# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
ABYSMAL DAWN – Programmed To Consume
| 31.01.2010

İyi albümü kapağından anlamak.

“Teknik death metalin Dan Seagrave’i” olarak anılan Pär Olofsson’un, kapak yaptığı gruplara (Psycroptic, Origin, Severed Savior, Deeds Of Flesh, Spawn Of Possession ve daha niceleri) kefil olan sanatı, yeni gruplar öğrenmek için bize de vesile oldu. Abysmal Dawn’u da, portfolyosunu kurcalarken “Programmed To Consume” için çizdiği kapağı görünce, “Pär Olofsson çizdiyse kesin klâs gruptur” diye düşündükten sonra keşfetmiştim. İlk albümleri olan “From Ashes”dan iki yıl sonra kaydettikleri “sophomore effort”larıyla -yok lan, şaka- ikinci albümleriyle Relapse Records’a da geçiş yapan grup, bu albümle piyasadaki yerini sağlamlaştırıp türün diğer klâs gruplarıyla muhtelif turlara çıkmaya başladı. Kısacası, işin içinde hem Pär Olofsson, hem de Relapse olunca benim gibi seçici bir lavuğa da albümü dinlemek kaldı.

Teknik death metalin öyküsüne girmeden, grubun müziğinin daha iyi anlaşılması için kısaca bir önsöz vermek istiyorum. Daha önce “progresif” kategorilendirmesinde görülen durumun benzeri, günümüzde bir anlamda teknik death metal için de geçerli. Nedir bu durum? Önce gerçekten progresif müzik yapan gruplar varken, daha sonra “progresif rock/metal” kavramı, “bu tarz müzik yapan gruplar gibi müzik yapan gruplar”dan dolayı aynı zamanda bir tür ismi olarak da kullanılmaya başlandı. “Teknik death metal”, yaratıcılık anlamında böyle bir iddiada bulunan bir tarz ismi olmasa da bazı kendini bilmez gruplar sayesinde yine iki ayrı kulvar oluştu: Bir yanda Necrophagist, Gorguts, Psycroptic veya Spawn Of Possession gibi kendi çalış tarzını, kendi beste tarzını daha önce görülmemiş şekilde death metale katan gruplar; diğer yanda Abysmal Dawn gibi geleneksel death metale daha yakın dururken az önce bahsettiğim grupların dağarcığından da yararlanan gruplar.

programmedtoconsume_programmedtoconsume

İkinci kulvardaki grupların başarılı olma şansı tabii ki daha az ancak Abysmal Dawn’un yetenekli elemanları, değişik etkilenimleri sayesinde başarılı bir işe imza atmışlar. Yazının devamında bu başarılarını neye borçlu oldukları anlatılacaktır.

İlk dinleyişte göze çarpan şey, bestelerdeki karanlık atmosfer. Bestelerin büyük kısmının sahibi olan gitarist/vokalist Charles Elliot, yan yana gelince istediği karanlık atmosferi tedarik eden belli nota dizileri belirleyerek rifleri bunların üzerinden üretmiş. Genelde -“tremolo picking” tabir edilen- taramalı rifler kullanmasının yanında birbirine yakın perdelerde teller arasında gezinerek Suffocation tadında rifler de dinlememizi sağlıyor. Grubun en büyük iki artısından birisi olan bu kendine has ve karanlık atmosfer, Immolation veya Suffocation’ı, hatta bazı yerlerde direk “Souls To Deny” havasını anımsatıyor. Ama bu bariz etkilenimlerin dışında, bazı bölümlerde ve sololarda Gorguts tadı almam, benim hayal gücümün ürünü müdür, bilmiyorum. Sololar demişken; albümde, beklenenden daha melodik sololar da olmakla birlikte yine riflerle aynı havada sololar daha büyük yer tutup yukarıda bahsettiklerimi pekiştiriyor.

programmedtoconsume_1

Bu kadar “atmosfer” demişken Aeon Aomegas parçasından da bahsetmeden geçmeyeyim. Bu tarz grupların albümlerinin sonunda akustik kapanışlar görmeye alışığız ama Abysmal Dawn, bunu albümün ortasında yapmış, çok da güzel durmuş. Basitçe, Dissection’ın Where Dead Angels Lie girişini anımsattığını söylesem neye benzediği ve grubun göz kırptığı “atmosfer” hakkında yeterli olur diye düşünüyorum.

