İlk olarak 2015’te çıkan “Varg & Bjorn” albümleriyle tanıştığım İsveçli black metal grubu MURG, 2016 yılında ikinci albümü “Gudatall”ı piyasaya sürerek üretken şekilde yola devam etmişti. Ne hikmetse o albümü çıktığı dönemde atlamış ve incelemesini yazamamıştım. Elbette ki sonradan dinledim, sevdim. Açıkçası MURG’un black metal seven insanın seveceği türde bir karakteri var. Hiç öyle lafı ağızlarında gevelemeden gayet kaliteli black metal yapıyorlar ve üçlemeyi tamamlayan “Strävan”da da bu durum değişmiyor. Bu üç albümlük bağlantılı konseptin kapanışını yapan “Strävan”, her şeyiyle saf bir black metal albümü olarak günümüzü, gündüzümüzü karartıyor.
MURG’u kıymetli kılan bir numaralı husus, Vargher ve Urzul’dan kurulu grubun gerçekten de olayı hiç dallandırıp budaklandırmadan, ilgi çekici hâle gelmek adına dolambaçlı yollara sapmadan, son derece saf şekilde sunmayı başarması. Johan Cruyff’un “Futbol basit bir oyundur. Zor olan, onu basit oynamaktır” sözünü hatırlatırcasına, MURG da black metali gayet saf ve basit şekilde icra ediyor. Bu basitlikten grubun çok primitif, çiğ bir şey sunduğu anlaşılmasın; MURG bilakis gayet değişken ve çok yönlü bir black metal karakterini son derece doğal, organik biçimde icra ediyor.
“İstek, arzu, mücadele” gibi bir anlamı olan “Strävan”a baktığımızda basit melodiler üzerinden ilerleyen tremolo riflerin kusursuz kullanılmasıyla oluşan ve gerek BATHORY’den gereke ikinci dalga black metalden ilham alan bir anlayışın serpiştirdiği mutlak bir karanlığın kapladığı bir karakter görüyoruz.
Grup ilk albümlerdeki özbeöz, saf black metali bu albümde bir nebze daha dramatik şekilde aktarıyor ve zaten binlerce defa duyduğumuz bir şeyi çok lezzetli, çok çekici şekilde sunmayı başarıyor. “Berget”in kapanışında karşımıza çıkan türden karanlık clean gitarlar olsun, “Renhet”in başındaki kısa tremolo rifin hemen vokalle devam ettirilmesinin yarattığı kapsayıcı, dinleyici olaya sokucu hava olsun, “Strävan”ın dört bir yanı orman havasıyla, karanlıkla dolu.
“Strävan”ı dinlerken hissettiğim en olumlu şey, tıpkı önceki iki albümde olduğu gibi MURG’un beste kalitesi açısından gayet istikrarlı bir duruş sergilemesi sonucunda oluşan güven duygusu. Albüm boyunca herhangi bir noktada “biraz bozmaya başladı”, “birkaç şarkıdır bayar gibi oldu” gibi şeyler hissetmeden, gayet güvenli ve rahat şekilde dinliyorsunuz. En iyi tarafıysa grubun bunu sadece güvenli sularda yüzerek ve birbirine muadil şarkılar yazarak yapmamış olması. Her bir şarkının kendi karakteri var, her bir şarkı özenilerek yazıldığını hissettiriyor.
İmaj açısından MGLA ve UADA benzeri kimliksiz bir tercih yapan MURG, fotoğraflarını çektirdiği orman havasıyla birleşince müziğine gayet iyi oturan bir kimliğe bürünüyor. Grubun fotoğraflarına, albüm kapaklarına baktığınızda ve müziğini dinlediğinizde son derece tutarlı bir bütünlük görüyoruz ve her ne kadar benzer imajlar günümüzde çok kullanılsa da birbiriyle örtüşen görsel ve işitsel bir yapı elde ediyoruz. Görünüşe göre corpse paint’e bir alternatif olarak giderek daha fazla kullanılan bu “deri ceket+kapüşon+kapalı surat” sureti, bundan sonra da karşımıza çıkmaya devam edecek. Benim açımdan sorun yok.
