# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
ELOY – Silent Cries and Mighty Echoes
| 02.12.2016

Oğuz Sel

Hepimiz elektrik ya da internetin hayatımızdaki önemini biliriz ve Edison başta olmak üzere pek çok kişiyi saygıyla anarız. Ama çoğu zaman gözden kaçırdığımız biri vardır, tüm bu gelişmelerin öncüsü olan Nikola Tesla… Herkes progresif metal ve rock gruplarını bir çırpıda sayarken, Eloy’dan bahis açmaması, bana Edison ve Tesla konusunu anımsatır. Halbuki Tesla, ne kadar da önemli şeylere imza atmıştı da çeşitli oyunlarla silik bir karaktere dönüştürülmüştü zaman içerisinde.

Kendimi bildim bileli, popüler kültürün dayattığı şeylerden uzak durdum, ünlü gruplardan ve kimi zaman güzel müziklerden bile. Duruşumdan memnunum, kaçırdığım bir şeyler tabii ki vardır ama kazandığım şeylerin yanında kaçırdıklarımı dert etmiyorum işin açığı. Bulunduğum ortamlarda Pink Floyd tişörtü giyip progresif rock dinlediğini söyleyen arkadaşlara Ange, Camel ve Eloy gibi gruplardan bahsettiğimde, bu grupları bilmemelerini, bilmemelerini bırakın merak etmemelerini hep hayretle karşıladım.

Eloy’un, “Dawn” ile girdiği yolda attığı üçüncü önemli adım olan “Silent Cries and Mighty Echoes”, atmosferik müziğin nasıl yapılması gerektiği konusunda adeta bir ders gibi. Çoğu zaman arka planda sürekli yürüyen basgitar, klavyelerden çıkan uzaysal seslerle zenginleştirilen çok katmanlı şarkılar ve Frank Bornemann’ın kendine özgü telaffuzlu vokalleri, Eloy’un altın çağının olduğunu gösteriyor albüm boyunca. Çoğu noktada minimalist yaklaşımı benimseyen şarkılar, gösterişli enstrüman kullanımını ve virtüözlük kısımlarını pas geçerek dinleyicinin kendini, yarattıkları atmosfere kaptırmalarını sağlayan grup, uzun uzadıya ilerleyen klavye bölümleri ve gayet sade ilerleyen davullarla farkını ortaya koyuyor.

Müzikal zenginliğini oluşturmak için ilhamını yine enteresan konulardan alan ekip, bilindik enstrüman kullanımını bir kenara bırakıp dinleyicinin, “Bu ses nedir, bu kısım nasıl yapılmış?” dedirten bölümlerle donattığı şarkılarını arka arkaya sıralıyor. Hatta klavyeci koltuğunda oturan ve bana göre zamanın ötesinden gelen ilginç kişilik Detlev Schmidtchen’in kimi parçalarda yer verdiği efektler, bastığı akorlar ve arka planda ortaya koyduğu fantastik melodiler, albümün en can alıcı kısımlarından olmayı başarıyor.

Kayıt konusunda kendinden bekleneni gösteren ve 1970’li yılların sonunda olmalarına rağmen tane tane duyulan enstrümanlarla dinleyiciyle buluşan Eloy, progresif ya da uzay rock tarzında pek de gerçekleştirilemeyen bir şeyi yapıyor ve gelecek yıllarda türü devam ettirme gayretinde olan amatör ve profesyonel gruplara ilham kaynağı oluyor. Bunda Bonnermann ve Schmidtchen ikilisinin büyük payı olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Zira “Ocean” albümünde de belirttiğim gibi Schmidtchen kişisi atmosfer yaratma konusunda hakikaten çok iyi ve sağlam bir atmosfer için bence iyi kullanılan klavye olmazsa olmaz nitelikte. Unutmadan, albümün fantastik sözleri, yine davulcu Klaus-Peter Matziol’un ellerinden çıkıyor.

Not: Albüm kritiğini daha önce yazmak isterdim ancak işten güçten kafamı bir süre kaldıramadım, affola.

9,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.89/10, Toplam oy: 28)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1979
Şirket
EMI Electrola
Kadro
Frank Bornemann: Vokal, gitar
Klaus-Peter Matziol: Bas, çeşitli efektler
Detlev Schmidtchen: Klavye, synthesizer
Jürgen Rosenthal: Davul, perküsyon, lirikler
Şarkılar
1.
a) Astral Entrance
b) Master of Sensation
2. The Apocalypse:
a) Silent Cries Divide the Night
b) The Vision - Burning
c) Force Majeure
3. Pilot to Paradise
4. De Labore Solis
5. Mighty Echoes
  Yorum alanı

“ELOY – Silent Cries and Mighty Echoes” yazısına 5 yorum var

  1. Karizmatik Serkan says:

    Sonunda black metal harici bir inceleme :)

  2. bercan says:

    efsanevi dawn albümünün de incelemesini yaparsanız çok sevenirim

    Ouz

    @bercan, Benden önce başka arkadaşlar yazmazsa memnuniyetle yazarım. Ancak herhangi bir zaman vermeyeyim, tutturamayabiliyorum çünkü. :)

  3. Alcide Nikopol says:

    Bu albumun soundunu ve genel tarzini pek cok insan Pink Floyd un “wish you were here” albumune benzetir. Albumun bir sanssizligi da budur zannımca. Rakip cok guclu :) Ancak cok guzel bir album. Eloy u eloy yapan ucluden de (dawn, ocean ve bu) biri.

  4. arple says:

    Çok epik bir albüm. Oceans falan da güzel ama bu albümdeki enstrümanların uyumu vokal melodileri beni çok etkiledi, yazarak anlatılacak gibi değil. Hala çıkamadım etkisinden.
    Ek olarak bitcoin 10 bin doların altına çökerken dinlenecek albümlerden biri diyebiliriz :d

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.