Seksenlerdeki metale dair en sevdiğim şeylerden biri grupların hem çok üretken olması hem de hep kaliteli albümler çıkarması. Günümüzde bir grubun 5 yılda 3 albüm çıkarması ticari açıdan mantıksız bir hamleyken, seksenlerde buna pek bakılmıyordu ve yeni albümünü yaza grup önceki albüm ne zaman çıkmış bakmadan bir sonrakini çıkarıveriyordu.
İlk albümü “Endless Pain” ile “İşte geldim burdayım, ben bu işte ustayım” ifadesinin “İşte geldim burdayım…” kısmını söyleyen KREATOR, “Pleasure to Kill” ile son derece ilham verici bir iş çıkarmış ve adını Avrupa thrash’inin tepelerine yazdırmıştı. Seksenlerdeki son çalışması “Extreme Aggression” ile cümlenin “…ben bu işte ustayım” kısmını söylemeden önce, KREATOR araya bir albüm daha sıkıştırarak bu ustalık yolunun önemli taşlarından birini daha koymuştu.
“Pleasure to Kill”den sadece bir yıl sonra çıkan “Terrible Certainty”, bir grubun kendi kendisinden neler öğrenebileceğini göstermek adına harika bir numunelikti. Aynı yıl ilk albümlerini çıkaran ve teknik thrash metal tarihini yazmaya hazırlanan İsviçreli CORONER ve Alman MEKONG DELTA’yla söz birliği yapmışçasına, KREATOR da kariyerinin en teknik, en gitar odaklı albümlerinden birini sunmuştu “Terrible Certainty” ile.
“Pleasure to Kill” ile kıyaslandığında KREATOR’ın şarkı yazımı konusunda bir yıl içerisinde müthiş bir ilerleme kaydettiğini görüyoruz. Kapağında yıllar sonra tanışacağımız GHOST vokalisti Papa Emeritus’un imajını olduğu gibi bize sunan “Terrible Certainty”deki vokaller ilk iki albüme kıyasla çok daha oturaklı, çok daha profesyonel. Petrozza nerede söyleyip nerede gitara yer açacağını çok iyi ayarlamış ve tarz olarak da bildiğimiz Petrozza vokallerinin tohumlarını eker bir vaziyette. Ventor’un davulları, bir yıl öncesine göre çok daha bilinçli, gözü dönmüş bir hız arayışından ziyade şarkıya karakter katmayı amaçlayan yapılarda. Grubun uzak ara en çok gelişim gösteren kısmı olan gitarlar, elemanların “Pleasure to Kill”den bu yana hem müzisyenlik ve enstrüman hakimiyeti hem de bestecilik namına çok fazla şey öğrendiklerini gösterecek şekilde etkin ve dominant rollerde.
İlk iki albümde kudur bir köpek hüviyetindeki KREATOR’ın bu albümle birlikte thrash metal tarihini yazacak gruplardan biri oluşunun yolunu yapmaya başladığını görüyoruz. “Extreme Aggression” ve “Coma of Souls”da duyacağımız klasiklerin kokusunu tüttüren rifler, bölümler, şarkılar “Terrible Certainty”yi baştan başa dolduruyor ve pek çok ayrıntıdan grubun ne kadar hızlı geliştiğini hayret ederek görüyoruz. Klip de çekilen “Toxic Trace”deki gitar kullanımının, önceki albümlerde hiç duymadığımız sofistike nota bileşimlerinin falan tadı gerçekten bir başka ve dönemdaşları düşünüldüğünde KREATOR’ın bu cesur ve kendini bilen atılımını takdir etmemek mümkün değil.
Bu etkin gitar işçiliğinin oluşmasında, bu albüm öncesinde katılan ikinci gitarist Jörg Trzebiatowski’nin de büyük etkisi var. Hangi şarkının neresini kim yazdı bilmiyorum ama KREATOR’un bu ikili gitar saldırısından baya iyi ekmek yediği ortada. Önceki albümlerle kıyaslandığında “Terrible Certainty” neredeyse %100’lük bir müzisyenlik artışı gösteriyor ve olay süper teknik thrash metal rifleri yazmanın ötesine geçip asıl değerli kısım olan besteciliği de yükseltiyor.
