6 Ekim 2001 Türk metal dinleyicisi için önemli bir tarih. Bu tarihte DARK TRANQUILLITY, “Haven” turnesi dâhilinde İstanbul’daki Sold Out Concert Hall’da ilk Türkiye konserini vermiş, mekânı tıka basa dolduran yüzlerce insanla birlikte beni de mahvetmişti.

Bu konserde ön grup olarak yer alan İzmirli AFFLICTION’la da ilk kez o gün tanışmıştım. Çıkardığı iki albümün ardından ismini PITCH BLACK PROCESS olarak değiştiren grup; 2013′teki “Hand of God?”ın ardından, yeni albümü “Derin” ile geri döndü.

David Ellefson’ın şirketi EMP Label Group & Atlantis Yapım’dan çıkan “Derin”i önemli yapan asıl konuya gelmeden önce, PITCH BLACK PROCESS müziğinden ve “Derin”in derinliklerinden bahsedelim. Grup melodik death metal ve metalcore’un bir araya geldiği, gayet modern bir müzik yapıyor. Ülkemizden çıkan grupların müzikal anlamda muadili yabancı gruplardan referanslar vermek çok yaptığım bir şey değil, ancak daha iyi açıklayıcı olması açısından IN FLAMES, DEMON HUNTER, CALLENISH CIRCLE gibi gruplar örnek verilebilir. “Derin”den bahsederken atlanması mümkün olmayan şeylerden biri, elbette ki Daniel Bergdstrand elinden çıkan güçlü prodüksiyon. İsveç’teki Dugout’ta kaydedilen albüm; bu sayede ülkemizdeki benzerlerinden bariz şekilde ayrılmayı başarıyor. Dolgun gitarlar ve özellikle davul tonu (daha da özellikle kick’ler) çok iyi.

Göteborg menşeli riflerle donatılan, clean ve yırtıcı vokalleri bir arada kullanan ve profesyonel eli değdiğini çok net hissettiren “Derin”de ilk kez Türkçe sözler de kullanan PITCH BLACK PROCESS, ilginç şekilde, İsveç’e gitmeden önce albümde Türkçe sözlere yer vermeyi planlamamış. Kendini Bergstrand’ın güvenli ellerine teslim eden grup, muhtemelen Bergstrand’ın “size bir farklılık katmak lazım, neden Türkçe sözler kullanmıyoruz?” telkinleri sonucunda gayet fazla miktarda Türkçe söze de kavuşmuş. Ortaya çıkan sonuç -eğer bu Bergstrand’ın fikriydiyse- en sağlamından bir “Tack så mycket!”i hak ediyor, zira az sonra geleceğim önemli kısmın anafikrini de bu konu oluşturuyor.

“Derin”e dair bahsedilmesi gereken şeylerden biri de PITCH BLACK PROCESS’in albümde iki adet cover’a yer vermiş olması. Grup Halil İbrahim Sofrası ve Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz cover’larıyla albümün ilgi çekicilik, daha geniş kitleye ulaşabilme ve “paylaşılabilirlik” düzeyini artırmış. Bu tarz cover’ların çok büyük kısmında rastladığımız banallik ve tribüne oynama çabası, PITCH BLACK PROCESS’in ellerinde yerini gayet lezzetli işlere bırakmış.

Şimdi gelelim asıl konumuza.

Metal ve Türkçe…

Türkçe’nin bir şekilde metale uygun olmaması, sondan eklemeli olması, prozodi anlamında sıkıntı yaratması gibi çeşitli sebep ve bahaneler nedeniyle, dilimizin metal içerisindeki başarılı kullanımlarına sıklıkla rastlamadığımız ortada. Bunun asıl sebebinin dil bilgisi ile ilgili durumlardan ziyade, iyi söz yazma konusundaki sıkıntılar olduğunu düşünen bir insan olarak; konunun iyi örneklerini de görmezden gelemeyiz. Yıllardır yaptığı Türkçe şarkıları dinlerken “Of ya bu nasıl söz, bu ne biçim Türkçe, bu ne biçim metal aaaaaaaaaaaaasfasdgdsgs” diye düşündürtmeyen PENTAGRAM’ın yanı sıra, en taze örneklerden biri olarak MURDER KING’in “Gürültü Kirliliği“nin de Türkçe metal için gayet iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum.

PITCH BLACK PROCESS ve “Derin”in önemli kısmı da işte burada ortaya çıkıyor. PITCH BLACK PROCESS, yerinde ve iyi düşünülerek kullanılan Türkçe sözlerin, hem duyumsal açıdan hem de verdiği his babında gayet iyi işleyebileceğini gösteren bir iş ortaya koyuyor. Bu konunun günümüze dek bu denli sıkıntılı bir hâl almasını sağlayan türde, çok derin anlamlar taşımasına kasılan, sloganik, mesajlı sözler yazmak gibi bir hataya düşmeyen grup; günlük konuşmada kullanılan gayet net ve basit kelimelerle, derdini dümdüz söylüyor ve bu sayede etkili olmayı başarıyor. Kafiye yapacağım diye komikleşen, aforizma bulayım da dertli gönüllere bıçak sokayım diye kasmayan bu yaklaşım sayesinde olay, “BAKIN ALBÜMDE TÜRKÇE SÖZ DE VAR! BİZDEN BİR ŞEY, İÇİMİZDEN BİR ŞHHEEEEEAAYYYY!!” gibi bir yapmacıklığa girmiyor; albümün çeşitli yerlerinde karşımıza çıkan ve sadece olaya renk, çeşitlilik ve hoşluk katan bir unsura dönüşüyor.

Bu vesileyle demem odur ki; baştan sona Türkçe metal de yapılır, İngilizce içine düzgün şekilde yedirilip araya tat da katılır. Yeter ki kasış olduğunu hissettirmesin.

Bunu başarabildiği ve hepsinden önemlisi, yaptığı işe saygısı olduğunu gösterircesine bize tertemiz prodüksiyonlu bir iş sunduğu için PITCH BLACK PROCESS’e teşekkür ederim. “Derin” müzikal olarak yeni kapılar açmaya çalışan, yahut türe yönelik bakış açımızı değiştiren bir albüm değil; lâkin amaçladığı şey ve vardığı yer bakımından da takdiri hak eden bir çalışma.

Türkiye’den çıkan metali dünyaya duyurma gibi aşırı zor bir dertleri olduğu düşünüldüğünde, “Derin” sayesinde bunu iyi bir adımla sürdürdükleri ve desteklenmeleri gerektiği ortada. Madem Daniel’a ” Tack så mycket” dedik, PITCH BLACK PROCESS’a sağlamından bir “elinize sağlık” diyerek kritiğimizi bitirelim.

Unutmadan, artık İzmir takımlarını da süper ligde görmeafdasd