# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
GREG HOWE – Introspection
| 20.03.2018

İç gözetlerken göz çıkarmak.

poison

Pasifagresif’i 6 sene önce keşfettiğimde bir gün bu site için bir kritik yazacağımı hiç düşünmemiştim. Bu anların geleceği son zamanlarda belliydi benim için ve geldi çattı. Hem de “Greg Howe” denen virtüöz ötesi ile.

Lise yıllarımda aldığım gitar derslerinin sonunda hocamdan beğendiği gitaristleri bana yazmasını rica etmiştim. Kağıda içinde Pat Metheny, Mike Stern, Andy Timmons, Frank Gambale, Vicente Amigo gibi farklı tarzlarda virtüözlüğünü kanıtlamış birkaç isim yazmıştı, ancak ilk sırada Greg Howe ismi ve yanında bir yıldız işareti vardı.

İlk dinlediğinde pek bir şey anlamayacaksın, demişti ve öyle de oldu. Azılı bir death ve black metal dinleyicisi olarak, bu adamın ne yaptığını algılayamamış ve Behemoth dinlemeye devam etmiştim. Ne yapıyordu bu adam böyle?

Yaptığı şey, röportajlarında belirttiği üzere zamanında bazen günde 16 saat gitar çalışmaktı. Evet 16 saat. Geriye kalan sürede de uyuyordu herhalde. Greg’in olayı hastalık boyutuna taşıdığını hepimiz anlamışızdır, diye düşünüyorum. Artık albüme geçelim o hâlde.

Instrospection, jazz-fusion ve rock ögelerinin bulunduğu, ancak ileride çıkaracağı juzz-fusion albümlerinden ziyade daha çok bir rock albümü. 1993 yılında çıkmasına rağmen albüme oldukça iyi bir sound hakim. Özellikle rock gitaristi albümlerinde görülen ve solo gitarı öne çıkarmayı amaçlayan zayıf davul ve bas kullanımı Introspection’da kendine yer edinmiyor. Hem ton hem de çalım anlamında hoş ve bazen slap’li baslar, çok olmasa da yer yer aksak çalan, yer yerse işi minimal düzeyde tutarken hiç sıkmayan güzel pitch’li ride’lar ve snare’lar, Greg’in müzik gösterisine eşlik ediyor.

Greg kesinlikle müzikal bir gösteri sunuyor. Kusursuz ve abartıya kaçmayan shred’lerin yanında ders niyetine okutulabilecek ve ötesi olmayan muhteşem legatolar, cayır cayır 3 perdeli bendler, “oha” dedirten sweep-tapping’ler, şarkılardaki yoğunluk, his, tekrarlı kısımların yerinde kullanımı, tam zamanında girerek çiçekler açtıran modülasyon ve gitar tonu içi dolu müzik dinlemek isteyenler için birkaç unsur olarak ilk göze çarpanlardan.

Bazı şarkılardan da özel olarak bahsetmeden geçemeyeceğim. Tekniğin zirve yaptığı şarkı olduğunu düşündüğüm Direct Injection, adeta gitarın sınırlarını zorlarken insan kapasitesinin de neler ortaya çıkarabileceğini gösteriyor. İyi bir besteci olmanın nasıl bir şey olduğunu işitsel yolla ifade eden Come And Get It, insana tuhaf bir duygu karmaşası yaşatırken alttan alta da romantizm vermeyi ihmal etmeyen Pay As You Go, Jason Becker’a adanan ve beraberinde tatlı bir hüznü kulaklara getiren Desiderata… Şu şarkının şurası, bu şarkının burası diye özellikle bahsetmek istediğim yerler var elbette ama bunu yaparsam yazı gereksiz yere çok uzayacak. Bu yüzden yapmayacağım.

Greg Howe’ın tüm diskografisini yalayıp yutmuş biri olarak Introspection benim için diğerlerinden ayrı bir yerdedir. Konu Greg olunca her ayrıntı, her ses ayrı bir yerde oluyor gerçi. Instagram hesabında gitar çaldığı bir videoyu koyup açıklama kısmına “This is what taking a break from songwriting often looks and sounds like for me.” yazan bir adamdan bahsediyoruz, bu adamın müziğinden normallik beklemek kesinlikle yanlış olacaktır.

Eğer biraz farklı tarzlara yelken açmaktan, deliliği kucaklamaktan çekinmiyor ve gitar tarihinin hakkı en az verilmiş gitaristlerinden birinin şaheserini dinlemek istiyorsanız, karşınızda Introspection.

10/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.40/10, Toplam oy: 30)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1993
Şirket
Shrapnel Records
Kadro
Greg Howe: Gitar, klavye
Kevin Soffera: Davul
Alsamad Caldwell: Bas (3, 6 hariç)
Vern Parsons: Bas (3, 6)
Şarkılar
1. Jump Start
2. Button Up
3. Come and Get It
4. In Step
5. Desiderata
6. No Place Like Home
7. Direct Injection
8. Pay as You Go
  Yorum alanı

“GREG HOWE – Introspection” yazısına 7 yorum var

  1. Oblomov says:

    İşte sahalarda görmek istediğimiz hareketlerden. Sitenin içeriğinin daha da zenginleşmesi adına farklı türlerden albümlerin kritiklerini destekliyorum. Hele ki bu bir gitar albümü olursa apayrı bir tat, benzersiz bir lezzet katıyor. Şahsen yazmak istediğim çok güzel albümler var fakat gitarist ya da gitarla uğraşan biri olmadığım için hakkını vererek yazabileceğimi düşünmüyorum.

