceleri, milattan önce falan epey asosyal biriydim. O zaman sosyal biri olmanın önemli olduğunu düşünüp her türlü ortama girmeye kendimi zorladım. Şimdi tersini düşünüyorum. Yaşlandıkça gelen bir fikir bu: Az ve öz insan. Bir insan kendi kendine yetebilmeyi öğrenirse mutlu olur.

    Ömer Kus

    @Raddor, gitar calmaya birkac sene önce baslayip kendi kendime ögrendigim icin ve bu konuda asiri yetenekli biri olmadigim icin normal seviyede caliyorum, genelde evde tek basima caliyorum, arada bir video cekersem bir iki arkadas haric kimseye göstermiyorum, parti vs ortaminda gitar calmak da en fazla birkac kere yaptigim bir olay. Tum bunlara ragmen dediklerine katiliyorum ve hatta daha da ileri gidip olayi iyi gitar calmakla sinirlamiyorum, bence bos zamanlarda yapilan hobilerin, sporlarin, bu yaptigin seylerde daha da ileri seviyelere gelmek icin gereken motivasyonun buyuk bir kismi bunu firsati geldiginde insanlara gösterip egonu tatmin etmektir. Bunu kötu anlamda söylemiyorum, gayet normal bir sey bence.
    Kendimden örnek vereyim mesela, son 4-5 yildir filan tirmanma ile ugrasiyorum, bouldering denen, tirmanma salonunda veya dogada yapilan tirmanma turu. Salonda yaparken ayni anda birden fazla kisi duvarin o kisminda tirmanamayacagi icin genelde bir kisi tirmanirken bekleyen grup onu izler, sonra baska bir kisi tirmanir, digerleri onu izler vs boyle sirayla gider. Bazen de salonda kimse olmaz neredeyse tek basina tirmanirsin. Insanlarin beni izledigini bildigim zaman tirmandigimda performansim asagi yukari 100% civarinda artiyor ahahs, gazla calisiyorum resmen. Tek basima olunca cok daha cabuk pes ediyorum. Dans ederken de ayni sekilde, insanlarin beni izledigini fark ettigimde hemen simarip atraksiyonlara giriyorum, komplike hareketler yapiyorum filan dsfds. Özellikle dansla ilgisi olmayan bir kitle olunca cok daha fazla etkileniyorlar tabii. Cok iyi gitar calabilseydim onu da göstermek isterdim herhalde.
    Bilmiyorum demek istedigini dogru mu anladim ama bence gösteris meraki insanlar itiraf etse de etmese de cogu kiside (herkeste diyecegim aslinda ama hadi neyse istisnalar vardir belki) az ya da cok olan bir sey, asiriya kacilmadigi surece bir sakinca görmuyorum sahsen.

    Raddor

    @Ömer Kus, işte beni tatmin eden bir yorum. Teşekkürler.

    “bence bos zamanlarda yapilan hobilerin, sporlarin, bu yaptigin seylerde daha da ileri seviyelere gelmek icin gereken motivasyonun buyuk bir kismi bunu firsati geldiginde insanlara gösterip egonu tatmin etmektir. Bunu kötu anlamda söylemiyorum, gayet normal bir sey bence.”

    Bence de gayet normal. Senin yaptığın spor iyiymiş. Müzikte bu biraz daha zor. Ahmet abi bir kritiğinde tüm sanat dalları içinde müzik kadar bireyden bireye ayrılan bir dal yok diyordu. Bir tiyatroya gidersin aşağı yukarı herkes aynı memnuniyeti gösterir ancak müzikte zevkler çok ayrı uçlarda. Bundan dolayı kendi beğenilerinle uyuşan birilerini bulmak ile kendini onlara uydurmak arasında kalıyorsun.

    “bence gösteris meraki insanlar itiraf etse de etmese de cogu kiside (herkeste diyecegim aslinda ama hadi neyse istisnalar vardir belki) az ya da cok olan bir sey, asiriya kacilmadigi surece bir sakinca görmuyorum sahsen.”

