Obituray’nin dördüncü stüdyo albümü “World Demise”, grubun klasik kadrosuyla kaydedilmiş çalışmalar içinde sound’uyla, vokalinin agresifliğiyle, şarkı yapılarının önceki çalışmalarına kıyasla barındırdığı yüksek groove ile kendine özgün yeri edinmiş oldukça önemli bir çalışma. Florida’nın büyük death metal gruplarından birçoğunun yaptığı gibi, taşıdığı efsanevi statüyü ilk dört albümüyle sağlama almış bir grup olarak Obituary, bu albümle beraber bir kez daha üst düzey bir işe imza atmış ve bunu önceki çalışmalarını tekrar etmeden, oldukça yenilikçi bir hamleyle başarmıştı.
Esasen yenilik, albüm kapağını görmemizle birlikte başlıyor. O zamana değin ucubeleri, yaratıkları, kasvetli tonları kullanan grup bu sefer görsel imajına daha toplumsal bir içerik katıyor ve dikkatimizi türümüzün doğaya ettiklerine çeviriyor. Diğer yandan, Obituary’nin müziğinde kendini gösteren yenilik çok daha dikkat çekici. Kaynağını büyük oranda, az evvel yukarıda bahsettiğim yoğun groove temelli şarkı yapısından alan “World Demise”, bir önceki albümle yakalanan büyük ticari başarının sonrasında diskografinin dördüncü atlısının da kendini gerçekleştirmesine zemin hazırlayan muazzam bir müzikal başarı sunuyor.
Albümdeki şarkıların büyük bir kısmında bizi yerimizden edecek hareketlilikte ritimler, ölümcül davullar, oldukça sofistike yazılmış sololar, kin ve intikam saçan vokaller ve endüstriyel kabuslar gümbür gümbür bir sound ile buluşarak Obituary’nin yapılmış en sert albümlerinden birine imza atıyor. Albümün karakteristiğini belirleyen bu enerjinin ilham kaynaklarından birinin nereden geldiğine yönelikse naçizane bir fikrim var; grubun, zamanında albüm kapağı değiş tokuşu yaptığı Sepultura’nın bu çalışmadan bir sene önce çıkan albümü “Chaos A.D.”den, belirli noktalarda albümdeki groove yapıyı oluşturma konusunda fikir edindiğini düşünüyorum.
Eğer varsa, olası bir Sepultura etkisini görebileceğimizi ilk yer davullar. “World Demise”daki şarkıların geneline şöyle bir bakıldığında, davullarda özellikle Latin müziğinin perküsyon stilinden aşina olduğumuz ince ve tok tonlu yan tomların sıklıkla kullanıldığını ve davulun bu albümde daha poliritmik kalıplara sahip olduğunu görüyoruz. “Splattered” şarkısının geneli, “Final Thoughts”un 1:48 ile giren müthiş ara bölümü gibi belirli parçalar ve yerler poliritim ve perküsyon desteği konusunda oldukça kayda değer bulgular sunuyor. “Chaos A.D.” de özellikle “Territory” ve “Refuse/Resist” gibi parçaları birer hit yapan ve albümdeki davul kullanımını öne çıkaran unsurların bunlar olduğunu söylemek gerekir. Diğer yandan, “The End Complete”de terk edilmiş ses efekti kullanımının bu albümde tekrardan kendine yer bulduğunu görüyoruz. Bu ses efektleri arasından, bilhassa “World Demise”ın ikinci dakikasında giren ekolu floor tomlarla yaratılan etnik vurgulu davul havasının ya da “Kill For Me” nin intro’su ve uzun outro’sunda duyduğumuz kabile bazlı çalgı ve şarkı söyleme ögelerinin, saydığım önceki ögelerle beraber o zamana dek Obituary müziğinde karşılaşılmamış eklentiler olduğu düşünüldüğünde, grubun, bestelerindeki groove yapıyı arttırma ve ritmik düzeneği oluşturma noktasında saptayabildiğim tek yakın ve makul örnek olması itibariyle bir Sepultura ilhamına kapıldığını düşünüyorum. “Chaos A.D.” böylesi eklentilerin Sepulturada ciddi olarak görüldüğü ilk çarpıcı çalışma.
