Hayatımda ilk dinlediğim doom metal grubu kimdi hatırlamıyorum. Muhtemelen 1998 civarında internetten rastgele indirdiğim bir şarkı ile tanışmışımdır bu çetrefilli, sürüncemeli türle. Başlarda doom metal deyince aklıma sadece çok yavaş, iki trampet vuruşu arasında mutfağa gidip yemek yiyebildiğiniz müzikler geliyordu. Muhtemelen doom metal etiketi altında duyduğum ilk gruplar funeral doom’a kayan bu tarz gruplardı. Sonraları metali keşfettikçe, dehlizlerine girdikçe gördüklerim, fark ettiklerim, algıladıklarım sayesinde doom metalin o kadar da statik ve durağan bir şey olmayabileceğini gördüm.
Bu süreçte CANDLEMASS’in “Epicus Doomicus Metallicus”unu keşfetmemle birlikte esas doom metalin bu olduğunu anladım, hatta yine aynı dönemde (1998) dinlemeye başladığım ve metalin mucidi gözüyle bakıldığını öğrendiğim BLACK SABBATH’ın yer yer çatır çatır doom metal yaptığını fark ederek şaşkınlıklardan şaşkınlık beğendim.
Yine de doom metal kavramı benim için CANDLEMASS’le özleşmiş ve “Epicus Doomicus Metallicus” özelinde bu türün mihenk taşlarından biri olarak müzik dağarcığımdaki yerini almıştı. Grubun o zamana kadarki albümlerini keşfettikten sonra herkes gibi ben de 2005’teki geri dönüş albümünü beklemeye başlamış ve doğal olarak istediğimi almıştım. O dönem pek revaçta olan geri dönüş çılgınlığı içerisinde en etkililerinden birini de CANDLEMASS yapmış, adeta “kaçın sahibi geldi” dedirtmişti.
Ne mutlu ki bundan tam 14 yıl sonra hâlâ CANDLEMASS var ve hâlâ CANLEMASS ile heyecanlanıp CANDLEMASS konuşabiliyoruz. Grup “Epicus Doomicus Metallicus” ruhunu yaşatacağını ifade ettiği yeni albümü “The Door to Doom” ile karşımızda ve grubu gerçekten seven bir insan olarak duyduğum şeyden son derece mutlu olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Takip edenlerin bildiği üzere grup bu albümde “Epicus Doomicus Metallicus” albümünde yer alan vokalist Johan Längquist’i kadrosunda barındırıyor ve “Marcolin mi yoksa bir başkası mı?” şeklindeki bitmek bilmez tartışmaları gündeme getirmeyecek, getirmemesi gereken bir performans sergiliyor. Tamam, Messiah Marcolin’in “The well of souls must stay sealed” diye çığırmasına ben de bayılıyorum ama Längquist de “The Door to Doom”da olayın hakkını veren ve eskiyi yad etmemizi sağlayan bir performans sunuyor.
Bu arada konuyla alakasız ama THE HAUNTED’ın çılgın “The Well of Souls” cover’ını duymadıysanız bir bakın derim. Hem orijinalini bu kadar yansıtıp hem de bu kadar bambaşka olan pek az cover duydum; gerçek bir öküzlük cidden. 2005’ten beri doyamadan dinliyorum. Cover olmasa da bir diğer tribute’u da NILE “Unas, Slayer of the Gods”da yaptı biliyorsunuz.
Neyse konumuza dönelim. “The Door to Doom” bence yeterli dinamizmi, çeşitliliği, kiri, pası ve çamuru içinde barındıran gayet iyi bir albüm. İçinde Iommi’nin bulunması, eski toprakların yer alması gibi yan etkilerin duygusal etkilerinden tamamen arınarak değerlendirdiğimde de albümün çok lezzetli bir bütün olduğunu düşünüyorum. Bunun belki de tek sebebi, konu mankenimizin CANDLEMASS (s.a.v.) olması. Gerçekten de bu adamların elinden çıkmış olması bile bir şeyi kaliteli yapmaya yetiyor. Doom metal pek çok türe nazaran albenisi, çekiciliği, etkileme unsuru az bir tür olarak görülebilir, lakin CANDLEMASS’in elinden çıktığında bizi bir anda seksenlerin sonlarına, metalin ilkel ve sihirli zamanlarına götürmeye yetiyor.
“The Door to Doom”da pek çok iyi şarkı ve bu şarkılar içerisine harika bölümler olduğunu düşünüyorum. Başka bir grubun elinde dünyanın en sıradan, en herhangi rifi olabilecek rifler bile bir şekilde karakter, gizem, karanlık kazanabiliyor. Bunu başarabilmesi dolayısıyla CANDLEMASS gerçek bir üstat, gerçek bir ağa baba konumunda.
Hangi eski albümün havasını yansıttığından ve kökler muhabbetine ne kadar cevap verdiğinden bağımsız olarak “The Door to Doom” gayet iyi, leziz bir doom metal albümü. Dinlemeniz sizin için hayırlı olacaktır.
Kadro Johan Längquist: Vokal
Mats "Mappe" Björkman: Ritim gitar
Lars "Lasse" Johansson: Lead gitar
Leif Edling: Bas
Jan Lindh: Davul
Konuk:
Tony Iommi: Gitar solosu (3)
Şarkılar 1. Splendor Demon Majesty
2. Under the Ocean
3. Astorolus - The Great Octopus
4. Bridge of the Blind
5. Death's Wheel
6. Black Trinity
7. House of Doom
8. The Omega Circle
kritiğe kesinlikle katılmıyorum ben. bence bu albümde doom ruhu adına hiçbirşey yok, şimdi death metal dinleyicisi kimse çıkıp da bu balonu şişirmesin. 1/10. Folk,black,doom,stoner vs gibi içinde duygusal yoğunluk bulunduran tarzları müdavimi olmayan kişiler yazmamalı.teşekkürler.
