Geçtiğimiz yıl çıkan ilk albümü “Kara İhlas” ile underground ortamlarda ve elbette ki ülkemizin araştıran, eşeleyen black metal dinleyicileri arasında gayet yerinde bir ilgi uyandıran Alman black metal oluşumu İMHA TARİKAT’in ikinci albümü “Sternenberster” ile birlikteyiz bugün. Ruhsuz Cellât adıyla İMHA TARİKAT’a can veren Kerem Yılmaz’ın vizyonuyla oluşan proje, belli ki üretken yapısıyla daha uzun süre radarımızda olacak.
“Kara İhlas”ta karşımızda black metalin belirli bir anlayışını yansıtmak ziyade bu müziği bir manifesto, bir kendini ifade aracı olarak kullanan bir grup görüyorduk. Kerem’le yaptığım ve yakında sitede bulabileceğiniz röportajda da göreceğiniz üzere, kendisi normalde bırakın black metali; rock’a bile son derece mesafeli duran “gurbetçi” Türklerin aşırı seyrek şekilde benimsediği metali bir kendini ifade etme şekli olarak görüyor. Bu sayede de ortaya sadece metale gönül vermiş olmayı çok aşan ve black metalin özünü, ruhunu içselleştirmiş bir müzisyen çıkıyor.
Black metali içinde yaşatan insanlar bilirler; black metal yapmak vardır, black metal yapmak vardır. Bu müziği sadece tercih ettiğiniz, icra etmekten hoşlandığınız müzik türü olarak görüp olayın tam olarak içine girmeden de yapabilirsiniz yahut bu müziği yaşadığınızı, soluduğunuzu hissettirircesine gerçekçi ve tutkulu şekilde yapabilirsiniz.
İMHA TARİKAT tartışmasız şekilde ikinci tarafa dâhil bir oluşum. Burada yapılan black metalden, Kerem’in vokallerinden sanki başka bir müzik yapamazmış; yarattığı bu müziği yaşıyormuş hissini rahatlıkla alabiliyoruz.
“Kara İhlas”la karşılaştırdığımızda, “Sternenberster”in en büyük farklılığını vokal kullanımındaki çeşitlilikte görüyoruz. Kerem bu albümde çok daha empresyonist, kalıp dışı bir vokal tercihine gitmiş ve standart black metal vokali diyebileceğimiz şeyin çok dışına taşan olaylara imza atmış. Haykırışlar, bağırmalar, havlama benzeri atarlı saldırılar, fısıltılar, konuşmalı vokaller gibi pek çok teknikle albüm baştan sona bir kendini ifade etme ve içindekini dökme gösterisine dönüşmüş. Black metal vokalini daha shriek kıvamında, yırtıcı seven insanlar için bu biraz tedirgin edici olabilir, zira tercih edilen vokaller genel olarak çığlıktan, böğürtüden, hırıltıdan uzak; daha tane tane dillendirilerek karşımıza çıkıyor. Ama bu durumun müziğe kattığı bir şey var ki o da bu daha “normal” tarzdaki vokaller sayesinde karşımızda gerçekten acı çeken, ızdırap duyan, can çekişen bir insan olduğunu daha rahat görebiliyoruz. Cehennemden fırlamış, gırtlağına şeytan pislemiş bir black metal vokalinden ziyade, mesela MGŁA’dan M.’in tarzına biraz daha yakın duran bir vokal kullanan Kerem bu sayede daha insani, dünyevi bir acıyı, kederi, mahvolmuşluğu yansıtabiliyor ve daha rahat empati kurulabilmesini sağlıyor.
“Sternenberster”in tartışmasız baş rolü olarak gördüğüm vokalin dışında, albümde “Kara İhlas”ın köpek gibi black metal içeren daha hoyrat ve leş yapısını daha derinlere çeken, yüreğe saplanan hançer karakterine bürüyen birtakım fikirleri de var. Bunun oluşmasını sağlayan en önemli faktör sabır ve Kerem’in artan bestecilik deneyimi. Özellikle black metal konusunda bu sabır ve doğru zamanı kollama olayının ne kadar önemli olduğu malumumuz. Bu kadar tekme tokat bir müziğe, sözlük anlamıyla atmosferik ögeler katmadan atmosfer verebilmek; bu dayağa ruh katabilmek için müzisyenlerin özellikle tekrarları, değişimleri, melodi ve riflerin birbirlerini beslemeye yönelik kullanımlarını iyi kurmaları gerekiyor. Örneğin girişindeki taramayı uzuuun uzun devam ettiren ve dinleyiciyi bir beklentiye sokan “Brand am Firmament”ın, 02.25 civarında giren vokal arkasındaki iki gitarlı rifte yaptığı ve DRUDKH motiflerini anımsatan ufak bir atraksiyonla nasıl kimlik kazandığını ve lezzetlendiğini daha ilk saniyesinde görebiliyoruz. Kerem bu tarz dokunuşları ne zaman ve nasıl yapacağını gayet iyi biliyor; yeri gelince saldırısını olanca vahşetiyle yaparken yeri gelince de sabrediyor ve öldürücü darbeyi vurmak için doğru anı bekliyor. Nüans diyebileceğimiz bu tarz ince işçilikler İMHA TARİKAT’ın yüzeyde vahşi ve canhıraş gözüken, ama derinliklerinde sofistike ve nakış gibi işlenmiş lezzetler barındıran müziğine çok şey katıyor. Bunun yanı sıra, yine aynı şarkının sonunda kullanılan saz outro’su ve “Klimax Downpour”un girişindeki bas kullanımı gibi “Kara İhlas”ta duymadığımız türde şeyler de var.
