HIGH ON FIRE bence metal dünyasındaki en akılda kalıcı ve iyi grup isimlerinden birine sahip. Grubun ateşli ve kafayı bulmaya hazır müziği düşünüldüğünde bu isim daha da bir anlam kazanıyor. Her ne kadar rahmetli Lemmy’nin içine daha fazla kimyasal sokmak istemesek de, HIGH ON FIRE’ı MOTÖRHEAD’in doping kullanan küçük kardeşi olarak nitelemekte pek bir sakınca yoktur diye düşünüyorum.
Matt Pike’ın muhtemelen SLEEP’in ağırlığından bezdiği için SLEEP dağıldıktan kısa süre sonra kurduğu ve 20 yıldır ortalıkta olan HIGH ON FIRE, kariyeri boyunca stabil bir sound ve müzikal karaktere sahip olan ve kuruluşuyla kıyaslarsak ocağın altını giderek daha fazla açan bir grup. İlk albümlerinde belli oranda karşımıza çıkan SLEEP etkisi zaman içinde kendini çok daha cayır cayır bir stoner/sludge/doom hatta yer yer thrash etkisine bıraktı. Tüm bu süreçte değişmeyen tek şey ise, HIGH ON FIRE’ın neredeyse her albümde bambaşka tarzlara sahip yapımcılarla çalışıyor olmasıydı.
İlk iki albümünde NEUROSIS’ten CATTLE DECAPITATION’a bin tane grupla çalışan Billy Anderson’ın masa başı becerilerinden yararlanan Pike ve ekibi, “Blessed Black Wings”de NEUROSIS’in kariyerinin ikinci yarısını şekillendiren Steve Albini ile, “Snakes fort he Divine”da ise METALLICA ve SLAYER’la olan çok daha ticari işleriyle tanıdığımız Greg Fidelman’la çalışmış, sonrasında da kendini CONVERGE insanı Kurt Ballou’nun güvenli ellerine teslim etmişti. Tüm bu yapımcı değişiklikleri HIGH ON FIRE’ın genel müzikal karakterini fazla etkilemese de grubun bir devinim içinde olduğu açıktı.
“The Sciences” ile sağlam bir geri dönüş yapan SLEEP’in ardından, Pike ve davulcu Dansel’ın HIGH ON FIRE’a yoğunlaşmaları gayet mantıklıydı aslında. Tıpkı SLEEP’i dağıttıktan sonra HIGH ON FIRE’ı kurmaları gibi, “The Sciences”ın ardından biraz nefes almak amacıyla şu an bahsettiğimiz “Electric Messiah”a yoğunlaştılar.
Sonuçta her zaman Indica olmazdı, arada Sativa da lazımdı.
“Electric Messiah” özelinde konuşursak, Matt Pike doğal olarak albümü bugüne kadarki en iyi HIGH ON FIRE albümü olarak gösteriyor. Aslına bakarsanız bunda çok da haksız sayılmaz. En iyi herkes için farklı olabilir, ancak “Electric Messiah”nın muhtemelen bugüne kadarki çok yönlü, en enerjik en gazlı HIGH ON FIRE albümü olduğunu söyleyebiliriz. Her şarkıda hissedilen bir patlama, bir göğüs kafesi yırtma hissi var. “God of the Godless”da 1998-2001 arası SLAYER ayarı bir yerlere dokunan grup, “Sanctioned Annihilation”da 10 dakikayı aşan hem atarlı hem duyarlı bir stoner fest sunuyor ve Iommi öykünmelerini ön plana çıkarıyor.
“The Witch and the Christ”ta ilk dönemlerine göz kırpan Pike ve dadaşlar, albüme adını veren şarkıdaysa tam anlamıyla 10 tane Ritalin’i bir seferde gömmüş MOTÖRHEAD gibi takılıyorlar.
Tüm bunlar bir araya geldiğinde gerçekten de HIGH ON FIRE’ın bugüne dek yaptığı en iyi, canlı ve heyecanlı işlerden biri ortaya çıkıyor. Matt Pike “The Sciences”ta ne kadar boğucu bir buhran yayıyor, dinleyiciyi ne kadar eziyorsa, “Electric Messiah”ta da bir o kadar havalara atıyor, kucaklara alıyor, hoplattıkça hoplatıyor.
Stoner metalin en gözü hiçbir şey görmez manyaklıktaki hâllerinden birine tanık olmak istiyorsanız, yılların deneyimi ve daha uzun yılların dumanlı kafalarının elinden çıkan bu peygambere kapılarınızı açın. Açmışken bir de bir koşu TEDAŞ’a gönderin de elektrik faturasını da ödeyiversin.
Kadro Matt Pike: Gitar, vokal
Des Kensel: Davul
Jeff Matz: Bas, geri vokal
Şarkılar 1. Spewn from the Earth
2. Steps of the Ziggurat/House of Enlil
3. Electric Messiah
4. Sanctioned Annihilation
5. The Pallid Mask
6. God of the Godless
7. Freebooter
8. The Witch and the Christ
9. Drowning Dog
High on Fire’ın en sevdiğim tarafı dinlediğimde bünyedeki metal, hardcore ve stoner ihtiyacını aynı anda karşılaması. Müziklerinin bu üç türün hissini birlikte taşıması özel yapıyor onları benim için.
HOF kariyerinde iyi veya kötü anlamda büyük sapmaları olmayan, istikrarlı, istediğimi daima aldığım gruplardan. Her grupta olduğu gibi kendi soundları içinde tekrara düşme riskleri varken kritik de bahsedildiği gibi bunu her zaman doğru insanlarla çalışarak ve basitçe grubun iyi müzisyenlerden oluşması sebebiyle yeterli düzeyde aşmayı başardılar.
