Danimarka’nın soğuk ve puslu atmosferinden çıkıp bizlere death metalin tüm sıcaklığını ve öfkesini kusan yeni bir grupla karşınızdayız bugün. 2015’te kurulan Aarhuslu grup, ilk albümü “Danse Macabre”ı geçtiğimiz hafta piyasaya sürdü ve biz de buna elbette ki kayıtsız kalamadık.
BÆST tek cümleyle ifade etmek gerekirse “BLOODBATH’in ilk albümü ayarında bir death metal yapıyor”. Böyle deyince sanki BLOODBATH de kendi başına özgün bir grupmuş gibi gözüküyor, ancak tabii ki böyle değil. BÆST’in gitar tonları ve İsveç death metaline olan yaklaşımı, onları ENTOMBED, DISMEMBER, GRAVE gibi grupları damıtıp BLOODBATH sound’unu yaratan anlayışa denk bir konuma getiriyor. Olayın özü elbette ki doksanlar başı İsveçli gruplar, ancak prodüksiyon ve beste karakteri tam anlamıyla “Resurrection Through Carnage” kafası BLOODBATH. “Bleeding Death” EP’sindeki BLOODBATH değil, tam olarak “Nightmares Made Flesh” de değil; her şeyiyle çok leziz bir “Resurrection Through Carnage” BLOODBATH’i var karşımızda (elbette ki daha da güçlü bir sound’la).
Yalnızca 33 dakika süren albümde İsveç’in kanayan yarası olan death metal efsanelerinin izinden giden ve bunu gayet ne yaptığını bilir bir tavırla sunan bir BÆST görüyoruz. İlk albüm olmasına rağmen ortaya koydukları güç ve tehditkârlık, onların bu müziği uzun zaman önce yalayıp yuttuklarını, şimdi de hakkını vererek kustuklarını gösteriyor.
Bu açıdan bakınca BÆST’i son dönemin öne çıkan diğer bir death metal grubu CARNATION’la benzer bir kefeye koyabiliriz. İkisi de yenilik arayışı gütmeyen ancak eskinin köklerini tertemiz bir cama bulaşmış kan pıhtıları gibi sunan bir karakter çiziyorlar. İki grubu dinlerken de aklımıza eski büyük isimler geliyor, ama ortada yeni bir yaratım olduğunu da açıkça hissediyoruz.
BÆST‘i değerli kılan diğer bir konu da, gruptaki tüm elemanların başka herhangi bir grupta çalmıyor oluşları ve ilk grupları olan BÆST ile çıkardıkları ilk albüm olan “Danse Macabre” ile daha ilk andan turnayı gözünden vurmaları. Belki yeni bir şey yapmıyorlar, belki CARNATION kritiğinde dediğim pek çok şeyi aynen buraya da kopyalamamı anlamlı kılacak bir tavır takınıyorlar, ama işte yaptıkları şeyi cidden iyi yapıyorlar. Son derece saflar, samimiler, oldukları gibiler: death metali aşırı fazla seviyorlar ve bunun herkesçe bilinmesini istiyorlar.
Gerçekten de, albümün detaylarına inildiğinde “Danse Macabre” ancak death metali çok seven ve iyi bilen birilerince yazılacak türde bir albüm. “Atra Mors”un ortasındaki melodik bölümden tutun da, “Ego Te Absolvo”nun sonundaki uzun tekrarlı rife kadar.
“Danse Macabre” her şeyiyle death metal. Noktasına, virgülüne kadar kaliteli death metal. Dolayısıyla albümde öne çıkan bir şarkı da yok; tüm şarkılar ortak bir death metal tapınması gerçekleştiriyorlar. Grup da bu durumu öne çıkarmak istemiş olacak ki, hangi şarkı olduğu fark etmez dercesine sondan bir önceki ve son şarkıya klip çekmiş.
Çok bile yazdım. Öz, has, esaslı, gerçek İsveç death metali seviyorsanız BÆST’i dinleyin.
Carnation’dan daha çok beğendim. Çok iyi.