# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Serbest kürsü
| 04.05.2015

Yeter! Söz milletin.

Herkese merhaba. Başlıktan da anlaşılacağı üzere, bu başlıkta gönlünüzden geçen herhangi bir konuda dile getirmek istediklerinizi paylaşabilirsiniz. Ülke gündeminden müzik dünyasına, son komik videolardan ligdeki son gelişmelere kadar ister suya sabuna dokunan, ister havadan sudan konularla köşemizi renklendirmenizi arzu ediyoruz. Tek ricamız, yorumlarınızı kimseyi kırmayacak, kendinizi hapse attırmayacak ve sitemizi kapattırmayacak içerikle şekillendirmeniz.

Hepimize mutlu ve özgür günler dilerim.

  Yorum alanı

“Serbest kürsü” yazısına 17,244 yorum var

  1. Retrokafa says:

    10 senedir üst üste gs-bjk maçları 2. yarı, gs nin sahasında oynanıyor bu nasıl kura ulan!tezgahın daniskası dönüyor!

  2. Emre Görür says:

    Gördüğüm en iyi grup fotolarından biri. Noctambulist bununla direkt ilgimi çekti. Ulcerate tarzı bir müzikleri varmış.

    https://www.metal-archives.com/images/3/5/4/0/3540449572_photo.jpg?4330

    Ahmet Saraçoğlu

    @Emre Görür, http://www.pasifagresif.com/2020/01/noctambulist-atmospheres-of-desolation/

    Emre Görür

    @Ahmet Saraçoğlu, kritiği okumuştum, ama aklımdan çıkmış. Zaten bazen aynı grubu 2-3 kere keşfediyorum, haha.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Emre Görür, bazen ben de bir kritiğime denk gelip “bu grup kim lan ben bunu ne zaman inceledim?” diye düşünüyorum ahah

  3. Ugur says:

    Tenet’i izlemeye gittim dün.

    Nolan sonunda aksiyon sahnelerini çekmeyi öğrenmiş hem de devasa şekilde.Müthiş bir deneyimdi.’Sinema ulağn’ diye bağırasım geldi.Önceki filmlerindeki gibi seyirciye konuyu ayrıntılı aşırı açıklamalı diyalog yazımını kısa kesmiş bu sefer.Gereksiz duygusallık yok.Çatır çatır bir zeka oyunu,bulmaca çözüyoruz. Oyuncu seçiminin de ne kadar önemli olduğunu görmüş olduk.Çoğu insan bana katılmayacak ama Tenet’i Nolan’ın teknik anlamda ustalık eseri olarak ediyorum.Hans Zimmer yerine Ludwig Göransson’un soundtracki de filme daha güzel gitmiş.

    Linç yemeden önce, filmi aylardır beklediğimi ve bu yüzden riske girdiğimi aktarayım.
    Akasya’da izledim.2 sıra boşluklu olarak oturuyorsunuz maskeyle, içeriye temiz hava basıyorlar.Sonuçta kapalı alan diyeceksiniz doğrudur.O konuya bir savunmam yok.

    Melkor

    @Ugur, Bu filmle ilgili tanıtımlarını gördüğümden beri iyi şeyler hissetmiyodum. Öyle de çıktı. Eskiden olduğu gibi filmlerinin senaryosunu kardeşine yazdırması lazım. Dunkirkle birlikte ikidir bu konuda sıçışta.

    Ugur

    @Melkor, Kardeşi Westworld’deki gibi saçmayacaksa hiç yazmasın daha iyi bence :)

    Ben de tam tersi düşünüyorum Dunkirk’le birlikte bence artık ne yapması gerektiğini çok iyi biliyor.Dunkirk ve Tenet’te o Nolan egosunu göremiyorum ben ki bence iyi bir şey.

    Melkor

    @Ugur, Westworld dizi tarihinin en kaliteli işlerinden biri. Sanıyorum ki 3.sezon yüzünden öyle diyosun. O sezonu izlemedim. Dunkirk’in tekniğine, müziğine diyecek bi şey yok. Sadece boş bi müttefik güzellemesiydi.

    Ugur

    @Melkor, Çok subjektif yorum yapıyorsun, saygı duyuyorum elbet.Westworld çok iyi bir dizi bu arada.’Bence’ Game of Thrones’tan falan daha iyi hatta.Üçüncü sezonda izlenebilecek tek şey Vincent Cassel’ın dizideki varlığıydı.

    deadhouse

    @Ugur, Objektif yorum yaklaşımı da aslında subjektif bir şey. Tenet 10/10 da aldı, 2/10 da aldı eleştirmenler tarafından. Yani “objektif” yorum nedir sence? Ne kastedilmeli “objektif” olmaktan. Nasıl objektif olunuyor? Melkor’un yorumundan bağımsız soruyorum bunu.

    Ugur

    @deadhouse, Tenet için değil de “Westworld dizi tarihinin en kaliteli işlerinden biri” cümlesi için söyledim aslında.Başında ve sonunda “bence” “benim fikrime göre” gibi bir ibare belirtmemiş.Bir kesinlik addetmiş orada.Westworld dizi tarihinin en kaliteli işlerinden birisi olabilir ama bunun ölçütü nedir? Üzerinden zaman geçmiş ve “evet bu başyapıt” diye kabul edilmesi gibi bir durum yok ortada.Subjektif derken herkesin kendisine göre bir fikri olabileceği kötü veya iyi şeklinde haz alabileceği bir yapıttan bahsediyoruz.Umarım anlatabilmişimdir.

    Bu arada Tenet’in kötü not alması benim filmle ilgili görüşlerimi daha çok güçlendiriyor ya neyse haha.

    deadhouse

    @Ugur, Yazdığımız her şey kendi görüşümüz zaten. Bu böyledir, kanunlaştırılmalı demiyor kimse. Yine de “Bence” diye belirtmek faydalı. Bir başkasının tahammül eşiğini yükseltebiliyor.

    Melkor

    @Ugur, Hadi bakalım tenetin kötü yorum alması senin iyi yorumlarını daha da güçlendirirken biz westworld’e tarihin en kaliteli işlerinden biri dedik çoh subjektif yorum yapıyo olduk. Ne güzel kafalar bunlar. Yapay zeka, bilinç, algı, klonlama meselelerini işleyen en iyi işlerden biri. Bunu daha önce izlediğim yüzlerce filme, diziye hatta kitaplara dayandırıyorum. Oldu mu?

    Ugur

    @Melkor, ok.

    Sepulfly

    @Ugur, Uğur seni P.a da gıcık olduğum postlara karşı yolladığın başarılı cevaplardan dolayı tebrik ediyorum. Takipteyim, kaçtır hangi posta uyuz olsam er geç bir cevap geliyor senden. keep up the good work mate.

    Twat

    @Ugur, henüz izleyemedim ancak deli merak ediyorum. Nolan eksiksiz ve içe sinen aksiyon sahnesi çekemiyor dendiğinde çoğu insan bir garip bakıyor ama bence haklısın. Adamı beğeniyoruz ediyoruz evet ama en ünlü filmlerinde bile özensiz hatta bazılarında dalga geçer gibi baştan savma aksiyon sahneleri olduğu bir gerçek.

    Inception’ın belki de en zayıf noktası bu senin bahsettiğin aşırı ayrıntılı diyaloglu açıklama kısmıydı. Orada Ariadne karakterini hiçbir şey bilmeyen izleyici yerine koyup her şeyi ona anlatıyorlardı. Başlarda çok takılmamıştım ama şimdi on yıl sonra bu bariz hareketi yapmadıysa demek ki anlatımını geliştirmiştir.

    Müzikler konusunda ben Hans Zimmer’den aşırı memnundum ama Ludwig Göransson da Mandalorian’da inanılmaz iyi soundtrack yaptı, o konuda çok tereddütüm yok neyse ki.

    Ugur

    @Twat, Yanlış aktarmayayım bu filmde de bolca diyaloglar var ama bu sefer çok hızlı ve üstü kapalı şekilde geçiyor.Genel itibariyle konuşalanlardan pek bir şey anlaşılmıyor haha.Bir sahnede “başka aptalca sorusu olan var mı” şeklinde diyalog geçti misal.Aha dedim adam artık sallamıyor seyirci anlar mı anlamaz mı diye.Ne zaman olayı görselliğe döküyor ve aksiyonun içine giriyoruz o zaman bir anlam ifade ediyor konuşulanlar.O yüzden çok beğendim.

    Yiğit

    @Ugur, 0 beklenti içindeyim in nolan we trust bile diyecek birisi olmama rağmen. Güzel bir şov dışında beni etkilemeyecek muhtemelen. Memento gibi birkaç şeyi temel alıp (mesela tersten kurgu + hafıza kaybı) kendi şovunu yapmıştır gibi bir his var içimde. Beklentimden bağımsız olarak bu dönemde Kubrick dirilip film çekse bile sinemaya gitmem, gideni de yargılamam ama covid kapma (ve bulaştırma) riski vs. film izlememe denince film izlememeyi seçiyorum.

    Dunkirk’ün yine üzerine gidilmiş :D 10 numara filmdi (ilker canıklıgil mode on) ama Jonathan Nolan konusunda katılıyorum. Keşke hala yardımcı olsa. Person of interest çok rahat ilk üçüme girecek bir dizidir. Müthiş bir yetenek var adamda

    Inception ve ariadne konusunda da katılmıyorum yazılanlara. Bence filmin anlatımı çok iyiydi ve o karakter kesinlikle en kilit karakterdi. Filmin odağı oydu zaten. Inception hakkında en beğendiğim şeyi sorsalar düşünmeden hikaye anlatımı derim. Bu derece katmanlı bir senaryoyu daha ne kadar iyi anlatabilirlerdi bilemiyorum. “Anlatma, göster” mottosu sinemanın temeli olsa da söz konusu inception olunca o anlatı bence çok mühim. Tabi ki kişisel yorumlarım bunlar.

    Ugur

    @Yiğit, Beklenti diyince aklıma geldi Villenuve’ün Dune’u için daha heyecanlıyım bu arada.Aralık’ta gösterime girecek hala fragman yok.

  4. Metal dünyasının en babacan 3 insanı diye düşündüğümde aklıma şaaak diye Shane Embury, sonra da Kirk Windstein geliyor, bunların yanında sırıtmayacak üçüncü kişi konusunda kararsızım.

    hickdead

    @Ahmet Saraçoğlu, ikisinden bağımsız olarak aklıma direkt luc lemay, erik rutan ve jeff loomis geldi.

    Ahmet Saraçoğlu

    @hickdead, Loomis için kurşun atar kurşun yerim ama Arch Enemy’de çalarak babacan olmak mümkün değil.