Bir de Des Kensel’dan da bahsedeyim, çünkü genelde HOF’un hakkı pek verilmeyen üyesidir. Önceki hayatında kabile şamanı olan bu abinin “ilkel veya savage” olarak tanımladığım davulculuğu en az Pike’ın gitarı kadar vazgeçilmez.
High on Fire’ın yanına Kurt Ballou isminin gelmesi ayrı bir güven kaynağı oldu. Bunun etkilerini zaten son üç albümdür görüyoruz. Her albümde tekrar tekrar doğuyorlar resmen.
Electric Messiah diye kastedilen kişi Lemmy’ymiş meğerse. Bir ay sonra düştü benim jeton, albümle aynı isimdeki şarkının sözlerine bakarken.
Şarkının hikayesi Matt Pike’ın rüyasında Lemmy’nin kendisine kızdığını görmesiyle başlamış. “Tahtımı ele geçirmeye mi çalışıyorsun çocuk. Bunu yapamazsın!” demiş Lemmy. Bizimki de bu şarkıyı yazmış. “Bana Lemmy ölmeden önce bile sıradaki Amerikan Lemmy diyorlardı ama ben olmaz öyle şey diyordum.” diyor.
Lemmy’nin din, politika ve hayat üzerine görüşleri çok etkileyiciydi. İki röportajını dinlesen ‘Lemmy is God’ diye düşünmeden edemiyorsun. 20. yy’ın Buda’sı gibiydi. Yok bunu Mike Pike demiyor, ben diyorum. Ama büyük ihtimalle o da böyle düşünüyordur.
Hem bu albüm, hem de Sleep’le yaptığı geri dönüş ile Matt Pike 2018′de yılın metal adamıydı bence. Daha çok içebilsin diye ciğerimden parça veririm, öyle bir adam.
Firebooter ile playlistime küçük bir ara vereyim dedim, kulagımdan tazyikli sperm geldi ve bunun şiddeti ile sol kulaklğım duvara çarptı. Neyse ki bozulmadı.
Topalladığın zamanlarda kullandığın bastonun olayim matt reiz…
Son cümleye kadar güzel bir kritikti oysa ki…
High on Fire’ın en sevdiğim tarafı dinlediğimde bünyedeki metal, hardcore ve stoner ihtiyacını aynı anda karşılaması. Müziklerinin bu üç türün hissini birlikte taşıması özel yapıyor onları benim için.
HOF kariyerinde iyi veya kötü anlamda büyük sapmaları olmayan, istikrarlı, istediğimi daima aldığım gruplardan. Her grupta olduğu gibi kendi soundları içinde tekrara düşme riskleri varken kritik de bahsedildiği gibi bunu her zaman doğru insanlarla çalışarak ve basitçe grubun iyi müzisyenlerden oluşması sebebiyle yeterli düzeyde aşmayı başardılar.
Bir de Des Kensel’dan da bahsedeyim, çünkü genelde HOF’un hakkı pek verilmeyen üyesidir. Önceki hayatında kabile şamanı olan bu abinin “ilkel veya savage” olarak tanımladığım davulculuğu en az Pike’ın gitarı kadar vazgeçilmez.
High on Fire’ın yanına Kurt Ballou isminin gelmesi ayrı bir güven kaynağı oldu. Bunun etkilerini zaten son üç albümdür görüyoruz. Her albümde tekrar tekrar doğuyorlar resmen.
Motörhead in değişik soslar katılarak yeniden başarılı bir sunumu. 8 puan benden.
Electric Messiah diye kastedilen kişi Lemmy’ymiş meğerse. Bir ay sonra düştü benim jeton, albümle aynı isimdeki şarkının sözlerine bakarken.
Şarkının hikayesi Matt Pike’ın rüyasında Lemmy’nin kendisine kızdığını görmesiyle başlamış. “Tahtımı ele geçirmeye mi çalışıyorsun çocuk. Bunu yapamazsın!” demiş Lemmy. Bizimki de bu şarkıyı yazmış. “Bana Lemmy ölmeden önce bile sıradaki Amerikan Lemmy diyorlardı ama ben olmaz öyle şey diyordum.” diyor.
Lemmy’nin din, politika ve hayat üzerine görüşleri çok etkileyiciydi. İki röportajını dinlesen ‘Lemmy is God’ diye düşünmeden edemiyorsun. 20. yy’ın Buda’sı gibiydi. Yok bunu Mike Pike demiyor, ben diyorum. Ama büyük ihtimalle o da böyle düşünüyordur.
Hem bu albüm, hem de Sleep’le yaptığı geri dönüş ile Matt Pike 2018′de yılın metal adamıydı bence. Daha çok içebilsin diye ciğerimden parça veririm, öyle bir adam.
Des Kensel “God of the Godless” ile ne yapmak, nereye varmak istemektedir?
Firebooter ile playlistime küçük bir ara vereyim dedim, kulagımdan tazyikli sperm geldi ve bunun şiddeti ile sol kulaklğım duvara çarptı. Neyse ki bozulmadı.
Topalladığın zamanlarda kullandığın bastonun olayim matt reiz…
Yine küçük bir playlist arası.
Firebooter dünyanın en iyi parçasıdır.
Az bilinen bir High on Fire parçası:
https://youtu.be/c_eLv988oso
Harman kaldık
🙂
Kubara zam gelmiş.
Albümün okur notu’na oha çekip ayrılıyorum:)
Bu grubun özellikle 2005 ve sonrası yaptıkları normal insan işi değil. Başka bişey bu.
Çok seviyorum
14.09.2023
@Zeitgeist, Yeni albüm bundan daha iyi olursa meydanlarda kendimi parçalarım. High on Fire’a ait ne varsa içinde bulunduran bi albüm.