Adını Özbekistan’ın batısındaki Karakalpakistan’ın kuzeyinde bulunan Mo’ynoq adlı şehirden alan ABD’li bir black metal grubuyla birlikteyiz bugün. Geçtiğimiz yıl “Bardo” adlı bir EP çıkaran MO’YNOQ, ilk albümü “Dreaming in a Dead Language”ı da 11 Ocak’ta piyasaya sürerek ortamlara girmiş oldu.

Post black metal ile daha standart black metali bir arada kullanan ve pek bir sınırı yokmuş izlenimi veren MO’YNOQ, bu tarafıyla türün daha avangart eğilimleri olan isimlerini akıllara getiriyor. Son derece vahşi bir genel kimliği olan grup; yer yer KRALLICE’yi anımsatan delilikleri, post tarafının iyice atmosfere yaslanan soğuk ve kederli dokunuşlarında ise SO HIDEOUS benzeri güzellikleriyle gayet tatmin edici bir müzik sunuyor.

Bu noktada “Dreaming in a Dead Language”ın en değerli tarafı, grubun beste konusundaki iş bilir ve ileride de sıkışmayacağını hissettiren tavrı. Şarkıların her biri başka bir karakter yansıtıyor ve bu sayede albüm rahat nefes alıyor, ömrünü uzatıyor. Grubun black metal karakterli bir imaj benimsememesi ve senin benim gibi giyiniyor oluşu da sunulan bu vahşeti, yıkımı daha bir çekici, daha bir gerçek hâle getiriyor.

Bu imajsızlık, albüm kapağının karanlığı ve müziğin tümden kapkara oluşu da eklenince MO’YNOQ’un yarattığı etki artıyor ve ilerisi için gayet güçlü ışıklar yanıyor. Türü bir bütün olarak ele alan ve hem geçmişten hem de günümüzden beslenen grubun bu yaklaşımı bence takdir edilesi.

“Dreaming in a Dead Language”, black metal adına daha önümüzde yüzlerce albümün olduğu 2019 içerisinde öne çıkma potansiyeli bulunan albümlerden biri ve MO’YNOQ bu hamlesiyle yılın değerli keşifleri arasına adını yazdırabilir. Karakterli ve tutkuyla yapılan yenilikçi bir black metal dinlemek isteyenler albüme rahatlıkla zaman ayırabilirler.