    Hobilerimizi, yeteneklerimizi geçtim, biz müzik dinlerken bile kafamızın bir yanından bunu insanlarla paylaşmalıyım diye düşünüp hakkında görüşlerimizi, fikirlerimizi buralara yazan insanlarız. İnsan sosyal bir varlık. Gösteriş diyemesek de bu bile sonuçta kendini gösterme istediğinden kaynaklanıyor bence.

    deadhouse

    @Raddor, Kesinlikle katılıyorum. Anaakım Türk müziği dünya ölçeğinde müziğe hiçbir şey katmamıştır. Kendileri çalıyor, kendileri oynuyor. Özellikle popçular sade Türk insanı abartısı. Müzik tarihi kitaplarında ne Tarkan, ne Nazan Öncel ne de başka bir isim olmayacaktır. Erkin Koray, Barış Manço falan da abartı tamamen. Bunlar herkesi müzik cahili sandığından böyle özgüvenli konuşuyorlar.

    Raddor

    @deadhouse, çok pis beden dili okurum. Dün Bulutsuzluk Özlemi bilip bilmediğimi soran kadına “sadece Sözlerimi Geri Alamam” dediğimde öyle alaycı küçümseyen şekilde baktı ki tercümesi şuydu: “Sik sok müzikler dinlemeyi biliyorsun, Bulutsuzluk Özlemi gibi bir altın madeninden habersizsin Allahın yoz cahili” Kesinlikle bu şekildeydi. :D

    Gerçekten olgunlaşmış olmalıyım ki tartışmadım. On yaş büyüktü, kalabalığı da arkasına alır, benim gibi bir çocuğa haddini bildirirdi. Onun yerine;

    “Filhakika haklısınız hanımefendi mamafih gençliğinizde and Justice For All albümünü dinlediğinizi söylemiştiniz. Şunu bilir misiniz Haluk Levent beyefendi de pek etkilenmiştir bu melodiden.” deyip biraz Harvester of Sorrow çaldım. Biraz politik olacaksınız. :D

    İki sene önce Neil Peart öldüğünde tanıdığım müzisyen bir şahısa “oha dünyanın en iyi davulcusu öldü yürüyüş falan mı düzenlesek?” diye takılınca “Asım Can öldüğünde de yürüyüş düzenledin mi (kavat)?!” demişti. (gavat kısmını içinden söylemişti ben yine mimik okudum) Onunla bayağı sözlü mücadeleye girmiştim. Gerek yokmuş.

    deadhouse

    @Raddor, Abi her şeyi geçtim bu tip insanlarla ne işin var. Zamanında (üniversitede) bu özenti, cahil insanlarla benim de münasebetim oldu azıcık. Katlanamadığımdan pek muhatap kalamadım. Rezil, ucuz ortamlar. Senin gibi kaliteli bir insanın ne işi olur bunlarla.

    Raddor

    @deadhouse, otelcilik. :)

    owlbos

    @deadhouse, Türk müziğiyle aram 15 yıldır flan nerdeyse 0 seviyesinde ama tam bir bullshit yapmışsın. Anadolu rock’ın bir çok sanatçıyı etkilediğini biliyorum. Özellikle son 10 yıldır Avustralya’dan çıkan saykodelik rock gruplarının Neşet Ertaş, Erkin Koray, Selda Bağcan başta olmak üzere adını bilmediğim sayısız sanatçıdan ilham aldığını delice sevdiğine rastladım. Hatta ve hatta Selda hayranlarından bazıları Travis Ryan, Matt Pike, Jeff Matz…

    Türkçe pop konusunda da kendileri çalıyor oynuyor kısmına kısmen katılsam da Tarkan fanı çok fazla Balkanlı insan var diye biliyorum. Hatta patronumun patronu cok buyuk (Cezayir asıllı Amerikalı) bir Tarkan fanı. Adam California’da ofisine giderken arabada Tarkan dinliyor flan.

    deadhouse

    @owlbos, Herkesi müzik cahili sanan özgüvenli kişilerden biri de senmişsin. Yazdığın saçmalıklar bunun kanıtı.

    Selda Bağcan örneği, Balkanlar örneği, Cezayirli Tarkan fanı, birileri birilerini etkiledi demen. Neşet Ertaş gafı, benim söylediğim şeyle alakası olmayan şeyler yazman.

    Bullshit demişsin, Bullshit’in kralın yapmışsın.

    Tipik Türk insanı abartısı deyimime cuk oturuyorsun.

    owlbos

    @deadhouse, haha! Anaakım türk müziği derken youtuberların yaptığı şarkıları kastettiğini anlamalıydım! Haklısın!