@necrobutcher, “Folk, black, doom, stoner vs gibi içinde duygusal yoğunluk bulunduran tarzlar” baya göreceli bir yorum. Bana göre death metalde de duygusal yoğunluk var, yeri gelince thrash’te de.
Ayrıca 20 yıldır Candlemass dinlediğimi söylüyorum, siteye de 60′a yakın doom metal albümü yazmışım. Kime göre müdavimlik bilemedim. Sen bu albümde doom metal ruhu adına bir şey bulamadıysan ve 10 üstünden 1 verdiysen bu seni ilgilendiren bir şey. Ben bulmuşum demek ki.
bir de lütfen şuraya yeni yazarlar eklensin, tvyi açıyoruz tayyip PA ya giriyoruz ahmet. Bu nedir ? bir adam bütün türler hakkında nasıl kritik yazabilir,saçmalık.
Olmamış albüm bence. Sözde Leif Epicus’a adanmış bir albüm yapacağını söylüyor ama yine ve yine, tıpkı 2000′lerin ikinci yarısında ve 2010′larda yaptığı her bestede olduğu gibi klasik Krux sounduna sahip bir albümle çıkageliyor. Nerede o Epicus’taki mistik hava, fantezi öğeleri, iç titreten gizemli klavye tonları, buz gibi riffler… Çoğu riff sıkıcı ve birbirine doğru düzgün geçişlerle bağlanmıyor bile. Sololar da kötü, uyumsuz. Johan elinden geleni yapmış, eskisi gibi yükselememiş olsa da sesindeki hisli vurguları hala alabiliyorum.
Candlemass yerine Krux veya Avatarium için uygun düşebilecek yapıda şarkılar var. Türe adını veren epik atmosfer bunda yok. Leif Candlemass için formülü unutmuş gibi görünüyor.
Abi yeaa atmosferik black metal bebeleri gelmiş kritik falan yazıyo benim janrama. Bide iyi not vermiş göteleğe bak progresif jaz metal gibi içinde duygusal yoğunluk bulunduran tarzları müdavimi okgdkghdkhgdfhd
Doom ruhu nedir ya. Yok tuz ruhu. Kritiği beğenmemeyi anlarım usta ama sen onu yazma bunu yazma nedir abi. Adam beğenmediği albümü övmüşler diye rahatsız olmayı anlamıyorum. Dikkate almazsın olur biter.
Burayı ilginç bulmamın bir nedeni de her an kavga çıkabilme olasılığının yüksekliği. Birden bire yumruklar konuşurken şişeler kafalarda patlayabiliyor. 1860 ların Texas barı mübarek. Deyip, nasibimi almadan tüyüyorum !
@Rabies, Evet,7-8 yıl kadar önce Burzum-Mayhem kavgalarını, Varg ı sevenler-sevmeyenler, Black Metal in özü nedir, Irkçılık- hümanizm tartışmalarını zevkle okudum. Çok da öğretici oldu. Yalnız arkadaşların birbirlerini gereksiz yere hırpalamalarını onaylamadım.
şuradan herkese toplu olarak cevap vereyim, belki onaylamaz mod bey ne de olsa kendi malı ama yine de yazayım.
“91den beri her türünü dinliyorum o zaman yazarım”
-malum şahıs da falanca yıldır siyasetçi, bak çıkıp aynı mitingde moleküler biyolojiden dine,tarımdan dış siyasete her şeyden konuşuyor, takipçisi kim ? geçelim.
“PA bana ait olduğuna ve kritikleri büyük oranda sadece ben yazdığıma göre, bu durumu saçmalık olarak görüyorsan okumazsın olur biter.”
- sen rizeli falan olmalısın malum şahısla kesin akrabalığınız var bence. sen de negatif eleştiri gelen yorumları onaylama da kendi dünyanda takıl o zaman bence.
ortalama zekaya sahip herkes şu önerideki mantığı anlar” her türü müdavimi olan kişi yazmalı”. Mesela Ouz Sel örneğindeki gibi bunda anlayamayacak taşşak geçecek ne var ? illa bi excel denklemi yazıp kritiklerde kullanılan kelimelerin grafiğini mi alalım ?
Ben iyi bir okurumdur, seviyorum,burayı da seviyorum zaten sevmezsem şeyimde olmaz bunları yazmak için vaktimi harcamazdım. Herkes anladığı işi yapsın gerekirse parasını ödeyelim. Yoksa çıkar hizmet pazarlaması da anlatırım.
@necrobutcher, Kendimi devlet dairesinde sorununu çözmeye çalışan vatandaş gibi hissettim. doğru dürüst hizmet almak için çemkirmemiz gerekiyor resmen.
@necrobutcher, isteğinde sıkıntı yok üslubun yanlış. olmasını dilediklerini uygun bir dille yazabilirsin. gunun sonunda senin de dediğin gibi ahmetin uygun gördüğü kadar varsın burada.ayrıca burası hayır kurumu falan da değil ahmet bu siteyi yapmak zorunda degil. adam guzel bişey yapıyor ve bu şekilde yapıyor begenmiyorsan girmezsin o kadar basit.
@necrobutcher, müzik eleştirmenliği ile uğraşan insanlar genellikle her tür müzik üzerine yazar. sabağına lil pump albüm incelemesi yazan adam akşamına morbid angel yazar kimse de bunu yadırgamaz normal dünyada. sadece müzik eleştirmenliğinde değil sinema kitap yemek aklına gelicek her türlü eleştirmenlikte de bu böyledir genelde. tek bir türe odaklanmış bir müzik eleştirmenini bu müzik türünün farklı janrlarında kritik yazmasını eleştirmek gülünç en ufak tabirle.
bir de adam sanki medya devi bir derginin sahibi de yeni yazarlar eklensin diyorsun pitchfork mu adam 50 tane yazar işe alıp kritik yazdırsın. bir bakıma kişisel blog burası. belli türlerde adamın kritiklerini yetersiz buluyorsan o türdeki güvendiğin eleştirmenlerin kritikleri bulup okursun olur biter.
