Zafer Tunaboylu
En karanlık çağlarda; engizisyonun, dünya savaşlarının, toplu katliamların gölgesinde bile insanlık, çağımızda yaşanan büyük çöküşün yarattığı karanlığı hiç bu kadar yoğun hissetmemiştir diye düşünüyorum. Elbette yaşanan tüm insani psikopatlıklar düşünüldüğünde büyük acılar çekilmiş ve büyük delilikler hasıl olmuştur ancak hepsinin sonunda “öyle veya böyle bitecek” hissiyatı bu karanlığın toplumları yutmasını engellemiştir. Örneğin; “bu gaz odasından kurtulursak dışarıda mavi bir gökyüzü bizi bekliyor olabilir” ya da “savaş bittiğinde evime döneceğim” demek bile umudun verdiği keyifli uyuşuklukla kısa süreli kişisel iyileşmeler sağlamış olabilir.
Çağımızda ise sıradan bir insan her günün bitiminde bir sonraki gün ne olacağını merak etmediğine kanaat getirebiliyor. Gidişatla ilgili en ufak bir fikri olan birey, gelecekle ilgili uzun vadeli umutlar taşıyamıyor genellikle… Motorları maviliklere süremeyeceğini düşünüyor. The Ominous Circle’ın ilk albümünü dinlerken daha albümün introsunda hissedebileceğiniz duygu da bu işte. Maviliklere değil yaşamın üzerine doğru çalıştırılan motorun sesi(muhtemelen elektrikli testere falan)…
Bu umutsuz ruh hali ve nihilizm son dönemde ekstrem metal içerisinde yükselişte olan bir trend… Tıpkı The Ominous Circle gibi “ghoul metal” grupları oldukça karanlık imajlarının arkasından insanoğluna, tanrılara ve insani addedilen tüm değerlere küfrediyorlar. Yukarıdaki paragraflarda bahsettiğim yok oluş hissiyatını şeytani bir mistisizmle bezeyerek daha çekici bir hale getiriyorlar ki bu benim de ağzımın suyunu akıtan bir durum.
Gelelim Portekiz’den çıkan beşlinin ilk albümü “Appaling Ascension”ın size vadettiklerine… Play tuşuna bastığınızda başlayan 4 dakika 12 saniyelik intro Heart Girt With a Serpent nasıl bir pislikle karşı karşıya olduğunuzun çok net bir göstergesi. Uzun intronun ardından gelen tüm şarkılarda ise kütür kütür bir sound ve inanılmaz bir performans ile kusursuz death metale boğuluyorsunuz. Yer yer oldukça düşük tempo yer yer de blast beat’ler tarafından kazınan şarkılar Morbid Angel ve Immolation’ın ilk dönemlerinden izler taşısa da oldukça özgün ve asla büyük tekrara düşmeden, sıkmadan işlerini bitiriyorlar.
Grubun en büyük artısı klasik death metal yapısının arkasında gizli olan doom ve black metal etkilenimleriyle şarkı yazımlarını zenginleştirmesi ve kaotik ama takibi zor olmayan, karakteristik ve akılda kalıcı bir albüm yapmış olmaları. Şarkı süreleri oldukça uzun olduğu halde albüm adeta bir tank gibi ezip geçiyor. Bununla birlikte albümün bu karanlık ve pis havayı yansıtabilmek için gerekli olan tüm prodüksiyona sahip olduğu belirtmek gerekiyor. Gitar tonlarından davul tonlamasına her ses bu şarkılar için ayarlanmış gibi…
Grup elemanları gibi şarkı sözleriyle ilgili de hiçbir bilgi bulamadım henüz ancak şarkı sözlerini bilmeden albümü dinlediğinizde de yeteri kadar kirlenmiş hissediyorsunuz zaten. Bu albüm için lafı çok fazla uzatmaya gerek yok diye düşünüyorum. Intro dahil 8 şarkı ve 51 dakika 42 saniyelik bu şaheseri mutlaka dinleyin. Bu sene bundan daha iyi bir death metal albümü çıkar mı emin değilim açıkçası…
Bu arkadaşlar acaba 2013′te dağılan Ava Inferi elemanları olabilir mi diye düşünüyorum da. Tür olarak alakaları yok ama daha ilk albümde bu denli ne yaptığını bilmek vs. Neden olmasın.
Daş gibi albüm daş
9.5 fazla gibi geldi
Haftalardır arıyorum, sonunda bulabildim. Lyrics’ lere bakmak isteyen arkadaşlar için;
http://www.metal-archives.com/albums/The_Ominous_Circle/Appalling_Ascension/630055
hala çok iyi
Ne albümdü bu be. Şaheser resmen, özlemişim
albümü o kadar çok dinledim ki, PORTEKİZ denilince aklımda direkt bu adamlar canlanıyor.
bir single çıkarın, haber verin. pislik herifler.