    Chuck Billy olabilir belki.

    ismail vilehand

    @Ahmet Saraçoğlu, benzer kafadan adam Tompa bence. Selam ver, oturup bira içip leş müzik övelim de direk gelir. Albümde konuk vokal ol de olur. Ekstrem müziği tam anlamıyla yaşayan, herkese kol kanat geren bir abi.

    Bir de Ross Dolan olabilir. Adam sahne almadığı festivallere söyleşi yapmaya gidiyor. Gençlerle bira içip OSDM muhabbeti çeviriyor.

    Dunedain

    @Ahmet Saraçoğlu, tomas lindberg olabilir

    ismail vilehand

    @Ahmet Saraçoğlu, Dan Lilker da olabilir bak. O da çok babacan bir adam.

    Ahmet Saraçoğlu

    @ismail vilehand, @Dunedain, “zayıf babacan” çok tat vermiyor bana ahah. İstiyorum ki tontiş olsun, yaşı geçkin olsun, gözlerinden deneyim aksın.

    deadhouse

    @Ahmet Saraçoğlu, James Labrie, Ics Vortex. Bunlar olabilir mi?

    Ahmet Saraçoğlu

    @deadhouse, James Labrie’yi salonuma almam yahu ahah. Ben Chuck Billy’de karar kıldım zaten sıkıntı yok.

    deadhouse

    @Ahmet Saraçoğlu, Deneyim, tontişlik deyince aklıma geldi. Gerçi pek tontiş sayılmaz da. Sinsi bir tipi yok ama, kavgaya çağırsan gelir gibi.

    Josef

    @Ahmet Saraçoğlu, messiah marcolin

    12ParmakBağırsağı

    @Ahmet Saraçoğlu, Hahahaha çok mantıklı bir kriter.

    Chuck Billy’nin Exodus (Rob Dukes’ün kovulması) olayından sicili olduğu için ben oyumu Luc Lemay’den yana kullanıyorum. Shane Embury, Luc Lemay, Tompa benim üçlüm.

    Dunedain

    @Ahmet Saraçoğlu, scott kelly tüm kriterleri karşılıyor abi :) gerçek bir sensei

    deadhouse

    @Ahmet Saraçoğlu, Piç adam gibi gözükmüyorlar. Zakk Wlyde ve Nick Holmes’a baktım, tam piç adam tipleri.

    Twat

    @deadhouse, nick holmes bildiğim kadarıyla 20 senedir filan evli iki kız babası şeker gibi komik bi ev adamı nasıl piç tipli oluyor yav hahah.:)

    Adamı twitter’da takip ediyorum, az ve öz yazıyor hem aşırı eğlenceli hem de tam bir ingiliz mizahşörü. film yorumları bile tam kafa. bu kendini aşırı ciddiye almayan egosuz ve geçimli sanatçılara ayrı hastayım ya. politik olaylara vs. de duyarlı bir ağabeyimiz, çakala ite yobaza tory’e geçit vermiyor.

    şöyle bir tweetini bırakıyorum, dünyada piç denebilecek son insan filan hahah:

    https://twitter.com/NickHolmesPL/status/1259103668051357701

    Ashes of the Wake

    @Ahmet Saraçoğlu, udo dayı ve michael poulsen.

    deadhouse

    @Ashes of the Wake, Udo’da öyle bir tip yok bence. Güvenilmez bir tipi var.

    ismail vilehand

    @deadhouse, Almanya’dan emekli Bodrum’da euroları ezen çakal gurbetçi tipi var.

    Ece

    @Ahmet Saraçoğlu, Sakis. Mütevazılık, sıcaklık en üst seviyede adamda. Grup lideri değil de bildiğin baba. Bizim kültüre çok benzer olmalarının yanında adamın kendi içinden gelen bir babacanlık var.

    Yıllar önce Eskişehir konserinde çok seyirci yoktu diye paranın yarısını The Fat’e verip ”Bu seferlik böyle olsun.” demiş mesela. Maddi konulardaki alçakgönüllülüğü de ayrı takdir edilesi.

    Exorsexist

    @Ahmet Saraçoğlu, Karl Sanders

    Gökay

    @Ahmet Saraçoğlu, https://youtu.be/FPfYYn_jw00 hatır üzerine efendi tavrını da bozmadan düğünde çalıp söyleyen Jonas’ diyorum ben. Bu arada Matt Pike tip olarak babacanlık imgesine çok uygun, ama karakter olarak bilemiyorum.

    Merdomerdo

    @Ahmet Saraçoğlu, Andreas Kisser, Tompa, Donald Tardy

  5. Arkadaşlar, bildiğiniz gibi sitedeki kritiklere ne olduğuna bakmadan 1 veren bir kitle var. Bunu hepimiz biliyoruz. Bunun saçma olduğunu da hepimiz biliyoruz ama var böyle bir şey.

    Bu yüzden her kritiğin altına bu durumu vurgulayan şeyler yazmamıza gerek yok. “Nasıl olur da ortalaması bu kadar düşük olur?”, “Tuuuu reziller daha dinlemeden 1 vermiş” gibi şeyler yazmaya ve ilgiyi bu anlamsız uğraştan vazgeçmeyen kişilere çekmeye gerek yok. Zaten zaman içerisinde yüksek not verenler de oluyor ve albüm notları 6-9 aralığında bir yerlerde dengeleniyor. Sitede 60-70 kişi tarafından oylanan ve nasıl olduysa notu 9,5 civarında olan albümler de var; 4.000′den fazla kişinin oyladığı ve 8,11 gibi aşırı küsuratlı noktalarda duran albümler de. Kısacası okur notları zaman içinde yerini buluyor, her gördüğümüz 3,47/10 notta “lan şerefsizler!!!1!!” diye delirmeye gerek yok.

    Bundan sonra herhangi bir kritiğin altında okur notunun düşüklüğünden dert yanan, buna tepki gösteren yorumları yayınlamayacağız, çünkü belli ki bu 1 veren kişilerin amacı da tepki almak.

    deadhouse

    @Ahmet Saraçoğlu, Çoğu kritik sitesinde okur notu diye bir şey yok. Sadece kritik yazarının notu yayınlanıyor. Bence bir faydası yok okur notu olayının. Zaten okur, yorum bölümünde kendi değerlendirmesini yapıyor.

    feel the groovity

    @Ahmet Saraçoğlu, okurların min. 5 puanın altında puan vermesine izin verilmezse (bir yazılım, güncelleme vs.. ile) bu sorun ortadan kalkabilir. metal sitesine giriyorsun, kritiği yazılmış albüm ne kadar kötü olabilir ki? 5 verir geçersin en kötü okuyucu olarak. ortalama puan böylelikle pek aşağı çekilemez.

    Yiğit

    @feel the groovity, yazarın notu bile 5′in altında olabiliyor. Bugüne kadar hiç yaptım mı bilmiyorum ama 5′in altında puan vermemem için bir sebep görmüyorum.

    Bu 1 puancı tayfayı muaf tutsak da puanlama olayında her zaman bir etki-tepki söz konusudur. Çok fazla insan birçok sebepten ötürü normalde vereceğinden daha yüksek veya alçak puan verebilir. Buna beklentiler, çeşitli olaylar etki edebilir. Veya ortalama puanı yüksek bulduğu ve bu puanın düşmesini istediği için de 1 verebilir. Imdb’deki puanların genellikle uç yerlerde olması veya last of us 2′ye gelen user ratingslerin hep 1 olması örnek olarak alınabilir

    feel the groovity

    @Yiğit, benimki minik bir öneriydi esasında, çok da önemli bir konu değil doğrusu. senin de dediğin gibi, 1 verildiği için başkası da 8 vereceğine 10 veriyor. düşük puan vermek isteyen 5 versin, ortalama pek aşağı inemeyeceği için diğer herkes kendi istediği notu daha rahat verebilir sanki diye düşündüm sadece.

    Yiğit

    @feel the groovity, evet anladım hocam. Zaten ortalaması 7 civarı olan bir şeye insanlar 6-7 vermeyi düşünmüyorlar içten içe, ortalamayı etkilemeyeceği için. Aksine düşsün ortalama diye 1 veriyor

  6. Ouz says:

    Kevin Moore ne yapıyordur diye merak ederken neye denk geldim:

    https://www.trinityhealth.org/providers/kevin-moore/

    Ben şok.

    deadhouse

    @Ouz, Şaka gibi cidden.

    cotard delusion

    @Ouz, Ohahahaha

  7. çaksu says:

    Muhtemeldir kimseyi ilgilendirmeyen Devin haberlerimize devam edelim. Çünkü yalnızım.

    Yeni çıkacak DVD’den Genesis performansı yayınlandı.

    https://www.youtube.com/watch?v=qtgv89oLCOU

    DTP ile backing track kasmaktan canlı performansları karaokeye dönen Devoğlan bu tur için hiç kullanmamayı deneyecekti. Kayıttan daha dağınık, bazı yerlerde daha enerjik olmuş. Sevdim. Muhtemelen en sevdiğim müzisyen olsa da prodüksiyon konusunda zevkini sevmiyorum zaten.

    Eylül’ün 5 inde de dünyanın sonu gelmeseydi Bloodstock’ta çalacakları seti çaldığı bi online konser yapıyor. Fanların oyladığı bir set. Strapping içeriyormuş. Seçtiği müzisyenlere bakınca zaten öküz bi set olacağı belli gibi.

    https://photos.bandsintown.com/large/10478893.jpeg

  8. Avcı says:

    Zekeriya Kaya’nın acilen kendine Black Metal grubu kurması lazım. 21. saniyede attığı çığlık ve 1.08′de “reis! reis!” diye bağırması muhteşem. Şu an piyasada bu kalitede vokal yapan Black Metal vokalisti bir elin parmağını geçmez.

    https://turgutlutivi.com/ak-parti-turgutlu-kongresinde-gerginlikvideo/

  9. cotard delusion says:

    https://youtu.be/OaBWkpQ6dkI

    Slipknot Disasterpieces DVD’sini yüklemiş. Öyle bir iki şarkıya tekrar bakayım dedim sonuna kadar izledim. Özlemişim amk.

  10. deadhouse says:

    Marş sever misiniz. Bende böyle bir şey var. Ülke marşları, okul marşları, savaş, devrim vs her tür marşı (eğer beğenirsem) dinlemeyi seviyorum. Favori üç marşım var. Le Marseillais, Harbiye Marşı. 3.’sünü söylemeyeyim. Bilmiyorum acaba bilinçaltımda militarist bir kişiliğe mi sahibim, şüpheleniyorum kendimden bazen.