Ancak bahsettiğim etkileşim sadece bir varsayım. Şunu da belirtmek gerekir ki Obituary’nin özellikle vokalleri ve rifleriyle özgün bir iş ortaya koyduğu, Donald Tardy’nin cesur hamlelerinin parçalarda zaman zaman yönlendirici pozisyonu elde etmekle beraber Sepultura’nın “Chaos A.D.” ve “Roots” albümlerinde Igor Cavalera’nın yaptığı gibi şarkı yapısını tümden domine eden bir havaya bürünmeyip bestelerin içine kaynaştığı ve güzel bir klibinin çekildiği canavar gibi giren açılış parçası “Don’t Care”den itibaren enstrümantasyon olarak grubun kendi kimliğini buram buram hissettirdiği ortada. “Set in Stone”, “Solid State” gibi parçalarsa bu albüme mahsus olan sürprizlerin ve grubun besteciliğindeki sofistike işlerin en güzel örneklerinden birkaçı.
Yer yer kendini gösteren hardcore punk tempoları, parça içinde yapılan geçişlere sert vurgu veren breakdown’lar Obituary’nin ilk çalışmalarından bu yana ondan dinlediğimiz karakteristik özellikler. Bu nedenle, bir an bile Obituary dinlediğinizden şüphe etmeden, grubun başvurduğu yenilikçi işler sayesinde bir hayli tatmin olmuş vaziyette albümü sonlandırmak ve nihayetinde “Obituary’ye de bu yakışırdı !” diyebilmek, albümün dinleyiciye yaşatacağı en güzel duygu olabilir.
Rif yazımı konusunda bir kez daha ince işçilik gösteren Trevor Peres, bazen çaldığını unutsam da kısa ve öz dokunuşlarıyla orada olduğunu hissettiren Frank Watkins ve çoğu şarkıda solo bakımından epey yaratıcı işlere imza attan Allen West’in Tardy kardeşlerle oluşturduğu klasik kadronun en keskin icralarından biri olan“World Demise”, tematik albüm kapağı ve endüstrileşmenin neden olduğu doğa tahribatına yönelik vurgular da içeren şarkı sözleriyle adeta fabrikaları öğüten, hava kirliliğini akciğerlerine dolduran, kıyafetlerini zifte bulayan bir albüm hâline geliyor. Özellikle sanayileşmenin, çevre kirliliğinin, insan kalabalığının ve dev binaların silüetini oluşturduğu ve kişiyi hem psikoloji hem de sağlık açısından yıpratan büyük şehirlerde bu albümü dinlemek kişiyi içine sıkıştığı o soğuk esaret hissine karşı rehabilite etmekle kalmıyor, sizden çalınan doğanın ve yerine konulan pisliğin yarattığı öfkeyi sanayi gibi güçlü bir müzikle yaşayıp eritmenize de imkân sağlıyor. Böylelikle Obituary’nin klasiklerinden biri daha hem grubun diskografisinde hem de death metal’in zengin arşivinde yerini sağlama almış oluyor.
Kadro John Tardy: Vokal
Allen West: Lead gitar
Trevor Peres: Ritim gitar
Frank Watkins: Bas
Donald Tardy: Davul
Şarkılar 1) Don’t Care
2) World Demise
3) Burned In
4) Redefine
5) Paralyzed
6) Lost
7) Solid State
8) Splattered
9) Final Thoughts
10) Boiling Point
11) Set in Stone
12) Kill for Me
Doksanların ilk yarısında Roadrunner’ın grupların sound’larına epeyce karıştığı, yön verdiği biliniyor. Sepultura, Obituary, Machine Head gibi gruplardan bu tarz yorumlar okumuştum. Dolayısıyla bu albümün Sepultura’nın tutan formülüne kaydırılmasında RR’nin etkisinin olması da çok büyük ihtimal.