@necrobutcher, death metal dinleyicisi olup bahsettiğin türlerde müzik yapan adamlar var. Darkthrone death metal grubuydu. Paradise Lost death metal grubuydu. Verdiğin örnekler müziğe gelince tüm anlamını kaybediyor çünkü müzik göreceli. Bu albümü sonuçta Candlemass gibi bir grup yaptıysa ve çıkardıysa, en büyük “doom metal müdavimi” bu albüme 10 puan verebilir. Kritiği sevmediysen kritiğin kritiğini yap, gereksiz elitizm değil.
@necrobutcher, “91den beri her türünü dinliyorum o zaman yazarım” diye bir şey demedim. “bir adam 1991′den beri metal dinliyorsa ve büyük oranda tür ayırt etmiyorsa” dedim. İkisi farklı şeyler.
Diğerlerine bir şey demiyorum; “malum şahıs”, “Rizeli olmalısın” falan diye ucuz demagoji yapacaksan takip etme birader. Hakaret edilmedikçe sitede her yorumu onaylıyoruz ama çocuklaşmayalım bu kadar da.
@necrobutcher, Konuya dahil olup olmamakta tereddüt ettim başta ama madem adım geçti, bir iki kelam da ben edeyim.
Bugün yayına giren kritiği televizyon meselesiyle açmıştım, önceleri Ahmet’in yazılarını öven yorumların olduğunu -hafızama tam olarak güvenemediğim için- Google’lama ile bulabildim. Bence senin canın, vurgusunu yaptığın siyasi ve devlet dairesi örneğinden anladığım kadarıyla farklı bir şeylere de sıkkın; insanlık hali, normaldir, candır sıkılır. Ama başka arkadaşların da ifade ettiği üzere kritik hakkındaki hoşnutsuzluğunu dile getiriş şeklin, çok süper değil, o konuda anlaşalım istersen.
Daha önce bana ve başka yazar/konuk yazar arkadaşlara da acımasız yorumlar geldi ama bu işler biraz böyle aslında; yazdıkların, karşındakinin hoşuna gitmiyorsa, onun kritikte ele alınmasını istediği konuları ele almıyor, müziğin sana neyi anımsattığı, hissettirdiğiyle ilgili bir şeyler yazıyorsan, okurun beğenisini kazanamayabiliyor. Tabii bu beğeni kazanamama durumunun yorum tarafı saygısız bir üslupla tezahür ettiğinde yazarın keyfi kaçabiliyor. Olaylar sonra üzüm yeme/bağcıyı dövme meselesine evriliyor.
“Beğenmiyorsan git Recep İvedik, Cumali Ceber izle!” lafına ayar olsam da ciddi anlamda metal kritikleri yazmaya benzer bir cümle neticesinde başladım, bunu ilk defa söylüyor olabilirim. O yıllarda nispeten yeni keşfedip albümlerini teker teker hatmettiğim Blind Guardian’ın 2006 çıkışlı albümünün kritiği, bira.gen.tr’de çıkmıştı. O kritiği yazan arkadaş -sitenin sahibiydi/sonradan Menzilci olmuş- albümü bildiğin gömmüştü. Ama dinleyenler anımsayacaklardır; albümde hakikaten süper şarkılar vardı. Ben de albümün olumsuz yanlarından çok olumlu yanlarını gördüğüm için kritiğe ciddi bir eleştiri getirmiştim; o arkadaş da “Beğenmiyorsan kendi kritiğini yaz, bunda özgürsün” tarzı bir şeyler yazmıştı. Arkasından “Aynı arkadaşın elinde heba olması muhtemel” olarak gördüğüm albümlerin kritiklerini yazıp arka arkaya göndermeye başladım. Şimdikilerle kalite açısından kıyaslamam mümkün değil ama en azından o zamanlar da aynı bugün olduğu gibi kendimce hakkını verdiğimi, albümlerdeki önemli noktaları vurguladığımı düşünüyordum.
O arkadaşı, Ahmet’le kıyaslamak hiç doğru olmaz, hatta Ahmet’i kritik yazan herhangi biriyle de kıyaslamak olmaz; sadece yüzüne söylemedim aha buraya da yazıyorum, adam ayaklı metal ansiklopedisi gibi bir şey. Yani doom metali bilmez, onun müdavimi değil gibi bir önerme hakikaten boş küme tadında bir şey söz konusu Ahmet olduğunda. Bak bunu bana diyebilirsin; heavy metal tarafım süper zayıf, power metal adına üç beş albümden fazlasını bilmem, Candlemass EP’si yazmama rağmen gruba Ahmet gibi dört dörtlük hakim değilim vs. Ama işin ilginç yanı elektronik müzikten de anlamama rağmen sıra dışı bazı elektronik albümler de yazabiliyorum. Bunu da açıkçası birkaç saatimi/günümü ayırıp sanatçı, albüm, tür gibi unsurları araştırıp “Bu algıladıklarımı doğru mu algılıyorum, dünyada bu şekilde düşünen sadece ben miyim?” sorgulamalarını mantıklı bir sonuca ulaştırdıktan sonra kritiğe girişiyorum. Beni kritik hazırlamaya motive eden şey dinlediğim müziğin beni harekete geçirip geçirememesi; bu müspet tarafta da olabilir menfi tarafta da. Önemli olan harekete geçirebilmesi. Sözün özü, aslında sadece anladığım türlerdeki işleri yazmıyorum, anlamadığım şeyler de yazıyorum ama boşa sallamıyorum. Neden bahsettiğimin farkındayım. Kıyaslamadan münezzeh tutmak isterim ancak Ahmet’in durumu da aynı, fazlası var, eksiği yok; ele aldığı albümler hakkında söylediklerine belki bugün katılmazsın ama aradan vakit geçince adam haklıymış diyebilirsin.
