“Seasons in The Abyss” benim müzik dünyasına bakışımla oynamayı başarmış, önüme yeni ufuklar sermiş, beni ikilemde bırakıp, bir süre sonra çok farklı bir şekilde önüme gelmiş bir albümdür.
Çok değil sadece bir buçuk sene önce tanıştım Slayer’ın söz konusu albümüyle. İlk olarak benim açımdan yenilik getirme durumu, büyük oranla, metalle tanıştığımdan o güne dek “Seasons in The Abyss”in dinlediğim ya 4. ya da 5. albüm olmasından kaynaklanıyordu. Tabii ki o zamana dek bir sürü farklı tür ve grup dinlemiştim, fakat direkt albüm olarak açtığım ve play tuşuna basıp sonuna kadar dinlemek için koltuğuma yerleştiğim albüm sayısı, dediğim gibi, bir elin parmaklarını geçmiyordu.
“Seasons in The Abyss” benim kulaklarıma o zamana kadar verilmiş en garip şarkılar topluluğuydu. Şok ediciydi. O zamanlar (sanki şimdi değilmiş gibi) hastası olduğum, uğruna kendimi façalamaya razı olduğum yegane grup Slayer, böyle bir albüm yapamazdı. Tam bir hayal kırıklığıydı benim için. Slayer gaz olmalıydı, hem de tüm albüm boyunca. Belirli bir bpm’in altına düşmemeliydi, sürekli tarama gitar riffleri ve hayvani sololarıyla müzik üstüne düşünmeme; “bu adamlar napıyo yea” dememe vakit bırakmayacak derecede sert ve erişilemez olmalıydı müzikleri. Evet “South of Heaven” da farklıydı, yavaştı ama “South of Heaven”daki atmosfer, yoğunluk, o farklı birşeyler deneme istekleri albümü çekici ve bütün olarak “başarılı” yapan öğelerdi. Fakat “Seasons in The Abyss” kesinlikle böyle değildi. Farklıydı ve kötüydü. Büyük bir karmaşaydı.
Kısmen hızlı parçalar barındıran fakat Lombardo’nun manyak gibi atakları dışında hiçbir “Slayer”lığı olmayan bir albümdü o günkü bana göre.
Ve günler, aylar, mevsimler geçti.
4 ay öncesine dönelim şimdi de. Slayer hastası olduğum bir gruptu hâla. Tüm albümlerini dinlemiş, kafamı gözümü uğruna heba etmiş, tişörtlerini giymiştim bu manyak dörtlünün. Ama kafamda hâla bir tabu vardı. Onu yıkamamıştım ve asla bir daha albüm olarak “Seasons in The Abyss” dinlememiştim. Fakat bir takım olaylar sonucu eve geldiğim o kızgın hâldeki ben, sinirimi boşaltmak için bir yer arıyordum. İşte o zaman o fakir ama gururlu çocuk sabırla, bıkmadan göz kırpıyordu bana Slayer diskografisinden. “Peki” dedim, “bu senin son şansın”. Ve o anda Slayer, müziğininin sadece bodoslama bir thrash metal olmadığını; bu adamların sadece parmaklarını parçalayarak deli gibi sololar ve hıza boğan riffler yazmadığını bana ağlata ağlata gösterdi. İşte o günden beri metale itaat ettim, o günden beri “böyle müzik dinlenmez bea, bu ne böyle meheh” dediğim tüm albümleri tekrar dinledim. İşte “Seasons in The Abyss” beni böylesine değiştiren ve parçalayan bir albümdür kendi kısa ama hızlı akan metal tarihimde.
İçeriğinden biraz sonra bahsedeceğim, ama tek kelimeyle bu albüm bir “Slayer” albümüydü. Daha önce extreme müziğin sayılı albümlerinden biri olan “Reign in Blood”la belirleyip mükemmelleştirdikleri müziklerini “South of Heaven”la son derece başarılı bir şekilde bambaşka yorumlamış ve her iki alanda da “Slayeeeeeeaar” dedirten bi bir performans sergilemişti grup bildiğimiz üzere. Bu albümdeyse iki canavarın voltranını görüyoruz. Yer yer daha hızlı rifflerle ve blast ritimlerle dolu şarkılar varken yer yer “South of Heaven”da olduğu üzere daha riffe dayalı ama thrash metal eseri olması için(daha çok Slayer eseri olması için diyelim hatta) gereken o etkileyiciliğinden kaybetmeyen şarkılar da var “Seasons in The Abyss”de.
