IMMOLATION… Sizi oturduğunuz yerden alıp hiçliğin ortasına bırakan, kulaklarınıza doldurduğu müzikle sizi dış dünyaya yabancılaştıran…
IMMOLATION’ın öteleyici, uzaklaştırıcı, dışlayıcı karakterini metal dünyası içinde pek az grupta görüyoruz. Bu tarz alışık olunmayan rif ve melodiler kullanan, uyumsuz sesleri bir araya getiren pek çok grup var elbet. Ancak 30 yıla yaklaşan kariyerlerinde bu kimliği böylesine dominant ve epik şekilde yansıtan grupların sayısı hiç de fazla değil. IMMOLATION’ın kıymeti işte bu noktada ortaya çıkıyor. Grup bu rahatsız ve kalıplara sığmaz müziğini yıllardır öylesine ısrarla, öylesine üstüne basa basa yansıtıyor ki, IMMOLATION müziği bir noktadan sonra nefes alan, organik bir yaratığa dönüşüyor.
“Atonement”, en baştan söyleyeyim, IMMOLATION’ın kariyerinde yarattığı en iyi albümlerden biri. Lineerlikten uzak grotesk rifler, efsane insan Ross Dolan’ın kükreyişleri, bu grotesk yapıyı daha da körükleyen hem süslü hem çirkin davul kullanımı ve hepsinin bir araya gelmesi sonucu vücut bulan bir hayvan var karşımızda. “Atonement” sanki sağı solu ikide bir dürtülen, kızdırılmak için uğraşılan ve öfkesi giderek demlenip ağzından damlayan salyalar eşliğinde ortalığı birbirine katmaya hazırlanan dev bir kuduz köpekmişçesine tekinsiz, yanına yaklaşılmaz, tahmin edilemez bir tavır takınıyor.
Albümün başardığı en önemli şeylerden biri, tartışmasız şekilde bu uzak, gri ve yokluk içindeki atmosferi başından sonuna dek tutarlı ve genişler şekilde sürdürmesi. Rif üstüne rif bindikçe, bu canlı organizmanın daha da rahatsız olduğunu, yerini beğenmediğini, öfkesini birilerinin üzerine kusmak için sağının solunun başka oynadığını hissediyorsunuz.
Bu noktada albümde çok net bir Robert Vigna şovu var. 29 yıldır Ross Dolan’la birlikte IMMOLATION makinesinin işlemesini sağlayan Vigna, yazdığı rifleri süslemesi ve bunları bir arada düzenlemesi anlamında yıllardır verdiği derslere “Atonement”ta da devam ediyor.
Tüm bu bileşenlerin bir araya gelmesi sonucunda albüme zirve yaptıran asıl unsur ise; bu kadar uyumsuz ve çirkin bir şeyin bu denli görkemli ve daha da önemlisi alışkanlık yapıcı düzeyde çekici bir biçimde sunulması. “Atonement”ı dinlediğim on küsür seferin tümünde, albümün tekrar başlamasıyla birlikte içimde bir “Hadi bakalım tekrar başlıyoruz” heyecanı oldu. The Distorting Light’ın giriş rifinden ve sonrasındaki gelen yıkımdan tutun da, When the Jackals Come’ın önüne çıkan her şeyi süpürüp geçen kaosuna, Fostering the Divide’daki dahiyane davul kullanımlarına, Thrown to the Fire’ın kısık ateşte pişen ağırlığına, Atonement’ın panik hâlindeki deliliğine, Above All’un 2.36′da başlayan hayvan evladı rifine kadar, albümde “orasını bir kez daha duyayım” diye düşündüğüm sayısız bölüm var.