    Twat

    @deadhouse, aşırı seviyorum ve güya anti militaristim(“yurtta barış, dünyada barış”<3) ama sarhoş filan olunca kaç kez youtube'dan şunları açarken yakaladım kendimi ahahahhah:

    https://www.youtube.com/watch?v=VkUP8hXa-Rg&list=LLuvDm6sOAYhg-6_-r2jNG2g&index=19&t=0s

    https://www.youtube.com/watch?v=OtRCTc2cxrA&list=LLuvDm6sOAYhg-6_-r2jNG2g&index=18&t=0s

    bonus: https://www.youtube.com/watch?v=ZRVS4XxSn9Q&list=LLuvDm6sOAYhg-6_-r2jNG2g&index=16&t=0s

    yaşasın iskoçlar.

    Twat

    @Twat, şunu unutmuşum: https://www.youtube.com/watch?v=m7wEUlpaYjY&t=13s

    fitil ateşlendi.

    deadhouse

    @Twat, Abi sen bayağı Birleşik Kralcı çıktın haha

    Murad

    @deadhouse, 3. galiba Erika?

    deadhouse

    @Murad, Yaklaştın ama değil. Horst Wessel Lied.

    Twat

    @Murad, @deadhouse, erika’yı ya da horst wessel lied’i paylaşmadım.

    1. marş 1871’de prusya zaferi için gottfried von pfiefke tarafından yazılmış “Preußens Gloria”, 2.marş da 18.yüzyılda bizzat kral büyük frederick’in yazdığı der hohenfriedberger’in yine Pfiefke tarafından düzenlenmiş hali “Königgrätzer Marsch”.

    3. İskoç marşının kaynağını bulamadım, Canterbury’deki 5. taburun kenti terkederken çaldıkları bir marşmış. Son attığım british grenadiers ise bestecisi anonim bir popüler 17. yüzyıl marşı.

    Erika şu oluyor: https://m.youtube.com/watch?v=74nwW62L8hs

    Horst wessel ya da erika şarkı gibi geldiğinden pek sevdiğim marş türlerinde değil. Ben vurmalıların ve zillerin coşturduğu klasik eski bandoları daha çok seviyorum:) aşağıda mehteranın marşlarını paylaşan arkadaşın attıkları da fena değil örneğin.

    deadhouse

    @Twat, Takıldım ya alınacak bir şey yok. Ayrıca biz burada marş seviyoruz derken sevdiğimiz şey yine müzik. Bu Sovyet, Nazi, Rus veya herhangi bir örgütün, savaşın marşı da olabilir. Ben ilk yorumumda 3.’sünü söylemeyeyim derken bu tür bir tepkiden çekinmiştim zaten. Malum insanlar hemen damgalamayı seviyor. Bu işin ideolojisi yok. Ülkücü adam keyiflenerek Ay Carmela dinliyor. Asıl olay müzik. Militarist benzetmesi yapmamın nedeni de marşların gaz veriyor oluşu. Gaz veren şey harekete geçirir. Bir anlığına kendini bir savaş meydanında hissedebiliyorsun.

    Twat

    @deadhouse, alınmadım başkan o nerden çıktı?:) bir an ciddiye alıp acaba yanlış mı biliniyor bu marş karıştırmışlardır diye düzeltme gereği duydum sadece, we kuul.

    Ben bu tip müziği dinlerken dediğim gibi sadece eski usul(1.dünya savaşı öncesi) ve vurmalı ağırlıklı olmasına bakıyorum. En sevdiklerim bunlar, o yüzden şarkı gibi ballad gibi olanları, akordeonla mızıkayla çalınanları ayrı tutuyorum. onları farklı bir hissiyatta dinliyorum.

    Aslında marşlarla amaçlanan da bu ya. Gaza getirmek, milli hisler uyandırmak vs. Harekete geçirmek yani. dolayısıyla nerede olursan ol tamamen aşırı ritmik ve catchy bir yapıdan oluşan bu parçalar istemsiz de olsa eşlik ettiriyor. Görmeden dijitalden dinleyince bile bu kadar hissettirirken bunun bir de kanlı canlı üniformalı flamalı sokakta olanını düşündüğünde hayatında ilk defa o ölçekte bir gösteri gören/duyan sıradan 19.yy delikanlısı illa ki soluğu askerlik şubesinde alır.

    Necrobutcher

    @deadhouse, kızıl ordu marşlarına bayılırım ama harbiye marşı gibi marş dinlemedim.

    deadhouse

    @Necrobutcher, Askerde bölük olarak ezberlettiler. O günden beri severim.

    chuck

    @deadhouse, fazla MARDUK dinlemekten olabilir hocam.

    deadhouse

    @chuck, Olabilir, belki. Ezelden beri Marduk’çuyuz :)

    Gökay

    @deadhouse, Hocam ben askerliğimi Mehteran Birliğinde yaptım. Zaten haftanın 6 günü konser organizasyonu olduğundan ve bizde içinde bulunduğumuzdan, fazlasıyla kulak alıştı tabii. Hala da ara ara açar dinlerim, hatta bu aralar oldukça sık.

    https://www.youtube.com/watch?v=1-MM2Ha3_vU
    https://www.youtube.com/watch?v=Duwd-ejfAiw

    Mehterhane-i Hakani Marşı genelde konserlerde sondan bir önceki marştır. Melodilerini çok seviyorum bu marşın, özellikle 0.48′ deki geçiş aşırı karanlık ve epik gelir bana. Nile seven orayı da sever diye düşünüyorum hatta ahahah

    https://www.youtube.com/watch?v=_SavJIK4Yvw

    Bir diğeri de Estergon Kal’ası. Bu marşı konserlerde çok çalmazlar, biraz uğraşlı olduğundan galiba, biraz da uzun sürüyor konserde. Bunda da boruların es verip davulların ve nakkarelerin aksak vurduğu kısma bayılıyorum bayağı, aynı kısmı ikinci seferde ziller yapıyor. Zaten kültürel bir gezinti niteliğinde marş, zeybek falan da aradan çekip alırsınız çok rahat. Hatta efsane trio Laço Tayfa’ da çalmış bunu, o da çok güzel onu da bırakalım :)

    https://www.youtube.com/watch?v=7VG5HU9U4QY

    Son olarak da Hücum Marşını bırakayım. Direkt muharebe betimlemesi yapan bir marş Hücum marşı. Özellikle 1.05 gibi temponun x2 olmasıyla birlikte taarruz halini(The Trooper üçlemeleri gibi), dualardan sonra gelen 3:50′ de direkt olarak muharebe alanını betimler. Canlı performansta o kısımda vurmalılar serbest çalar, avangart caz bir parça gibi hissi vardır hatta. İstanbuldaysanız tavsiye ederim bir kere izlemenizi.

    Aslında bayağıdır bu marşları death metal çekimleriyle falan coverlama fikrim var, ama çok seslilik yok mehterde, harmoni unsurları da ekleyip kültürüne de aykırı bir şeyler çıkartmak istemedim, eklemeden de bilemedim nasıl durur, o yüzden askıda :) Bu saatten sonra yapamam da herhalde, ama folk metal icra etmek isteyen arkadaşlar bir baksın derim yine de, güzel bir şeyler yakalayabilirler buradan.

    deadhouse

    @Gökay, Bundan iyi Osmanlı metal olur aslında ahah. İyiymiş ya askerde boş beleş ayak işi yapmaktansa Mehteran Birliği falan daha iyi anılar bırakmıştır. Bence cover işi keyifli olabilir, bunu deneyen ilk kişi olursunuz.

    Ugur

    @deadhouse, Yukarıda bizimkilerden bahsedilmiş zaten.Ben de yabancı olan sevdiklerimi paylaşayım

    Azerbaycan’ın SSCB’nin bir parçasıykenki ulusal marşını fazlasıyla beğeniyorum;

    https://www.youtube.com/watch?v=YcWUX5ERuuI

    Japonların geleneksel Taikosu müthiş gaza getirici;

    https://youtu.be/SAFZrh67Pmw?t=173

    İskoçların Scotland The Brave’i;

    https://youtu.be/xqeYKf8tdsU?t=48

    Diğer bir İskoç folk/dans/marş müziği Gravel Walk,
    Rogues isimli gruba ait;

    https://www.youtube.com/watch?v=kr1esVG-lxM

    ve tabiki The Red Army Is the Strongest

    https://www.youtube.com/watch?v=zgKazTrhXmI

    deadhouse

    @Ugur, İskoçlar harika müzikler yapıyorlar. Yalnız bence Gayda gaza getirmekten ziyade hüzünlendiriyor biraz. Taiko da harikaymış. Sanat eseri gibi. Sovyet marşlarına diyecek bir şey yok zaten. Bu konuda onlardan iyisi yok.

    ismail vilehand

    @deadhouse, daha önce ben dahil birçok farklı kişi tarafından defalarca paylaşıldı ama marş denince aklıma gelen ilk ve tek şey bu:

    https://youtu.be/3HUWUtTZvK4

    “Die Waffen! Legt an!”

  11. Geçenlerde John Petrucci’nin en sevdiği rifleri çaldığı Loudwire videosuna denk geldim. Bu konuda hiçbir yorumunu görmemiştim ama nedense “şimdi gidip çalması en basit, en sade Dream Theater rifini” seçecek diye aklımdan geçirdim, hemen akabinde Petrucci “The Mirror”ın giriş rifini çalmaya başladı ahah.

    https://youtu.be/kK8YS-w1LXQ?t=442

    Videoda boş çalınca bir şey ifade etmiyor ama aslında nefis bir şey. Aşırı basit ama dahiyane konumlandırılmış davul paterni sayesinde ilginç hâle gelen bir rif. Ben de bayılırım.

    https://www.youtube.com/watch?v=rwscRurgXbQ

  12. OblomoV says:

    Municipal Waste dinleyerek Goat Simulator oynamak.. Eşsiz bir deneyim. ajhgajhkf

  13. deadhouse says:

    Haddim olmadan mini bir anket düzenlemek istiyorum. Herkes (ilgilisi tabii) metal ve rock türevleri dışında (punk dahil) çok etkilendiği bir albüm yazabilir mi? Yalnızca bir albüm. 1950 sonrası anaakım müzik türlerinden herhangi bir albüm olabilir. Blues, (blues rock değil) Elektronik, Caz, Country, Pop, Folk vs (Folk rock ve neo-folk değil) Ben Kind of Blue’yu yazmak istiyorum. Yıllar önce bu müziği asla dinlemem diyen ben köpeği olmuş durumdayım bu albümün.

    chuck

    @deadhouse, sözleri ve vokalleri, insanda oluşturduğu hissiyat sebebi ile Bir Pesimistin Gözyaşları demek istiyorum.

    hip-hop’a ilgili değilim ve türkçe sözlü müzik de dinlemiyorum. ama bu albüm gerçekten bir başka hissettiriyor.

