# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
ORBIT CULTURE – Nija
| 22.08.2020

Adam tokatlayan groove metal.

Bazen yeni tanıştığınız bir gruba dair tek bir ayrıntı sizi o gruba yakınlık duymaya itebiliyor. Şu anda bahsetmekte olduğum ORBIT CULTURE’la yaklaşık 1 ay kadar önce, yeni albümleri “Nija”nın kapağı sayesinde tanıştım. Görsel şölen falan olmasa da bu kapağın içindeki şeyi merak ettim ve bizleri İsveç’ten selamlayan bu groove metal grubuyla bu vesileyle tanışmış oldum. ORBIT CULTURE’a dair söyleyebileceğim ilk şey; grubun, daha baskın karakterli çeşitli grupların bir mutfak robotunda karıştırılmasıyla ortaya çıkmış havası veren müziği.

Burada bir klonluktan kopyacılıktan bahsetmiyorum. ORBIT CULTURE’ın müziği içerisinde METALLICA, LINKIN PARK, son dönem IN FLAMES, SYBREED, TESTAMENT, SCAR SYMMETRY, HACRIDE, FEAR FACTORY, SLIPKNOT, PANTERA, UNEARTH, DEVILDRIVER, DAGOBA, son dönem DECAPITATED gibi pek çok atarlı ve gaz şeyi bir arada duymak mümkün. Adamlar METALLICA hariç adını andığım bu grupları tekil olarak kendilerine ilham kaynağı olarak almamış olabilirler, ancak bu grupları karıştırsanız ortaya ancak böyle bir müzik çıkabilir.

Yazıya böyle başlayınca ORBIT CULTURE’ın kendi sound’una sahip olmayan aralarda bir grup olduğu izlenimi çıkabilir, lakin bu kadar yüzeysel ele almamakta yarar var. ORBIT CULTURE yapmak istediği şeyi gayet iyi yapan ve Groove metal özelinde son derece keyifli bir 45 dakika sunan bir albümle karşımızda. Death metal vokalleri, “Siyah Albüm” dönemi Hetfield’dan çok etkilenmiş bağırmalı vokaller (“Open Eye”, 00.54), “Behold”da görüldüğü üzere SENTENCED’dan Ville Laihiala’yı anımsatan daha kırçıllı vokaller ve aralarda da clean vokallerle birlikte albümde epey çeşitli bir vokal kullanımı var. Özelliklerde nakaratlarda grup zaman zaman PARKWAY DRIVE’a varan türde basit ama etkili işlerin peşinden koşabiliyor. Bu noktada sevindirici olan taraf grubun akılda kalıcı vokal melodisi yazmayı başarabiliyor oluşu.

Groove metal, akılda kalıcı nakaratlar, belli dozda death metal etkisi gibi şeyleri üst üste koyunca; ”Nija”nın bana en çok hatırlattığı şey LOST SOCIETY’nin kendi DNA’larıyla oynadığı ve bence hiç de fena olmayan bir iş çıkardığı son albümü “No Absolution”.

İki albümde de gruplar hem sert ve haşin olmayı hem de cıvıtmadan ve hastirin lan dedirtmeden tribüne oynamayı beceriyorlar. Tribüne oynamaktan kastım elbette ki nakaratlara önem verilmesi; yoksa “Nija” hiç öyle sevimli bir albüm değil. Yeri gelince haraç kesiyor, yeri gelince adam tokatlıyor.

Bu tür iki uçlu albümlerin kabul görmek ve değer kazanmak adına başarması gereken birtakım şeyler var. Bir yanda dana gibi death metal, tarama rifler vb. şeyler kusarken, 20 saniye sonra eşlik edilesi bir vokalle nakarata girdiğinizde bu unsurları seven iki tarafı da rahatsız etmeniz mümkün. Bu yüzden bu geçişleri iyi yapmanız gerekiyor. ORBIT CULTURE bu noktada dersini iyi çalışmış, zira nakaratlara geldiğinizde bir anda kendinizi radyoda çalınabilecek bir şarkıda bulmuyorsunuz. Bu geçiş dengesini Fransız grup HACRIDE çok iyi yapardı, ORBIT CULTURE bana onu hatırlatıyor.

Yine vokallerden bahsedecek olursak, grubun vokallerinden, gitarlarından, bestelerinden, sözlerinden ve prodüksiyonundan sorumlu esas adamı Niklas Karlsson’un gerçek bir METALLICA tutkunu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Albümün genelinde steroid kullanmış çok kaslı bir METALLICA’yla karşılaştığımız pek çok an var. Bu özellikle “Siyah Albüm” karakterli bölümlerde daha da öne çıkıyor ve kendimizi bir anda çok saldırgan, agresif bir METALLICA’yla karşı karşıya bulabiliyoruz. Öyle ki, grup METALLICA’nın son albümündenHardwired”ı da albümün çıktığı sene kendi tarzında cover’lamış ve tüm gönül dostlarının beğenisine sunmuştu.

Nihayetinde “Nija” eli yüzü düzgün; death metalden işine yarayacak kadar yararlanan iyi bir groove metal albümü. Gaz bir şeyler dinlemek, yazın son sıcak günlerinde şöyle bir ter atmak isterseniz rahatlıkla dinleyebilir ve gerek evde gerek sokakta sağa sola uçabilirsiniz.