“Atonement” uzun uzun açıklanacak bir albüm değil aslında. Baştan sona ustalık, deneyim, güç, ihtişam, canlılık ve perişanlık barındıran; “Kingdom of Conspiracy“nin net üstüne çıkan, orada da durmayıp kanatlarını açarak göğe yükselen ve üstümüze dikenli taşlar yağdıran; bizi bilinmezliğe, emin olunamazlığa çeken bir albüm. Izdırabına, çelişkilerine, keskin kenarlarına doyulmaz, mükemmel bir albüm.
Kadro Ross Dolan: Bas, vokal
Robert Vigna: Gitar
Steve Shalaty: Davul
Şarkılar 1. The Distorting Light
2. When the Jackals Come
3. Fostering the Divide
4. Rise the Heretics
5. Thrown to the Fire
6. Destructive Currents
7. Lower
8. Atonement
9. Above All
10. The Power of Gods
11. Epiphany
12. Immolation (tekrar kayıt)
Behexen’in son albümü için söylediklerim bu albüm için de birebir geçerli. Şöyle yazmışım:
“Bağımlısı oldum. “Masterpiece” kavramının içini doldurmuşlar, gerçekten “usta işi” bir albüm. Her saniyeden muazzam bir şarkı yazımı tecrübesi akıyor. Atmosfere vs hiç girmiyorum zaten.”
Ahmet’in de bu yorumun altına yazdıklarıyla Atonement kritiğinde bahsettikleri de aşağı yukarı aynı şeyler:
“@hysteresis, aynen, ustalık kısmı çok net belli oluyor. Şu an bilmem kaçıncı kez dinliyorum, sanki ilk dinleyişimmiş gibi heyecan veriyor.”
Robert Vigna’nın, bu kadar basit rifflerle böylesi bir atmosferi yakalamayı başarması imrenilecek birşey. Kafasında bambaşka bir “metal” var ve bence Morbid Angel’la birlikte bunu bu kadar iyi yapabilen tek grup Immolation. Bu dediğime albümdeki en güzel örnek belki de “Lower” ve ana rifin sonunda giren harmonikli epik kısımlar . Dinlerken okyanusların dibine battığımı, o suyun basıncını veya yerin kilometrelerce altında kıta plakalarının arasında ezildiğimi falan hissediyorum.
@hysteresis, Bu arada bahsettiğim atmosferin oluşmasında davulların payını da unutmayalım. Nuclear Blast’ın Majesty and Decay için yayınladığı videolarda davulların kaba halini de Robert Vigna’nın yazdığını görmüştük. Bahsettiğim basit rifleri çok acayip davullarla destekleyip karakter kazandırıyor.
Albümü dün dinlemeye başladığımdan beri bağımlılık yaptı, diğer albümlere geçemiyorum. Chose to a World Below’dan beri ilk defa yapışıp kaldım Immolation ‘a. “Kulağa hoş gelmeyen” akorlarıyla meşhur Gorguts’u da artık tekrardan diskografisine çökerim bu sebeple.
Bu arada uzun zamadır siteye girmiyordum. Girer girmez Atonement kritiğini en üstte görmem sürpriz oldu benim için.
Providence ep’sini çıktığı dönemde gün içerisinde 4-5 kere döndürürdüm. Bu albüm de aynı etkiyi yarattı bende. Eğer death metal okulu diye bir şey olsaydı ders kitabı olarak okutulurdu.
Albüm güzel. Yalnız albümün biraz leş olmasını isterdim. Kingdom of Conspirasy kadar beğenmediğimi söylemek zorundayım. Hayal kırıklığı olmadı her türlü gideri var. Ama daha az sert ve prodüksiyonu daha temiz bir Immolation istemiyordum. Balyoz gibi geliyordu kulağa KOC’deki riffler. Biraz yumuşamış Immolation.