İçeriğine girecek olursak albüm şarkı bazında birkaç Slayer klasiğini barındırıyor. Kafa sallamayanın idam süsü verilip öldürüldüğü “Temptation” , her yerde karşımıza bir şekilde çıkan “War Ensemble” , kişiyi Slayer’la tanıştırmak için dinletilmesi gereken ilk şarkı olma özelliğini taşıyan yoğun atmosferiyle “Dead Skin Mask” , ağza takılan main riffiyle “Skeletons of Society” , Slayer’ın ilk klibinin çekildiği şarkı olan ve süper melodiler barındıran “Seasons in The Abyss” gibi. Fakat bu şarkıların dışında şahsi favorim olan “Spirit in Black” gibi birkaç tane de keşfedilmeyi bekleyen şarkı barındırıyor içinde albüm.
10 şarkıdan 6’sının ismini zikrederek gayet boktan bir “öne çıkan şarkılar” bölümünden sonra albüm hakkında bahsetmek istediğim bir diğer konuysa sözler. Şarkı sözlerinde etkili olan Kerry King ve Tom Araya bu albümde bu konuda birazcık değişikliğe gitmişler. Şöyle ki, eski albümlerinde biraz yaşam sonrası biraz da fantastik boyuttaki şiddeti ve korkuyu ele alan Slayer, bu albümle beraber dünyevi işlere dönmüş ve “savaş” , “cinayet” gibi toplumu ilgilendiren öğeleri şarkı sözlerine ve konseptlerine oturtmuş.
Bitirmeye yeltenirsem “Seasons in The Abyss” etkileyici bir albüm. Müziğinde değişiklikler yapıp kendi sound’unu kaybetmeyen Slayer’ın kimilerine göre en iyi, kimilerine göreyse ortalama altı albümü. Şahsi kanaatim “Reign in Blood”dan sonra “South of Heaven”dan bir tık altta yer alan bir albüm olduğu yönünde. Ama uzun uzun bahsettiğim üzere üzerimde etkisi çok büyük olan bu albümün Slayer’ın en “olgun” ve “etkileyici” albümü olduğunu düşünüyorum.
Kadro Jeff Hanneman: Gitar
Kerry King :Gitar
Dave Lombardo: Davul
Tom Araya :Vokal, bas
Şarkılar 1. War Ensemble
2. Blood Red
3. Spirit in Black
4. Expendable Youth
5. Dead Skin Mask
6. Hallowed Point
7. Skeletons of Society
8. Temptation
9. Born of Fire
10. Seasons in the Abyss
Dave Lombardo gruptan ayrılmadan evvelki son albüm bu. Bu albüm Slayer’daki sound değişimi hususunda bir milattır. Grubun kendine has thrash soundu’nu en son bu albümde duyduk biz.
Kimilerine göre bu değişim Reign In Blood’dan sonra başlamış olsa da bana göre Season In The Abyss’den sonra başladı ve grup Diabolus in Musica ile başlayan hardcore’laşma sendromunu maalesef Dave gruba döndükten sonra bile üzerinden atamadı. Yine de şuan eski Slayer’ı kısmen dinlemekteyiz, ama 80′li ve 90′lı yıllardaki Slayer’ın dönmesi artık pek mümkin değil gibi…
gitarda thrash metal çalmayı bu albümün tablarını guitar pro’dan bakarak öğrendim, thrash çalmak öyle çok büyük bir maharet değil ama olsun, çalması ve dinlemesi çok keyifli bir albümdür. ben de bu albümü reign in blood’ın önüne koyuyorum.
slayerın iyice mainstream akıma kapıldığı albüm. ha güzel albüm ona bi şey demiyom yine de 8 verilir ama hell awaitslerle, reign in bloodlarla o boktan soundlu, black metal etkili, karanlık slayer gitmiş yerine ap aydınlık bir slayer gelmiş.
@satry, rust in peace’e laf atan çarpılır , git kuranı parçala daha iyi. Albümdeki ince işçilik ve efsane soloları, megadeth’in efsane 4lüsü bile bi daha yapamaz, nokta.
efsane melodileriyle o kasvetli döneme imzasını atmış efsane ötesi albüm. evet klasik-saf thrash şeklinde olmasa da arkadaşın söylediği gibi en etkileyici ve olgun slayer albümlerinden bir tanesi ve de bana göre hissettirilmek istenen tanımlayamadığım o buğulu kasvetli dönemler albümde çok iyi yansıtılmış, betimlenmfqwkoagh iyice arabeske doğru gider bu yorum, slayer’a bu kadar ilgili duyduğumu da bilmezdim. neyse 10 üzerinden 10 luk bence de..
@Osman, sen heralde bi ara slayer kitapçığı dağıtılıyordu negavizyonlarda oradan çaldın heralde he bide şey vardı körfez savaşında askerleri gaza getirsindiye slayer dinletiliyormuş muş falan filan.
bu albüm metal camiasının kilometre taşlarından bu albümü sevmeyen inandığı dininide yok sayar. babalara saygı… aradan 50 yıl daha geçse yine dinlenicek albüm.
