2016 metal adına gerçekten de eşsiz bir yıl. Bu müziği yakından takip edip de bunu reddedecek pek kimse yoktur herhalde. Her türden sayısız grup mükemmel albümler çıkardı, çıkarıyor, kalan 2 ayda da çıkarmaya devam edecek gibi görünüyor.
AVENGED SEVENFOLD dün sabaha karşı ani bir açıklamayla yeni albümünün “The Stage” adı altında bugün piyasaya çıkacağını duyurdu. Şu anda “The Stage”in dünyadaki ilk birkaç kritiğinden birini okumaktasınız.
AVENGED SEVENFOLD’la tanışmam 2003 yılına, “Waking the Fallen”ın çıkışından hemen sonraya dayanıyor. Grubun o albümdeki akılda kalıcı rif ve melodi yazma becerisi ile farklı türleri çok iyi bir araya getirme yeteneği; AVENGED SEVENFOLD’un önemli yerlere geleceğine dair çok parlak ışıklar yakıyor ve grubu benzerlerinden net şekilde ayırıyordu. AVENGED SEVENFOLD metalcore’u, punk rock’ı, heavy metali ve hard rock’ı çok başka boyutlarda ele alıyor ve ortaya son derece karakteristik bir iş çıkarıyordu.
19 Kasım 2005′te Vancouver’daki Commodore Ballroom’da izledim AVENGED SEVENFOLD’u. “City of Evil” çıkalı 5 ay olmuştu ve grup; albüm öncesindeki “M. Shadows’un boğazındaki sorundan dolayı artık tamamen clean vokal yapacağız” açıklamaları eşliğinde çok daha kabul edilebilir ve geniş kitleye yayılabilir şekilde çıkan bu albümün tanıtımını çılgınlarcasına turlayarak yapıyordu. O konserde AVENGED SEVENFOLD’un ne kadar büyüyebileceğine dair kafamda daha net şeyler oluşmuştu. O sıralarda yeni yeni büyük grup safhasına yaklaşıyorlardı ve her ne kadar 1000 kişilik bir mekânda çıkmış ve 960 biletle neredeyse sold out çalmış olsalar da, seyircinin heyecanı ve desteği, AVENGED SEVENFOLD’un önünün açık olduğunu açık şekilde göstermişti.
Kendi adını taşıyan albümüyle iyice patlayan ve Billboard listesine 4 numaradan giren grup; Portnoy destekli “Nightmare”le de Billboard listesine 1 numaradan girerek dünyanın en büyük birkaç grubundan biri olduğunu kanıtlamıştı.
Zamanında “Waking the Fallen”ı seven bir dinleyici olarak, grubun sonraki işlerini yakından takip ettiğimi söyleyemem. Yetenekli elemanlardan kurulu oldukları kesindi. Şarkı yazmayı da biliyorlardı. Ancak AVENGED SEVENFOLD benim için genel olarak her albümünde öne çıkan bir iki şarkı olan standart bir gruptan ibaretti. Lâkin burada önemli olan şey bir önceki cümlemin ilk kısmında yatıyor. AVENGED SEVENFOLD yetenekli ve nasıl şarkı yazılacağını bilen elemanlardan oluşuyordu. Çok büyük olmaları ve hayran kitlelerinin metal dünyasının genelince hor görülmesi sebebiyle küçümsenseler de, adamların ne yaptıklarını bildikleri ortadaydı. “Hail to the King” ile türün büyüklerinin ve özellikle de METALLICA’nın çakması olmakla suçlanmalarının ardından, AVENGED SEVENFOLD inzivaya çekildi ve bir sonraki ürününü yaratmaya koyuldu.
Şimdi gelelim sürpriz bir kararla bugün piyasaya çıkan “The Stage”e. Öncelikle “The Stage” 72,5 dakikayı geçen süresiyle grubun bugüne kadarki en uzun albümü. 11 şarkı içeren albümün en önemli özelliklerinden biri grubun bu albümde ilk kez davulda Brooks Wackerman’la çalışmış olması. Bu konunun detaylarına az sonra geleceğim. Öncelikle yazıya neden “2016 metal adına gerçekten de eşsiz bir yıl” diyerek başladığıma gelelim.
