Meksika uyuşturucu karteli imajı ve Latino soslu metalcore’uyla başlarda ilginç işler yapan ve albüm albüm olmasa da belirli şarkılar üzerinden son derece keyifli bir müzik yapabildiğini düşündüğüm UPON A BURNING BODY’nin son albümü “Straight From the Barrio”, pek çok kişi tarafından grubun ATTILA’laşmaya başladığı -ki bir grup için daha kötü bir itham olabilir mi emin değilim- bir çalışma olarak görülmüştü.
Bana kalırsa grup o albümde eğlenceli şarkılar sunuyor ve her şarkısıyla olmasa da belli şarkılarla karakterini ortaya koyuyordu. Daha önceki işlerinde yansıttığı badass kimlikle yine belirli bir gaza, kudrete bürünen grup, son albümü “Southern Hostility” ile nedense çok vasat, dümdüz bir groove metale yelken açmış diyerek olaya girişiyorum.
“Southern Hostility”de UPON A BURNING BODY’nin ATTILA’laşma konusuna yanaşmadığını ve olayın daha sert abi tarafına kaydığını görüyoruz. Büyük oranda PANTERA karakterli, kıç tekmeleyen bir Güneyli kisvesine bürünen UPON A BURNING BODY, bu sert abileşme sırasından ne yazık ki kendisini ilginç kılan pek çok şeyi geride bırakıyor ve birbirine çok yakın duran, benzer mizaçlı şarkılarla fazlasıyla düz bir albüme imza atıyor.
Nerede o “The World is My Enemy Now”daki iştah, “Red. White. Green.”deki öfke demek istiyorum ama işin ilginç tarafı “Southern Hostility” de öyle sulandırılmış bir iş değil. Tavizsiz gözüken, çat çut tokatlayan epey sinirli bir albümden söz ediyoruz. Lakin grup baya büyük bir stratejik hata yapıyor gibime geliyor, çünkü sahip oldukları Meksika konseptini bu albümde hiç ama hiç görmüyoruz ve bu da ister istemez onları herkesin aynısı bir şekle sokuyor. Önceki albümden “Til the Break of Dawn”u dinlediğinizde şarkının UPON A BURNING BODY olduğunu saniyesinde anlayabilirsiniz. O şarkıyı normalde metalle hiç alakası olmayan en az 4 farklı kişiye dinletmişliğim ve hepsinin de şarkıyı gayet ilginç bulmuşluğu var. Bu bir övgü olmak zorunda değil tabii, sonuçta grubun davayı satan bir iş yaptığı da düşünlebilir. Ancak bu örnekten bile UPON A BURNING BODY’nin herhangi bir metalcore grubu olmadığı, en azından zaman zaman olmamayı başardığı sonucunu çıkarabiliriz.
“Southern Hostility”ye baktığımdaysa bu albümdeki şarkıları bırakın normalde metal dinlemeyen birine beğendirmeyi, daha kendim adam akıllı beğenemediğimi görüyorum. Şarkılarda bir sorun yok, ancak ne yazık ki bunun ötesi de yok. Şarkılar sorunsuz ama dümdüz karakterlere sahipler ve son derece rastgele riflerle sanki kısa bir zamanda üretilmiş izlenimi veriyorlar. “Uğraşacağım ve bütün şarkıları seveceğim” diye kasarsanız, groove metale karşı bir uyuzluğunuz da yoksa “Southern Hostility”yi muhtemelen seversiniz. Ancak burada olay tekil olarak şarkılardan ziyade grubun gittiği vasat, ilham vericilikten kilometrelerce uzak, aşırı fazla muadili bulunan yoldan kaynaklanıyor. Yoksa dinleyince şu şarkı bu şarkı diye enteresan işler var. Beni sıkan şey genelin karakterinde yatıyor.
Önceki albümlerini çeşitli sürprizler bekleyerek, harbiden farklı şeyler yapabileceklerini umarak dinlediğim UPON A BURNING BODY yeni albümüyle son zamanlarda dinlediğim en düz, en olmasa da olur işlerden birini yapıyor ve muhtemelen bir daha hiç açılmamak üzere çok fazla muadili olan metalcore/groove metal albümleri evrenindeki yerini alıyor.
Kadro Danny: Vokal
Ruben: Gitar
Joe: Bas
Tito: Davul
Şarkılar 1. Southern Hostility
2. King of Diamonds
3., All Pride No Pain
4. From Darkness
5. The Champ Is Coming
6. Burn
7. Reinventing Hatred
8. Never Alone
9. The Anthem Of The Doomed
10. Soul Searcher
Valla sıfır beklentiyle King of Diamonds’u açtım acayip hoşuma gitti. Krypts’in mahzende ayin yapan death metalinden sonra bi oksijen aldım gaza geldim resmen. Hazır spora da giderken devamını dinleyeceğim albümün.
Haber başlığına da yazmıştım, King of Diamonds çok iyi şarkı. Yavru Pantera resmen. Gün içinde 3-4 dakikalık boşluklar yakalayınca bir doz çakıyorum günüm şenleniyor.
Şarkılar tek-tek alındığında iyi sayılabilir bence ama bir albüm olarak fazla tük düze olmuş. Diğer yandan Meksika kimliklerini bir kenara atmaları da bence hiçte iyi bir fikir değil. Hani nerde la o eğlenceli şarkılar. Tüm albüm boyunca “till the break of dawn” tarzı bir şarkı aradı bu kulaklar ama nerde.
Valla sıfır beklentiyle King of Diamonds’u açtım acayip hoşuma gitti. Krypts’in mahzende ayin yapan death metalinden sonra bi oksijen aldım gaza geldim resmen. Hazır spora da giderken devamını dinleyeceğim albümün.
https://www.youtube.com/watch?v=6fqtutaAtIE
Şu tipler metalcore yapsa nolurdu sorusunun cevabı gibi geldi bu album bana
Haber başlığına da yazmıştım, King of Diamonds çok iyi şarkı. Yavru Pantera resmen. Gün içinde 3-4 dakikalık boşluklar yakalayınca bir doz çakıyorum günüm şenleniyor.
Şarkılar tek-tek alındığında iyi sayılabilir bence ama bir albüm olarak fazla tük düze olmuş. Diğer yandan Meksika kimliklerini bir kenara atmaları da bence hiçte iyi bir fikir değil. Hani nerde la o eğlenceli şarkılar. Tüm albüm boyunca “till the break of dawn” tarzı bir şarkı aradı bu kulaklar ama nerde.