    Yiğit

    @deadhouse, aklıma Mikael Akerfeldt’in etkilendiği sanatçılar kısmına yanlış hatırlamıyorsam İbrahim Tatlıses’i yazdığı geldi. Orhan Gencebay da olabilir şimdi bilemedim, ya da o led zeppelin miydi, neyse… Türkiye’deki bir konserinde de Erkin Koray’dan bahsediyordu. Bir de Elijah Wood ve Selda Bağcan ikilisi var ahahahsa

    Karşıt argüman olarak söylemiyorum. Sadece aklıma gelen bir örnekti bu.

    deadhouse

    @Yiğit, Yiğit kardeşim Arabesk, Türkü, Etnik müzikler anaakım müzikler değillerdir. İbrahim Taatlıses, Selda Bağcan, Ahmet Kaya bunlar anaakım müzik dünyasının içinde olamazlar. Yoksa benim de Fas’taki arkadaşım Selda Bağcan ve İbrahim Tatlıses hayranı.

    Ouz

    @deadhouse, Arabesk gerçekten anaakım değil miydi?

    https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2020/09/13/kisa-turkiye-tarihi-karanligin-basladigi-80li-yillar

    owlbos

    @Ouz, abi çok şey yapma arkadas 60lardan beri Tarkan Nazan Öncel flan dinliyor.

    Yiğit

    @deadhouse, yani karşıt argüman sunmaktan ziyade aklıma geldiği için yazdım. Ancak cidden ben sana karşı nasıl bir karşıt argüman sunulabilir bilmiyorum. İddia ettiğin şeyin tersinin gösterilmesi için gerçekten ne olması gerekiyor? Hadi tamam ibo anaakım değil, mevzunun çıkışı Erkin Koray ve ondan etkilenen birçok sanatçı var. owlbos da birçok şey yazmış. Senin yazdığınla alakası olması için cidden ne gerekiyor?

    Gerçekten sadece meraktan soruyorum. Kimin kimi etkilediği, Raddor’un kime çaldığı, ülkedeki anaakım popçular, bu tartışmanın özü vs hiçbiri önemli değil şu an benim için.

    deadhouse

    @Yiğit, Müzik tarihine geçmen için bir akım yaratmak, dünya müziğine damga vurmak gibi şeyler gerekli. Ya da o dönem yapılan müziğin en iyisini senin yapman gerekir. Erkin Koray, Barış Manço, Tarkan veya Nazan Öncel iyi müzisyenler. Hepsi bu kadar. Hiçbir zaman zamanının ötesinde olan veya zamanının en iyisi olan müzisyenler olmadılar. Bir akım yaratmadılar, en iyisi olmadılar. Onlar olmasaydı müzik sanatı hiçbir şey kaybetmezdi. Olmasaydılar da olurdu. Dünya müziğine, anaakım müziğine katkıları nedir? Popüler müzikteki yerleri nedir? Bulutsuzluk Özlemi ne ifade ediyor. Ne kadar değerlidir?

    Bu sanatçılar ülke müziği için çok önemli olabilirler. Bu dünya müziği için önemli oldukları anlamına gelmiyor. Yeterince Pop müzik tarihinden de Rock müzik tarihinden de haberdarım. Bunu görmek zor olmamalı. Türk insanı maalesef kendisini dev aynasında görüyor.

    Yiğit

    @deadhouse, tamamen kendini haklı çıkarmaya yönelik fikirler ve cümleler sanki. Bana bütün motivasyonun buymuş gibi geliyor. Hatta yazılarının çoğu aynı yapıda.

    Bir de şunu fark ettim karşı tarafa yönelttiğin ithamları okuyunca şaşırıyorum. Çünkü o tartışmada yazdığın ithamı genelde senin adına düşünüyor oluyorum. Bu hemen her tartışmanda geçerli. Enteresan bir durum.

    Neyse benden bu kadar. Çekirdeğim bitti daha fazla izleyemeyecem.

    deadhouse

    @Yiğit, Senin gözünde bu kadar berbat biri olduğumu bilmek beni üzdü valla çok ciddiyim. Değer verdiğim birisin site sakinleri arasında. :)

    X kişisi umurumda değil de senin böyle düşünmen üzdü. Kimse kusursuz değil, süper iletişim kuran biri olduğumu iddia etmiyorum. Kusuruma bakma.