Albüm baya dövüyor adamı. İlk dinlediğimde açıkcası pek beğenmemiştim ama bir kaç kez daha çevirdikten sonra bayıldım. Bence baya riskli bir albüm olmuş. Yani, sevmek için en az 2-3 kez dinlemek gerekiyor. Benim gibi Immolation’un eski albümlerine aşina olmayan birinin ilk dinlemeden sevmesi zor gibi geliyor bana :D
Immolation’la yıldızımız barışmıyor ama “The Distorting Light” nasıl bir şarkı ya… Albüm çıktığından beridir kaçıncı defa dinlediğimi bilmiyorum; bu ne karanlık, bu ne pislik ulan!
Sözler çok vurucu olmuş. İlk iki şarkının sözlerini okuyunca aklıma direk ”bu söz çok güzelmiş, şurasını değiştirsem dövme mi yaptırsam?” geldi. Gerçekten yapabilirim.
Immolation gibi büyük ve çığır açan bir grubun 6 yıldır video klip çekmemesine ve 30 yılda 3 klip çekebilmesine inanamıyorum.Sanki tanınmamak ve daha fazla dinleyiciye ulaşmamak için uğraşıyor gibiler.Ellerinin altında Nuclear Blast gibi bir tanıtım makinası varken neden gerektiği gibi kullanmıyorlar anlamış değilim.
İmmolation her metal dinleyicisi için keşfedilmeyi bekleyen gizli bir cevher. Birkaç sene içerisinde birkaç dinleme girişimimden sonra yeni keşfettim. İstediğim birçok şeyi içinde barındıran bir müziği var. Taramalı rifler, yeteri miktarda groove, riflerdeki insanı başka dünyalara götüren derin notalar, her albümde soundun güzelliği, boş albümü olmaması, tarzlarında istikrarlı ve kaliteli şekilde devam etmesi, kıvamında bir vokal, yeteri kadar sert, yeteri kadar derin duyguları barındıran… Bir anda en sevdiğim grupların içinde olduğu özel bir alana girdi.
Behexen’in son albümü için söylediklerim bu albüm için de birebir geçerli. Şöyle yazmışım:
“Bağımlısı oldum. “Masterpiece” kavramının içini doldurmuşlar, gerçekten “usta işi” bir albüm. Her saniyeden muazzam bir şarkı yazımı tecrübesi akıyor. Atmosfere vs hiç girmiyorum zaten.”
Ahmet’in de bu yorumun altına yazdıklarıyla Atonement kritiğinde bahsettikleri de aşağı yukarı aynı şeyler:
“@hysteresis, aynen, ustalık kısmı çok net belli oluyor. Şu an bilmem kaçıncı kez dinliyorum, sanki ilk dinleyişimmiş gibi heyecan veriyor.”
Robert Vigna’nın, bu kadar basit rifflerle böylesi bir atmosferi yakalamayı başarması imrenilecek birşey. Kafasında bambaşka bir “metal” var ve bence Morbid Angel’la birlikte bunu bu kadar iyi yapabilen tek grup Immolation. Bu dediğime albümdeki en güzel örnek belki de “Lower” ve ana rifin sonunda giren harmonikli epik kısımlar . Dinlerken okyanusların dibine battığımı, o suyun basıncını veya yerin kilometrelerce altında kıta plakalarının arasında ezildiğimi falan hissediyorum.
24.02.2017
@hysteresis, Bu arada bahsettiğim atmosferin oluşmasında davulların payını da unutmayalım. Nuclear Blast’ın Majesty and Decay için yayınladığı videolarda davulların kaba halini de Robert Vigna’nın yazdığını görmüştük. Bahsettiğim basit rifleri çok acayip davullarla destekleyip karakter kazandırıyor.
Albümü dün dinlemeye başladığımdan beri bağımlılık yaptı, diğer albümlere geçemiyorum. Chose to a World Below’dan beri ilk defa yapışıp kaldım Immolation ‘a. “Kulağa hoş gelmeyen” akorlarıyla meşhur Gorguts’u da artık tekrardan diskografisine çökerim bu sebeple.
Bu arada uzun zamadır siteye girmiyordum. Girer girmez Atonement kritiğini en üstte görmem sürpriz oldu benim için.