Neredeyse kritik uzunluğunda yorum yazdım ama umarım bir şeyleri açıklığa kavuşturabilmişimdir. Şurada aktif olarak takılan birkaç yüz kişilik bir topluluğuz, bana kalırsa çok ekstrem durumlar olmadığı müddetçe yorumlarda kırıcı olmayalım. Evet sertiz, asiyiz vs. ama ortamın samimiyeti ve sıcaklığı, karşımızdakine göstermemiz gereken nezakete herhangi bir şekilde engel olmamalı derim.
Sahsım adına şimdilik senenin en iyi albümü. Önümüzdeki 9 ay neler olacak göreceğiz.
Candlemass ten ne duymak istiyorsam hepsini bu yüce albümde duydum. Johan reizin vokalinin tartışmaya açık olmadığını düşünüyorum. house of doom un mats ve johan lı versiyonlarındaki fark bariz şekilde ortada. Yine balyoz gibi riffler, under the ocean daki 3:54 ten itibaren giren insanı süründüren harika bolumler…gerçi tüm parçalar içinde harika geçisler mevcut tek tek saymaya gerek duymuyorum, meraklıları keşfedecektir zaten.
Sonuç olarak bu grubun albüm çıkarmasına şahit olmak benim için çok kıymetli ve beklediğime değmesi, karşılığını kusursuz olarak almam ise paha biçilemez. Umarım bu son albüm değildir ve geçte olsa bir yeni albüm çıkışını daha görebilirim…
Öncelikle devlet dairesinde değilsin, buradaki hiç kimse de sana hizmet vermek zorunda değil. Doğal olarak bence çemkirmeye gerek yok düşündüğün gibi.
İkincisi; aradan bir hafta geçti mi emin bile değilim, siteye “Ahmet Saraçoğlu hep death metal albümlerinin kritiğini yazıyorsun” şeklinde bir eleştiri gelmişti. Bu hafta da “Sen death metalcisin, bu diğer türlere hakim değilsin, bir daha yazma” diyorsun. Biraz düşününce Ahmet ağabeyin her iki eleştiriyi de dikkate alıp ona göre davranması durumunda siteye hiç kritik yazmaması (belki siteyi doğrudan kapatması) gerekiyor ki bu durumdan kim kârlı çıkıyor emin değilim.
Astorolus – The Great Octopus manyak parça olmuş. Kaç gündür kafamın içinde çalıp duruyor. Nihayet, dinlemek için kendimi zorlamak yerine, “Beni dinleyeceksin kardeş, kaçarın yok. Yoksa kafanda çalıp durmaya devam edeceğim.” diyen bir parça. Özlemişim böyle bir işi. Splendor Demon Majesty de müthiş bir açılış. Şimdilik bunlar bayağı beğendiğim parçalar oldu. Tabi sadece iki-üç şarkının iyi olması albümü iyi yapmaz. Genel olarak düşük notlar almış dinleyicilerden yabancı kaynaklarda da. Bridge of the Blind mesela pek ısınamadığım bir ballad oldu. İlerleyen günlerde şarkılar daha çok şekillenir fakat genel olarak beğendim. Şimdilik bu sene çıkanlar içinde en çok zevk aldığım albüm bu oldu.
Bir albümü dinlerken herhangi bir türden bağımsız hatta gruptan da bağımsız olarak dinlemeye çalışıyorum. Bu bir doom albümü, doom olmanın gerekliliklerini yerine getirebilmiş mi diye değil. Bu bir Candlemass albümü, Candlemass diskografisine yakışıyor mu bakalım diye de değil. The Door to Doom isimli bağımsız bir müzik albümü olarak dinliyorum. O zaman yapılan işin hakkının daha iyi verildiğini düşünüyorum. Çok pis Cliff Burton Metallica’cısıyım. Load albümünü çok beğeniyorum. Thrash ruhuna ihanet(!) Metallica’ya yakışmıyor(!) Hayır abi her şeyden bağımsız, Load gayet güzel bir müzik albümü işte. Beğenmeyen de olabilir, vasat bulabilir ama thrash değil, doom değil diye değil. Bu şekilde eleştiremiyorum artık bir şeyi. Lan valla ihtiyarladım.
The Omega Circle’ın nakaratı insanın acayip diline dolanıyor. Bu hafta “in dı midnayt aova, en dı sols divavı” diye diye deli gibi gezerim büyük ihtimal.
@necrobutcher, 2008′den beri buralarda olan ve tabiri caizse Ahmet Abi ve ahalinin elinde pişmiş(bir dinleyici olarak kendince) birisi olarak bu tartışmalara korkarak bakıyorum. Adamın bu laflara kafası atar da, bir gün siteyi kapatır gider diye ödüm patlıyor.
Eleştiriyi gerçekten anlarım onda bir sorun yok zaten. Ama abicim çok basit bir durum var ya: Pasifagresif, Ahmet Saraçoğlu’nun kendi sitesi. Bak bu, bu kadar açık seçik ve net bir konu.
Bunun yanında adam bu güne dek; siteye bir tane reklam almadı, pirim yapmaya çalışmadı, bir yerlere çıkıp ibişlik yapmadı, götü kalkıp olur olmaz boklar yemedi. Çizgisini bozmadan ilk günden beri aynı şevkle yazan çizen bir adam. Herifin tüm o iyi yanlarını silip, bir çırpıda faşist ilan edilmesini anlamakta güçlük çekiyorum. Bu arada evet azılı bir Pasifagresif fanıyım.
@geblo can(cemiyette pişen), Eskiden ben de senin gibi, buradaki haksız eleştiri ve hakaretlere kızıp kapatacak diye çok endişeleniyordum ama sevenleri olarak senin gibi samimi desteklerimizi devam ettirirsek böyle bir şey yapmayacaktır diye düşünüyorum.
candlemass fanı değilim, bildiğim şarkısı 2-3ü geçmez. albumu dinlemeden yorumları okudum.sonra 2 kere çevirdim.şu an aşırı şaşkınım. çok net söylüyorum. bu albüme kötü diyen lütfen “müzik” dinliyorum falan demesin.
