Kariyeri boyunca üst düzey müzik yapmak konusunda çok az grubun yakalayabileceği bir istikrar ve başarıyı yakalayan Marduk, hiç şüphesiz ki black metal türünün zirve noktasını teşkil eden gruplardan biri. Black metali hem alışılageldik yapısı içerisinde en vahşi haliyle ortaya koymak, hem de melodik ve atmosferik unsurları ve hatta klasik müzik etkileşimli altyapıları black metalin karakteriyle uzlaştırmak konusunda kusursuz iş çıkaran bir grup. Grubun bu yazının konusu olan üçüncü stüdyo albümü “Opus Nocturne” ise Marduk’un müziğinin bu yönünü belki de en iyi şekilde ortaya koyduğu, grubun müziğinin tam olgunluğa ulaştığı albümü.
1992 yılında ilk stüdyo albümü “Dark Endless”ı çıkaran Marduk, kendi tarzını henüz ilk kez ortaya koyduğu bu albümle bile black metale yeni bir boyut kazandırmıştı. Bu albüm black metalin black metal olması için yalnızca minimalist yapıda ve bütünüyle karanlığa odaklı bir müzik olarak sunulmak zorunda olmadığının, melodik ve atmosferik unsurların black metal yapısını ve hissini bozmadan türe entegre edilebileceğinin ve karanlık atmosferin de prodüksiyondan ziyade tamamen riflerin yapısıyla ortaya çıkarılabileceğinin kanıtıydı. Grup bir sonraki yıl bu black metal anlayışını çok daha ileri bir boyuta taşıdığı “Those of the Unlight”ı çıkardı. 1994 yılında çıkan “Opus Nocturne” ise grubun müziğinin en üst düzeye çıkıp mükemmelleştiği bir albüm olarak karşımıza çıkıyordu.
Black metalin melodik ve atmosferik türevleri genel olarak ya bu unsurlardan birinin fazla ön plana çıkarıldığı ya da geleneksel black metal altyapısının bir yan unsuru olarak bulunduğu türler şeklinde ortaya çıkıyor. Günümüze doğru geldiğimizde ise çok daha progresif ve estetik müzik yaparak black metal etiketini kullanmasına rağmen müziğin black metal karakterini büyük ölçüde ortadan kaldıran gruplarla karşılaşıyoruz. “Opus Nocturne”yi özellikle bu şekilde black metal yapan grupların albümleriyle karşılaştırdığımızda Marduk’un ne denli büyük bir black metal dehası olduğunu çok net bir şekilde görebiliyoruz. Marduk bu albümde hem vahşi ve sert black metal rifleri ve agresif davulları, hem düşük tempolu kısımlarda çalınan melodileri kullanıyor. Bu noktada albümün en dikkat çekici özelliği, farklı unsurlar kullanmasına rağmen bu unsurlardan herhangi birinin diğerlerine baskın olmadığı, hepsinin grubun müzikal tarzının birbirini eşit şekilde destekleyip tamamlayan unsurları olarak karşımıza çıkıyor olması. Yani “Opus Nocturne” basit bir şekilde melodik black metal ya da raw black metal gibi kategorilere sokulabilecek bir albüm değil.
Marduk kullandığı tüm unsurları black metal yapısını bozmayacak şekilde harmanlayarak black metali geleneksel yapısı içerisinde farklı bir boyuta taşıyor. Sert olduğu kadar aynı zamanda estetik, fakat bu iki karakteristiğin de kusursuz şekilde iç içe geçtiği bir müzik ortaya çıkıyor. Bir diğer önemli nokta ise Marduk’un riflerinde kendini gösteren dahiyane müzisyenlik. Bütün rifler epik, şeytani, karanlık bir hissiyat yaratacak şekilde zekice yazılmış rifler. Parçaların hem agresif ve hızlı kısımlarında hem de temponun düştüğü melodik kısımlarda o “evil” hissiyatı iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
Riflerdeki çeşitlilik ve parçaların kendi yapıları içindeki akıcı değişkenliği sayesinde kendini tekrar etmeyen ve dinleyiciyi asla sıkmayan bir müzik ortaya çıkıyor. Vokallerde de harika bir iş çıkarıldığını görüyoruz. Albümün genel tınısı ve parçaların gidişatı ile oldukça uyumlu ve albümün kötücül ve karanlık hissiyatını hep zirvede tutacak şekilde yapılan, tam olması gerektiği kadar tiz olan vokaller mevcut. Ayrıca albümün o şeytani klavye introsu, “Praise hail Satan” sözünün ardından giren o acımasız davullar ve gitar ve albümün sonunda dinleyiciye vahşi ve kanlı bir savaştan çıktığı hissini veren gök gürültüsü ve yağmur efekti albümün kült kısımları arasında yer alıyor.