    Josef

    @chuck, soruyu okuyunca benimde aklıma Bir Pesimistin Gözyaşları Geldi ama Kötü insanları Tanıma Senesi Albümüde başyapıt tır.

    dice

    @deadhouse, a love supreme

    Dysplasia

    @deadhouse,
    Esbjörn Svensson Trio – Viaticum

    12ParmakBağırsağı

    @deadhouse, Keşke 1′le sınırlı olmasaydı ama sadece 1 albüm yazacaksam Death Grips – No Love Deep Web ve Danny Brown – Atrocity Exhibition arasında kalıp No Love Deep Webi seçiyorum.

    Raddor

    @deadhouse, Yanni – Live At The Acropolis. Müziğin M’sini bilmezken dinlediğim, hayatıma damga vuran albümdü. Ama şu an içimden Depeche Mode – Some Great Reward’u seçmek geliyor.

    ismail vilehand

    @deadhouse, “Kanye West – My Beautiful Dark Twisted Fantasy” diyorum. Aslında “Gazapizm – HİZA” yazmak istedim ama bu sene içerisinde çıktığı için yazmadım. Seneler sonra da “Hayatımda metal harici dinlediğim en iyi şey.” diyebilecek miyim onu görmem lazım.

    Ece

    @deadhouse, The Prodigy – The Fat of the Land.

    ismail vilehand

    @Ece, deadhouse bir değil, iki veya fazla albüm sorsaydı bunu da yazacaktım. Metal olmayıp metalciler tarafından en çok sevilen albümlerin başında geliyor ama olsun haha.

    Ece

    @ismail vilehand, Birden fazla deseydi Kavinsky, Crystal Castles ve Röyksopp falan eklerdim ben de ama The Fat of the Land çok ağır bastı. Basmayacak gibi değil zaten, The Prodigy’nin zirvesi olarak görüyorum ben.

    Aura magula

    @deadhouse,404 not found.Şarkı sayılırmı?
    Eyer şarkılar sayılırsa tristram village,Nino nardini joe cool,dopedod godzilla(birkaç şarkısı daha),Cartel evdekises.Eskiden metali bırakdığımda bunları çok dinlemiştim aşırı seviyordum.Bazen açar dinlerim

    Salata

    @deadhouse, Farazi V Kayra – Hayalet Islığı’dır kesinlikle, Türkçe rap müziğe hala önyargılı yaklaşsam da bu albümün türler üstü bir başyapıt olduğunu düşünüyorum, müzikle alakası olan herkes dinlemeli

    Merdomerdo

    @deadhouse, Casino’nun soundtrack albümü derdim ama hatrı sayılır sayıda rock parçası var. O yüzden 90 BPM – Kötülük Bizim İşimiz diyorum.

    Yiğit

    @deadhouse, daft punk random access memories olabilir. Metal-rock dışında şarkı ve sanatçı bilgim kendime yetse de aklıma neredeyse hiç albüm gelmedi. Albüm kültürüm dışarı çıkınca yok oluyor

    ihsanoird

    @deadhouse,

    Jackson C. Frank’in kendi adını taşıyan ilk ve tek albümü.

    https://open.spotify.com/album/07gXWexIqgcoBg01fFgU8Y?si=NQS7jP_vQZOyvXW7dea1WA

    riser

    @deadhouse, massive attack – mezzanine

    deadhouse

    @riser, 100th Window ve Heligoland da harikadır. Ama haklısın 1 numaraya Mezzanine konulmalı.

    riser

    @deadhouse, 100th window’u ben de çok severim. massive attack hayatımın gruplarından biri.

    heligoland yerine de protection’ı koyardım heralde.

    Kaan

    @deadhouse, Upstairs at Eric’s – YAZOO ilk çıktığı yıllarda bayılmıştım. Hala çok severim.

    Gökay

    @deadhouse, Hocam sizin de bahsettiğiniz gibi Kind of Blue, beni de çok etkileyen albümlerden, hatta yanına daha deneysel işi olan Aura’ yı da koyarım, ama madem tek sıkımlık hakkımız var; Tyler, The Creator – IGOR diyorum. Hiçbir müziğe ön yargı ile yaklaşmam fakat, o sağda solda ya da direkt arabalarda duyduğumuz amerikan rapine biraz ön yargılıydım galiba. Kendrick Lamar’ ın Damn albümü bu önyargımı büyük oran da yıkmış olsa da, asıl noktayı IGOR albümü koydu. İnanılmaz bir albüm cidden, direkt 2019-2020 arası dinlediğim en iyi albümler arasına da rahat koyarım hatta. Bu kadar karanlık, deneysel ve saykodelik, stop motion deneysel film tadında bir albüm, aşırı karanlığının içinde aynı zamanda bir o kadar da renkli aslında. Yakında bir caz albümü de çıkarabilirim gibi bir açıklaması vardı, merakla bekliyorum gerçekten. Bonus olarak kural dışına da çıksak Mode XL Mevzu Makamını eklemek isterim. Rap’ in matematiği ile Hey Douglas projesinin harika bir harmanı o da.

    Retrokafa

    @deadhouse, ‘Morphine-The Night’ hiç dinledin mi? aslında alternatif rock diye geçer her yerde ama blues-jazz öğelerini aşırı kullandıkları için yazdım.90′larda her boka alternatif rock diyorlardı neyse…
    O dönem plak işi olmadığı için,bu Cd olarak basıldı sadece ama şunu söyliyim plak formatında tekrar basılması için parmağımı keserim yani, öyle bir albüm.(bi kesik atarım komple parmağı kopartacak değilim:P)

    deadhouse

    @Retrokafa, Hemen dinliyorum.

    Katılan arkadaşlara teşekkürler. Güzel oldu bence. Faydalı bir anket oldu.

    şeyh hulud

    @deadhouse, animeli klipleri sebebiyle Daft Punk’ın Discovery albümü zamanında ilgimi çekmişti. Kliplerini tv’de izlemek için beklerdim.

    Hala da Interstella 5555 en sevdiğim müzikal filmdir. Müzik endüstrisini ticari tarafından tut, bu işi saran komplo teorilerine kadar çok tatlı biçimde ele alır.

    ismail vilehand

    @şeyh hulud, animeli klip dedin de aklıma geldi:

    https://youtu.be/jGiJTLE9y10

    Format C: For Cortex

    @deadhouse, Zuğaşi Berepe – İgzas.

    Her dinlediğimde şok olduğum bir albüm. Tarz olarak Folk-rock oluyor. Şiddetle öneriyorum.

    HaNNibaL

    @deadhouse, Rap hiphop hiç sevmem ama kesinlikle Bir pesimistin göz yaşları gerçekten baştan sona muazzam bir albüm. Adam her kelimesine,ara geçişlere özenerek albümü yaratmış büyük saygı duyuyorum

    Fingolfin

    @deadhouse, Nick Drake – Pink Moon

  14. Yiğit says:

    Ozzy’nin son hali bir tek benim mi yüreğimi burktu :(

    https://tinyurl.com/yxne9lpk

    chuck

    @Yiğit, herhangi parkinson hastası olması üzücü tabii. ancak 60 taş üzerinde olan hemen hemen herkeste görülebilecek bir hastalık. hele ozzy’nin yaşını ve yollarda geçen hayatını düşünecek olursak bence şu an ki hali iyi bile. hayatta olması bile bir mucize adamın.

    Dysplasia

    @Yiğit, https://tinyurl.com/y67d8er5

    pek de bir şey burkmadı bende.

    Raddor

    @Yiğit, tek farkı saçları boyatmamış olması değil mi ya. Yakışmış da bence beyaz saç. Basında biraz fazla büyütüldü sanki.

    Kaan

    @Raddor, Aynen öyle. Dysplasia nın paylaştığı görüntülerde daha geniş ele alınmış. Değişik yüz ifadesi aynaya bakmasından kaynaklanmış. 72 yaşındaki bir adama göre gayet iyi görünüyor. Makyajsız ve saçı boyasız olduğu için yaşını belli etmiş sadece. Deli gücü kaldığı sürece koşturur bu adam ;)

    Raddor

    @Kaan, Neandertal geni var diyorlardı bir ara. Hepimizi gömebilir, hiç belli olmaz. :)

    Kaan

    @Raddor, Hahaha :) evet doğru. Gömebilir valla.

    Yiğit

    @Raddor, evet ama genel olarak bir çökmüş gibi geçti bana. Bahsedildiği gibi aynaya baktığı için de olabilir. Elbette yaşı ve yaşamı için normal gelse de insan üzülüyor

    Retrokafa

    @Raddor, en azından adamın hala saçı var. ben 37 yaşındayım kafana attığın cilanın markasını versene arabaya kullanacam diyorlar.

  15. Retrokafa says:

    Viski seven arkadaşlara https://www.youtube.com/watch?v=TLYWOMyJ2iQ bu üstadı takip etmelerini şiddetle öneririm.

    Yiğit

    @Retrokafa, instası da aktif

  16. Exorsexist says:

    Churros bildiğim bizim kerhane tatlısıdir

    Change my mind

  17. Berca B. says:

    Geçen Ahmet’le son online konseri üzerinden karşılıklı Down överken fark ettim ki Down, gitaristlerini izlemesi en zevkli grup. Sonra farkettim ki komple grup olarak izlemesi en zevkli grup. Görsel olarak adamı direkt “işte bu mnkym” moduna sokuyorlar.

    Sizin izlemekten en keyif aldığınız gruplar kimler?

    Ahmet Saraçoğlu

    @Berca B., bunu sahne şovu anlamında demiyorsun sanırım. Grubun sahnedeki duruşu, tavrı açısından diyorsun. Öyle bakınca benim çok net Pantera. Bir tarafta Dimebag, diğer tarafta tepinen Anselmo’dan daha metal bir şey yok benim için.

    Onun dışında Pantera sahne duruşunu büyük ölçüde benimseyen Lamb of God da prime’ında efsaneydi, direkt işitsel adrenalindi. Down’ın “sikertici eski toprak” havasını da çok seviyorum. Aşırı cool gözüküyorlar.

    Onun dışında sabit dursalar da o mekanik ruhsuzluğu vermeleri açısından Meshuggah’ı da severim, Slayer’ı izlemeyi de severim.

    Berca B.

    @Ahmet Saraçoğlu, aynen öyle, ışıklı alevli dumanlı sahne şovlarından ziyade duruşu sahneye, eli gitara/basa/davula yakışan frontman ve gitaristlerin/diğer elemanların olduğu gruplardan bahsediyorum. Dediğin gibi Down bu konuda aşırı cool duruyo ve bu konuda onlarla eşit başka bi grup aklıma gelmiyo. Pantera’yı da izlemek aşırı büyük keyif ama sanırım sürekli tepinen Anselmo yerine sadece bakışlarıyla/mimikleriyle bile seyirci üzerinde hakimiyet kuran Anselmo’yu daha çok seviyorum.

