2011’de çıkan ilk albümünün ardından sessizliğe gömülen ABD’li BDM/slam grubu VISCERAL DISGORGE’la birlikteyiz bugün. Brutal death metalde en önemli kalemlerden birinin sound olduğu malumumuz. Rifler, enstrümantasyon, şarkı trafikleri büyük oranda yakın olan tonla grup arasından öne çıkanlar ya akılda kalıcı beste karakterleriyle ya da sound’larının sevilesiliğiyle sivriliyorlar. Etli bir gitar tonu, kemik gibi bir bas, ahşapsı bir trampet tonu bir albümü olduğundan çok daha keyifli hâle getirebiliyor.
8 yıllık bir ara veren ve bu süreçte vokalisti hariç tüm kadrosunu yenileyen ya da gitaristinin vefatı nedeniyle yenilemek zorunda kalan VISCERAL DISGORGE, davula grubu kuran ancak ilk albümden önce ayrılan orijinal davulcu Billy Denne’yi getirerek çok yerinde bir iş yapmış. Kendisini tanıdığım falan yok, ancak ilk albümün bence sıkıcı taraflarından biri olan davul yazımı yeni albümde kesinlikle daha yukarı bir noktaya çıkmış. Aradan geçen yıllarda gelişen kayıt teknolojilerinin de eklenmesiyle iki albüm arasında bariz bir canlılık, tazelik ve keyif vericilik farkı olduğu ortada.
Tarz olarak, bekleneceği şekilde DYING FETUS, SUFFOCATION ve DEVOURMENT etkileri gözlenen VISCERAL DISGORGE, adının ikinci kelimesinin hakkını veren bir acımasızlık, bir hayvanlık barındırıyor. BDM/slam’in sıkıcılaşmaması ve bayağılaşmaması için yapılması gereken şeylerden biri elbette ki şarkıların dinamizmini iyi ayarlamak ve baştan sona aynı şarkıyı dinliyormuş hissini ortadan kaldırmak. VISCERAL DISGORGE bunu hakkını vererek yapıyor. Baştan sona kazımasyon ve dayakla geçen albüm, şarkıların çeşitli süslemeleri sayesinde heyecanını ve değişkenliğini koruyor.
Grubun “Siphoning Cosmic Sentience” gibi bazı şarkıların stratejik yerlerinde kullandığı orta ve altı tempo bölümler dinleyicinin ve dolayısıyla albümün nefes almasını sağlıyor. Boğuk olmaktan çok uzak gitar tonu ve aşırı canlı davullar albümün steril ve düzenli bir kaos içerisinde ilerlemesini sağlıyor. İlk albümde olduğu gibi grup bu albümde de bas gitarı epey arkada tutmayı tercih etmiş. BDM ve slam’e muhakkak ki çok yakışan dolgun ve kütür kütür basların göz ardı edilmesini anlamsız bulduğumu söyleyebilirim. Bu güzel lezzet neden kullanılmaz anlamış değilim.
Anlamadığım bir diğer şey de grubun böylesi uçlarda bir müzik yapmasına rağmen albüm kapağındaki çıplak hanımın meme ucunu blur’lemesi. Sansüre takılmasın diye desem, biz ne kapaklarda ne meme uçları gördük. Üstelik içinde “Fucked into Oblivion”, “Transfixed in Torture” gibi şarkıların olduğu bir albümden söz ediyoruz. Küçük bir detay tabii ama anlam veremediğimi şuraya yazmış olayım.
Taraflı tarafsız herkesin sevgisini kazanmış meme ucu ve kemikli bas sevdalılarının göz bebeği bas gitar eksikliği dışında “Slithering Evisceration” taş gibi bir brutal death metal albümü. Türün sıkı takipçilerinin bazılarının çok daha çirkin, leş sound’ları sevdiğini bilsem de VISCERAL DISGORGE’un burada yaptığı şeyin daha fazla insan tarafından takdir edileceği de ortada. Bence grup doğru bir karar vermiş ve bunca yıldan sonra yaptığı dönüşü olabildiğince etkili kılarak kendine yeni bir sayfa açma fırsatı yaratmış.
Yazının başlarında da dediğim gibi, brutal death metal ve slam içerisinde akıllara durgunluk veren, duyulmamış bir şey yapmak artık neredeyse imkânsız. Dolayısıyla gruplar yaptıkları türün hakkını verdikleri ve bunu da iyi sundukları sürece başarılı addediliyorlar. VISCERAL DISGORGE da bu gruplardan biri. Yaptığı şeyin hakkını veriyor, acımasızca dövüyor, yerlerde tekmeliyor, üzerimize tükürüp gidiyor.
Aynı türde Devourment ve Organectomy Allahsal işler yaptı diye bu albüm kaynamasın. Muhteşem bişey.