    Yiğit

    @deadhouse, berbat biri değilsin. Altını çizeyim, bu tartışmada herhangi bir fikir belirtmekten kaçındım. Sadece gözlemimi dile getirmek istedim, katılan olur veya olmaz. Pekala ben de yazdığın birçok şeye değer veriyorum. Hatta yazıların hep iki uçtan birinde oluyor, ortası yok.

    İletişim tarzındansa; o tartışmada karşıya yönelttiğin sözler, o tartışma özelinde daha çok senin için uygun oluyor.

    İlk başta bullshit diyen sen değilsin tabii iyi bir örnek olmayacak bu yüzden ancak mesela burada yazılanlarda “daha” saçma gördüğüm argümanlar seninkiler. Direkt bullshitsin demiyorum, karşı tarafa göre kıyaslayınca ibre daha çok senin tarafında oluyor. Enteresan olansa hemen her tartışmadaki çoğu ithamın için bu durum benim nezdimde geçerli olduğu için ilgimi çekti, belirtmiş oldum. Bir şekilde kırdıysam kusura bakma.

    Senin yaşındaki birine tavsiye vererek küstahlık yapmak istemem ama bence bu tarz bir söylemde bulunmadan önce “karşıyı eleştirdiğim şey benim için de geçerli mi acaba” sorusunu daha sağlıklı düşünebilirsin. Okuduklarımdan anladığım kadarıyla bu çizgide düşünen tek ben değilim.

    Tartışmadaysa Ouz abiye neredeyse tümüyle katılıyorum. Bence çok düzgün bir şekilde belirtmiş düşüncelerini.

    Opethsevenbiri

    @deadhouse, Yani bence de biraz yanlışsın bu konuda. Ben internette, televizyonda vs çok alakasız yerlerde ve çok alakasız kişilerden(aktör, rapçi vs.) bizim 70ler 60lar Saykedelik Rock işlerine rastlayabiliyorum. Erkin Koray’ın çok çok övülen bir albümü vardır şu an adını hatırlayamadım lan bu neymiş diyip Youtube’dan bakmıştım aşağıda bir tane Türk yorumu yoktu.

    Ouz

    @deadhouse, Bazen “Ne yazsam da milletin tepkisini çeksem” diyerek yorum yazmaya giriştiğini düşünüyorum.

    Müzik tarihi ile ilgili tek bir kitap olacağını ve bunun 5 bin sayfadan oluşacağını filan düşünüyorsan, bu isimlerin, hayali 5 bin sayfalık müzik tarihi kitabında yer alması, evet biraz zor. Ama şu an gidip Wikipedia’nın (gerçi şimdi sen Wiki’nin İngilizce sürümünü de muteber bulmazsın) Music of Turkey başlığına bakarsan, beğenmediğim Tarkan’ı da Erkin Koray’ı da görebilirsin.

    Ayrıca bugün erken dönem eserleriyle Türkiye’den çok yabancı ülkelerde bilinen ve takdir edilen Barış Manço’yu, John Lennon’a bestelerini dinleten ve müziğini yapıp kimliğini koruyabilmek adına kaç defa ölümün eşiğinden dönen, vücudunda muhtemelen senin yaşın kadar bıçak yarası izi taşıyan Erkin Koray’a “abartı” diyorsan, konuyu çok uzatmaya gerek yok.

    deadhouse

    @Ouz, “vücudunda muhtemelen senin yaşın kadar bıçak yarası izi taşıyan Erkin Koray’a “abartı” diyorsan, konuyu çok uzatmaya gerek yok.”

    Bu ne ya? Şaka mı bu? Ne konuşuyoruz biz müzik mi yoksa başka şeyler mi? Nasıl muhabbetler bunlar.

    Göreceli bir konuda fikrimi belirtiyorum. Abartı değil, kutsal olabilir senin için Erkin Koray. Benim içinse abartı. Buna katlanamıyorsun ama asla anlayamayacağım, alaka kuramayacağım, anlamak da stemediğim alakasız bir dille konuşmakta bir mahsur görmüyorsun.