    Dysplasia

    @Berca B., Son zamanlarda river of nihil’i izlemekten zevk alıyorum valla. Elim sürekli kerrang kinserlerine gidiyor.

    chuck

    @Berca B., Between The Buried And Me’yi izlemesi de çok keyifli bence.

    kaziklubey

    @Berca B., immolation. robert vigna’nın sihirbaz stili gitar çalışı bile yeter

    Börbır

    @kaziklubey, adam kendi içinde gitarlı ayin yapıyor resmen. İzlerken nabıyon aq? kafasıyla izliyorum adamı.

    Boba Fett

    @Berca B., Hevy Devy ve Prince, ikisini de açar izlerim inanılmaz keyif veriyor.

    ismail vilehand

    @Berca B., kesinlikle The Dillinger Escape Plan. İki defa canlı izledim, Greg Puciato ve Ben Weinman’ı gözlerimle takip etmeye çalışırken helak oldum. Puciato zaten Örümcek Adam gibi tavanlarda geziyor. Bigün kesin kafa üstü düşüp ya ölecek ya sakat kalacak diyordum. Neyse ki TDEP müzik hayatını noktaladı.

    https://youtu.be/YGJSL8zlqIY

    Merdomerdo

    @Berca B., Sepultura. Max’sız Sepultura’yı sevsin ya da sevmesin, grubu canlı izlerken gaza gelmeyen adamın metal sevgisinden şüphe ederim. Ayrıca Derrick Green inanılmaz bir frontman. Seyirciyi etkisi altına alıveriyor.

    Suffocation. Bir kere canlı izledim, kulaklarımdan adrenalin fışkırdı. Youtube’da rastladığım konser kayıtlarını gördüm mü pas geçmem.

    ismail vilehand

    @Merdomerdo, iki gruba da katılıyorum. Sepultura’nın son dönemdeki bestelerinden ve stüdyo işlerinden hiç haz etmesem de canlı performanslarına bayılıyorum. Derrick Green hem vokali hem de enerjisiyle sahneyi yıkıp geçiyor.

    Suffocation zaten ayrı bir olay. Bana Frank Mullen’sız izlemek kısmet oldu ama kafayı yedim. Hem de korkunç bir yağmur yağıyordu yine de coşarken helak ettim kendimi. İnanılmazdı.

    Merdomerdo

    @ismail vilehand, Ben de izlediğimde Ricky Myers vokaldeydi. Açık havada değil, kış günü, küçük sayılabilecek bir kulüpte izlemiştim. Stage dive yapan birini yakalamaya çalışırken omzumu sakatlamıştım. 4 geçti, hala da sağ omzum tam süper değil.

    Sepultura’yı da ilk kez Brutal Assault’ta izlemiştim. Hatta onlardan iki gün önce Soulfly vardı onlar da çok iyilerdi ama Sepultura unutulmazdı. O konser beni yıllar sonra yeniden Sepultura manyağı yaptı.

  18. OblomoV says:

    ‘Deathspell Omega’cılar, albümleri kronolojik sırayla dinlemeye başlamak mı iyi yoksa şu albümle başlamalısın dediğiniz bir sıralama var mı?

    cotard delusion

    @OblomoV, Kronolojik. Dso öylesine söz yazan bir oluşum değil ve albümlerin kronolojik sıralamasının bu konuda önemli noktaları var. Ayrıca müzikal evrilişlerini de takip etmiş olursun.

    Rust in Peace.

    @OblomoV, Paracletus’tan başlama, ben onla başladım hala ondan başka albümlerini dinleyemedim. Dur diğerlerine bakayım diyorum sonra açmadan önce Paracletus dinleyeyim diyorum sonra da diğer albüme geçesim gelmiyor

    Emre Görür

    @Rust in Peace., hahaha, ben de Paracletus’tan sonra zor geçmiştim diğer albümlerine.

    Rust in Peace.

    @Emre Görür, geçmene izin vermiyor ki albüm. Açıyorsun albümü, Wings of predation dinliyorsun yetmiyor 3 4 kere daha dinliyorsun, sonra Abscission geliyor onu da bir 3 4 kere dinliyorsun böyle böyle derken 3 4 albüm dinlemiş gibi olunca bugünlük bu kadar yeter deyip bitiriyorsun müzik dinleme işlemini

    Aura magula

    @OblomoV, kronolojik başla ama synarcy of molten bones ağır gelirse atlayabilirsin. EP leri atlama hepsi albümlerle aynı ayarda.

    Not:Sakınola uyurken veya karanlık odada yalnızken dinleme.Çok saçma rüyalara sebeb olabir:)

    OblomoV

    @Aura magula, İlk tecrübem işe giderken kulaklıkla dinlemek olmuştu. Yolda vakit geçirmek için dinlenilesi bir şey olmadığını fark etmem uzun sürmedi haliyle. Epey bir zamandır duruyor dinlenecekler listesinde, bir yerden başlamak lazım artık dedim. Gerek burada gerekse ilgili başka mecralarda bir yığın kritik, makale de bekliyor öte yandan.

    OblomoV

    @OblomoV, Cevaplar için teşekkürler.

  19. chuck says:

    gene alkollüyüm

    https://www.youtube.com/watch?v=VSwretXmTxI

    ismail vilehand

    @chuck, aaa madem içiyosun dur zehirliyim seni. Taze çıkan En Minor albümünü dinle. Yalnız başına geleceklerden ben sorumlu değilim. Herkes şahit olsun.

    chuck

    @ismail vilehand, açtım, dinliyorum. benden herhangi bir haber alınmadığı taktirde bütün sorumluluk ismail viehand’a aittir.

    yetkililere duyurulur. teşekkürler.

    ismail vilehand

    @chuck, arada bi ses ver, aklımız sende kalmasın.

    deadhouse

    @chuck, R.I.P

    kaziklubey

    @chuck, rust in peace…

    ismail vilehand

    @chuck, dün çok içtin diye bugün kafanı kaldırasın pek gelmediğinden yazmadığını biliyorum (aynısı bana da oluyor hahaha). Ama bi ses ver. “ismail vilehand bi albüm dinle dedi, adamı bitirdi.” diyecekler sonra ihale bana kalacak.

    Bu arada şaka yapmıyorum, En Minor albümü alkol veya başka bir kafa yapıcı madde ile dinlecek şey değil. Hayatımda dinlediğim em depresif şeylerde tepeye oynar. Aşırı tehlikeli bir albüm.

    chuck

    @ismail vilehand, buradayım, merak edilecek bir şey yok.

    dün sızmıştım, bu günde ara ara siteye girdiysem de pek vaktim yoktu. yorumu geç gördüm. herkese selamlar.

    bu arada şarkılar enfes bir şey. gerçekten phil yaşlı ve eski bir alkoliğin ve madde bağımlısının serzenişlerini göstermiş. ağlatmıyor, süründürmüyor ama böyle insanın içi yanıyor içi.

    tekrardan teşekkürler.

  20. cotard delusion says:

    Hemen hemen 3 yıldır Pasifagresif dışında metal müzik için yerli başka bir site daha dışında hiçbir yeri takip etmiyorum. Az önce boşluktan bir bakayım dedim de… Bu işin içine ne kadar para girebilir bilmiyorum eski babalar dışında para kazanabilen kaç tane grup kaldı ama bu şirketler nasıl bir para akıtıyor sitelere aklım almıyor. Yani sorsan adam köklü bir kritik sitesi ama akla mantığa sığmayacak notlar ve kritikler söz konusu. İngilizcemin yettiği kadarıyla okuyorum, okudukça şok oluyorum. Etrafa baktıkça sana teşekkür edesim geliyor Ahmet Saraçoğlu. Valla bak.

    Tabii çok iyi bir kitle de mevcut burada görmezden gelmek olmaz. Bazıları benim gibi ya arada sırada yorum atıyor ya da suskunları oynuyor ama olsun. İyi yani.

    deadhouse

    @cotard delusion, Kritikler iyidir, ancak bahsettiğin malum sebeplerden ötürü çok da gerekli değildir diye düşünüyorum. Eğer güvendiğin yazarlar varsa ne ala. Ama gidip de popüler sitelerin hepsine bakıp şu sitelerde şu gruplara yüksek notlar veriliyor ne konuşuyorsun tarzı yorumlar görünce sinir oluyorum. Onlar anca göz boyar, toy dinleyiciyi kandırır. Zaten belli bir süre sonra tecrübe kazanınca kimin sahte, kimin gerçek yorumlar yaptığını anlıyorsun. Bu gezegende “inanılan” tek şey, geçerli tek şey para. 24 saat zamansal ve mekansal, sirayet etmediği nokta yok. Uyanık olmak lazım. Sahtekarı, samimiden ayırmak lazım :)

    Ahmet Saraçoğlu

    @cotard delusion, sağ olasın. Sonuçta bu bir sektör ve şirketler büyük metal sitelerine siparişle kritik yazdırıyorlar evet. Kimi sitelerde 8′den düşük not görmek neredeyse imkânsız. Bu konuda yapacak bir şey yok.

    Açıkçası bizim de not baremimiz biraz yüksek ama zamanında öyle başlayınca sonradan toplu hâlde düşürmek çok kolay olmuyor. :) Biz bugüne dek PA’dan maddi değil manevi kazançlar elde ettik ama bu pek çok açıdan parayla satın alınamayacak deneyimlere, arkadaşlıklara, dostluklara ve daha ilerisi güzelliklere sebep oldu, o yüzden şahsen hiçbir şikâyetim yok.

    Bazen ben de yabancı sitelerdeki bazı kritiklerin notlarını görünce hayrete düşüyorum. Benim veya güvendiğim başka sitelerin 10 üstünden 5-6 verdiği bir albüme 9 verip grubun en iyi albümü olarak niteleyen siteler oluyor. Herhalde neden bahsettiklerini bilmiyorlar diye düşüneceğim ama öyle de değil, bilinçli şekilde fazla övüyorlar ve bunun da sebebi şirketler tarafından desteklenmeleri. Ama bu da çok şaşılası bir şey değil, sonuçta dediğim gibi şirketler reklam yapmak istiyor ve adamlar da bunu mümkün kılan mecralar oluşturmuşlar. Bu şekilde gelir elde ederek yollarına devam ediyorlar. Sektöre zarar vermedikçe herkes ekmeğini kovalasın, sonuçta dinleyici neyin ne olduğuna kendisi karar veriyor.

  21. Josef says:

    kaç yıllık metalciyim, konserlerde böyle kafa sallayan görmedim
    https://streamable.com/gog7w6

  22. Boba Fett says:

    Ocean OF Slumber ne ayak yahu? Son zamanlarda çok sık karşılaşıyorum.