Aşure dağıtıyormuşçasına elimde tencere ile Tüm komşuların kapısını çaldım. Gülerken kusarlarsa falan yerler pislenmesin diye, sonuçta benim gösterdiğim görüntü yüzünden kusma ihtimalleri vardı, riske gerek yoktu…ama alttaki cümleyi apartman sakinlerine göstermem ile beraber tüm apartmanı kusmuk, sidik ve bok şelalesi esir aldı, elimdeki tencere yetmedi, itfaiye çağırdık…çalışmalar devam ediyor…
‘Under the ocean’ denen orospu çocukluğu 03:54 itibaren öyle bir yamultuyor ki, amcasını boynuzlayan yengesini başkası ile sikişirken yakalayan küçük ibo ya dönüyorum…hayvansınız aq…
Grubun yanılmıyorsam tamamı 50 yaş üzeri üyelerden kurulu ve genellikle bu yaşlarda çıkarılan albümlerin büyük çoğunluğu orta kalibreli olur ama abiler baya bildiğin küçük enişteyi salmış ortamlara. Albüm başlı-başına bir ders kitabı gibi. Dinle-dinle yeni bir şeyler öğren, zevk al albümden. Albümü dinlemeden önce iyi bir albüm dinleyeceğimi biliyordum ama zevkten gebereceğimi tahmin etmiyordum. Bu arada grubun ismini “Kendlmass” yerine “Kandlemass” gibi okuyan bir tek ben değilim her halde.
kritiğe kesinlikle katılmıyorum ben. bence bu albümde doom ruhu adına hiçbirşey yok, şimdi death metal dinleyicisi kimse çıkıp da bu balonu şişirmesin. 1/10. Folk,black,doom,stoner vs gibi içinde duygusal yoğunluk bulunduran tarzları müdavimi olmayan kişiler yazmamalı.teşekkürler.
01.03.2019
@necrobutcher, “Folk, black, doom, stoner vs gibi içinde duygusal yoğunluk bulunduran tarzlar” baya göreceli bir yorum. Bana göre death metalde de duygusal yoğunluk var, yeri gelince thrash’te de.
Ayrıca 20 yıldır Candlemass dinlediğimi söylüyorum, siteye de 60′a yakın doom metal albümü yazmışım. Kime göre müdavimlik bilemedim. Sen bu albümde doom metal ruhu adına bir şey bulamadıysan ve 10 üstünden 1 verdiysen bu seni ilgilendiren bir şey. Ben bulmuşum demek ki.
03.02.2020
@necrobutcher, öncelikle doom ruhu nedir ona cevap verirsen ben de senin candlemass ile alakalı olup olmadığına cevap veririm.
bir de lütfen şuraya yeni yazarlar eklensin, tvyi açıyoruz tayyip PA ya giriyoruz ahmet. Bu nedir ? bir adam bütün türler hakkında nasıl kritik yazabilir,saçmalık.
01.03.2019
@necrobutcher, bir adam 1991′den beri metal dinliyorsa ve büyük oranda tür ayırt etmiyorsa, örnekte görüldüğü gibi gayet de yazabilir.
PA bana ait olduğuna ve kritikleri büyük oranda sadece ben yazdığıma göre, bu durumu saçmalık olarak görüyorsan okumazsın olur biter.
01.03.2019
@Ahmet Saraçoğlu, 10 yıldır iktidardasın Ahmet yeter artık bu zulmü en son tek partili dönemde görmüştük :(
02.03.2019
@Ahmet Saraçoğlu, evet yazıların çoğunda seni görüyoruz fakat güzel ve hakkaniyetli yazılar yazıyorsun o yüzden ellerine kollarına sağlık diyorum.
01.03.2019
@necrobutcher, Bu kadar kin kusmak yerine normal bir kritik yazıp, PA’ya yollamak daha iyi bir yöntem değil mi? Ben denedim, oluyor. Tavsiye ederim.
Olmamış albüm bence. Sözde Leif Epicus’a adanmış bir albüm yapacağını söylüyor ama yine ve yine, tıpkı 2000′lerin ikinci yarısında ve 2010′larda yaptığı her bestede olduğu gibi klasik Krux sounduna sahip bir albümle çıkageliyor. Nerede o Epicus’taki mistik hava, fantezi öğeleri, iç titreten gizemli klavye tonları, buz gibi riffler… Çoğu riff sıkıcı ve birbirine doğru düzgün geçişlerle bağlanmıyor bile. Sololar da kötü, uyumsuz. Johan elinden geleni yapmış, eskisi gibi yükselememiş olsa da sesindeki hisli vurguları hala alabiliyorum.
Candlemass yerine Krux veya Avatarium için uygun düşebilecek yapıda şarkılar var. Türe adını veren epik atmosfer bunda yok. Leif Candlemass için formülü unutmuş gibi görünüyor.
5/10
01.03.2019
@9yearsago, Neredeyse harfi harfine katılıyorum.
02.03.2019
@9yearsago, +1… Albümdeki tek süper şey Tony Iommi’mizin çılgın solosu, gerisi hiç de Candlemass-kalitesinde değil.
Abi yeaa atmosferik black metal bebeleri gelmiş kritik falan yazıyo benim janrama. Bide iyi not vermiş göteleğe bak progresif jaz metal gibi içinde duygusal yoğunluk bulunduran tarzları müdavimi okgdkghdkhgdfhd
Doom ruhu nedir ya. Yok tuz ruhu. Kritiği beğenmemeyi anlarım usta ama sen onu yazma bunu yazma nedir abi. Adam beğenmediği albümü övmüşler diye rahatsız olmayı anlamıyorum. Dikkate almazsın olur biter.
Burayı ilginç bulmamın bir nedeni de her an kavga çıkabilme olasılığının yüksekliği. Birden bire yumruklar konuşurken şişeler kafalarda patlayabiliyor. 1860 ların Texas barı mübarek. Deyip, nasibimi almadan tüyüyorum !
02.03.2019
@Kaan, Buranın Burzum kavgaları meşhurdu bir zamanlar.