Evet. 2016 öyle bir yıl ki, AVENGED SEVENFOLD bile kendisine burun kıvıran sayısız kişiyi şaşırtacak, belki bugüne dek grubu hor görenlere bile kendini dinletecek bir albümle çıktı karşımıza. “The Stage” AVENGED SEVENFOLD’un bugüne dek çıkardığı en güçlü, en iyi albümlerden biri ve şahsen bu konunun tartışmaya açık olduğunu dahi düşünmüyorum. Albümde hissedilen çok net bir oturmuşluk, deneyim ve progresif anlayış var. Şarkılar “Hail to the King”le kıyaslanamayacak ölçüde dolu, değişken ve güçlü. En az 4 şarkıda blast beat kullanan grup; senfonik etkilerden daha elektronik kafalara dek albümü gerçekten de son derece zengin bir altyapı üzerine oturtmuş. 8,5 dakikalık bir şarkıyla açılıp dolu dolu 16 dakikalık bir şarkıyla kapanan “The Stage”; gruba/albüme önyargıyla bok atma niyetinde olan yorumcular tarafından nasıl kötülenecek cidden merak ediyorum. Zira bu kez iş ciddi, bu kez AVENGED SEVENFOLD hakikaten sağlam bir albümle gelmiş. Bana sorarsanız, en iyi albümüyle gelmiş.
M. Shadows’un Chris Cornell’dan Mike Patton’a dek çeşitli ilhamlar kokan ancak kendine has ses rengiyle alıp götürdüğü albümde, gitaristlerin de gayet oturaklı şeyler yaptıklarını görüyoruz. Sadece şarkı yazımı anlamında değil, sololardaki nota seçimleri ve müziği zenginleştirecek detaylar anlamında, “The Stage” bence grubun bugüne kadarki en güçlü albümü. Bas gitarın genelde gayet etkin kullanıldığı ve albümü farklı kılan asıl unsur olan Brooks Wackerman’ın da çılgın attığı bir çalışma var karşımızda.
Şimdi bu konuya biraz daha detaylı eğilelim.
Grup “Yönelmek istediğimiz yeni tarzdan dolayı davulcu değişikliği yaptık” dediğinde sanırım pek çok kişi AVENGED SEVENFOLD’un ya daha sakin, ya daha punk tabanlı bir iş yapmak istediğini ve bu sebeple daha tecrübeli bir davulcu aradığını düşünmüştü, zira böylesi büyüyen gruplar genelde daha oturaklı bir sound’a kaymaya meyilli oluyorlar. “The Stage”le birlikte görüyoruz ki AVENGED SEVENFOLD’un planı bu değilmiş. Hem de hiç değilmiş. Grup “Hail to the King”e gelen eleştirileri bariz şekilde umursamış ve o albüme nazaran çok daha dolu, zengin içerikli bir heavy metal albümü yaratmış.
Bunun gerçekleşmesinde davullar büyük rol oynuyor. Blast beat’inden tutun da aksak olaylara dek, “The Stage”de çok iyi ve etkin bir davul kullanımı var. Şimdiden söyleyebiliriz ki albümdeki tüm şarkıların bir sürü davul cover videosu çıkacak. Grup sanki Rev’in anısını daha güçlü yaşatmalıyız deyip bu yöne kaymışçasına davul konusuna sonsuz özgürlük vermiş, iyi de etmiş. Pek çok şarkı sadece davul kullanımı ile çok daha dinamik hâle gelmiş, özellikle blast beat’in uzun sürelerle kullanıldığı son iki şarkı bu sayede çok farklı kimlikler kazanmış.
Bu son iki şarkıdan sonuncusu olan yaklaşık 16 dakikalık Exist bile; “herhalde 4-5 dakikalık bir şarkıdır ve son 10 dakikası da boşluktur, sonlarına doğru ilginç kısa bir şey oluyordur” diye düşünen şahsımı ters köşeye yatıran, thrash tabanlı, değişken, baya epik bir şarkı çıkarak şaşırtmayı başardı. Hele son 4 dakikasının “blast beat geliyor” diye bas bas bağırtan havası ve yükseldikçe yükselip blast’e bağlaması cidden duyulası.
“The Stage” AVENGED SEVENFOLD hayranlarını mest edecek, AVENGED SEVENFOLD’a burun kıvıranları şaşırtacak, gruba yeni hayranlar kazandıracak, gayet dolu bir albüm. İçerik bakımında son derece zengin, değişken, üzerinde çok uğraşılmış; gerektiğinde ağırbaşlı, gerektiğinde cayır cayır, cidden güzel bir metal albümü. Sürprizse sürpriz, ters köşeyse ters köşe…
Dünyanın en çok satacak, pek çok albüm listesine bir numaradan girecek bir albümün içinde uzun uzun blast beat’ler olacak olması bile yeterince ilginç bir durum. Hâlâ bir AVENGED SEVENFOLD hayranı değilim, ama burada ortaya konan yaratıma da saygı duymamak elde değil.
