Şu an dünyadaki en önemli liderlere bir bakalım mı? “Eveeeeet” dediğinizi duyuyorum. O zaman haydi bir bakalım. Donald Trump, Vladimir Putin, Benjamin Netanyahu, Kim Jong-un, Boris Johnson, Justin Trudeau, Hassan Rouhani, Angela Merkel, Emmanuel Macron ve Kemal Kılıçdaroğlu ilk aklıma gelenler. Eksikler varsa yorum olarak belirtebilirsiniz. Bence hiç biri güvenilecek adamlar değiller. Belki Boris Johnson biraz güzel adam ama onun da kökeni bu topraklara dayandığı için pek emin olamıyorum. Justin Trudeau keza fena değil gibi duruyor ama o da çok poz kesiyor sanki. Gerisi komple tırt adamlar. Alayı sinsi, alayı çakal. Her birinin ismini görünce kanım çekiliyor.
Günümüz dünyasını birçok farklı alanlarda yargılıyoruz. Siyaset, ekonomi, hukuk, teknoloji, kuşaklar çatışması ve din (Pfff. Cidden bu hala kaldı mı ya…) gibi. Ancak şu an hepimizin en büyük derdi ekonomi. Babadan, dededen dünyalarca gayrimenkulü, bankada parası/dövizi olmayan herkesin koronavirüs pandemisi sonrası nasıl sıkıntılar çektiğini çok iyi biliyorum. Hemen hemen her sektör büyük sıkıntıda. Borçlarından dolayı canına kıyanlar var, yurt dışına kaçanlar var. Bu konuyu deşmek istemiyorum ama gidişat çok berbat.
Bazı şeyleri söylememenin değil ama söylemek zorunda olmanın korkunç baskısı ile yaşadığımız şu ülkeye dışarıdan bakanların; “Aaa ne güzel. Kızlar bikini, mini şort falan giyiyor, herkesin içki içmesi serbest. Ne kadar şahane bir Müslüman ama özgürlükler ülkesi.” dedikleri bir yalanlar diyarı Türkiye. Kâğıt üzerinde yazılanlarla ile yaşananların çok uçuk farklılar yaşandığını, fakat ne olursa olsun, sıkıntıların kolay unutulduğu bir yer. Belki bazıların hayal dahi edemeyeceği güzellikte, bazılarının nefret edip kaçmak istediği, benim ise açlıktan ölsem bile terk etmeyi düşünmediğim bir ülke burası. Çünkü Burayı seviyorum ve düzeltmek için ölmeye hazırım. Cevabım bu.
“Venomous Concept” tam olarak burada devreye giriyor. Tüm dünyadaki lağım çukuru olan siyasetten bahsediyorlar. “Brutal Truth” ve “Napalm Death” gibi ekstrem müzikte başkaldırmanın bayrak gruplarının elemanları, ustalık dönemlerinin zirvesini yaşıyorlar ve böyle bir icraat ile bunu taçlandırıyorlar. Senin, benim sustuğum şeylere bizim yerimize onlar konuşuyorlar ve ciddi anlamda gürültü çıkartıyorlar.
“Politics Versus the Erection” grubun daha önce yaptığı üç albümden farklı olarak daha büyük bir tutku barındırıyor. Grup elemanlarının her şeyin ne derece göte geldiğinin farkında olmaları o kadar belli ki, aynı seviyede vites arttırmışlar. Gram nefes aldırma yok, ekstrem müziğin yaşlı tanrıları günümüzün boktan dünyasına inat, korkunç güçlü bir seviyede yargı dağıtmışlar.
Thrash, crossover, powerviolence, hardcore punk ve grup elemanlarının uzmanlık alanı olan grindcore türleri arasında seyreden bir albüm “Politics Versus the Erection”. Çok küçük yaşlarımdan beri hayranı olduğum ve amatör olarak vokal yaptığım dönemlerde kendime bir ilham kaynağı olarak gördüğüm harika insan “Kevin Sharp” ilerlemiş yaşına rağmen tam bir gövde gösterisi yapıyor. Benzer seviyedeki güçlü performansı “Lock Up – Demonization” albümünde de sergilemişti zaten. Adam ölmediği sürece türün en iyi vokallerinden biri olacak bence. “Brutal Truth” ile yaptıkları ortada. Adam tam bir canavar.
