Geçen yıl çıkan ve PA’ya yeni katma fırsatı bulduğumuz gruplardan biriyle, LYCUS’la birlikteyiz bugün. Her ne kadar grubu geç ele alabilmiş olsak da, funeral doom metalle ilgiliyseniz geçtiğimiz yılda türün en iyi albümlerinden biri olan “Chasms” ile bir yerlerde karşılaşmış olma olasılığınız hayli fazla.
LYCUS, her ne kadar doom metalin derin dehlizlerine iniyor ve funeral doom ağırlıklı bir müzik yapıyor olsa da, tür adına son derece değişken, organik ve nefes alan bir iş ortaya koyduklarını rahatça söyleyebiliriz. Zaman zaman yardırmalı blast beat’lere taşacak kadar hızlanan müzik, elbette ki büyük oranda kalp atışlarımızı düşürme üzerine kurulu bir profile sahip.
LYCUS’u herhangi bir funeral doom grubu olmaktan alıkoyan şey de işte bu çokyönlü yaklaşımları. Yarattıkları atmosfer olabildiğine ezici olsa da, bu hiçbir zaman buhranlı yahut yaşam enerjimizi çekme düzeyine taşımıyor. Bunun birinci sebebi grubun bahsettiğim değişime açık müziği, ikincisiyle prodüksiyon. Doom ve funeral doom metal gruplarında, hatta GORGUTS gibi düşük tempolu yerlere kayabilen death metal gruplarında gitar tonunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Elbet her grup için önemli, lakin böylesi aüır tempolu, iki trampet vuruşu arasında gitarın tüm karakterini akciğerlerimize çekebildiğimiz bir tür içerisinde, gitar tonunun ve miksin çok büyük bir fark yarattığı görüşündeyim. Vasat, kuru bir tonla bayık gelebilecek bir müzik; dolgun, etli bir tonla çok daha kafa ezici bir tara bürünebilir.
Bu minalden bakıldığında, müzikal anlayış da eklendiğinde, LYCUS ve “Chasms” örneğin bir AHAB – “The Call of the Wretched Sea” devasalığında değil. O albümde resmen müzikle birlikte o dev dalgaların arasına çekildiğimizi hissediyor, bulanık suların altında devasa balinaların hantal hareketleri karşısında hipnotize oluyorsak, “Chasms”da bunun bir benzerini efor sarf etmeden yaşamak çok da mümkün değil. Bu açından bakıldığında, “madem doom’u da geçtim, funeral doom dinliyorum, o zaman tüm benliğimin ezilmesini, nefessiz kalana dek üzerime çöken bir ağırlığın altında kalmayı isterim” diyenler “Chasms”ı biraz “hafif” bulabilirler.
Bu tarz katı bir tutumunuz yoksa ve tür adına ortaya konmuş son derece içten ve başarılı bir yaratımı sahiplenmeye hazırsanız, LYCUS size pek çok karanlık suret, geçmişin hayaletleri, karşılanamamış beklentilerin ömrü yiyen küçük şeytanları olarak geri dönecek ve sizin istediğiniz oranda peşinizi bırakmayacaktır. “Chasms”a bir eleştiri getirmem gerekirse söyleyebileceğim şeyse bu; albüm sizi olduğunuz gibi dibe çekme amacı taşımadığından, istediğiniz anda bundan kurtulmanız, kabustan uyanmanız, kısacası etkilenme dozajınızı kendiniz belirlemeniz mümkün. Ancak bunu bile sunabilen grupların azlığı göz önünde bulundurulduğunda, “LYCUS’un yaratıcı kanadının ve “Chasms”ın zenginliğinin takdir görmeden geçmesi de düşünülemez.
Kapağından içeriğine, bir funeral doom sevdalısının isteyeceği pek çok şeyi karşılayan gayet iyi bir albüm.