“World Demise” Obituary’yle tanıştığım albüm. 1999 civarı Akmar’ın önünden kopya CD’sini almıştım ve epey de dinledim. Albümde en çok Boiling Point’i sevmiştim, sonra 2003 civarlarında tanıştığım birileriyle birkaç kez stüdyoya gidip davulda “Final Thoughts” çalmışlığım da vardır haha.
90larda trtde yayınlanan rock market adlı programda dont care klibiyle tanışmıştım grupla.tardy’nin vokallerine hasta olmuştuk anında tabi.o yüzden bu album benim için çok özeldir.kritik için teşekkürler…
Bir başyapıt bence. Bu albümü yazdığınız için teşekkür ederim. Bu müzik adına gerçekleştirilmiş en gerçekçi yapıtlardan bir tanesi. Günümüz çevresel sorunlarını hala yaşıyoruz bu sebeple grubun anlattıkları ise kayda değer ve aslında hiçbir zaman bu sorunları geride bırakamayacağız. 9,5/10
Don’t Care şarkısıyla tanışmıştım Obituary ile. En sevdiğim albümüdür grubun. John Tardy ve taklit edilemez vokalinin hastasıyız. Kritik önceki albümlerden ayrışan yönleri güzel özetlemiş. Her şeyiyle klasikleşmiş bir death metal albümü.
Eline sağlık, gayet güzel yazı olmuş.
Doksanların ilk yarısında Roadrunner’ın grupların sound’larına epeyce karıştığı, yön verdiği biliniyor. Sepultura, Obituary, Machine Head gibi gruplardan bu tarz yorumlar okumuştum. Dolayısıyla bu albümün Sepultura’nın tutan formülüne kaydırılmasında RR’nin etkisinin olması da çok büyük ihtimal.
“World Demise” Obituary’yle tanıştığım albüm. 1999 civarı Akmar’ın önünden kopya CD’sini almıştım ve epey de dinledim. Albümde en çok Boiling Point’i sevmiştim, sonra 2003 civarlarında tanıştığım birileriyle birkaç kez stüdyoya gidip davulda “Final Thoughts” çalmışlığım da vardır haha.
28.11.2019
@Ahmet Saraçoğlu, Teşekkür ederim. Roadrunner Records’un gruplar üzerinde öyle bir etkisi olduğunu bilmiyordum.
Ben de bu albümle şans eseri bir gün “Final Thoughts”u dinleyince tanıştım. Hâlâ da albümdeki en sevdiğim şarkı o.
Albüm gibi, yazı da çok iyi. Zevkle okudum.
28.11.2019
@Kaan, Sağ olasın.
90larda trtde yayınlanan rock market adlı programda dont care klibiyle tanışmıştım grupla.tardy’nin vokallerine hasta olmuştuk anında tabi.o yüzden bu album benim için çok özeldir.kritik için teşekkürler…
28.11.2019
@gXnn, Rica ederim.
Bir başyapıt bence. Bu albümü yazdığınız için teşekkür ederim. Bu müzik adına gerçekleştirilmiş en gerçekçi yapıtlardan bir tanesi. Günümüz çevresel sorunlarını hala yaşıyoruz bu sebeple grubun anlattıkları ise kayda değer ve aslında hiçbir zaman bu sorunları geride bırakamayacağız. 9,5/10
Don’t Care şarkısıyla tanışmıştım Obituary ile. En sevdiğim albümüdür grubun. John Tardy ve taklit edilemez vokalinin hastasıyız. Kritik önceki albümlerden ayrışan yönleri güzel özetlemiş. Her şeyiyle klasikleşmiş bir death metal albümü.
Üfffffffffffff…
24.09.2024
@Cryosleep, FOĞAYNIL THOOUUUUUUUUUUUGHTS SO LONG TO YOU MY FRIEND