Geçen senenin başlarında çıkan ancak şu anda yayınlama şansı bulduğumuz bir albümle birlikteyiz bugün. Bu sene 3 albümde bu gecikme durumunu yaşadım. Biri bu albüm, biri BARSHASKETH albümü, biri de SINMARA’nın albümü. Neden bilmem bu üç albüm sürekli ertelendi ve ancak şimdi siteye kazandırma fırsatı buluyorum.
Adını Sümer mitolojisinde “Yüce Yılan” gibi bir anlamı olan ve aslan, yılan ve kuş karışımı kadim bir mitolojik varlığı ifade eden “MUŠ.MAḪ”tan alan MUSMAHHU, yeterli araştırma yapılırsa, adı henüz hiçbir grup tarafından kullanılmamış Mezopotamya tanrılarının hâlâ var olduğunu bize gösteriyor. Düşünsenize, bunca yıllık metal tarihinde henüz hiçbir grubun kendine isim olarak almadığı daha nice kötücül tanrılar, yarı tanrılar, mitolojik karakterler var. Hangi dine inanırsınız ya da herhangi bir şeye inanır mısınız bilmem, ama şu kafası karışık kadim medeniyetlerin çok tanrılı inançları günümüz sanat varlığına çok şey katıyor, öyle değil mi azizim?
Boş yapmayı kesip albümümüze odaklanırsak, MUSMAHHU İsveçli tek kişilik (ama iki kişi gibi de) bir death/black metal projesi ve “Reign of the Odious” da projenin ilk albümü. Her şeyi Swartadauþuz kişisi tarafından yazılıp çalınan albümde vokalleri Likpredikaren üstlenmiş. Prodüksiyonu ulu insan Necromorbus’a emanet edilen albümün davulları da son yılların en üretken ekstrem metal davulcularından Kévin Paradis tarafından çalınmış. Aslında tüm bu bileşenler “Rise of the Odious”ın iyi bir ilk albüm olması için yetiyor da artıyor bile. Ancak olayın bir şeye benzemesi için gereken esas şey elbette ki MUSMAHHU’nun yaptığı müzik.
MUSMAHHU baya tatsız, karanlık bir death/black metal sentezi sunuyor. Gitar tonlarında neredeyse doksanların ilk yarısı Finlandiya death metal sahnesinin hırıltılı, çamurlu kaosu var. Şarkılarında INCANTATION, FUNEBRARUM gibi yavaş ve acılı ölümleri laneti bol bir havada sunan MUSMAHHU, grup adından görsel tarafına, gitar tonundan şarkı isimlerine kadar tam bir pislik çukuru olduğunu zaten ilk andan hissettiriyor. Tüm bu bestelerden sorumlu Swartadauþuz kişisi arka planda bizi kötü emellerine alet ederken, vokallerdeki Likpredikaren de 15 yıl öncenin Mikael Åkerfeldt’i ile günümüz Nergal’inin tam olarak iç içe geçirilmiş hâlini anımsatan bir vokal karakteri benimsiyor. Garip bir bileşim oldu ama şarkıları dinlerken vokal her cümlesinde bana bu iki ibişi hatırlatıyor.
Bunun dışında albümde gerçekten de hırsla, inançla yapılmış bir müzik var. Rifler ve melodiler büyük oranda şekilsiz, taramalar nasıl daha kötülük kusabiliriz arayışı içindeler. Paradis’in davul saldırısı da eklenince ortaya bir albüm boyunca hiç dinmeyen bir yıkım ekibi çıkıyor ve “Reign of the Odious” türün meraklısı pek çok dinleyici için el üstünde tutulası bir şeye dönüşüyor. Ortada yeri yerinden oynatan bir yaratıcılık, aşırı karakteristik bir şey yok ama her şeyi yerli yerinde, kapkara, ölüm gibi bir duruş olduğu da ortada.
“Reign of the Odious” bayağı iyi bir ilk albüm. Swartadauþuz kişisinin hâlihazırda 12 grupta daha çaldığını ve önceden de 9 grupta daha çaldığını göz önünde bulundurduğumuzda, bunca zamanlık tecrübesinin MUSMAHHU’da elle tutulur bir şey olarak karşımıza çıkması şaşılacak bir şey değil. Ben albümü dinlerken gerekli miktarda tutkuyu, öfkeyi, nefreti alabiliyorum ve bu türde bir albüm için bu da zaten yeterli.
Şarkılar 1. Apocalyptic Brigade of Forbidden Realms
2. Musmahhu, Rise!
3. Slaughter of the Seraphim
4. Burning Winds of Purgatory
5. Reign of the Odious
6. Spectral Congregation of Anguish
7. Thirsting for Life's Terminus