Çıkardığı 4 albümde metal ve swing’i bir arada sunarak hem sofistike hem de eğlenceli bir müzik yaratmayı başaran İsveçli grup DIABLO SWING ORCHESTRA’yla beraberiz. 1 Haziran’da Zorlu PSM’de düzenlenecek PSM Caz Festivali’nde sahne alacak ve pek çok kişiyi şaşırtacak olan grubun kurucusu ve esas adamı, vokalist ve gitaristi Daniel Håkansson’la DIABLO SWING ORCHESTRA’yı, “isyan operası” olarak tanımladıkları müziklerini ve İstanbul konserini konuştuk.
Röportaj: Ahmet Saraçoğlu
Selam Daniel, umarım her şey yolundadır. Bugünlerde neler yapıyorsunuz? 1 Haziran’da Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde PSM Caz Festivali’nde çalacaksınız. Beklentileriniz neler?
Merhaba, buralarda her şey yolunda. Türkiye’deki ilk konserimiz olacağı için nasıl bir şey olacağını pek kestiremiyoruz, ancak oraya gelip çalacağımız için çok heyecanlıyız. Gerçek bir karmaşa ve dansla dolu bir gece olacak! En iyi dans ayakkabılarınızı, mutluluğunuzu ve açık fikirli tarafınızı yanınızda getirin yeter!
Bir caz festivalinde çalacaksınız ve DIABLO SWING ORCHESTRA’nın müzikal anlamda çok geniş bi perspektife yayıldığı düşünüldüğünde, sizinle henüz tanışmayan insanların epey bir şaşıracağını tahmin ediyorum.
Konserimize caz dinlemek için gelecek olanların biraz şaşıracağı kesin! Ama dediğin gibi, çok farklı müzikal yaklaşımlar benimsiyoruz ve aralarından bazıları mutlaka hoşlarına gidecektir diye düşünüyorum. Sonuçta swing de çalıyoruz ve eğlenme konusunda havaya giren herkesin bundan zevk alacağına eminim.
DIABLO SWING ORCHESTRA’nın şu andaki konumu hakkında neler söylersin?
Olduğumuz yerden memnun olduğumu söyleyebilirim. Başladığımız günden bu yana ilk kez iki albümde de aynı kadroyu muhafaza etmeyi başardık. Yaptığımız şeylerden dolayı çok mutluyuz ve bunu daha uzun süre sürdürmeyi amaçlıyoruz. Bunca zamandır edindiğimiz bilgi ve birikimi kullanarak harika bir yeni albüm çıkarmak istiyoruz!
Son derece eklektik ve orijinal bir karakteri olan ilk albümünüz “The Burcher’s Ballroom” metalden swing’e, avangart tatlara kadar çok fazla farklı unsur barındırıyordu ve pek çokları için büyük bir sürpriz olmuştu. O albümü yazarken neler düşünüyordunuz?
Her zaman için üzerinde sert gitarların olduğu, dans edilebilir bir müzik yaratmayı istedik. O albüm sürecinde kayıt konusunda epey acemiydik ve işler ilerledikçe bir dolu şey deniyor, bir yandan da öğreniyorduk. Dahası, o sıralarda avangart müzik sahnesi hakkında da pek bir bilgimiz yoktu. İçimizden geleni yapmış ve iyi bir sonuç çıkarmayı ümit etmiştik. Buna ek olarak, o sıralarda revaçta olan kadın vokalli grup furyası da bir anlamda işimize yaradı diyebiliriz.
Müziğinizde kullandığınız pek çok unsurdan biri de metal. DIABLO SWING ORCHESTRA müziğini etkileyen grupları kimler olarak özetlersin? Günümüzden seni etkileyen isimler var mı?
Bizi etkileyen gruplar açısından en başından beri aynı 3 grubun adını anıyorum. Bu 3 ismi ilk günden beri yoğun şekilde dinliyorum ve müziğimize baktığında da bu sanatçıların etkilerini görebileceğini düşünüyorum. Bu üç isim: PRIMUS, MUSE ve Tori Amos. Yeni gruplara gelince, açıkçası metal dünyasında olup bitenleri çok yakından takip edebildiğimi söyleyemem. Son dönemde duyup da beğendiğim oluşumlardan biri BEAR GHOST adlı rock grubu.
Farklı müzikal geçmişleri olan müzisyenler olarak, şarkı yazım süreciniz nasıl geçiyor merak ediyorum.
Evet, gerçekten de her birimizin farklı müzikal geçmişleri, birikimleri, zevkleri var. Başta her şeyi ben tek başıma yazıyordum. Zamanla bu daha ortaklaşa bir düzleme geldi ve herkesin katıldığı ortak bir grup çalışmasına dönüştü. Bence tüm bu farklı müzikal bakış açıları, özellikle “Pacifisticuffs” albümümüzde kendini belli ediyor.
İlk üç albümünüz 3’er yıllık aralarla çıktı, ancak “Pacifisticuffs” öncesinde 5 yıl beklediniz. Bunun sebebi neydi? Bir sonraki albüm için 2022’yi mi bekleyeceğiz?
Umarım beklemezsiniz! Bu gecikmenin 2 temel sebebi vardı; ilki teknik nedenler, ikincisi de kadro değişiklikleri. Albümün kayıt süreci sırasında, çalıştığımız bilgisayar albüm projelerini kaldırmamaya başladı, bu yüzden de yapımcımız Roberto Laghi kayıt sürecinin ortasında yeni bir bilgisayar satın almak zorunda kaldı. Bunun yanı sıra, Kristin gruba katılınca önceki 3 albümdeki sound’umuzun yeni albümde tam da istediğimiz gibi işlemediğini fark ettik, bu yüzden de müziğimizde birtakım değişiklikler yapmak durumunda kaldık. Böyle olunca da işleri aceleye getirmedik ve şarkılar üzerinde rahat rahat çalışmayı seçtik. Yeni albümün çıkışı için 2020 sonu, 2021 başı gibi bir öngörümüz var.
İstanbul konseriniz bir caz festivali kapsamında gerçekleşecek. Sizce konserde en çok kim eğlenecek?
A) Açık fikirli metalci
B) Sıra dışı şeylere açık caz dinleyicisi
C) “Bu grup kim bilmiyorum ama deli gibi dans edeceğim” diye düşünen kız
D) Müziğe dair her şeyi çözdüğüne inanan ancak henüz DIABLO SWING ORCHESTRA’yı hiç duymamış aşırı eleştirel dinleyici
E) Tüm albümlerinize, EP’lerinize, bootleg’lerinize, tişörtlerinize sahip olan; bugüne dek sizi 14 kez canlı izleyen, ev adreslerinizi bilen, grup üyelerinin bazılarıyla platonik aşk yaşayan, üç tane DIABLO SWING ORCHESTRA dövmesi olan, gece uyuduğunuz sırada sizi izleyen DIABLO SWING ORCHESTRA hayranı
Amacımız gerçekten de herkesi sunduğumuz eğlenceye çekmek. Bir DIABLO SWING ORCHESTRA konserinden çıkıp da “meh” diye düşünen çok da fazla insan olduğunu sanmıyorum. Müziğimizi herkes sevmeyebilir, ancak bir şekilde etkileneceklerini düşünüyorum. Ayrıca E şıkkının biraz tedirgin edici olduğunu söylemeliyim!
Hepsi bu kadardı Daniel. Zaman ayırdığın için teşekkürler. İstanbul konserini merakla bekliyoruz, şimdiden iyi eğlenceler!
Enteresan grupmuş. Siniri alınmış Mr. Bungle gibi.