    Bu sitede böyle bir muhabbete maruz kalacağım asla aklıma gelmezdi.

    lammoth

    @deadhouse, Bu tarz konularda pek etliye sütlüye karışmam ama bu deadhouse arkadaş o kadar uzun zamandır persona non grata’cılık oynuyor ki artık komik oluyor. Abi tamam en marjinal sensin, bu müziği, şimdiye dek yaratılmış ve gelecekte yaratılacak olanları da en kudretli şekilde sen biliyorsun. Bi sal amk!

    deadhouse

    @lammoth, Okumak zorunda değilsin beni. Değişik psikolojilere girmeye gerek yok. Eziyet ediyorsun kendine.

    Ouz

    @deadhouse, Evet, şaka değil gayet müzik konuşuyoruz. Alaka kuramadıysan dur bir izahat yapayım.

    Erkin Koray, zamanında bu topraklarda müziğini ve rocker kimliğini kabul ettirebilmek için hemen her gün türlü çeşitli kavgalara karışmış (kendisine saldırılmış), sayısız defa bıçaklanmış. Ve HAYATTA KALMAYI BAŞARIP, bunu özellikle vurgulamak istedim, hem ülkede hem de dünya çapında yapıtları sayesinde ün elde edebilmiş. İlgini hiç çekmeyecektir ama kendisi için yapılan birçok belgesel var, kendi ağzından ve olayın tanıklarından konuların ayrıntılarını öğrenebilirsin.

    Kimseyi kutsal görmüyorum, katlanamadığım bir durum da yok. Karşındakiler için düşünce baloncukları oluşturmayı bir kenara bırakmalısın. Bu, zaman ve enerji israfından başka şey değil.

    “Maruz kaldığın” muhabbet için üzgünüm ama bunun müsebbibi sensin. Böylesi durumları öngörüp paratonerini hazır etmelisin ki yıldırımlara tutulmayasın.

    deadhouse

    @Ouz, Tanrıya inandığını söyleyen birinin bu kadar mutsuz olabileceğine ihtimal vermezdim. Yazdıklarından sadece “kişisellik” akıyor. Meseleyi, her şeyi bırakmışsın, tek derdin karşındakine üstünlük kurmaya çalışmak. Maneviyattan eser görmüyorum sende. Görüp görebileceğim en büyük materyalistten bile daha umutsuz cümleler kuruyorsun. Umarım huzuru bulursun.

    Ouz

    @deadhouse, Konuyu Erkin Koray’dan çıkararak ad homineme sarılmanı ve kişilik analizi kasmanı gayet normal karşılıyorum. Senin gibi nicesiyle tartıştım 2000 yılından beri.

    Evet, doğru bildin, çok mutsuzum. Ama inançlı olduğum için değil girdiğim bu tür tartışmaların sonucunun 20 yılı aşkın süredir değişmiyor olmasından dolayı mutsuzum. Aklı başında sandığım şahıslar genellikle, kibirlerinin kendilerini götürdüğü uçurumdan atlıyorlar. Ve adım adım alçalışlarına, tartışma hâlinde oldukları insanları da dâhil etmeyi deniyorlar.

    Seni de onlardan biri olarak görüyorum maalesef. Ama üzülerek ifade etmeliyim ki uçurumdan atladıktan sonra yalnız düşmeyi öğrenmelisin. Boş ver benim neye inandığımı veya inanmadığımı, boş ver benim haletiruhiyemi. Sen, düştüğün yerden sağlam kalkabilmeye ve becerebilirsen eski konumuna gelmeye bak. İşin çok zor, kolay gelsin.

    Dysplasia

    @deadhouse, oha fallacy’ye gel.

    Mahakali

    @deadhouse, hocam sen sanırım dünya uzerindeki tek akıllı/zevk sahibi insanın kendin olduğunu falan düşünüyorsun. “müzik dünyasında iz birakabilmen için bir akım yaratman gerek” gibi aşırı sığ ve muğlak bir argümanla insanların sevdiği müzisyenleri Küçümsüyorsun, rahatsız edici.

    Bir de düzgünce iletişim kurmayıp “ya bütün bu insanlar çok salak, bu site bu hale mi düştü” minvalinde yorumlar bırakıyorsun. Baya ayıp bu.

    Benim görüşümü beğenmiyorsaniz bana cevap vermeyin diyorsun ama ne hikmetse bunu kendin hiç uygulamıyorsun, çok garip.

