Eski usul thrash ve çiğ sound meraklısı müzisyen/yapımcı Joel Grind’ın toksik bebeğinden epeydir ses seda çıkmıyordu. Bir önceki albüm “Chemistry of Consciousness”ı nerede, ne zaman ve nasıl yazdığımı net şekilde hatırlıyorum. Albüm grubun eski işlerini aratsa da en azından çiğliği ve paçozluğuyla TOXIC HOLOCAUST karakterinin hakkını veriyordu.
Aradan geçen altı yıl, TOXIC HOLOCAUST’un kariyerindeki en uzun arayı ifade ediyor. Bu sürede Grind prodüksiyon işlerine öğlesine yoğunlaştı ki, bir ara TOXIC HOLOCAUST’u sonlandırabileceği bile aklıma geldi. Neyse ki böyle bir durum oluşmadı ve her ne kadar her şeyi Grind tarafından çalınsa da grup diyebileceğim TOXIC HOLOCAUST yeni albümüyle geri döndü.
“Primal Future: 2019”un kapağına baktığımızda çok net bir seksenler hissi alıyoruz. Çizim tekniği, kapaktaki unsurlar, genel atmosfer olarak albüm her şeyiyle 30-33 yıl öncesinin hissini veriyor. Aynı hissi albümü başlattığımızda da yaşıyoruz.
“Primal Future: 2019” TOXIC HOLOCAUST’un en boğuk, en derinden gelen prodüksiyonlu albümü ve bu hâliyle gerçekten de seksenlere göz kırpmaktan fazlasını yapıyor. Sanki albüm o dönemde yapılmış, bugün yayınlanmak için onlarca yıldır bir kasada bekletiliyormuş gibi…
Romantik bakınca bu hoş bir şey; retro olamayacak kadar gerçekçi, dönemine ve aslına sadık bir müzik, ona uygun bir prodüksiyon ve daha da uygun bir sunum. Lakin bu bir noktada albümün bana göre sıkıntılı tarafını da oluşturuyor. “Primal Future: 2019” sound açısından bugüne kadarki en sakin, zehirsiz, heyecansız TOXIC HOLOCAUST albümü.
Önceki albümlerdeki şerefsiz gitar tonları, piç kurusu vokaller, yırtıcı karakter ne yazık ki epey bir törpülenmiş. Rifler birbiri ardına savruluyor, gitarın baş rolde olduğu albümde şarkılar birbiri ardına patlıyor ama gel gör ki ben önceki işlerdeki adrenalini, tehditkârlığı hiç ama hiç hissedemiyorum.
Vahşetten uzak bir thrash metal, punk, D.R.I., VENOM, MOTÖRHEAD gibi çeşitli nüvelerin bir araya geldiği “Primal Future: 2019”, esasında güzel bir formül gibi gözüküyor ama açık konuşacak olursam ben albüme sadece TOXIC HOLOCAUST olduğu için katlanıyorum. Sanki Grind, “bayağı zaman oldu, artık bir şeyler çıkarsam iyi olacak” demiş ve bu albümü yapmış gibi hissediyorum. Elbet bu kadar yüzeysel ve basit değildir, ama albümü dinlediğim pek çok sefer hep öncekilerin belirli yönlerden üstünlüğünü hatırlamakla, TOXIC HOLOCAUST’un eski toksik karakterini yad etmekle geçti. Benzer bir hissi son KVELERTAK albümü “Nattesferd”de de yaşamıştım, ama KVELERTAK o ılımlı olmaya yakın sıcak karakteri en başından beri hissettirdiğinden çok da fazla üzülmemiştim. TOXIC HOLOCAUST daha bir tadımı kaçırdı.
Şöyle bir baktığımda albümün genelde yüksek notlar aldığını gördüm. Grubun speed/thrash/black metal karakterinden black metal kısmının atılması, çirkinliğinin törpülenmesi sizin için sorun teşkil etmiyorsa siz de yüksek notlar verebilirsiniz. Ama benim için teşkil ediyor. “TOXIC” ve “HOLOCAUST” sözcükleri benim için bundan daha leşini, daha hırpanisini, daha şerefsizini vadediyor. Dolayısıyla istediğimiz alamıyorum, standart ve biraz üstü riflerin gaz bir şekilde çalınmış olmasıyla yetinemiyorum.
“Primal Future: 2019” benim için orta hâlli bir hayal kırıklığı oldu. 6 yıl aradan sonra çok daha aç, kudurmuş, sapıtmış bir şey bekliyordum ama bunun yerine daha uysal karakterli, daha sıcak tonlu bir şeyle karşılaştım. OPETH, IN FLAMES, ANATHEMA gibi gruplarına bir anda komple tür değiştirmesine mecburen boyun eğiyoruz ama bir grubun aynı karakteri korumasına rağmen sivriliğini, ateşini azaltması epey can sıkıcı.
Şarkılar 01. Chemical Warlords
02. Black Out The Code
03. New World Beyond
04. Deafened By The Roar
05. Time’s Edge
06. Primal Future
07. Iron Cage
08. Controlled By Fear
09. Aftermath
10. Cybernetic War
Ben 5 puan ile sitede şimdiye dek en düşük değerlendirmeyi yapmış olabilirim. Kesinlikle belirttiğiniz üzre ruhsuz, düz ve zehri seyreltilmiş bir vasatlık çıkarılmış ortaya, yazık gerçekten.
Ben 5 puan ile sitede şimdiye dek en düşük değerlendirmeyi yapmış olabilirim. Kesinlikle belirttiğiniz üzre ruhsuz, düz ve zehri seyreltilmiş bir vasatlık çıkarılmış ortaya, yazık gerçekten.
Koca albümde heyecan yaratan gaza getiren adamı kudurtan tek bir an bile olmaz mı arkadaş? Joel Grind hamlamış, acil toparlaması lazım.