Babaların babası; dayıların dayısı, abilerin abisi, ekstreme müzikte bir tarikat şeyhi seviyesinde olan “Shane Embury” paşamız bu muazzam projenin var olmasındaki en önemli şahıs. Bu albüm dâhil, 4 albümdür taviz vermeden ve belirli bir kaliteyi koruyarak, bu çılgınlığı dinlememizdeki baş mimar kendisi. Abi düşünsene, kafanda bir ekstrem müzik projesi var ve “Shane Embury”i tanıyorsun. O proje zaten olmuştur ve “Shane Embury” bizzat içindedir zaten. Öyle bir adamdan bahsediyoruz.
Sonuca yaklaşırken sizden rica ettiğim şey şu, “Politics Versus the Erection” albümünde duyacağınız şeyler; thrash, crossover, powerviolence, hardcore punk ve grindcore. Bu türlerden herhangi birine sevginiz varsa bu albümü dinleyince ve manyaklar gibi kudurun ve dünyayı yönettiğini sanan kekolara koldan şılaklamalı kocaman bir NAH çekerken, “Hassiktirin Lan Ordan!” deyin. Yapmamız gereken bu ama bizimle aynı fikirde olup, kaybedecek çok fazla maddi varlığı olanlar bazen elindekileri tehlikeye atmamak için sessiz kalabiliyorlar. Onları da Allah kurtarsın inşallah. Amin.
Grindcore/hardcore/punk manyaklarının baş tacı yapacağı ve hali hazırda yaptığı, aklı başında ve damak tadı yerindeki metalcilerin bu kervana hali hazırda katıldığını düşündüğüm bir albüm “Politics Versus the Erection”. Tek bir boş saniye dahi barındırmayan, kusursuz sound ve mutfak işçiliğine sahip, ancak fikirleri ile çok ciddi göt yakan bu “2020” çıkışlı başyapıtı çok konuşacağız bence. Ha bir de söylemeden geçmeyeyim; “Hassiktirin Lan Ordan!”.
Hardcore Punkçı mı oluyorum lan yoksa dedirten albümdür. Hayatım boyunca asla dinle(ye)mem dediğim bu müziği bu sene 3 5 albüm özelinde hayli sevdim. Kritik çok güzel olmuş. Sadece ilk paragraftaki Boris, Justin ve Merkel konusuna katılamadım. Boris veya Justin’in Trump ya da Macron’dan çok farkı yok. Politikacılar % 99 ismail vilehand’ın tanımladığı tarzda, güvenilmez insanlar, burada herkes hemfikir, yalnız bence saydığı isimlerden (elbette ki sinsi ve çakal olabilir) Merkel, diğerlerinden ayrılan bir isim. Çok çılgın (olumsuz anlamda) bir siyasetçi olduğunu düşünmüyorum. Jose Mujica gibi bir siyasetçi bekliyorsak, evet Merkel de çılgın.
@deadhouse, tam hardcore punk değil bazıları ama dinlemediysen diye bazı albümler önereyim, ben de çok punk/hardcore dinlemem ama bu türdeki bazı albümler gerçekten çok iyi
hatebreed : rise of brutality ve supremacy
discharge : hear nothing … ve why , End of Days de çok iyi
integrity : Howling for the Nightmare Shall Consume
extreme noise terror : Law of Retaliation
@crowkiller, Aslında belli başlı kült Hardcore Punk albümlerini dinlemişliğim ve bu bana göre değil demişliğim oldu zamanında. Yazdığın albümlerden Hatebreed ve İntegrity albümlerini biliyorum. Diğer ikisine de bakacağım. Sanırım ben Powerwiolence, Hardcore, Grindcore, Crossover Thrash vs türler hepsi birbirine dolanınca daha çok beğeniyorum.