  23. Aura magula says:

    Nezaman baksam gülerim bu videoya özellikle vokal kaydetme kısmı aşırı komik
    https://youtu.be/3GZpID-Mho8

  24. chuck says:

    her sezon burada dönen futbol muhabbetleri sıktı artık. biraz kültürlenin, atletikleri izleyin hayvan herifler.

    https://www.youtube.com/results?search_query=italian+athletics+indoor+2019

  25. Emre Görür says:

    En sevdiğiniz grup ismi hangisi? Çok var tabii ki, ama aklıma ilk Rivers Of Nihil geliyor.

    Dysplasia

    @Emre Görür,
    Metal değil ama Hardal.
    Metal için adaylarım: Meshuggah, Mgla, Nile, Quo Vadis

    deadhouse

    @Emre Görür, Hail Spirit Noir, Spawn Of Possession, Guru Guru.

    Aura magula

    @Emre Görür, Brodequin,mumakil,amon amarth ,dark funeral,burzum,mayhem,meshuggah, sepultura,disfear,lord belial,necromancer, revenge,diocletian,marduk,sarcofago, overkill.Söylemesi havalı grup isimlerni severim.
    Veee en sevdiğim :)
    https://m.wikidata.org/wiki/Q59284350

    Merdomerdo

    @Emre Görür, Entombed

    Ahmet Saraçoğlu

    @Emre Görür, Wolves in the Throne Room ve This Gift is a Curse’ü seviyorum.

    chuck

    @Ahmet Saraçoğlu, grup isminden çok kitap ismi, bölüm başlığı gibi olan isimleri daha çok seviyorsun o zaman.

    chuck

    @Emre Görür, fazla basit ve klasik kaçabilir ama DEATH bence tepeye oynar.

    direkt, net bir isim. her şeyi özetler nitelikte.

    Josef

    @chuck, bende DEARTH sandım yaaa

    şeyh hulud

    @Emre Görür, Make a Change… Kill Yourself. Aptalca olması hoşuma gidiyor.

    P L A G U E

    @Emre Görür, MOTÖRHEAD, pantera, mayhem, celtic frost, metallica, circle of dead children, candlemass, deathspell omega.

    Fingolfin

    @Emre Görür, İlk aklıma gelenler alfabetik olarak: Agalloch, Beherit, Bolt Thrower, Drudkh, Ensiferum, Exodus, Falkenbach, Gehenna, Gorgoroth, Katatonia, Marduk, Sepultura, Sodom, Taake, Tsjuder, Type O Negative, Windir.

    Sanırım İngilizce olmayan grup isimlerini daha çok seviyorum.

    trivago

    @Emre Görür, sapık inek ve kuaför cengiz. özellikle kuaför cengiz’in üyelerinin takma adları ayrı bir güzel. balici berat, şalgamripper falan ahahha

    Murad

    @Emre Görür, Unleashed

    Kaan

    @Emre Görür, Anal Cunt, Anaal Nathrakh, Anal Blasphemy (hiçbirini dinlemedim)

    Necrobutcher

    @Emre Görür, Dismember,Dissection,Katatonia,Mayhem,Judas Priest,Candlemass,Bloddbath şimdilik aklıma gelenler.

    kaziklubey

    @Emre Görür, eyehategod, 1349, marduk, metallica, death, napalm death, emperor

  26. chuck says:

    üniversitenin ilk günü. hazırlık sınavına giriyorum. kampus falan da güzelmiş. umarım geçerim sınavı da hazırlık okumam.

  27. OblomoV says:

    @Emre Görür, İsim olayında en başarılı olmuş grup Metallica olsa gerek, onu geçelim.
    Fonetik olarak bakıyorum sadece. En sevdiğim bir tane çıkaramadım, alfabetik sırayla şunlar: Altar, Crowbar, Cytotoxin, Edge of Sanity, Fleshcrawl, Possessed, Quo Vadis, Silencer, Suffocation, Whiplash, Xentrix, Zifir

    Gönüllerin şampiyonu olarak: Kuaför Cengiz.

    Emre Görür

    @OblomoV, en başarılısı bence de tartışmasız Metallica. Lars, Ron Quintana diye bir fanzinciden araklamış :)
    Bu açıdan Motörhead de çok iyi.

  28. Melkor says:

    Dune’un trailerı geldi. OAHAH çoh iyi. İçim rahattı, daha da rahatladı. Çünkü vilnöv

    https://youtu.be/jJj2yHM3d3Y

    Dysplasia

    @Melkor, Ya sevdiğim her şeyin içine sıçan holivud sinemasından çok çekiniyorum ama hem yönetmen hem de oyuncular beni bayağı heyecanlandırıyor. Stilgar’ı görmek için sabırsızlanıyorum. Solucan olsun, makineler olsun, giysiler olsun kafamdakilere benzer olmuş hep.
    Yine de tüm o akıl ve söz oyunlarını nasıl uyarlayacaklar acaba.

  29. Spacedementia says:

    Dune trailerı şahane olmuş. Villeneuve tam seçilmiş kaftan bence. Jodorowsky’den başka ancak o taşıyabilir sanırım bu sorumluluğu. Cast seçimi çok iyi, özelikle sinematografi de acayip seviyelerde gibi görünüyor. Yalnız kitaptaki Arap etimolojisi göz ardı edilmemiştir umarım. Zira “Crusade is coming” baya tuhaf geldi Jihad yerine.

    enemyofgod

    @Spacedementia, ne olursa olsun şahane olacak. Benim endişem eğer bütün kitapları filme uyarlayacaklarsa seri yapma hevesiyle mahvedebilirler. Hali hazırda bu film ilk kitabın sadece bir kısmı.

  30. Rust in Peace. says:

    1 – 2 senedir arada belki bu sefer beğenirim diye Slaughter of the Soul’dan birkaç parça açıyordum, World of Lies dışında beğendiğim çıkmamıştı hiç. Hatta overrated dediğim bile olmuştu.
    Şu an çarpılmadığıma şükrediyorum. Kıyısından dönmüşüm bildiğin. Hiç üstüne düşmediğim In Flames’i de dinliyorum, kafamı vuruyorum daha önce neden üstüne düşmemişim ben bunların diye.
    Yine de mutlu oldum bayağı. Daha dinlemediğim birsürü parçaları var ikisinin de. Çok iyi ya

    Aura magula

    @Rust in Peace., aynı durumu bende slaughter of soul ve the gallery için yaşadım.İn flames için aynı şeyi söyleyemem onun yüzünden melodeathden soğumuştum.Şuan arşivimde dinlememi bekliyorlar

  31. deadhouse says:

    Ülkedeki futbol ortamını, siyasetin etkisini, federasyonu, hakemleri, sene içinde alınan skandal 21 takım kararını, basiretsiz yönetimleri, seyircisizliği vs. (oynanan 2. sınıf berbat oyunu saymıyorum) göz önüne alarak hala Türkiye Süper Ligi 2020-2021 sezonunu heyecanla bekleyen varsa ona geri kalan hayatında mutlu, sağlıklı, huzurlu bir hayat diliyorum.

  32. Emre Görür says:

    Can sıkıntısından liste yapasım geldi! Bana göre ’90′ların en iyi 20 metal albümü bunlar (Bunu bi’ ara deadhouse da gündeme getirmişti sanki). Dileyen kendi listesini göndererek eşlik etsin.

    01 – Painkiller (Judas Priest)
    02 – The Sound Of Perseverance (Death)
    03 – Focus (Cynic)
    04 – By Inheritance (Artillery)
    05 – Crimson (Edge Of Sanity)
    06 – Rust In Peace (Megadeth)
    07 – Edge Of Thorns (Savatage)
    08 – De Mysteriis Dom Sathanas (Mayhem)
    09 – Obscura (Gorguts)
    10 – Into The Mirror Black (Sanctuary)
    11 – The Jester Race (In Flames)
    12 – Storm Of The Light’s Bane (Dissection)
    13 – Tales From The Thousand Lakes (Amorphis)
    14 – King Of The Distant Forest (Mithotyn)
    15 – Metropolis Pt. 2: Scenes From A Memory (Dream Theater)
    16 – Still Life (Opeth)
    17 – Brave Murder Day (Katatonia)
    18 – Invictus (Virgin Steele)
    19 – Frozen (Sentenced)
    20 – Wildhoney (Tiamat)

    enemyofgod

    @Emre Görür, türe katkısı nedeniyle metallica-black album’ü de görmek isterdim onun dışında muhteşem liste.

    Emre Görür

    @enemyofgod, Vulgar Display Of Power’ın olmamasını da eksiklik olarak görür herhalde birçok kişi.

    Aura magula

    @Emre Görür,kendi zevkime göre liste yapayım bari.Ha bu arada liste sırasız 1. Hariç
    1-Burzum filosofem
    2-Dimmu borgir stormblast
    3-Death human
    4-cathedral forest of equilibrium
    5-Darkthrone transilvanian hunger
    6-Mayhem dmds
    7-Amorphis Tales From The Thousand Lakes
    8-Dismember Massive killing capacity
    9-Dark tranquility the gallery
    10-At the gates slaughter of soul
    11-opeth still life
    12-gorguts obscura
    13-thergothon sfth
    14-Scepticism stormcrowflet
    15-morbid angel covenant
    16-cryptopsy none so vile
    17-sepultura chaos ad
    18-bolt thrower mercenary
    19-Blind guardian nightfall in midle earth
    20-winter into darkness

  33. ismail vilehand says:

    https://bit.ly/33mftBi

    ismail vilehand

    Bu da tepkisi hahaha

    https://bit.ly/3bQuqze

    Twitter hesabım olsa “Alex Webster lan yarram, ne sandın?” diye cevap atardım. Bu arada Flea candır. Çok severim kendisini.