MURG çok iyi bir black metal grubu ve üç albümüne baktığımızda sanki kötü albüm yapma ihtimalleri yokmuş gibi bir duruşları var. Belli ki türü çok iyi özümsemişler, sindirmişler ve dört yıldır da en kaliteli şekilde karşımıza çıkarıyorlar. Pek çoklarının farklı olmak adına bir tarafını yırttığı; en şeytani, en kötü olmak için türlü numaralar yaptığı düşünüldüğünde, MURG’un saf ve bir o kadar da gerçek black metali fazla sıkıntı çekmeden yukarılara çıkmaya, dinleyicinin kalbine hitap etmeyi başarıyor.
mükemmel , muhteşem , efsane Murg dan açıkcası böyle bir albüm beklemiyordum.
gerçekten çok iyi yapmışlar albümü,
sinmara .drastus,murg bu yıl kesinlikle liste başında albümler.
Daha önce, imha tarikat, drastus, aoratos icin senenin ilk 3’ü simdilik demistim. İyi ki ‘şimdilik’ kelimesini kullanmışım.
Deus mortem, murg geldi, daha dso ve enthroned gelecek yakin zamanda…neyse, albüme dönelim;
Kendi sound ve beste yapılarını o kadar başarılı şekilde oluşturdular ki, bu albümde kendi zevkime göre tek bir kusur bulamıyorum. Birde en önemli detay, her dinlemede başka bir güzellik keşfediyorum. Albümü dinlemeye başladığım gündem beri her seferinde favori parçam değişiyor. Senenin en kıymetli işlerinden biri ve tıpkı diğer murg albümleri gibi uzun yıllar eskimeyeceğini düşünüyorum, en azindan bende durum böyle…
acayip iyi albümmüş. ben de böyle bir şey beklemiyordum açıkçası, ilk ikisini dinleyip beğenmiş olsam da bu albümle rahat 2 3 gömlek seviye atlamışlar. kritik çok iyi anlatıyor zaten, hastası oldum.
berget’in sonu efsane, altaret’i çok sevdim ayrıca. bu albüm arkada çalarken ne tarlı uyunur…
mükemmel , muhteşem , efsane Murg dan açıkcası böyle bir albüm beklemiyordum.
gerçekten çok iyi yapmışlar albümü,
sinmara .drastus,murg bu yıl kesinlikle liste başında albümler.
Daha önce, imha tarikat, drastus, aoratos icin senenin ilk 3’ü simdilik demistim. İyi ki ‘şimdilik’ kelimesini kullanmışım.
Deus mortem, murg geldi, daha dso ve enthroned gelecek yakin zamanda…neyse, albüme dönelim;
Kendi sound ve beste yapılarını o kadar başarılı şekilde oluşturdular ki, bu albümde kendi zevkime göre tek bir kusur bulamıyorum. Birde en önemli detay, her dinlemede başka bir güzellik keşfediyorum. Albümü dinlemeye başladığım gündem beri her seferinde favori parçam değişiyor. Senenin en kıymetli işlerinden biri ve tıpkı diğer murg albümleri gibi uzun yıllar eskimeyeceğini düşünüyorum, en azindan bende durum böyle…
Bu albümün siklenmemesi gerçekten olacak iş değil…göstere göstere underground olmak bu olsa gerek…
Ben seni en az 10 kisilik dinlerim, sıkma canını güzelim…hep yanında olucam, hastalıkta sağlıkta…
acayip iyi albümmüş. ben de böyle bir şey beklemiyordum açıkçası, ilk ikisini dinleyip beğenmiş olsam da bu albümle rahat 2 3 gömlek seviye atlamışlar. kritik çok iyi anlatıyor zaten, hastası oldum.
berget’in sonu efsane, altaret’i çok sevdim ayrıca. bu albüm arkada çalarken ne tarlı uyunur…
Çok tatlısın…hep benimle olacaksin…
🙂