@ismail vilehand, Basiretsizlik insanları bu noktaya getirdi. Diğer liderlere de şans tanıdılar, baktılar değişen bir şey yok. Biraz da uç fikirli, popülist adamları seçelim, bakalım ne olacak diye bakıyorlar. Her türlü yarrağı yiyoruz, bari biraz eğlenelim diye düşünüyorlar. Aslında çok da haksız sayılmazlar.
Senenin en iyi işlerinden. Yürürken falan dinlerken koşasım geliyor. Bu albümle birlikte ufak bir yürüyüşe çıktığımda, albüm benden önce dönüyor eve. Bir de son parça başladığında çok gülüyorum, anlamsız bir şekilde bana şunu hatırlatıyor çünkü:
Hardcore Punkçı mı oluyorum lan yoksa dedirten albümdür. Hayatım boyunca asla dinle(ye)mem dediğim bu müziği bu sene 3 5 albüm özelinde hayli sevdim. Kritik çok güzel olmuş. Sadece ilk paragraftaki Boris, Justin ve Merkel konusuna katılamadım. Boris veya Justin’in Trump ya da Macron’dan çok farkı yok. Politikacılar % 99 ismail vilehand’ın tanımladığı tarzda, güvenilmez insanlar, burada herkes hemfikir, yalnız bence saydığı isimlerden (elbette ki sinsi ve çakal olabilir) Merkel, diğerlerinden ayrılan bir isim. Çok çılgın (olumsuz anlamda) bir siyasetçi olduğunu düşünmüyorum. Jose Mujica gibi bir siyasetçi bekliyorsak, evet Merkel de çılgın.
05.09.2020
@deadhouse, tam hardcore punk değil bazıları ama dinlemediysen diye bazı albümler önereyim, ben de çok punk/hardcore dinlemem ama bu türdeki bazı albümler gerçekten çok iyi
hatebreed : rise of brutality ve supremacy
discharge : hear nothing … ve why , End of Days de çok iyi
integrity : Howling for the Nightmare Shall Consume
extreme noise terror : Law of Retaliation
05.09.2020
off! : wasted years
dead kennedys :Plastic Surgery Disasters/In God We Trust, Inc.
05.09.2020
@crowkiller, Aslında belli başlı kült Hardcore Punk albümlerini dinlemişliğim ve bu bana göre değil demişliğim oldu zamanında. Yazdığın albümlerden Hatebreed ve İntegrity albümlerini biliyorum. Diğer ikisine de bakacağım. Sanırım ben Powerwiolence, Hardcore, Grindcore, Crossover Thrash vs türler hepsi birbirine dolanınca daha çok beğeniyorum.
”ekstreme müzikte bir tarikat şeyhi seviyesinde olan “Shane Embury”
yok yaw o yapmaz öyle şeyler :)
05.09.2020
@crowkiller, albüm baya iyiymiş bu arada eline sağlık yazı için, baya zamandır böyle kıç tekmeleyen bir şey çıkmamıştı piyasaya.
Abi Bolsonaro’yu unutmuşsun.
06.09.2020
@deadhouse, kılçıksız bir dalyarak kendisi. Aslında tüm dünyada nasıl böyle adamlar seçiliyor hem çok iyi anlıyorum, hem de anlamak istemiyorum.
06.09.2020
@ismail vilehand, Basiretsizlik insanları bu noktaya getirdi. Diğer liderlere de şans tanıdılar, baktılar değişen bir şey yok. Biraz da uç fikirli, popülist adamları seçelim, bakalım ne olacak diye bakıyorlar. Her türlü yarrağı yiyoruz, bari biraz eğlenelim diye düşünüyorlar. Aslında çok da haksız sayılmazlar.
Sözlerine ulaşamadım, yardımcı olabilecek varsa müthiş sevinirim.
Senenin en iyi işlerinden. Yürürken falan dinlerken koşasım geliyor. Bu albümle birlikte ufak bir yürüyüşe çıktığımda, albüm benden önce dönüyor eve. Bir de son parça başladığında çok gülüyorum, anlamsız bir şekilde bana şunu hatırlatıyor çünkü:
https://youtu.be/IREMfbQuad4