04.03.2019
@Rabies, Evet,7-8 yıl kadar önce Burzum-Mayhem kavgalarını, Varg ı sevenler-sevmeyenler, Black Metal in özü nedir, Irkçılık- hümanizm tartışmalarını zevkle okudum. Çok da öğretici oldu. Yalnız arkadaşların birbirlerini gereksiz yere hırpalamalarını onaylamadım.
02.03.2019
@Kaan, Taksim Dorock’ın önünde de böyle random yumruklaşmalar yaşanıyordu :D
Ulan ne sıkıntılı adamlar var ya.
şuradan herkese toplu olarak cevap vereyim, belki onaylamaz mod bey ne de olsa kendi malı ama yine de yazayım.
“91den beri her türünü dinliyorum o zaman yazarım”
-malum şahıs da falanca yıldır siyasetçi, bak çıkıp aynı mitingde moleküler biyolojiden dine,tarımdan dış siyasete her şeyden konuşuyor, takipçisi kim ? geçelim.
“PA bana ait olduğuna ve kritikleri büyük oranda sadece ben yazdığıma göre, bu durumu saçmalık olarak görüyorsan okumazsın olur biter.”
- sen rizeli falan olmalısın malum şahısla kesin akrabalığınız var bence. sen de negatif eleştiri gelen yorumları onaylama da kendi dünyanda takıl o zaman bence.
ortalama zekaya sahip herkes şu önerideki mantığı anlar” her türü müdavimi olan kişi yazmalı”. Mesela Ouz Sel örneğindeki gibi bunda anlayamayacak taşşak geçecek ne var ? illa bi excel denklemi yazıp kritiklerde kullanılan kelimelerin grafiğini mi alalım ?
Ben iyi bir okurumdur, seviyorum,burayı da seviyorum zaten sevmezsem şeyimde olmaz bunları yazmak için vaktimi harcamazdım. Herkes anladığı işi yapsın gerekirse parasını ödeyelim. Yoksa çıkar hizmet pazarlaması da anlatırım.
02.03.2019
@necrobutcher, Kendimi devlet dairesinde sorununu çözmeye çalışan vatandaş gibi hissettim. doğru dürüst hizmet almak için çemkirmemiz gerekiyor resmen.
02.03.2019
@necrobutcher, isteğinde sıkıntı yok üslubun yanlış. olmasını dilediklerini uygun bir dille yazabilirsin. gunun sonunda senin de dediğin gibi ahmetin uygun gördüğü kadar varsın burada.ayrıca burası hayır kurumu falan da değil ahmet bu siteyi yapmak zorunda degil. adam guzel bişey yapıyor ve bu şekilde yapıyor begenmiyorsan girmezsin o kadar basit.
02.03.2019
@necrobutcher, müzik eleştirmenliği ile uğraşan insanlar genellikle her tür müzik üzerine yazar. sabağına lil pump albüm incelemesi yazan adam akşamına morbid angel yazar kimse de bunu yadırgamaz normal dünyada. sadece müzik eleştirmenliğinde değil sinema kitap yemek aklına gelicek her türlü eleştirmenlikte de bu böyledir genelde. tek bir türe odaklanmış bir müzik eleştirmenini bu müzik türünün farklı janrlarında kritik yazmasını eleştirmek gülünç en ufak tabirle.
bir de adam sanki medya devi bir derginin sahibi de yeni yazarlar eklensin diyorsun pitchfork mu adam 50 tane yazar işe alıp kritik yazdırsın. bir bakıma kişisel blog burası. belli türlerde adamın kritiklerini yetersiz buluyorsan o türdeki güvendiğin eleştirmenlerin kritikleri bulup okursun olur biter.
02.03.2019
@rorschach, en mantıklı yorum. +1
02.03.2019
@necrobutcher, death metal dinleyicisi olup bahsettiğin türlerde müzik yapan adamlar var. Darkthrone death metal grubuydu. Paradise Lost death metal grubuydu. Verdiğin örnekler müziğe gelince tüm anlamını kaybediyor çünkü müzik göreceli. Bu albümü sonuçta Candlemass gibi bir grup yaptıysa ve çıkardıysa, en büyük “doom metal müdavimi” bu albüme 10 puan verebilir. Kritiği sevmediysen kritiğin kritiğini yap, gereksiz elitizm değil.
02.03.2019
@necrobutcher, “91den beri her türünü dinliyorum o zaman yazarım” diye bir şey demedim. “bir adam 1991′den beri metal dinliyorsa ve büyük oranda tür ayırt etmiyorsa” dedim. İkisi farklı şeyler.
Diğerlerine bir şey demiyorum; “malum şahıs”, “Rizeli olmalısın” falan diye ucuz demagoji yapacaksan takip etme birader. Hakaret edilmedikçe sitede her yorumu onaylıyoruz ama çocuklaşmayalım bu kadar da.
02.03.2019
@necrobutcher, Konuya dahil olup olmamakta tereddüt ettim başta ama madem adım geçti, bir iki kelam da ben edeyim.
Bugün yayına giren kritiği televizyon meselesiyle açmıştım, önceleri Ahmet’in yazılarını öven yorumların olduğunu -hafızama tam olarak güvenemediğim için- Google’lama ile bulabildim. Bence senin canın, vurgusunu yaptığın siyasi ve devlet dairesi örneğinden anladığım kadarıyla farklı bir şeylere de sıkkın; insanlık hali, normaldir, candır sıkılır. Ama başka arkadaşların da ifade ettiği üzere kritik hakkındaki hoşnutsuzluğunu dile getiriş şeklin, çok süper değil, o konuda anlaşalım istersen.
Daha önce bana ve başka yazar/konuk yazar arkadaşlara da acımasız yorumlar geldi ama bu işler biraz böyle aslında; yazdıkların, karşındakinin hoşuna gitmiyorsa, onun kritikte ele alınmasını istediği konuları ele almıyor, müziğin sana neyi anımsattığı, hissettirdiğiyle ilgili bir şeyler yazıyorsan, okurun beğenisini kazanamayabiliyor. Tabii bu beğeni kazanamama durumunun yorum tarafı saygısız bir üslupla tezahür ettiğinde yazarın keyfi kaçabiliyor. Olaylar sonra üzüm yeme/bağcıyı dövme meselesine evriliyor.