Tüm bu teknik gelişim ve beste gücü artışına rağmen grubun bu albümde teknik tarafa çok fazla önem verdiğini ve şarkıların akılda kalıcılığının bir miktar düştüğünü söyleyenler de var. Tamam süper gitar kullanımı, sürekli değişen rifler falan ama bu albümden bir KREATOR hit’i çıkmadı şeklinde görüşler var. Ben bu noktada “aklınızı mı yediniz?” noktasında duruyorum ve 1987’de böylesi çatır çatır thrash metal yapmanın her türlü övülesi bir şey olduğunu düşünüyorum. Akılda kalıcı beste dinlemek isteyenler için bir dolu güzel metal grubu zaten var; bırakın da KREATOR bir yıl içinde kendini hayvan gibi geliştirip jilet gibi gitarlarla dolu teknik bir thrash metal albümü yayınlasın. Tamam “Extreme Aggression”la başlamak üzere grup hit şarkı sayısını katlayarak artırmaya başladı, ama bu “Terrible Certainty”nin dönemi ve diskografideki yeri açısından çok değerli bir albüm olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Dabıdıdabıdı davullarla girerek anam ne oluyor etkisi yapan “Blind Faith”ten, clean gitarla başlayıp sonra kuduran “Behind the Mirror”a kadar albüm baştan sona çok lezzetli bir seksenler thrash’i sunuyor. Dönemindeki thrash metal gruplarıyla karşılaştırıldığında çok daha vahşi ve kazımalı bir karaktere sahip olan KREATOR’ın bu lezzeti bence hiç de yabana atılmaması gereken, bilakis göklere çıkarılmayı hak eden bir şey. Adamlar resmen nasıl kendimizi aşarız diye düşünmüş ve her bir kalemde seviye atlamışlar. “Pleasure to Kill”in genel karakteri ve dönemi itibarıyla daha önemli ve ilham verici bir çalışma olduğu, metal tarihinde daha büyük bir yer kapladığı ortada, ancak bu “Terrible Certainty”nin KREATOR’ın geleceği adına sunduğu katkıların görmezden gelinmesi gerektiği anlamına gelmiyor. Şahsen ben ta “Violent Revelation”larda, “Hordes of Chaos”larda karşımıza çıkan mükemmel KREATOR riflerinin ilk kırıntılarını “Terrible Certainty”de alıyorum ve bunları dinlerken büyük keyif alıyorum.
Böylelikle KREATOR’ın doksanlarda çıkan bence vasat dört albümü dışındaki tüm diskografisini halletmiş olduk. Belki de grup “Coma of Souls”dan sonra bir süre ara verse ve “Violent Revolution”la geri dönerek mükemmel diskografisine kaldığı yerden devam etseydi. Bu sayede hem “Endorama” gibi albümlerle zaman kaybetmezlerdi hem de ülkemizdeki gruplar 10.000. kez “Phobia” cover’lamak yerine çok daha güzel başka KREATOR şarkılarına yönlenirdi.
KREAAAATOOOORRRRRRR diyerek geleneksel gazımı aldıktan sonra ehömmmm…
Çok severim bu albümü çoğunluğun aksine. Hem bodoslama hem teknik hem de leş sound.
Albüme adını veren oarçaya ayrı bir hastayım.
O 5kg peynir tenekesinden geliyormuşcasına çalan gitarlar muazzam. Artı ventir reisinde çalış stilinin haricinde trampetin o güzel sesine ayrı bir hayranım. Tabi hayvan gibi bir thrash grubunda hem davul çalmak hemde vokallik yapmak o bambaşka bir hayvanlık tabiki :)
Hit konusundaki pragrafına çok katılıyorum. Millet hitle kafayı boşmuş. Abi albüm başlı başına bir hit yahu. Herbir notasından herbir şarkı sözünün kelimesine. Tamam akılda kalmayabilir ama o kadar iştahla arkada akıp gidiyor ki farkına bile varmıyorsun.
Ghost mevzusunu ben bahsetcektim benden önce davranmışsın. Belkide ilham kaynakları bu albüm kapaklarıdır. Yine belkide Real Satan parçasındaki papanın düet etmesi saygı duruşudur neyse ne işte:)))
Yine harika bir yazı başkan ve tabiki muhteşem bir albüm.
Sabaha kadar 10…🤘
Endorama albümünü neden kimse sevmiyor merak ediyorum. Bence iyi bir albüm çıktığı dönem için. Kreator’un diğer işleri ile kıyaslanamaz tabi ama yine de kendi içerisinde iyi bir albüm olduğunu düşünüyorum.
@Süleyman, Kreator’la ilk kez 1999 yılında “Endorama” çıktığında tanıştım. Daha önce tek bir Kreator notası bile duymamıştım ve çok fazla şey bekliyordum. Hiç beklediğim gibi çıkmadığı için gruba dair ilk intibam bayağı büyük bir hayal kırıklığı olmuştu.