  34. tahsin says:

    Evime sevdiğim albümleri büyük boy bastırıp asmak istiyorum. Sizce hangi şekilde bastırabilirim. Bu işi yapabilecek bildiğiniz bi yer var mı

  35. Gökay says:

    Geçenlerde David Robert Mitchell’ in Cannes görmüş filmi Under the Silver Lake’ i izlemiştim. Film özetle; komplo teorileri üzerinden ilerleyen, tüketim toplumunu irdeleyen, anti kahraman bir noir dedektifi peşinden izlediğimiz, kara mizah unsurları ve bol bol göndermeler içeren gerçerküstücü bir neo noir idi. Herhalde ergenlik çağlarımda komplo teorilerine biraz kafa yorduğum için olacak ki, film beni yakaladı. Zaten aslında bu yaklaşımı da epey alaya alıyor film, bayağı eğlenerek izledim o yüzden :) Bir sahne vardı ki orayı paylaşmak istedim özellikle. Filmde; piyasada neredeyse tüm meşhur parçaları besteleyen bir adam var ve oldukça şatafatlı, gizemli bir evde oturuyor. Neyse dedektifimiz bu adamın peşine düşüyor ve buluyor. Bahsettiğim sahne de o sahne:

    https://youtu.be/AdE7yos6COw

    Filmde özellikle bu sahneyi çok keyif alarak izledim. Evet, buradaki referans parçalar çok yüzeysel ve artık fazla popüler parçalar. “ İsyan falan yok! Sadece para kazanmak isteyen bir adam var.” gibi sözler, komplo teorilerinden de sıyrılıp, bir şeyleri sorgulamak için yeterli sanki. Aslında her ne kadar müziği derinler de arasak da, popüler kültürden ne kadar uzak olduğumuzu düşünsek de aslında yine de ulaştığımız ve içinde bulunduğumuz; endüstrinin bir ürünü mü? ya da Odraza’ nın dediği gibi; herkes gibi onlar da mı yalan söylüyor? gerçekten tüm bu uğraşımız, vakit ayırdığımız bu albümler, şarkılar idrakımızın çok ötesinde ve hiçbir zaman ulaşamayacağımız bir tutkunun ürünü mü? Yani biz; bana şöyle keyif verdi böyle keyif verdi diyerek kendimizi mi kandırıyoruz? Gerçi geçirdiğim vakitten keyif alıyorsam, ötesi de yok bence.

    Çok iddalı bir yapım olmasa da, yaratıcı ve özgün neo noir dili ile gülerek ve keyifle izlediğim bir film oldu. Özellikle 1940-60 arası sinemada noir dönemi seven arkadaşlara önerebilirim; mutlaka o dönemlerden ilginç şekilde tatlar bulacaklardır. Sunset Bulvarı, Twin Peaks, Marilyn Monroe göndermeleri, sektörün kadına bakış açısı, ucundan da sinemada Hitchcock’ vari röntgen mevzusuna değinmesiyle ayrıca keyifli. Herkese önermiyorum, zira film bitince postun altına gelip küfür eden çok kişi olacaktır, ama en azından paylaştığım sahneyi sevebilirsiniz belki :)

    deadhouse

    @Gökay, Filmi ilk çıktığında izlemiştim. Bahsettiğin sahne çok keyifli. Kahkahalar attığımı hatırlıyorum. Yalnız o sahne dışında filmde bir numara yok bence. Katmanlı bir film yapmaya çalışmışlar, ama ellerine gözlerine bulaştırmışlar. İşin sanat kısmına gelince, sanatçıların eserleri için para kazanmasından daha doğal bir şey yok. Bence sanatçı kalıp sanatında gelen gelirle geçinmek harika bir şey. Burada önemli olan sanat eserinin “niteliği ve önemi” bence. Ve sanatçının “neden” sanat yaptığı. Sorgulanması gereken şeyler bunlar. Belirttiğin gibi piyasa malı olmuş, tek amaçları para kaldırmak, zengin olmaya çalışmak olan kişiler zaten bu konunun dışında. Amaç salt geçinmek ise bundan şikayet etmek abes bence. Bu durum onların eserlerini ve bizim eserlerine olan bakışımızı etkilememeli.

    Gökay

    @deadhouse, Hocam ben filmin katmanlı bir yapı oluşturmaya çalıştığını düşünemedim. Dediğim gibi; ustalara selam şeklinde, saykodelik bir parodi gibi geldi bana aslında. Bir de David Robert Mitchell’ in, ne yaptığını bilen bir yönetmen olduğunu düşünüyorum. It Follows filmini de yenilikçi ve başarılı bulmuştum yine, ama bu da kişisel bir bakış açısı tabii.

    Kesinlikle, sanatçılara ve sanata bakış açınıza harfiyen katılıyorum. Aslında benim de düşüncem o yönde, zaten filmin de beni asıl yakalayan yönü bu; bayağı alaya alır şekilde yansıttığı, filmde de sorgulanan düşüncelerin izleyicinin de farkında olup yine de sorgulaması, sorgulatması.Yani en azından bende öyle yürümüştü işler :) Neyse, sonuç olarak; tam bir Pazar Kuşağı filmi değil mi ya Under the Silver Lake. Ne bileyim 70’ ler gibi görünüp aslında günümüzde geçmesi ile zamansız, gerçeküstücü tutumuyla rüya gibi, tam Pazar günü 16:00 sonrası filmiydi :)

    Ugur

    @Gökay, Silver Lake fazlasıyla ‘underrated’ bir film.Benim tek eleştirim de sonlara doğru ilgiyi biraz kaybetmeye başlıyorsunuz, en azından ben de öyle oldu.

    Ugur

    @Ugur, Farkında olmadan ‘de’ kullanımın ağzına sıçıp sıvıyorum.Kusura bakmayın.

    Gökay

    @Ugur, aynı sıkıntıyı ben de çok yaşıyorum. Telefon üzerinden yazdığımız için galiba :)

    Gökay

    @Ugur, Hocam evet, biraz da nispeten uzun da bir süresi var, yani en azından bu şekilde bir film için uzun bir süre denilebilir. Ben de biraz underrated kaldığını düşünüyorum, ama zaten bunun gibi sektörü taşlayan filmlerin, kendi zamanında kaderi de biraz bu. Zamanında Billy Wilder’ da Sunset Bulvarı’ nda çok sıkıntı yaşamış. Günümüzde kült mertebesinde tabii, orası ayrı.

    çaksu

    @Gökay, Bunu henüz izlemedim ama It Follows’dan sonra mutlaka izleyeceğim şeyler arasında, çıktığından beri.

    Bir kaç abes, aptalca sahnesi olsa da, benzersiz bi filmdi bence It Follows. En azından bana yaşattığı tecrübe itibariyle. Görsel işitsel iyliği bir yana; her sahnede, etrafta, uzakta, yakında kameraya doğru yürüyen herkesin “o” olabileceği fikri var. Ve bir çok durumda bunlar çok yaklaşamadan karakterler hareket ediyor, ve bilemiyorsun o muydu değil miydi.

    Yeni gelen, kariyerlerini takip edebileceğim, festival filmi kasıntılığına düşmeden derinlikli, lezzetli, hem de öcülü bücülü sağlam filmler yapan bi tayfa var. Ari Aster, Robert Eggers, Jennifer Kent, 2. filmi ilki kadar olursa Julia Ducournau… Bu adamı içlerine alasım yok sanırım, ama şu güzel insanları anasım geldi hehe.

    Gökay

    @çaksu, bahsettiğiniz yönetmenler, benim de bir süredir radarımda olan, yeni işlerini merakla beklediğim yönetmenler. Lighthouse ayrı bir yana tabii. Bu arada Babadook çok geriyor beni, erteliyorum bundan sebep :) Julia Ducournau’ yu tanımıyordum, sizin önerinizle tanışmış oldum. Bugün yarın izlerim ilk uzununu muhtemelen. Teşekkürler :)

  36. Aura magula says:

    Faidranın bu yılki albümünü burzumun thulean mysteriesine tercih ederim.Özenti mözenti farketmez mademki burzum gitarlı albüm çıkarmıyor bende özentilerni dinlerim.Taş gibi albüm 9/10

    Mikko Aspa'nın Göbeği

    @Aura magula, Youtube’da hep önerilenler listesinde çıkıyordu. Burzum’u sevmem ama merak ettim.

    Aura magula

    @Mikko Aspa’nın Göbeği,Burzumu sevmesen bile bu albümü sevme ihtimalin yüksek çünkü burzumdaki kötü prodüksyon,ambient, çığlık vokal gibi herkrsin sevmediği şeyler bu albümde yok.Birde albüm yavaş tempo melodik.Başka işlerle uğraşırken bile rahat dinlenir.

  37. chuck says:

    hayatınız boyunca yalnızca tek bir katatonia ”şarkısı” dinleyebilecek olsaydınız, bu hangisi olurdu?

    enemyofgod

    @chuck, Bu soru kesin cevap verilmesi çok zor bir soru, hakkımı For My Demons’dan yana kullanıyorum

    riser

    @enemyofgod, +1

    cronos

    @chuck, dispossession olurdu sanırım ama gerçekten net bir cevap vermek çok zor

    chuck

    @cronos, @enemyofgod, zor olduğu için özellikle sordum :)

    o kadar çok özel şarkı ve anlamlı albüm var ki ”ahan da şu” diyebilmek çok zor geliyor. ya biri ötekine daha yakın ya da aynı yerde oluyor çoğu kişi için.

    ben I Break’den yana kullanıyorum oyumu.

    Emre Görür

    @chuck, anısı sebebiyle Strained.

    Dysplasia

    @chuck, bu senaryo gerçekleşirse bu seçimi yaptığıma muhtemelen pişman olurdum ama departer geldi direkt aklıma. diğer şarkıları bir şekilde aklımdan çalarım, hatırlarım belki ama bu ibneliği duymam gerekiyor.

    katatonia demişken içimde kalan iki şeyi burada dile getirmek istiyorum;
    1) Last Fair Deal Gone Down’ın Jonas’ın evrilmiş vokalleriyle tekrar kaydı için gerekiyorsa insan kurban edelim.
    2) The Fall of Hearts > Katatonia’nın diğer albümleri.

    cronos

    @Dysplasia, 2 biraz garipmiş bence

    Yiğit

    @chuck, ben de in the white diyorum

    Opethsevenbiri

    @chuck, Kulağımın eskitemediği tek Katatonia şarkısı Brave sanırım.

  38. Emre Görür says:

    Uzun süre sonra Anthrax dinleyeyim dedim ve devamında aklıma şu malum soru geldi: Bu elemanlar niye “Big 4″da?
    Bence iki temel sebebi var: Birincisi New York gibi hem çok önemli hem de kendileri açısından rekabetin fazlasıyla düşük olduğu bir bölgeden çıkmış olmaları. İkincisi rap-hip hop ile olan münasebetleri.

  39. cosku says:

    @chuck, in the white. çok net.

  40. chuck says:

    Hazırlık sınavlarını geçtim. Şimdi rahat rahat bi şişe içki içip sarhoş olmak istiyorum ama alkole verecek param olmadığı için yapamıyorum. Bok gibi hissediyorum.

    meh.

  41. Josef says:

    @chuck, Teargas , I Am Nothing , Serein

  42. Opethsevenbiri says:

    Metalstorm’u bilirsiniz IMDB tarzı bir puanlama sistemine sahip Metal sitesi. O kadar canım sıkıldı ki Big Four’un bu sitedeki stüdyo albümlerinin puanlarının ortalamalarını hesapladım.

    En yüksek ortalama sitenin top 10′unda albümü bulunmamasına rağmen 8 ile Slayer’a ait. Diablus in Musica dışında 7′den aşağı puan almamış.