Providence ep’sini çıktığı dönemde gün içerisinde 4-5 kere döndürürdüm. Bu albüm de aynı etkiyi yarattı bende. Eğer death metal okulu diye bir şey olsaydı ders kitabı olarak okutulurdu.
Albüm güzel. Yalnız albümün biraz leş olmasını isterdim. Kingdom of Conspirasy kadar beğenmediğimi söylemek zorundayım. Hayal kırıklığı olmadı her türlü gideri var. Ama daha az sert ve prodüksiyonu daha temiz bir Immolation istemiyordum. Balyoz gibi geliyordu kulağa KOC’deki riffler. Biraz yumuşamış Immolation.
Fostering the divide ne müthiş bir şey öyle
Albüm baya dövüyor adamı. İlk dinlediğimde açıkcası pek beğenmemiştim ama bir kaç kez daha çevirdikten sonra bayıldım. Bence baya riskli bir albüm olmuş. Yani, sevmek için en az 2-3 kez dinlemek gerekiyor. Benim gibi Immolation’un eski albümlerine aşina olmayan birinin ilk dinlemeden sevmesi zor gibi geliyor bana :D
Immolation’la yıldızımız barışmıyor ama “The Distorting Light” nasıl bir şarkı ya… Albüm çıktığından beridir kaçıncı defa dinlediğimi bilmiyorum; bu ne karanlık, bu ne pislik ulan!
hakaten efsane, when the jackals come beynimde donup duruyor.
deliriyorum.
Sözler çok vurucu olmuş. İlk iki şarkının sözlerini okuyunca aklıma direk ”bu söz çok güzelmiş, şurasını değiştirsem dövme mi yaptırsam?” geldi. Gerçekten yapabilirim.
Eksiksiz albüm
Immolation gibi büyük ve çığır açan bir grubun 6 yıldır video klip çekmemesine ve 30 yılda 3 klip çekebilmesine inanamıyorum.Sanki tanınmamak ve daha fazla dinleyiciye ulaşmamak için uğraşıyor gibiler.Ellerinin altında Nuclear Blast gibi bir tanıtım makinası varken neden gerektiği gibi kullanmıyorlar anlamış değilim.
Immolation için zirve .. Tüm albüme bakıldığında parçalar albüme sinüs dalgası şeklinde yerleştirilmiş. Çok sersemletici bir albüm olmuş.
10/10
İmmolation her metal dinleyicisi için keşfedilmeyi bekleyen gizli bir cevher. Birkaç sene içerisinde birkaç dinleme girişimimden sonra yeni keşfettim. İstediğim birçok şeyi içinde barındıran bir müziği var. Taramalı rifler, yeteri miktarda groove, riflerdeki insanı başka dünyalara götüren derin notalar, her albümde soundun güzelliği, boş albümü olmaması, tarzlarında istikrarlı ve kaliteli şekilde devam etmesi, kıvamında bir vokal, yeteri kadar sert, yeteri kadar derin duyguları barındıran… Bir anda en sevdiğim grupların içinde olduğu özel bir alana girdi.
Yeryüzündeki yaşayan en büyük Death Metal grubu. İstikrar abidesi, yaratıcılık canavarları, 30 yıllık dev çınar ağacı.
Legendary masterpiece …. Muhteşem ötesi bir albüm 🤘🏻
The Distorting Light
unutmadık, unutmayacağız bu albümü!
Onların savaşı çoktan kazanıldı
Çakallar boşaldığında dünyan yıkılacak!
https://www.metal-archives.com/images/1/0/5/1/10519_artist.jpg?4304
29.07.2023
@SileJack, ortalık sel olur. (fotoğrafa çok güldüm immolation affetsin)
30.07.2023
@dust, Ahahaha tam aklımda canlanan şeydi o zaten. Immolation da olmasa neye güleceğiz.
Allahlik bir albumdu lan bu