Sanırım bu yüzden o albüme hiç ısınamadım. Öncesinde sağda solda “Coma of Souls” tişörtlü insanlar görüyordum, o albümün kapağı bana çok acayip sert bir şey vadediyordu ve “Endorama”yla karşılaşınca “Ulan bu muymuş Kreator” deyip tatsız bir şekilde Metallica dinlemeye devam etmiştim. Belki grubun önceki işlerini bilen biri olsaydım daha farklı yorumlayabilirdim.
O albümden sonra yine kapağından bildiğim “Coma of Souls”u dinledim, aklım çıktı. Zaten 2 sene sonrasında da grup “Violent Revolution”ı yayınlayıp köklerine döndü, ben de “Endorama”nın Kreator adına dönemlik bir faz olduğunu anlamış oldum. Sanırım 1999′dan beri de “Endorama”dan tek bir şarkı bile dinlemedim.
Sığlıktan ölüp ölüp dirilen bir yorum olacak ama albümdeki ilk üç parçanın hastasıyım. Sanırım bu tarz işleri yeni dinlemeye başladığımdan olsa gerek “Terrible Certainty” parçasını ilk işittiğimde bayağı şaşırmıştım.
KREAAAATOOOORRRRRRR diyerek geleneksel gazımı aldıktan sonra ehömmmm…
Çok severim bu albümü çoğunluğun aksine. Hem bodoslama hem teknik hem de leş sound.
Albüme adını veren oarçaya ayrı bir hastayım.
O 5kg peynir tenekesinden geliyormuşcasına çalan gitarlar muazzam. Artı ventir reisinde çalış stilinin haricinde trampetin o güzel sesine ayrı bir hayranım. Tabi hayvan gibi bir thrash grubunda hem davul çalmak hemde vokallik yapmak o bambaşka bir hayvanlık tabiki :)
Hit konusundaki pragrafına çok katılıyorum. Millet hitle kafayı boşmuş. Abi albüm başlı başına bir hit yahu. Herbir notasından herbir şarkı sözünün kelimesine. Tamam akılda kalmayabilir ama o kadar iştahla arkada akıp gidiyor ki farkına bile varmıyorsun.
Ghost mevzusunu ben bahsetcektim benden önce davranmışsın. Belkide ilham kaynakları bu albüm kapaklarıdır. Yine belkide Real Satan parçasındaki papanın düet etmesi saygı duruşudur neyse ne işte:)))
Yine harika bir yazı başkan ve tabiki muhteşem bir albüm.
Sabaha kadar 10…🤘
Endorama albümünü neden kimse sevmiyor merak ediyorum. Bence iyi bir albüm çıktığı dönem için. Kreator’un diğer işleri ile kıyaslanamaz tabi ama yine de kendi içerisinde iyi bir albüm olduğunu düşünüyorum.
24.07.2019
@Süleyman, Kreator’la ilk kez 1999 yılında “Endorama” çıktığında tanıştım. Daha önce tek bir Kreator notası bile duymamıştım ve çok fazla şey bekliyordum. Hiç beklediğim gibi çıkmadığı için gruba dair ilk intibam bayağı büyük bir hayal kırıklığı olmuştu.
Sanırım bu yüzden o albüme hiç ısınamadım. Öncesinde sağda solda “Coma of Souls” tişörtlü insanlar görüyordum, o albümün kapağı bana çok acayip sert bir şey vadediyordu ve “Endorama”yla karşılaşınca “Ulan bu muymuş Kreator” deyip tatsız bir şekilde Metallica dinlemeye devam etmiştim. Belki grubun önceki işlerini bilen biri olsaydım daha farklı yorumlayabilirdim.
O albümden sonra yine kapağından bildiğim “Coma of Souls”u dinledim, aklım çıktı. Zaten 2 sene sonrasında da grup “Violent Revolution”ı yayınlayıp köklerine döndü, ben de “Endorama”nın Kreator adına dönemlik bir faz olduğunu anlamış oldum. Sanırım 1999′dan beri de “Endorama”dan tek bir şarkı bile dinlemedim.
Sığlıktan ölüp ölüp dirilen bir yorum olacak ama albümdeki ilk üç parçanın hastasıyım. Sanırım bu tarz işleri yeni dinlemeye başladığımdan olsa gerek “Terrible Certainty” parçasını ilk işittiğimde bayağı şaşırmıştım.