@comfortinbrutality, “Reign in Blood” ile kayıt kalitesi açısından kıyaslanabilir aslında. Ha, bir de “Seasons in the Abyss” adamların 10′da 10 yaptıkları bir albüm, bir tane öylesine şarkı yok; atıyorum playliste gerisine karışmıyorum, kafa rahad, öyle bir albüm. Aynı adlı şarkıya ayrı taparım, ona hiç girmiyorum.
Bir kaç tane ”filler” şarkının (blood red, born of fire) ve pek hazetmediğim expendable youth’un dışında muhteşem bir albüm. benim için önce south of heaven, sonra reign in blood, sonra da bu albüm gelir.
Hayatımda dinlediğim ilk metal şarkısı bu albümdedir(dead skin mask) ki beni eşekten düşümüşe döndürmüştür.Bana göre de reign in blood dan üstündür.Ayrıca ilk satın aldığım yabancı metal albümü de ahanda budur.10 üzerinden 11.
seasons klibini rock market’te yakaladığım zamanı hala hatırlarım. büyülenmiş gibi izlemiştim. hele o sonda develerin batan kocaman güneş önündek silüeti… bak yine tüylerimi diken diken etti.
Ne biçim bir albüm eleştirisi lan bu? Bu albümün adını söylerken salavat getirmesi gerekirken zamanında kötü buldum falan gibilerinden ukalalıklar yapmış yazar.”Seasons in the Abyss” thrash tarihine adının altın harflerle yazmış kusursuz bir albümdür. 10/10
Dead Skin Mask ve Seasons In The Abyss gelmiş geçmiş en etkileyici en pislik atmosfere sahip iki metal şarkısıdır.. Slayer asla yeri dolmayacak bir ikon, bir haykırma, bir duruş, bir sikiş tarzıdır hayatla!!
Ölmeden önce son bir şey dinleyecek olsam Hallowed Point’in 2.14′te başlayan kısmını seçerim… Kafamdaki ideal metal riff solo ve davul performansı bu, metal tarihindeki en mükemmel anlardan biri ve Slayer’ın tartışmasız en underrated anı olduğunu düşünüyorum
En sevdiğim Slayer albümü.
06.07.2012
@Zeynel, bu yorumu ben yazıcaktım.
en süper slayer albümü.
10 numara albüm başka lafım yok
Reign in blood’dan daha üstün bir albüm.
Dave Lombardo gruptan ayrılmadan evvelki son albüm bu. Bu albüm Slayer’daki sound değişimi hususunda bir milattır. Grubun kendine has thrash soundu’nu en son bu albümde duyduk biz.
Kimilerine göre bu değişim Reign In Blood’dan sonra başlamış olsa da bana göre Season In The Abyss’den sonra başladı ve grup Diabolus in Musica ile başlayan hardcore’laşma sendromunu maalesef Dave gruba döndükten sonra bile üzerinden atamadı. Yine de şuan eski Slayer’ı kısmen dinlemekteyiz, ama 80′li ve 90′lı yıllardaki Slayer’ın dönmesi artık pek mümkin değil gibi…
Bir ara çok dinlerdim ama şu an arşivimde olmadığını fark ettim, hemen ediniyorum. 9 falan verilebilir bence, güzel albüm.
En iyi slayer albümü .
Mükemmel,şaheser,Milat..Dead skin mask,Born of fire,Blood red gibi klasikleşmiş metal şarkılarını barındıran bir albüm.Ne denilse az.
06.07.2012
@saw you drown, Dead skin mask Slayer’in açık ara en iyi şarkısı.
gitarda thrash metal çalmayı bu albümün tablarını guitar pro’dan bakarak öğrendim, thrash çalmak öyle çok büyük bir maharet değil ama olsun, çalması ve dinlemesi çok keyifli bir albümdür. ben de bu albümü reign in blood’ın önüne koyuyorum.
slayerın iyice mainstream akıma kapıldığı albüm. ha güzel albüm ona bi şey demiyom yine de 8 verilir ama hell awaitslerle, reign in bloodlarla o boktan soundlu, black metal etkili, karanlık slayer gitmiş yerine ap aydınlık bir slayer gelmiş.
06.07.2012
http://www.youtube.com/watch?v=v1PBptSDIh8&t=1m38s
Slayer’ın son 10/10′luk albümüydü. Birde Dead Skin Mask’takı hatun sesine de ayrı bir hastayım.
hiç bir zaman telefondan mp3den ayırmadığım 10 numero aşmış bir albüm
en harikamuhteşemsüper slayer albümü.
Rust in Peace ne ise Season in the Abyss o’dur.