“Beğenmiyorsan git Recep İvedik, Cumali Ceber izle!” lafına ayar olsam da ciddi anlamda metal kritikleri yazmaya benzer bir cümle neticesinde başladım, bunu ilk defa söylüyor olabilirim. O yıllarda nispeten yeni keşfedip albümlerini teker teker hatmettiğim Blind Guardian’ın 2006 çıkışlı albümünün kritiği, bira.gen.tr’de çıkmıştı. O kritiği yazan arkadaş -sitenin sahibiydi/sonradan Menzilci olmuş- albümü bildiğin gömmüştü. Ama dinleyenler anımsayacaklardır; albümde hakikaten süper şarkılar vardı. Ben de albümün olumsuz yanlarından çok olumlu yanlarını gördüğüm için kritiğe ciddi bir eleştiri getirmiştim; o arkadaş da “Beğenmiyorsan kendi kritiğini yaz, bunda özgürsün” tarzı bir şeyler yazmıştı. Arkasından “Aynı arkadaşın elinde heba olması muhtemel” olarak gördüğüm albümlerin kritiklerini yazıp arka arkaya göndermeye başladım. Şimdikilerle kalite açısından kıyaslamam mümkün değil ama en azından o zamanlar da aynı bugün olduğu gibi kendimce hakkını verdiğimi, albümlerdeki önemli noktaları vurguladığımı düşünüyordum.
O arkadaşı, Ahmet’le kıyaslamak hiç doğru olmaz, hatta Ahmet’i kritik yazan herhangi biriyle de kıyaslamak olmaz; sadece yüzüne söylemedim aha buraya da yazıyorum, adam ayaklı metal ansiklopedisi gibi bir şey. Yani doom metali bilmez, onun müdavimi değil gibi bir önerme hakikaten boş küme tadında bir şey söz konusu Ahmet olduğunda. Bak bunu bana diyebilirsin; heavy metal tarafım süper zayıf, power metal adına üç beş albümden fazlasını bilmem, Candlemass EP’si yazmama rağmen gruba Ahmet gibi dört dörtlük hakim değilim vs. Ama işin ilginç yanı elektronik müzikten de anlamama rağmen sıra dışı bazı elektronik albümler de yazabiliyorum. Bunu da açıkçası birkaç saatimi/günümü ayırıp sanatçı, albüm, tür gibi unsurları araştırıp “Bu algıladıklarımı doğru mu algılıyorum, dünyada bu şekilde düşünen sadece ben miyim?” sorgulamalarını mantıklı bir sonuca ulaştırdıktan sonra kritiğe girişiyorum. Beni kritik hazırlamaya motive eden şey dinlediğim müziğin beni harekete geçirip geçirememesi; bu müspet tarafta da olabilir menfi tarafta da. Önemli olan harekete geçirebilmesi. Sözün özü, aslında sadece anladığım türlerdeki işleri yazmıyorum, anlamadığım şeyler de yazıyorum ama boşa sallamıyorum. Neden bahsettiğimin farkındayım. Kıyaslamadan münezzeh tutmak isterim ancak Ahmet’in durumu da aynı, fazlası var, eksiği yok; ele aldığı albümler hakkında söylediklerine belki bugün katılmazsın ama aradan vakit geçince adam haklıymış diyebilirsin.
Neredeyse kritik uzunluğunda yorum yazdım ama umarım bir şeyleri açıklığa kavuşturabilmişimdir. Şurada aktif olarak takılan birkaç yüz kişilik bir topluluğuz, bana kalırsa çok ekstrem durumlar olmadığı müddetçe yorumlarda kırıcı olmayalım. Evet sertiz, asiyiz vs. ama ortamın samimiyeti ve sıcaklığı, karşımızdakine göstermemiz gereken nezakete herhangi bir şekilde engel olmamalı derim.
Oğuz
Sahsım adına şimdilik senenin en iyi albümü. Önümüzdeki 9 ay neler olacak göreceğiz.
Candlemass ten ne duymak istiyorsam hepsini bu yüce albümde duydum. Johan reizin vokalinin tartışmaya açık olmadığını düşünüyorum. house of doom un mats ve johan lı versiyonlarındaki fark bariz şekilde ortada. Yine balyoz gibi riffler, under the ocean daki 3:54 ten itibaren giren insanı süründüren harika bolumler…gerçi tüm parçalar içinde harika geçisler mevcut tek tek saymaya gerek duymuyorum, meraklıları keşfedecektir zaten.
Sonuç olarak bu grubun albüm çıkarmasına şahit olmak benim için çok kıymetli ve beklediğime değmesi, karşılığını kusursuz olarak almam ise paha biçilemez. Umarım bu son albüm değildir ve geçte olsa bir yeni albüm çıkışını daha görebilirim…
@necrobutcher, Selamlar,
Öncelikle devlet dairesinde değilsin, buradaki hiç kimse de sana hizmet vermek zorunda değil. Doğal olarak bence çemkirmeye gerek yok düşündüğün gibi.
İkincisi; aradan bir hafta geçti mi emin bile değilim, siteye “Ahmet Saraçoğlu hep death metal albümlerinin kritiğini yazıyorsun” şeklinde bir eleştiri gelmişti. Bu hafta da “Sen death metalcisin, bu diğer türlere hakim değilsin, bir daha yazma” diyorsun. Biraz düşününce Ahmet ağabeyin her iki eleştiriyi de dikkate alıp ona göre davranması durumunda siteye hiç kritik yazmaması (belki siteyi doğrudan kapatması) gerekiyor ki bu durumdan kim kârlı çıkıyor emin değilim.
Candlemass’in elveda albümü olmasına uygun olacak kalitede bir albüm olduğunu düşünüyorum. Henüz baştan sonra sadece 1 kere dinledim.