    Greg Howe kendi soundunu yaratabilmiş ve virtiözlüğünü kimsenin tartışmayacağı kalitede bir gitarist. Özellikle fusion/funk ekseninde gurmelik tatlar sunar. Solo albümlerinin dışında birçok ünlü müzisyen ile olan çalışmalarıyla da bilinir. (bkz: Richie Kotzen)

    Uzun zamandır dinlememiştim. Bu güzel kritik vesilesiyle kulaklarımızı şenlendirelim bakalım yeniden.

    poison

    @Oblomov, Çok teşekkür ederim. “Gurmelik tatlar sunar” cümlesine kesinlikle katılıyorum. Zamanında Michael Jackson’ın gitaristliğini yapmışlığı da var, muhtemelen biliyorsunuzdur. Geçen yıl çıkardığı albüm de çok güzel, tavsiye ederim. Belki ilerleyen günlerde onun da kritiğini yazarım.
    Böyle güzel ve objektif geri dönüşler almak çok hoş. Tekrar teşekkürler.

    Oblomov

    @poison, Rica ederim.
    Bilmem takip eder misiniz Okan Meriç’in 10 küsür yıldır yaptığı Gitarist adlı radyo programı vardır. Kendisi Greg Howe ve nice virtüözün, kaliteli gitaristin albümlerini çalar, tanıtır. Sayesinde epey güzel albümlerden, gitaristlerden haberdar olmuşumdur. İlgilenen varsa tavsiye etmiş olayım.
    Kritikleri bekliyoruz. \m/

    poison

    @Oblomov, İlk kez duydum bu radyo programını, bakacağım. Çok faydalı bir şey yapmış Okan Meriç. Teşekkürler paylaşım için.
    \m/

  2. Ufuk Sönmez says:

    yazınızı çok beğendim, elinize sağlık. yazınızdan anladığım kadarıyla sizde de müzisyenlik göründüğü için bazı müzikal terimleri çok güzel ifade etmişsiniz. bu tarz enstrümantal müzikleri ben çok seviyorum, hatta çoğu zaman metalin önüne bile koyabilirim. greg howe, gitarcılık müesssesinin en üst kategorisinde yer alan progressive, neoklasik, shred, fusion, jazz, rock hemen hemen her şeyi mükemmel çalabilecek bir adam. guthrie govan, andy timmons, vinnie moore gibi adamlar zor bulunur gerçekten. bu insanlar müzikal, altyapısı sağlam, melodik şeyler yaratmak için gecesini gündüzünü veriyorlar. metal müziği çok sevsem de bu tarz işler bana daha sanatsal geliyor ve de içlerinde baymayanları gerçekten yüksek puanı hakediyorlar.

    bu albümü yarım yamalak biliyorum ama indirip, bi güzel dinlemem lazım. bu arada ben de kendisinin “ascend” kritiğini yazmıştım bu sitede, ilgini çekebilir. :) güzel pitch’li ride’lar ve snare’lar ne demek bu arada, öğrenmek için soruyorum, zahmet olmazsa cevap verirseniz çok harika olur.

    poison

    @Ufuk Sönmez, Çok teşekkürler. Bu tarz müziği takip edip takdir eden birinden bunu duymak çok güzel. Evet, ben de ilgileniyorum uzun zamandır gitarla ve amatör olarak klavye ile. Tabii günlük çalışma konusunda Greg’e yaklaşamadım bile :) En fazla 6 saat çalıştığım oldu, bir onluk eksik yani. Acaba çok mu terim kullandım, diye düşündüm. siz de takdir edersiniz ki, bunun gibi albümlerin müzik literatüründen -az sayıda da olsa- bir şeyler kullanılmadan yeterince iyi ifade edilemeyeceğini düşünüyorum. Greg Howe dediğiniz gibi en üst kategoride bir gitarist. Guthrie Govan’ın da örümcek gibi parmakları ve orijinal bir çalma stili var kesinlikle. Andy Timmons’ı yavaş çalmakla eleştirenler var ama “Groove or Die” parçası yeterince iyi bir cevap :)

    “Ascend” kritiğinizi 3 kez okumuştum ama yazanın adını unutmuşum şimdi baktım tekrar. Gördüğümde şaşırmıştım ve epey hoşuma gitmişti, sizin de elinize sağlık.

    Pitch, en temel anlamıyla sesleri “yüksek” veya “alçak” olarak algılamamızın ölçüsü. Ses yükseldikçe frekansı da artar. Bu yüzden yüksek perdeli sesler tiz algılanır.Hatta İngilizcede de “high-pitched” denir sesin tiz(yüksek frekanslı/perdeli) olduğunu ifade etmek için. Ride ve snare(trampet) da davulda kullanılan şeyler. Yukarıda koyduğum “Come And Get It” videosunda 1:03′e kadar bu ikisi kullanılıyor davulda. Bu ride ve snare’ın frekansları da drum key aletiyle ayarlanabiliyor. Tension rod(gerilme çubuğu) diye bir malzemenin drum key vasıtasıyla sıkılmasıyla sesler inceliyor, gevşetilmesiyle kalınlaşıyor. “Güzel pitch’li”den kastım ride ve trampetin gerilim seviyesinin güzel olduğuydu. Umarım anlatabilmişimdir. Bu arada ne zahmeti, rica ederim. Wiki’den de okumak isterseniz aşağıya iki link bıraktım.

    https://en.wikipedia.org/wiki/Pitch_(music)
    https://en.wikipedia.org/wiki/Drum_tuning

    Ufuk Sönmez

    @poison, gerçekten detaylı bir şekilde özenle cevap vermişsiniz, çok teşekkür ederim.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.