  46. deadhouse says:

    Berca B. hocamdan da yorum bekliyorum. O eksik kaldı. Genelde bu sitede birine toplu cevap verildiği zaman kendisi son darbeyi vuruyor. Şimdiden iyi yorumlar hocam.

    Şaka bir yana 11 yıldır buradayım. Bazı şeyler değişmiyor. Hani değişmeyen tek şey değişimdi.

    Berca B.

    @deadhouse, çok acayiptir ama bu konuya bir şekilde dahil olacağımı hissetmiştim. Tartışılan kişilere çok hakim olmadığımdan nasıl dahil olacağımı bilmiyordum, demek bu şekilde olacakmışım hahaha.

    Valla Deniz Güneş kardeşim isminin aksine çok karanlık bir insansın cidden. Tartışılan kişilere hakim olmadığımdan direkt konuyla ilgili bir yorum yapamayacağım ama her tartışmada fikrinden bağımsız olarak sivri dilinin ve düşünceni çok sert bir şekilde dile getirmenin sonunda seni vurduğunu düşünüyorum. Bu konularda kendi içimde sana hak verdiğim de oldu, görüşüne katılmadığım da oldu ancak kendini ifade ediş biçimin 11 yıldır gerçekten de pek değişmiyor. E haliyle insanların sana olan tepkisi de söylediğin gibi değişmiyor.

    Ben potansiyelini gerçekleştiremeyen insanlara oldum olası üzülmüşümdür. Aynı şey değil ama senin de doluluğunun üstünü bu şekilde kapatmana üzülüyorum. Seninle tartışan herkes bir şekilde ertesi gün hayatına devam ediyor ama kendini bu tarz durumlara sokarak bence asıl zararı kendine veriyorsun. Herkesin bir tarzı vardır, bunlara karışmam ama daha pozitif olsan hem kendini bu tartışmalarda bulmayacağını, hem de insanların senin bilginden daha iyi faydalanabileceği için senin de daha mutlu hissedeceğini düşünüyorum şahsen.

    Berca B.

    @Berca B., yukardaki mesajı yazmadan önce tüm tartışmayı okumamıştım, şimdi okudum. Değerlendirecek yetkinlikte olmadığım cümleler hariç, pek çok görüşüne ben de katılmıyormuşum maalesef :/

    deadhouse

    @Berca B., Abi birileri de karanlık olsun be? Birileri de fikrini sert belirtsin? Ne olur be? Ben de pozitif olmayayım, radikal tarzda konuşayım.

    Düşüncelerin için, güzel yorumun için teşekkür ediyorum.

    Dün geceden beri de bir şekilde siteyi işgal ettiğim için de Ahmet abiden özür diliyorum.

    Berca B.

    @deadhouse, bu tabii ki tamamen senin tercihin ama ben etki ile tepki arasındaki ilişkiyi göstermek istedim. Burada olan mevzu şu, “Bunlar herkesi müzik cahili sandığından böyle özgüvenli konuşuyorlar.” gibi sert ve kesin bir cümleyi, bahsi geçen müzisyenlerin severleri üstüne alınabilir ve sonrasında olaylar gelişir, kimyanın aksine negatif negatifi çeker.

    Çaksu, Raddor gibi sinirleri alınmış tatlı adamları sürekli övüyorsun mesela. Bana kalırsa sen de öylesi bi pozitifliğe sahip olmak isterdin (kim istemez ki?). Tırt bir kişisel gelişim kitabı klişesi gibi olacak ama cidden değişim kendinde başladığı zaman başkalarına da sirayet eder. Bence kendine bir iyilik yap ve buna bir şans ver. Yoksa aynı yöntemler aynı sonuçları doğurmaya devam edecek.

    Dysplasia

    @deadhouse, iyi de birader her seferinde radikal ve sert konuşup gelen eleştirilerle yanıtlarla ortamı ekşiten de sensin. Sert konuşuyorsan bullshit kelimesine, düşünce balonu benzetmesine bilmemneye küsüp triplere girme opsiyonun da kalmıyor. Sen kendini insanlığa ışık getiren lucifer olarak görüyor olabilirsin ama o iş öyle değil.

  47. çaksu says:

    Nazan Öncel hayranı değilim ama şu şarkıya bazen acayip sarıyorum ya haha.

    Nazınla Dünya Sazınla Dünya
    https://www.youtube.com/watch?v=ZGN68COsZig

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.