Kalmah geri döndü! Esasında hep buradaydı, ama tam olarak değil. Hani kızların “Ama beni hiç dinlemiyorsun, kafan hep başka yerlerde :(((” şikayetleri gibi, klavyeci Pasi Hiltula gruptan ayrıldığından beri Kalmah’ın albümleri burada ama kafası başka yerdeydi, ancak bu sefer ne olduysa grupça tam takım işe girişmeye karar vermişler, iyi de olmuş, albümün adı dışında.
“12 Kalibre” adında bir albümden ne bekler bir insan? 11 Eylül sonrası çıkmış Amerikalı aşırı sağcı bir mahocore grubuna aitmiş gibi duran bu adı niye seçti Kalmah hiç bilmiyorum, ancak hem albüme adını veren şarkı hem de albüm o kadar güzel ki oralara takılmıyor insan. Yoksa hakikaten pompalı tüfek kalibresini albüm adı olarak koymak kimin aklına gelir, niye gelir cevabını bulmak zor.
Malûm, albüm öncesi çıkan haberlerde “Trompet kullanacağız bu sefer” demişlerdi de kafam karışmıştı “Önce Ihsahn şimdi Kalmah, yeni moda üflemeliler heralde” diye, ancak trompeti kafadan albümün açılışında görünce cevabımı aldım. İlk şarkı Rust Never Sleeps, ki şarkı isimleri de “yakıyor” hakikaten, akustik gitar üzerine trompet melodili muhteşem bir intro’nun ardından gayet gaz bir biçimde albümün kapılarını açıyor, biz de “Hmm bu albüm biraz değişik galiba” diye cevabımızı alıyoruz, hayalkırıklığına uğramıyoz. (Biz derken?)
Kalmah, müziğinde thrash metal riflerini kullanmaktan çekinmeyen bir grup bilindiği üzere, ancak bu sefer daha direkt, daha “Biz Megadeth’i çok seviyoruz” tribine girmiş durumdalar. Albümün grubun geçmişine nazaran daha “canlı” durmasını bu Megadeth etkisine bağlıyorum. Bariz bir “Oturmaya mı geldik arkadaşlar, o kafa sallanacak!” hali mevcut albüm boyunca, bütün şarkılarda.
Klasik Kalmah melodilerinin de bu “direkt” yapının üzerine eklenmesi, dozunda kullanılmış akustik gitarlar falan derken gayet gaz, hareketli ancak tek boyutlu kalmayan ideal bir karışım çıkıyor ortaya. Öyle aşırı bir değişim yok ancak gerek temponun artması, gerek albüm boyunca daha rif bazlı bir üslup takınmaları, bu tip ufak tefek ayarlamalar büyük fark yaratmış durumda.
Albümün genel havası “eski” ve “yeni” Kalmah dönemlerinden de bir şeyler aldığı için iki grup fanı da memnun edecektir, ancak grup kendine yeni yeni şeyler katmaktan da vazgeçmemiş (dünyanın en klişe albüm yorumu). Bazen gruplar belli dönemlerde sound’larını yenilemek için etkilendikleri en temel ögelere inip müziklerini tekrar inşa ederler, burada o derece temelden bir yenilenme olmasa da benzer mantıkta bir “yeniden toparlanma” hali var.
Bahsettiğim belirgin Megadeth rifleri, belirgin Kalmah melodileri, grubun eski soundundan biraz daha farklı ancak hala şarkılarda önemli yer kaplayan klavye soloları falan filan hep biraz daha farklı ele alınmış. Nasıl becermişler hakikaten bilmiyorum ama geçmişe nazaran hem daha rif temelli-gaz, hem de daha melodik olmayı beceriyor bu albümde Kalmah. Özellikle sololar direkt parlıyor.
Bunların yanında detay güzellikler de var. Bahsettiğim açılış şarkısı Rust Never Sleeps’in girişinde akustik gitar üzerine kullanılan trompet gayet enteresan bir düşünce. Albüm çıkmadan önce internetten yayınlanan One To Fail’in klavye-gitar unison solosu şarkıya çok farklı bir hava katmış ki ben çok sevdim, albüm genelinde de bol bol unison kısımlar kullanmışlar gayet güzel olmuş. Albümün finalini yapan hüzünlü Sacramentum da melankolik melodileri ve akustik ara geçişiyle mevzuyu özetliyor.
Kalmah gibi genel olarak çok büyük düşüşler/çıkışlar yaşamayan, istikarlı grupların albümlerinde çoğunluğun hemfikir olduğu farklar bulmak zordur, özellikle Kalmah kendi özünü her seferinde korumayı becermiştir. Buna rağmen “12 Gauge”un Kalmah albümleri arasında özel bir yeri olduğuna inanıyorum, gerek daha bir “gitar albümü” formatı, gerek dinleyende yarattığı “Bu sefer gazı aldım hacı!” hali albümü kendine özgü kılıyor.
“Swampsong” ve öncesini bir kenara koyarsak 2010 yılında kafalarda Kalmah’ın çıkarabileceği en iyi albüm neyi ifade ediyorsa, bu albüm odur, ne eksik ne de fazla.