Birde TONY IOMMI en eli öpülesi müzisyendir.
Astorolus – The Great Octopus manyak parça olmuş. Kaç gündür kafamın içinde çalıp duruyor. Nihayet, dinlemek için kendimi zorlamak yerine, “Beni dinleyeceksin kardeş, kaçarın yok. Yoksa kafanda çalıp durmaya devam edeceğim.” diyen bir parça. Özlemişim böyle bir işi. Splendor Demon Majesty de müthiş bir açılış. Şimdilik bunlar bayağı beğendiğim parçalar oldu. Tabi sadece iki-üç şarkının iyi olması albümü iyi yapmaz. Genel olarak düşük notlar almış dinleyicilerden yabancı kaynaklarda da. Bridge of the Blind mesela pek ısınamadığım bir ballad oldu. İlerleyen günlerde şarkılar daha çok şekillenir fakat genel olarak beğendim. Şimdilik bu sene çıkanlar içinde en çok zevk aldığım albüm bu oldu.
Bir albümü dinlerken herhangi bir türden bağımsız hatta gruptan da bağımsız olarak dinlemeye çalışıyorum. Bu bir doom albümü, doom olmanın gerekliliklerini yerine getirebilmiş mi diye değil. Bu bir Candlemass albümü, Candlemass diskografisine yakışıyor mu bakalım diye de değil. The Door to Doom isimli bağımsız bir müzik albümü olarak dinliyorum. O zaman yapılan işin hakkının daha iyi verildiğini düşünüyorum. Çok pis Cliff Burton Metallica’cısıyım. Load albümünü çok beğeniyorum. Thrash ruhuna ihanet(!) Metallica’ya yakışmıyor(!) Hayır abi her şeyden bağımsız, Load gayet güzel bir müzik albümü işte. Beğenmeyen de olabilir, vasat bulabilir ama thrash değil, doom değil diye değil. Bu şekilde eleştiremiyorum artık bir şeyi. Lan valla ihtiyarladım.
The Omega Circle’ın nakaratı insanın acayip diline dolanıyor. Bu hafta “in dı midnayt aova, en dı sols divavı” diye diye deli gibi gezerim büyük ihtimal.
Her yıl düzenlenen troll festivali bu yıl erken başladı. Katılımcılar belli ve büyük bir coşku ile kutlanıyor…
@necrobutcher, 2008′den beri buralarda olan ve tabiri caizse Ahmet Abi ve ahalinin elinde pişmiş(bir dinleyici olarak kendince) birisi olarak bu tartışmalara korkarak bakıyorum. Adamın bu laflara kafası atar da, bir gün siteyi kapatır gider diye ödüm patlıyor.
Eleştiriyi gerçekten anlarım onda bir sorun yok zaten. Ama abicim çok basit bir durum var ya: Pasifagresif, Ahmet Saraçoğlu’nun kendi sitesi. Bak bu, bu kadar açık seçik ve net bir konu.
Bunun yanında adam bu güne dek; siteye bir tane reklam almadı, pirim yapmaya çalışmadı, bir yerlere çıkıp ibişlik yapmadı, götü kalkıp olur olmaz boklar yemedi. Çizgisini bozmadan ilk günden beri aynı şevkle yazan çizen bir adam. Herifin tüm o iyi yanlarını silip, bir çırpıda faşist ilan edilmesini anlamakta güçlük çekiyorum. Bu arada evet azılı bir Pasifagresif fanıyım.
04.03.2019
@geblo can(cemiyette pişen), Eskiden ben de senin gibi, buradaki haksız eleştiri ve hakaretlere kızıp kapatacak diye çok endişeleniyordum ama sevenleri olarak senin gibi samimi desteklerimizi devam ettirirsek böyle bir şey yapmayacaktır diye düşünüyorum.
cokcokcokcok guzel bi album, begenmeyenler ajdar dinlesin
Doom ruhu taşımıyormuş.ne zaman aklıma gelse gülüyorum
candlemass fanı değilim, bildiğim şarkısı 2-3ü geçmez. albumu dinlemeden yorumları okudum.sonra 2 kere çevirdim.şu an aşırı şaşkınım. çok net söylüyorum. bu albüme kötü diyen lütfen “müzik” dinliyorum falan demesin.
Aşure dağıtıyormuşçasına elimde tencere ile Tüm komşuların kapısını çaldım. Gülerken kusarlarsa falan yerler pislenmesin diye, sonuçta benim gösterdiğim görüntü yüzünden kusma ihtimalleri vardı, riske gerek yoktu…ama alttaki cümleyi apartman sakinlerine göstermem ile beraber tüm apartmanı kusmuk, sidik ve bok şelalesi esir aldı, elimdeki tencere yetmedi, itfaiye çağırdık…çalışmalar devam ediyor…
‘bence bu albümde doom ruhu adına hiçbirşey yok’
Okudukça krize giriyorum aq…
‘Under the ocean’ denen orospu çocukluğu 03:54 itibaren öyle bir yamultuyor ki, amcasını boynuzlayan yengesini başkası ile sikişirken yakalayan küçük ibo ya dönüyorum…hayvansınız aq…
https://youtu.be/RxqS2uNmzM0
‘Death’s wheel’ in 03:07 den itibaren acı acı gire solosunu da sikeyim…
Grubun yanılmıyorsam tamamı 50 yaş üzeri üyelerden kurulu ve genellikle bu yaşlarda çıkarılan albümlerin büyük çoğunluğu orta kalibreli olur ama abiler baya bildiğin küçük enişteyi salmış ortamlara. Albüm başlı-başına bir ders kitabı gibi. Dinle-dinle yeni bir şeyler öğren, zevk al albümden. Albümü dinlemeden önce iyi bir albüm dinleyeceğimi biliyordum ama zevkten gebereceğimi tahmin etmiyordum. Bu arada grubun ismini “Kendlmass” yerine “Kandlemass” gibi okuyan bir tek ben değilim her halde.