    İkinci olarak 7.71 ile Anthrax var. Anthrax da aynı şekil belli bir puanın altına hiç düşmemiş.

    Megadeth 7.62 ile 3. iken Metallica 7.57 ile 4. İlginçtir ki anketteki hatta neredeyse bütün sitedeki en yüksek puanlara sahip albümler bu iki grubun(MoP,RiP,RtL). Metalicanın sonuncu olmasında St. Angerın puanının payı büyük.

  43. OblomoV says:

    Şunu dinlemiş miydiniz:

    https://bit.ly/2ZR9oLZ

    OblomoV

    @OblomoV, Bir de algoritma şunu karşıma çıkardı:
    https://www.youtube.com/watch?v=N38QGEaiWUw

    Berca B.

    @OblomoV, çok iyiymiş, sağolasın.

    enemyofgod

    @OblomoV, Beni etkisi altına aldı çok güzel olmuş

  44. Morata yine büyük bir takıma transfer oldu. Yine birileri kara para aklıyor, başka açıklaması olamaz.

    deadhouse

    @Ahmet Saraçoğlu, Bence iyi bir futbolcu. Gol atmaktan ziyade, orta sahaya, defansa yardım eden, dripling yeteneği yüksek, komple bir futbolcu. 10 15 gol atar ama 30 gollük katkı yapar.

    ismail vilehand

    @Ahmet Saraçoğlu, “Büyük takımların piç santrfor yerine efendi santrfor tercihi.”

  45. Aura magula says:

    Hayırlı olsun microsoft bethesdanın ana stüdyosu zenimax’ı ve diğer bütün stüdyolarnı satın aldı.Söz verilen oyunlar ps5′e gelecekmiş.Biryandan iyi çünkü new vegası yapan şirket obsidian da microsoft ta.Bence betesda obsidianla adam gibi bir fallout yapabilir ama tes6,starfield ve fallout5 ps’ye gelmeyebilir.İlla bize xbox aldıracaklar.Keşke sony tarafından satın alınsaydı

    ismail vilehand

    @Aura magula, bir çok insan olayın ciddiyetinin tam farkına varmadı henüz. Bethesda dediğin vakit Doom, Wolfenstein, The Elder Scrolls, Fallout gibi hardcore gamerlar için kutsal kitap gibi olan oyunlardan bahsetmiş oluyoruz. En basitinden şöyle bir örnek vereyim, Fallout 4 çıktığı hafta boyunca Pornhub kurulduğu tarihten beri en düşük ziyaret sayısına ulaşmış. Millet 31 bile çekmiyor yeni Fallout oyununu oynamak için. Ben de Fallout 4′ü ön siparişle alıp oynamış insanlardan biriyim, gerçekten penisim olduğunu yaklaşık 10 gün sonra falan hatırladım.

    Olası Fallout 5′in PS5′e çıkmaması demek Sony’yi oyun sektöründe tarihe gömmek demek. Benim gibi God of War aşkıyla yanıp tutuşan 30 yaş üstü adamlarla Sony’nin oyun piyasasında hayatta kalması imkansız.

    Bizim nesile oyun dünyasında “PS çocukları” deniyor. 1997 yılında şu an PSoNe olarak tanıdığınız cihaza sahip oldum. PS2, PS3, PS4 ve PsP, PS Vita dahil el konsollarına da sahibim. Yeni God of War oyunu > geri kalan herşey diyebilirim ama Doom, Wolfenstein, The Elder Scrolls, (özellikle) Fallout’dan mahrum kalmak istemem.

    Gerçi şu an faturalarımı bile zor ödüyorken bu kur farkıyla ve uçuk fiyatlarla yeni bir konsol sahibi olamam imkansız ama bakacağız. “Can çıkmadan ümit kesilmez.” demiş çok bilen atalarımız. Kısmet.

    Aura magula

    @ismail vilehand, Fallout 4′ün okadar çok sevildiğini bilmiyordum.Fallout 4′ü çıkdığı zaman deli gibi oynamıştım ve serinin en iyi oyunu olduğunu düşünmüştüm. Ancak bu yıl binbir zahmete girip aldığım goty editiona başlayınca gördümki oyunun görsel kısmı dışında içi boş.Ana görev dizisi gayet iyi ancak yan görevler berbat olunca oyunu bitirmeden bıraktım bile.Ara sıra ev inşa etmek için girerim.Ayrıca hikayede seçim opsiyonu çok az.Ama hakkını yemeyim oyunu gayet oynanabilir yaptılar bu bile seri için büyük gelişme.Not verecek olursam 8/10

    Microsoft bence ps’ye çıkarabilir bu serileri çünkü çıkarmazsa satışlar ciddi derecede düşer.Zaten dövizin durumu belli millet sırf bu seriler için yeni konsol alacak deyil.Hatta bu serilerin cd’lerni normalden yüsek fiyata satabilir ps’ye mesela 60 dolar yerine 75 dolar.Onada razıyım yeterki çıksın

    Ben eskiden kalma psp’mde Monster hunter freedom’u 210 saat oynamışlığım var sonradan ps3 alınca aletin yüzüne bakmadım

    ismail vilehand

    @Aura magula, Fallout New Vegas’dan sonra Fallout 4 çok büyük beklenti yarattığı için pre-order patlaması yaşandı. Fallout 76′da ise tam tersi oldu. Multiplayer odaklı Fallout oyunu yapmak hangi gerizekalının aklına geldiyse artık…

  46. deadhouse says:

    Bjk-Rio Ave 0
    Rosenborg-Alanya 1
    Gs-Hajduk H0

    18.6 oran veriyor. 2 maç üzerinden de oynayabilir, 1 maçı çıkarabilirsiniz.

    ismail vilehand

    @deadhouse, bence bu kupon tuttu bile. Güle güle harca.

    ismail vilehand

    Yazık oldu. Bu şekil son anda giden kuponlara harbi üzülüyorum.

    deadhouse

    @ismail vilehand, Marcao CL finalindeymiş gibi bir hırsla asist yapmaya çalışmasa gelmişti. :)

    Gökay

    @deadhouse, Hiç lüzumu yoktu o son golün. Elinize sağlık hocam, nefis kuponmuş. Bu arada Premier Lig’ in 3. Haftası bu hafta. 2 Haftadır hiç beraberlik çıkmadı koca Premier’ de. Bi 10 maçın 5’ i falan 0 bitebilir bu hafta, güzel çalışıp o 5 maçın 3’ ünü yakalasak bile yeterli. Haftasonu vaktiniz olursa sizden de yorum almak isterim hocam.

    deadhouse

    @Gökay, Mantıklı bir bakış açısı. Türkiye Ligi de böyle oldu. İlk hafta beraberlik çıkmazken 2. hafta beraberlikler havada uçuştu. Takımlar birbirini tanımaya başlayınca sertlik artıyor, 1 puana razı oluyorlar. Bakalım daha bakmadım bültene. Gözüme kestirdiğim sürpriz 3 4 maç olursa paylaşırım.

    deadhouse

    @Gökay, Hocam bültene göz gezdirdim. 3 beraberlik maçı çıkardım. Hatay-Kasımpaşa, C.Palace-Everton ve Freiburg-Wolfsburg. Kafama bunlar yattı. Hiçbiri de tutmayabilir, hepsi de tutabilir, şans işi. Bakalım :)

    Gökay

    @deadhouse, Hocam Palace Everton benim de ilk gözüme ilişenlerdendi. Diğer liglere henüz bakmadım, muhtemelen yarın öğlen bakacağım. Benim de ön tahminlerim, Palace 0 Burnley 0 Dijon 0 şeklinde. Yarın oynanma tutarları, oranlar ve kadrolara göre tekrar şekillendiririz tabii. Teşekkür ederim, tecrübenize güveniyorum. Almanya Ligi benim kara listemde, pek girmemeye çalışıyorum, ama muhtemelen Kasımpaşa’ ya sistemde yer vereceğim. Bu arada Burnley’ e iy1 de deneyeceğim.

  47. ismail vilehand says:

    “The Human Centipede” diye bir film serisi var, bayılırım. Larin, Lens, Mensah, Boyd başta olmak üzere takımın büyük bölümünü filmdeki gibi kırkayak yapasım geldi maçı izlerken. Bokla beslenin ibneler. Aldığınız paranın hakkını verin biraz.

    İşin güzel tarafı kazayla bu turu geçsek Milan gelip üzerimizde sado-mazo fantaziler deneyecekti. Bir bakıma iyi oldu sanki. Şimdi Rio Ave düşünsün.

  48. Pontus Euxinus says:

    Spotify kullananlar için işinize yarayabilecek güzel bir özelliğinden bahsedeyim. Spotify algoritmasınca türlere ayrılarak oluşturulmuş yüzlerce çalma listesi serisi var. Bu listelerde istediğiniz türde bir şeyler dinleyip keşfedebilirsiniz. Aşağıda açıklayayım.

    Noktalı yerlere tür ismi koyun ve Spotify’da aratın.

    The Sound of …
    Intro to …
    The Edge of …
    The Pulse of …

    Örneğin “Intro to Progressive Metal” veya “Intro to Sludge Metal”, istediğiniz her türü yazıp aratın. “Intro to” listeleri o tür için adı üzerinde giriş seviyesinde diyebileceğimiz listeler.

    “The Pulse of …” o türün fanlarınca şu sıralar dinlenmekte olan parçaların listeleri.

    “The Edge of …” yine o türün fanlarınca dinlenen, daha az bilinen, biraz kıyıda köşede kalmış grupların yer aldığı listeler.

    “The Sound of …” ise daha genel diyebilirim. Bu listelerin açıklama bölümünde paylaşılan benzer alt dallara ait diğer Sound listelerin bağlantıları arasında gezinebilirsiniz. Yine o türe ait Intro, Pulse ve Edge listeleri de bu Sound listelerinin açıklama bölümünde paylaşılmış.

    Spotify’ın en sevdiğim özelliklerinden biri oldu bu listeler.

    enemyofgod

    @Pontus Euxinus, Çok güzel bir özellikmiş paylaştığın için teşekkürler.
    Ama Intro to Death Metal listesinin ilk şarkısı Bring Back the Plague. Death Metal’e Cattle Decap ile başlamak büyük iş.

    Pontus Euxinus

    @enemyofgod, Yapay zeka, o kadar olur. :) Glenn McDonald diye bir adamın projesiymiş. The Sounds of Spotify ve Particle Detector kullanıcı adı altında yer alan binlerce diğer listeye de ulaşılabilir. Kocaman bir dünya. Klasör oluşturup ilgilendiğim listeleri içine attım. everynoise.com diye de bir sitesi var.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.