Kadro Pekka Kokko: Vokal, gitar
Antti Kokko: Gitar
Marco Sneck: Klavye
Timo Lehtinen: Bas
Janne Kusmin: Davul
Şarkılar 1. Rust Never Sleeps
2. One Of Fail
3. Bullets Are Blind
4. Swampwar
5. Better Not To Tell
6. Hook The Monster
7. Godeye
8. 12 Gauge
9. Sacramentum
işte bana göre kalmah ın efsane oldugu albüm (gerçi çogu insana gore coktan olmuslardı ya neyse)şimdi ben bu albümü ister istemez we are the void la kıyaslıyorum arkadaş bunda albümleri bir gün arayla dinleyişimin de payı var tabi kalmahı dinleyip coştuktan sonra we are the woid cok yavan çok sıradan geldi bana kısacası kalmah her turlu vermiş eline(odunsu yoruma gel!) bu arada albümde birde thin lizzy cover ı var o da ayrı yardırıyo tavsiye ederim dinleyin.
megadeth cover ları ile bildiğim dinlediğim ama müzik zevkime kesinlikle hitap etmeyen ama isveç-norveç diyarlarındaki gruplara tapanlar için çok şey hitap eden bir grup…..puanlama dahi yapmayacağım!!
Cidden çok klas bir albüm benden de 8.5 işler. Kalmah kemale erdi diyebiliriz bu albümler birlikte artık ne yapmak istediğini bilen (black waltz ve for the revolution’da bariz arada derede bir müzik yaptılar) ve bunu çok güzel şekilde icra eden bir gurup var önümüzde. Sacramentum enfes mi enfes bir şarkı cidden bu arada.
For The Revolution’dan sonra bu albüm ilaç gibi geldi valla.Daha akılda kalıcı melodiler ve riffler yazmışlar, pek güzel olmuş.2010, metal için gayet güzel başladı ve aynı güzellikte devam ediyor.
For the Revolution’a 10 basar gerçekten. 2010 metal albümlerinin en iyilerine girer benim gözümde. We Are the Void’deki gibi acayip gaz parçalar var. Önceden çıkan ‘Bullets Are Blind’ ve ‘One of Fail’ sürekli dinlediğim iki parça zaten.
Kalmah bu albümde fan kitlesinin hayıflanmalarına kulak vermiş ve bu hayıflanan fan kitlesinin gönlünü almaya yönelik işler yapmış bana göre. Kalmah’ın en sert albümü olan The Black Waltz’a bir dönüş olduğu aşikar. Gitar rifflerinin biraz daha thrashleştirildiğini, soloların biraz daha komplike ve uzun olduğunu görüyoruz. Bana sorarsanız bu albüm Swamplord ve The Black Waltz albümlerinden sonraki en iyi albüm. Albümde bariz bir şekilde o iki albümün etkilerini görmek mümkün. Bir Kalmah fanı Kalmah’ı niçin sever (1. Dinleyicisine verdiği gaz için. – 2. Acı müziği hız ve melodilelerle harmanlayarak sadece Kalmah’ın yapabileceği tarzda bir müzik yaptığı için) Albüm yukarda yazdığım 2 unsuru fazlasıyla karşılamış durumda. Albümde öne çıkan parçalar Bullets are Blind ve 12 Gauge. Bu iki parça gaz açısında oldukça doyurucu seviyede. Hook the Monster, Rust Never Sleeps ve One of Fail dikkat çeken diğer şarkılar. Geriye kalan parçalarsa orta tempo da ; fakat bu demek değildir ki bu parçalar vasat ya da kötü. Aksine böyle parçalar albüme ayrı bir have ve duygu yoğunluğu katar. Sonuçta kalmah acı bir müzik yapıyor. Bir Kalmah albümünün baştan sona kadar çok yüksek tempoyla seyretmesini beklemek yanlış olur zaten. Sonuçta Kalmah ”Hour of Penance” gibi Brutal Death Metal yapmıyor (bu arada Hour of Penance’ın bu sene çıkan albümünü tavsiye ediyorum, baştan sona kadar yıkım gerçekleştirmişler sanki). Bu albüm için diyeceklerim bu kadar, benim gibi uzun yıllardan beri Kalmah’ı saygıyla dinleyen birini son derece tatmin ettiğini söyleyebilirim bu albümün. 10/8.5
gerçekten çok iyi olmuş. yapması gereken şeyi yapmış kalmah. we are the void ile karşılaştıran arkadaş gerçekten haklı. elin vermiş :P. tabi dt’nin mertebesine ermesi için yemesi gereken çok fırın ekmek var bu finli arkadaşların ama şu anda yapmaları gerekeni daha iyi biliyor görünümü veriyolar. şimdi baktım da hiç birşey demeden bi ton şey demişim, neyse…
for the revolution ve bu albüme bakıyorum da, kalmah ın müziği zaman içinde zayıflamış. geçen ilk albümü dinledim, aradaki fark çok gözüme çarptı. anlıyorum ki bu grupların altın çağları geçeli çok olmuş. ensiferum hariç hemen hepsinin yeni albümlerinden pek tat alamadım. sadece ensiferum ve wintersun ın yeni albümlerini bekliyorum.