Teknik death metalde iyi davulculara alışık olduğumuz için Terry Barajas için çok fazla söze gerek yok. Eksiği fazlası olmayan bir performans sergilemiş. Rifle beraber tempo da değiştiren bölümlere iyi ayak uydurup parçalara canlılık katmış ve benim sevdiğim bir özellik olan, sürekli tekniğe kasmayıp gereken yerlerde, özellikle grubun thrash etkilenimlerinin hissedildiği bölümlerde basit ritimler gitme işini de kotarmış. Aksak riflerin arkasını da iyi doldurup akıcılık kazandırması, bir puan da buradan almasını sağlıyor.

Charles Elliot’a bu kez vokaller için tekrar bağlanalım. Yukarlarda bir yerlerde albümün birinci artısından bahsetmiştim, aha bu da ikinci artısı. Elliot, birkaç vokal tarzını ayrı ayrı yaparken, vokal bölümlerini tekdüzelikten kurtarmak için “brutal”den girip “scream”den çıkma işini de beceren vokalistlerden. Bu özelliğiyle Amerikan death metal gruplarından çok, İsveç gruplarının vokalistlerini anımsatıyor. Özellikle derin “brutal”leri çoğu yerde Mikael Åkerfeldt’in kulaklarını çınlatmamıza sebep oluyor. Black metal tadı veren “scream”leri, “brutal”lerinin yanında biraz zayıf kalsa da ikinci dönem bunları da pekiyi yapacağına inancım tam.

programmedtoconsume_2

Prodüksiyon kalitesi, teknik death metal gibi hem hızlı, hem de karmaşık bir müzik için önemli bir kıstas. Önceki albümde boğuk tonlara kurban giden gitarlar, bu kez daha anlaşılır olsa da düşük akort kullanıldığından olacak, kalın perdelerde zaman zaman boğuklaşabiliyor. Üstüne, bindirmeli vokaller de eklendiği zaman baslı bir sistemde ses patlasa da prodüksiyon genel olarak memnuniyet verici.

Bir de dipnot: Twilight’s Fallen şarkısının nakaratında vokallere kardeş grup Reciprocal’dan Jacob Enfinger konuk olurken albümle aynı adı taşıyan parça için Los Angeles sanayi sitesinde çekilen klipte de gruba HAL9000 eşlik ediyor.

Albümün ardından değişen gitar ve davul departmanı faktörünü dışarıda bırakarak, grubun bir sonraki albümde daha iyi bir prodüksiyon ve daha kaliteli bestelerle döneceğini düşünüyorum ama henüz dinlememiş olup da alternatif teknik death metal albümü arayanlar için o zamana kadar “Programmed To Consume” da gayet tatmin edici bir death metal albümü.

hysteresis

7.5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.52/10, Toplam oy: 31)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2008
Şirket
Relapse
Kadro
Charles Elliot: Gitar, vokal
Jamie Boulanger: Gitar
Mike Cosio: Bas gitar
Terry Barajas: Davul
Şarkılar
1. Programmed to Consume
2. Compulsory Resurrection
3. Twilight's Fallen
4. Grotesque Modern Art
5. A Remission of Life
6. The Descent
7. Aeon Aomegas
8. Cease to Comprehend
9. Walk the Path of Fire
  Yorum alanı

“ABYSMAL DAWN – Programmed To Consume” yazısına 5 yorum var

  1. Exorsexist says:

    başlarda çok hoşuma gidiyordu sonra sıktı baya.  akarfelt’in vokalini alın cannibal’a koyun sonuç olarak abysmal dawn çıkar ortaya.

  2. chuckerr says:

    o kadar basit gibi gelmedi yapıları ama daha yeni öğrendim grubu dinlemek lazım iyice.

  3. Bu grup nedense bana inanılmaz şekilde Nocturnus’u da anımsatıyor. Bence de tam 7,5′luk bi albümdür. Kritik de güzel. Daha ne olsun.

    Ertuna Yavuz

    @Batuhan Bekmen, 7,5 bence de bu albüm için çok isabetli bir puan. çok seviyorum bu albümü <3

  4. Lefthandpath says:

    sololar carcass ın heartwork albümündekileri andırdı bana. tonlar baya benziyor.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.