“Opus Nocturne” genel olarak minimalist black metalin yapısında bulunmayan unsurların black metalin içerisine türün karakterini bozmadan ve belli bir unsuru diğerlerinin önüne koymadan yerleştirilerek black metalin geleneksel yapısı içerisinde nasıl geliştirilebileceğini çok başarılı bir şekilde ortaya koyan, her zaman türün en başarılı ve kült albümleri arasında yer alacak bir başyapıt.
Kadro Joakim Af Gravf: Vokal
Morgan Hakansson: Gitar
B. War: Bas
Fredrik Andersson: Davul
Şarkılar 1. Intro / The Apperance of Spirits of Darkness
2. Sulphur Souls
3. From Subterranean Throne Profound
4. Autumnal Reaper
5. Materialized in Stone
6. Wolves (Part 2: Untrodden Paths)
7. Opus Nocturne
8. Deme Quaden Thyrane
9. The Sun Has Failed
Marduk kritiklerinin notları hep çok yüksek olunca merak ettim hepsine baktım şimdi. 11 adet kritikten:
4 tanesi 10
4 tanesi 9
1 tanesi 8
1 tanesi 7.5
1 tanesi de 7 puan almış. Okur notlarından 5′i 9 veya üzerinde. “Viktoria” hariç hepsi 8 üzerinde okur notlarının.
Panzer Division Marduk ise 1004 adet oy ile sitede gördüğüm en çok oy alan albümlerden biri. Hatta bu kadar oy alan başka albümler varsa yollarsanız sevinirim. Napalım istatistik ilminin kölesiyiz biz de
Cemil eline sağlık, güzel inceleme olmuş. Bu albüm doksanlarda çıkanlar arasında en az dinlediğim Marduk albümü. Neden bilmiyorum ama en az ilgiyi buna gösterdim şu yaşıma kadar. Harika albüm tabii orası ayrı.
Başka bir mecrada da aynı şeyi yazdım:
Marduk dünyanın en güçlü grubu.
Müziğiyle, duruşuyla, imajıyla… Zerre kolpalık barındırmayan gerçek bir black metal gösterisi Marduk’un yaptığı.
Ayrı ayrı sevilip kıymetinin bilinmesi gerekse de herkesin takıldığı Legion mu Mortuus mu karşılaştırması var bir de. En güzel albümler Af Gravf’ın vokallerde olduğu albümler aslında. Frontmanlik konusuysa eğer Mortuus döver. Gerçek anlamda.
Marduk kritiklerinin notları hep çok yüksek olunca merak ettim hepsine baktım şimdi. 11 adet kritikten:
4 tanesi 10
4 tanesi 9
1 tanesi 8
1 tanesi 7.5
1 tanesi de 7 puan almış. Okur notlarından 5′i 9 veya üzerinde. “Viktoria” hariç hepsi 8 üzerinde okur notlarının.
Panzer Division Marduk ise 1004 adet oy ile sitede gördüğüm en çok oy alan albümlerden biri. Hatta bu kadar oy alan başka albümler varsa yollarsanız sevinirim. Napalım istatistik ilminin kölesiyiz biz de
06.11.2019
@m/, en çok oylanan bu (1.957):
http://www.pasifagresif.com/2010/09/metallica-and-justice-for-all/
Şunlar da çok oylananlardan:
http://www.pasifagresif.com/2010/09/metallica-master-of-puppets/
http://www.pasifagresif.com/2009/12/death-the-sound-of-perseverance/
http://www.pasifagresif.com/2010/03/metallica-metallica/
http://www.pasifagresif.com/2010/06/dark-funeral-angelus-exuro-pro-eternus-unirock-2010-ozel-theysi/
http://www.pasifagresif.com/2010/03/megadeth-rust-in-peace/
http://www.pasifagresif.com/2010/09/metallica-ride-the-lightning/
http://www.pasifagresif.com/2009/12/death-symbolic/
Bunlar dışında da bir sürü var +500 oylanan, +1.000 oylanan
Cemil eline sağlık, güzel inceleme olmuş. Bu albüm doksanlarda çıkanlar arasında en az dinlediğim Marduk albümü. Neden bilmiyorum ama en az ilgiyi buna gösterdim şu yaşıma kadar. Harika albüm tabii orası ayrı.
Başka bir mecrada da aynı şeyi yazdım:
Marduk dünyanın en güçlü grubu.
Müziğiyle, duruşuyla, imajıyla… Zerre kolpalık barındırmayan gerçek bir black metal gösterisi Marduk’un yaptığı.
Ayrı ayrı sevilip kıymetinin bilinmesi gerekse de herkesin takıldığı Legion mu Mortuus mu karşılaştırması var bir de. En güzel albümler Af Gravf’ın vokallerde olduğu albümler aslında. Frontmanlik konusuysa eğer Mortuus döver. Gerçek anlamda.
Gerçekten başyapıt. Bence Marduk’un en iyi albümü.
Materialized in Stone…