işte bana göre kalmah ın efsane oldugu albüm (gerçi çogu insana gore coktan olmuslardı ya neyse)şimdi ben bu albümü ister istemez we are the void la kıyaslıyorum arkadaş bunda albümleri bir gün arayla dinleyişimin de payı var tabi kalmahı dinleyip coştuktan sonra we are the woid cok yavan çok sıradan geldi bana kısacası kalmah her turlu vermiş eline(odunsu yoruma gel!) bu arada albümde birde thin lizzy cover ı var o da ayrı yardırıyo tavsiye ederim dinleyin.
megadeth cover ları ile bildiğim dinlediğim ama müzik zevkime kesinlikle hitap etmeyen ama isveç-norveç diyarlarındaki gruplara tapanlar için çok şey hitap eden bir grup…..puanlama dahi yapmayacağım!!
Cidden çok klas bir albüm benden de 8.5 işler. Kalmah kemale erdi diyebiliriz bu albümler birlikte artık ne yapmak istediğini bilen (black waltz ve for the revolution’da bariz arada derede bir müzik yaptılar) ve bunu çok güzel şekilde icra eden bir gurup var önümüzde. Sacramentum enfes mi enfes bir şarkı cidden bu arada.
For The Revolution’dan sonra bu albüm ilaç gibi geldi valla.Daha akılda kalıcı melodiler ve riffler yazmışlar, pek güzel olmuş.2010, metal için gayet güzel başladı ve aynı güzellikte devam ediyor.
For the Revolution’a 10 basar gerçekten. 2010 metal albümlerinin en iyilerine girer benim gözümde. We Are the Void’deki gibi acayip gaz parçalar var. Önceden çıkan ‘Bullets Are Blind’ ve ‘One of Fail’ sürekli dinlediğim iki parça zaten.
Kalmah bu albümde fan kitlesinin hayıflanmalarına kulak vermiş ve bu hayıflanan fan kitlesinin gönlünü almaya yönelik işler yapmış bana göre. Kalmah’ın en sert albümü olan The Black Waltz’a bir dönüş olduğu aşikar. Gitar rifflerinin biraz daha thrashleştirildiğini, soloların biraz daha komplike ve uzun olduğunu görüyoruz. Bana sorarsanız bu albüm Swamplord ve The Black Waltz albümlerinden sonraki en iyi albüm. Albümde bariz bir şekilde o iki albümün etkilerini görmek mümkün. Bir Kalmah fanı Kalmah’ı niçin sever (1. Dinleyicisine verdiği gaz için. – 2. Acı müziği hız ve melodilelerle harmanlayarak sadece Kalmah’ın yapabileceği tarzda bir müzik yaptığı için) Albüm yukarda yazdığım 2 unsuru fazlasıyla karşılamış durumda. Albümde öne çıkan parçalar Bullets are Blind ve 12 Gauge. Bu iki parça gaz açısında oldukça doyurucu seviyede. Hook the Monster, Rust Never Sleeps ve One of Fail dikkat çeken diğer şarkılar. Geriye kalan parçalarsa orta tempo da ; fakat bu demek değildir ki bu parçalar vasat ya da kötü. Aksine böyle parçalar albüme ayrı bir have ve duygu yoğunluğu katar. Sonuçta kalmah acı bir müzik yapıyor. Bir Kalmah albümünün baştan sona kadar çok yüksek tempoyla seyretmesini beklemek yanlış olur zaten. Sonuçta Kalmah ”Hour of Penance” gibi Brutal Death Metal yapmıyor (bu arada Hour of Penance’ın bu sene çıkan albümünü tavsiye ediyorum, baştan sona kadar yıkım gerçekleştirmişler sanki). Bu albüm için diyeceklerim bu kadar, benim gibi uzun yıllardan beri Kalmah’ı saygıyla dinleyen birini son derece tatmin ettiğini söyleyebilirim bu albümün. 10/8.5
gerçekten çok iyi olmuş. yapması gereken şeyi yapmış kalmah. we are the void ile karşılaştıran arkadaş gerçekten haklı. elin vermiş :P. tabi dt’nin mertebesine ermesi için yemesi gereken çok fırın ekmek var bu finli arkadaşların ama şu anda yapmaları gerekeni daha iyi biliyor görünümü veriyolar. şimdi baktım da hiç birşey demeden bi ton şey demişim, neyse…
for the revolution ve bu albüme bakıyorum da, kalmah ın müziği zaman içinde zayıflamış. geçen ilk albümü dinledim, aradaki fark çok gözüme çarptı. anlıyorum ki bu grupların altın çağları geçeli çok olmuş. ensiferum hariç hemen hepsinin yeni albümlerinden pek tat alamadım. sadece ensiferum ve wintersun ın yeni albümlerini bekliyorum.
Swampwar’ın girişi bildiğin Hangar 18.
Hook the Monster’da TESTAMENT – Over the Wall