Hepsini saymaya imkân yok elbet, ancak Almanya doğumlu Türkler metale el attığında gerçekten sıra dışı işler ortaya çıkabiliyor. Muhammed’in NECROPHAGIST’le yaptıkları ortada. Erinç ve Hanno MANTAR gibi bir grupla ortalığı sallıyorlar. Son 2 senede çıkardığı iki albüme ve ortaya koyduğu vizyona baktığımda, henüz 24 yaşında olan Kerem Yılmaz’ın da bizi gururlandıracak, kendine hayran bırakacak ve daha da önemlisi black metal dünyasında ses getirecek işler yapması son derece olası. “Kara İhlas” çok iyi bir başlangıçtı ve “Sternenberster” de bunun üzerine koyan çok çok iyi bir gelişim. Kaydından icrasına, içeriğinden sunumuna her türlü övgüyü hak eden bu albümü black metal seven herkese düşünmeden öneriyor ve henüz tanışmadılarsa İMHA TARİKAT’la bir an önce tanışmalarını salık veriyorum.
Kadro Ruhsuz Cellât: Davul hariç her şey, besteler, sözler
P:W: Davul, perküsyon
Şarkılar 1. Ekstase ohne Ende
2. Sturm der Erlösung
3. Kreuzpunkt der Schicksale
4. Brand am Firmament
5. Klimax Downpour
6. Aufstieg
7. Sternenberster
8. Outro (Cosmos Dissolving)
Kara İhlas’ı çok beğenmiştim. Bu albümü henüz yeterince dinleyemedim ama 1-2 kez dinlediğimde yine kalite bir iş ortaya çıktığını düşündürdü. Umarım korona sonrası buraya gelirlerde şöyle canlı canlı izleriz kendilerini
Albümü genel olarak baya sevdim aslında ama youtubeda altına gelen “sanki birisi black metal şarkısı üzerine street fighter oynuyormuş gibi” yorumun üzerine vokaller her girdiğine kafamda mortal kombat karakterinin bağırıarını duymaya başladim cidden “get over here! Come here!” Raiden in şu https://youtu.be/bwxOSU3keFU ünlü çığlığı…
O kadar da abartılacak kadar değil tabi vokaller ama albümüm genelinde bu şekilde olacağına, fısıltı vokaller gibi yer yer kullanılsa SF vokalleri kusursuz bir albüm olabilirmiş kanaatimce
Kara İhlas’ı çok beğenmiştim. Bu albümü henüz yeterince dinleyemedim ama 1-2 kez dinlediğimde yine kalite bir iş ortaya çıktığını düşündürdü. Umarım korona sonrası buraya gelirlerde şöyle canlı canlı izleriz kendilerini
Türk grup diye 1 vermişler ahaha ruh hastasısınız.
Albümü henüz bir kere dinleyebildim. Kesinlikle Kara İhlâs’in üzerinde olduğunu düşünüyorum.
Kara Ihlas’i parça parça severken, bu albümü bir bütün olarak daha çok sevdim. Atmosfer de daha yoğun ve iyi kotarılmış.
Ellerine sağlık. Notum: 8
Albümü genel olarak baya sevdim aslında ama youtubeda altına gelen “sanki birisi black metal şarkısı üzerine street fighter oynuyormuş gibi” yorumun üzerine vokaller her girdiğine kafamda mortal kombat karakterinin bağırıarını duymaya başladim cidden “get over here! Come here!” Raiden in şu https://youtu.be/bwxOSU3keFU ünlü çığlığı…
O kadar da abartılacak kadar değil tabi vokaller ama albümüm genelinde bu şekilde olacağına, fısıltı vokaller gibi yer yer kullanılsa SF vokalleri kusursuz bir albüm olabilirmiş kanaatimce
yeniliğe açık bir tat bırakıyor damakta. ben çok beğendim daha iyisinin geleceğini düşünerek 7 veriyorum.
01.09.2020
@Necrobutcher, yalışlıkla başka bir not verdim hahah
Prophecy kadrosuna kattı