18.07.2012
@Burak, bırak hacı ya megadeath gitsin çöpleri toplasın slayerın arkasından yemişim rust in peace ni ya…
19.07.2012
@satry, rust in peace’e laf atan çarpılır , git kuranı parçala daha iyi. Albümdeki ince işçilik ve efsane soloları, megadeth’in efsane 4lüsü bile bi daha yapamaz, nokta.
efsane melodileriyle o kasvetli döneme imzasını atmış efsane ötesi albüm. evet klasik-saf thrash şeklinde olmasa da arkadaşın söylediği gibi en etkileyici ve olgun slayer albümlerinden bir tanesi ve de bana göre hissettirilmek istenen tanımlayamadığım o buğulu kasvetli dönemler albümde çok iyi yansıtılmış, betimlenmfqwkoagh iyice arabeske doğru gider bu yorum, slayer’a bu kadar ilgili duyduğumu da bilmezdim. neyse 10 üzerinden 10 luk bence de..
En güzel Slayer sololarının olduğu ve aynı zamanda en çok sevdiğim Slayer albümü :)
Bana göre:
1. South of Heaven
2. Season in the Abyss
3. Reign in Blood
Bana göre son Slayer albümü.
Şarkıların yarısından 80lerin diskosu tadını alıyorum, yalnızmıyım?
18.07.2012
@Osman, sen heralde bi ara slayer kitapçığı dağıtılıyordu negavizyonlarda oradan çaldın heralde he bide şey vardı körfez savaşında askerleri gaza getirsindiye slayer dinletiliyormuş muş falan filan.
bu albüm metal camiasının kilometre taşlarından bu albümü sevmeyen inandığı dininide yok sayar. babalara saygı… aradan 50 yıl daha geçse yine dinlenicek albüm.
Reign in blood ile falan kiyaslanamaz adami dograrlar ama iyi album tabi 8,5 rahat.
22.07.2012
@comfortinbrutality, “Reign in Blood” ile kayıt kalitesi açısından kıyaslanabilir aslında. Ha, bir de “Seasons in the Abyss” adamların 10′da 10 yaptıkları bir albüm, bir tane öylesine şarkı yok; atıyorum playliste gerisine karışmıyorum, kafa rahad, öyle bir albüm. Aynı adlı şarkıya ayrı taparım, ona hiç girmiyorum.
Bir kaç tane ”filler” şarkının (blood red, born of fire) ve pek hazetmediğim expendable youth’un dışında muhteşem bir albüm. benim için önce south of heaven, sonra reign in blood, sonra da bu albüm gelir.
Hayatımda dinlediğim ilk metal şarkısı bu albümdedir(dead skin mask) ki beni eşekten düşümüşe döndürmüştür.Bana göre de reign in blood dan üstündür.Ayrıca ilk satın aldığım yabancı metal albümü de ahanda budur.10 üzerinden 11.
Seasons in the abbys,dead skin mask ve war ensemble slayer,ın en iyi şarkılarındadır.Bunların dışında kişisel favorim skeletons of society,dir
seasons klibini rock market’te yakaladığım zamanı hala hatırlarım. büyülenmiş gibi izlemiştim. hele o sonda develerin batan kocaman güneş önündek silüeti… bak yine tüylerimi diken diken etti.
https://www.youtube.com/watch?v=DECp8LKurKs
Ne biçim bir albüm eleştirisi lan bu? Bu albümün adını söylerken salavat getirmesi gerekirken zamanında kötü buldum falan gibilerinden ukalalıklar yapmış yazar.”Seasons in the Abyss” thrash tarihine adının altın harflerle yazmış kusursuz bir albümdür. 10/10
Dead Skin Mask ve Seasons In The Abyss gelmiş geçmiş en etkileyici en pislik atmosfere sahip iki metal şarkısıdır.. Slayer asla yeri dolmayacak bir ikon, bir haykırma, bir duruş, bir sikiş tarzıdır hayatla!!
SLAYER!
Ölmeden önce son bir şey dinleyecek olsam Hallowed Point’in 2.14′te başlayan kısmını seçerim… Kafamdaki ideal metal riff solo ve davul performansı bu, metal tarihindeki en mükemmel anlardan biri ve Slayer’ın tartışmasız en underrated anı olduğunu düşünüyorum
Expendable Youth’u her dinlediğimde aklıma aykut elmas geliyor.
25.03.2024
@Yiğit, arttırıyorum, parçayı o vine sayesinde sevdim.
https://youtu.be/swKt11RxbdU?si=ub3HYaZyfF7vPr3I
26.03.2024
@Raddor, ergenken denk geldiğimde oha adam slayer çalıyor deyip misyonerliğini yapmıştım. Goat herif cidden
26.03.2024
@Yiğit, Bunu daha önce bu sitede yazdım sanırım ama kalp masajı ritmi için çok uygun bir şarkı. Gerçek metalci öyle Stayin Alive’la falan cpr yapmaz.
Of bu albüm.