7/10
Albümün okur notu: 12345678910 (6.44/10, Toplam oy: 52)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2020
Şirket
Seek & Strike
Kadro
Niklas Karlsson: Vokal, gitar, besteler, sözler
Richard Hansson: Lead gitar
Fredrik Lennartsson: Bas
Christopher Wallerstedt: Davul
Şarkılar
1. At the Front
2. North Star of Nija
3. Day of the Cloud
4. Behold
5. Open Eye
6. Mirrorslave
7. Nensha
8. Rebirth
9. The Shadowing
10. Set Us Free
  Yorum alanı

“ORBIT CULTURE – Nija” yazısına 11 yorum var

  1. ozzy says:

    bu albümle melodeath ekseninden groove a kaymış güzel de olmuş

  2. Alondate says:

    Ilk defa duydugum gruplarin kritiklerini her zaman okur, bir iki sarkilarini dinlerim. Bu album bombaymis. Ilk dinleyiste minimum 8i var diye dusundum. Tesekkurler Ahmet abi.

  3. chuck says:

    Grupla bu albüm ile tanıştım ve memnun kaldım. Albümü şu ana kadar iki kere döndürdüm ve gayet iyiydi.

    Benim için öne çıkan parçalar North Star of Nija ile Behold oldu şu ana kadar.

    Groove Metal+Melodeath kombinasyonunu da beğendim.

    Notum: 7,5

    Geçen gün de yine başka bir kritiğin altına yazmıştım ancak yorumum yayınlanmadı. Sebebini de bilmiyorum. Ama yine de tekrar bu meseleyi yine buraya yazmak istiyorum çünkü rahatsızlık duyuyorum.

    şu ana kadar 12 kişi kritiğe oy vermiş ve oy ortalaması 2 (rakamla iki)

    Bunu sürekli, düzenli bir şekilde yapanlar PA’dan küfür ettikleri ya da trol oldukları için geçmişte şutlananlar mı yoksa metal müzikten ve siteden nefret edenler mi bilemiyorum ama gerçekten acınası bir davranış.

    Isteyen, istediği grup hakkında istediğini söylemekle özgür; istediği albüme de istediği notu vermekte serbest. Ancak her gün buraya girip senelerdir ilk önce Oğuz Sel kritikleri altında, şimdi de yazar da değil albüm, grup fark etmeksizin 1 ve 2 vermek gerçekten ahlaksızlık, eziklik göstergesi.

    vicdanları ile kendilerini başbaşa bırakıyorum.

    not: yazılanlar yukarıda örneklerini verdiğim kriter de ve tip de insanlar için yazılmıştır. Bu ya da bundan önceki bir başka albüm kritiğine beğenmediği, o notu layık gördüğü için düşük puan veren insanları kapsamamaktadır.

  4. GENCALPSON says:

    Maaşallah her parçaya bi klip. Para bok heralde XD

  5. Ahura_Mazda says:

    “Behold” 3:20′de başlayıp 4:00′da biten groove bölüm Meshuggah – Bleed’e selam çakmış gibi.

  6. TanSolo says:

    Grubu 2 seneye yakındır severek dinliyorum ve herhangi bir göze batan kusurlarını göremiyorum. Teknik desen var, yetenek desen var, özgünlük desen var, yarattıkları güzel bir sound da var, güzel bir ilham derlemesi de var. Yani var oğlu var ama nedense hiçbir zaman kendi magnum opuslarını yayınlayamayacaklarını düşünüyorum. 3 albüm 2 EP yayınlamışlar hepsi iyi ama artık geleceğe dair bir ışık göremiyorum, yapabileceklerinin hepsi bu kadarmış gibi hissediyorum. Bilmiyorum belki henüz fazla erkendir.

  7. ismail vilehand says:

    Tam günümüz Roadrunner Records müziği. Eğer Roadrunner yöneticisi olsam derhal bu grupla anlaşır, Trivium ve Gojira ile turneye yollar, ne kadar beginner metalci varsa alayının parasını yasal yollardan gasp ederdim.

    Koronavirüs muhabbeti olmasaydı bu fikrimi Roadrunner’a mail atıp, merch + albüm satışları dahil %15 kâr payı isteyerek hayata geçirebilirdim aslında. Kısmet.

    Murad

    @ismail vilehand, Hocam iyi güzel anladım da, beginner metalci dediyin adamların büyük bir kısmı böyle şeyler dinleyerek zevkini geliştiriyor, daha başlar başlamaz Misery Index ve DsO dinleyecek halleri yok ya

    ismail vilehand

    @Murad, aynen öyle. Başlangıç bu tarz şeylerle olur.

  8. Cryosleep says:

    Edebiyatta “in medias res” diye bir kavram var, ki ben bunu geçen sene derste öğrenmiştim ne ilginçtir ki, malum İng. Dili ve Edebiyatı okuyorum. “aslında iyi albüm ismi olur” diye Spotify’da arattığımda Orbit Culture’un In Medias Res albümü karşıma çıkmıştı. Fakat incelediğimde “Kalabalik” isminde bir şarkıya sahip olduğunu fark ettim. İsveççe’ye anlamıyla beraber aynen Türkçeden geçmiş, nedeni ise aynı İsveç köftesi gibi, XII. Karl’ın Poltava savaşından sonra Osmanlı kontrolündeki Bender’e birkaç günlüğüne sürgüne gidip 5 sene yaşaması ile ilgiliymiş.

    Cryosleep

    @Cryosleep, İmla hatalarım için özür dilerim, pek kendimin kontrolünde değilim şu aralar.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.