Oğuz Sel

- Huuuuııırrrrggghhuuaaaauooouu…
- Canım kardeşim, biraz susar mısın? Uyumaya çalışıyorum.

***
- Aaauuoo, hmmmm, uuoooıııh…
- Yahu evdeki tıraş bıçaklarının jiletlerini kim çıkarıyor? Nerede bu kadar jilet?
- Hepsi bana lazım, resim yapıyorum. I’m a sick painter, ııırrrgghuaauoo!

***
- Kapını bana açtığın için sana teşekkür mahiyetinde çilek soslu pasta yaptım, yer misin?
- Aaa ne demek, hiç gerek yoktu. Eline sağlık, dur bakayım… Iııı çilek sosunun tadı şeye benziyor, kana…
- Hihihihahahaauurggghh!

Ortaokul, lise başlarında sevdiğim sanatçıların/grupların evimizi ziyaret etmesi ve onlarla birlikte müzik yapmam, en azından kendi şarkılarında onlara klavyemle eşlik etmem gibi enteresan hayallerim vardı.

Hayal bu ya, çalıyor söylüyorduk, ondan sonra evin odalarından birini ya da birkaçını onlara tahsis ediyordum, enstrümanlar için özel bir oda ayarlıyordum, sabah kahvaltıdan sonra müzik yapmaya devam ediyorduk.

Tabii yıllar geçip müzik zevkim zamanla çeşitlenince ve şu an dinlediğim müziği üreten herkesin, çok da tekin insanlar olmadığını görünce, bahse konu hayalimi ufaktan rafa kaldırdım. İşte tam bu nedenle eve dama sokulmayacak müzisyenler sıralaması yapsam, ilk 10’a rahatlıkla girecek insanların başında Maxime Taccardi de geliyor. Yaptığı müthiş çizimler için ünite ünite kendi kanını harcayan ve en az çizimleri kadar dehşete düşüren müzikler üretebilen bir adamla aynı evde kalma fikri, bana açıkçası pek cazip gelmiyor. Ha tabii, karşımda iki seçenek olsa ve Maxime Taccardi ile Michayah Belfagor arasında bir seçim yapmam gerekse, Maxime kardeşimi seçerim, ayrı mesele.

İçgörü sahibi bir insan evladı olması hasebiyle üretimlerinde kendine dair izler bırakmayı seven Maxime, K.F.R ile yolculuğunda bayağı yol katetti. Arada buralara konuk etmediğimiz albümleri ve EP’ler olsa da bu gelişimi görmezden gelip yok sayarsak epey hata ederiz. Belli ki üretkenlik konusunda sıkıntı çekmeyen Maxime, epey kısıtlı bir dinleyici kitlesine hitap ettiğini pek kafaya takmadan, işini, en iyi bildiği biçimde yapmayı sürdürüyor. K.F.R’nin dokuzuncu albümü olma niteliği taşıyan “Nihilist” de Maxime’in istikrarlı deliliğinin delillerinden birini teşkil ediyor.

Albümün, grubun kariyerinde ilk defa gerçek bir kayıt stüdyosunda mix’lenen, mastering uygulanan bir eser olduğunu özellikle vurgulayan Maxime, çoğu dinleyicilerin kâbuslarına yakıt olacak ayarda işler yapmış yine. Daha açılışından itibaren bünyelere ciddi bir gerilim zerk eden “Nihilist” önceki işlere kıyasla daha anlaşılır sound’unu, dinleyenleri rahatsız etmek için kullanmaktan çekinmiyor. Zaman zaman albümlerinde yaptığı gibi bolca atmosfer/ambiyans kasmak yerine black metal sınırlarında kalan şarkılara ağırlık veren, “Mastema, Ruler of Larvae” parçasında karanlık bir trip hop yolculuğu yaptıran, “It’s Not Over Yet (The Rape Of Symphony 7)” parçasında ise kakofoni tabağının dibini tırnak pideyle sıyıran Maxime, albüm boyunca itinayla beyin tokatlıyor.

Yapımın black metal ayarındaki bölümlerinde kullanılan gitar tonunun alabildiğine çiğ/eski hisli olduğunu, hatta zaman zaman Fehiman Uğurdemir’li Ersen ve Kardaşlar’a doğru kaydığını belirtmeden geçemeyeceğim. Her an bir “Güneşe Dön Çiçeğim” cover’ıyla karşılaşacak gibi hissettim kendimi. Baslar ise kendini sürekli belli etmemekle birlikte “Lord of the Flies”ın sonlarına doğru atmosfer yaratmak için çok sade ve iyi kullanılmış. Hatta bu formül öyle tutmuş ki “Insect Boy”da da aynı formül uygulanmış. Davullar ise daha önce de Maxime’e yardım eden ve PA sayfalarında adını zaman zaman andığımız başarılı müzisyen Déhà’nın imzasını taşıyor. Ayrıca kayıt kuyut işleri ve yapımın işitsel düzenlemelerinde de kendisinin katkıları mevcut.

İhtiyaç hâlinde dinlenecek albümler listesine alabileceğiniz “Nihilist”, neşeli ve güneşli bir pazar gününü, kasvetli ve karanlık bir pazar gününe dönüştürebilecek kalibrede. Grubun kariyeri içinse oldukça başarılı bir adım. Maxime’in istikrarı ve K.F.R başlığı altında sunduğu müziği “Yüksek Sanat” gibi pazarlamaya çalışmayıp mütevazı bir biçimde kitlelerle buluşturması ise takdire şayan. Delisin melisin ama yetenekli ve doğal bir adamsın lan Maxime!