“Sürprizse sürpriz, ters köşeyse ters köşe…” Daha 4. şarkının başında benim de düşündüğüm tam olarak buydu. Avenged Sevenfold’un bu albümü, diskografilerindeki uzak ara en farklı, en özgün ve en iyi albümü. Kritik için ellerine sağlık Ahmet abi.
Abi tam olarak dediğin gibi “normalde sevmem ama” diyerek girdim ama adamlar çok sağlam albüm yapmış o inkar edilemez. Hep böyle yapsınlar canımı yesinler.
Harika kritik,harika albüm ! 8 yıllık A7X dinleyicisi olarak Hail to the King hayal kırıklığından sonra bu albüm ilaç gibi geldi.Gates’in melodik ve progressive anlayışı grubu inanılmaz karakteristik yapıyor ve açıkçası Nightmare’le beraber grubun en iyi albümlerinden biri oldugunu düşünüyorum.Albümün detaylarını çıkış tarihinden bir gün önce lanse etmeleri de cabası :)
Edit: O exist ne öyle ya :/
2 gündür dinliyorum. Heavy metal ziyafeti resmen. Ben ki Hail to the King’i bile (genelde beğenilmediği için bile diyorum) beğenmiştim buna bayıldım. Ve bence Mr. Sh. hakkını vermek lazım.
NFS Most Wanted’da Blinded in Chains’i dinleyip gazlandığım o günlerin ardından, A7X’u ilk defa bu kadar iştahla dinledim. Henüz sindirebilmiş değilim ama yılın en iyi albümlerinden biri olacağa benziyor. Taze ve yaratıcı fikirlerle yola çıkmışlar. Bu sene yakın geçmişte hayal kırıklığı yaratan grupların geri dönüş yılı oldu resmen.
Tüm albümlerini dinledim. The Stage gerçekten en orijinal ve en iyi albümleri. Özellikle bu konsept albümüyle bu kadar güncel ve önemli bir konuya değinmeleri çok güzel olmuş. Grup, The Stage albümü ile bir kere daha sıradan bir metal grubu olmadığını kanıtladı.
Bu eski “emocanlar” mukemmel bir album yapmislar.ozellikle Davul kullanimi sahane.onceki eleman cidden kötüydü brooks reyiz yardirmis atmis rev i aratmamis.Genelde bu grubun muziginin Metallica ve GNR etkisinde kaldigi soylenir fakat bu abilerin en sevdigi grup Pantera dir.Bu yuzden bile sevilecek bir gruptur ki bu albumun ekmegini James ve lars la turlayarak yiyorlar
aşşşşırı iyi çok iyi albüm. gates’in sololarına söyleyecek söz bulamıyorum. grup eski haline dönmüş ama olgunlaşmış da nasıl bir şey olmuş anlatmak için kelimeler yetmiyor
p.s. : m. shadows’un ses tellerinin eskisi gibi olmadığı belli oluyor maalesef
Hala sıkılmadan baştan sona dinleyebildiğim tek albümleri. Bu herifleri politik olarak Critical Acclaim noktasından God Damn’e getirecek kadar ne yaşandı acaba?
Eski dedeleri saymazsak, kısmen genç sayılabilicek bir grup tarafından yapılmış en iyi heavy metal albümü. 1 saat 13 dakikalık albümün her saniyesi kusursuz bir heavy metal şöleni. Umarım seneye çıkacak albümleri de bu çizgide ve bu kalitede olur.
Dün de söylemiştim burada da bulunsun, hakkaten de normalde dinlediğim bir grup değil ama albüme hayran kaldım. Çok güzel iş çıkmış.
“Sürprizse sürpriz, ters köşeyse ters köşe…” Daha 4. şarkının başında benim de düşündüğüm tam olarak buydu. Avenged Sevenfold’un bu albümü, diskografilerindeki uzak ara en farklı, en özgün ve en iyi albümü. Kritik için ellerine sağlık Ahmet abi.
Avenged sevenfold gibi bir gruptan god damn gibi bir şarkı duymayı asla beklemezdim.
Abi tam olarak dediğin gibi “normalde sevmem ama” diyerek girdim ama adamlar çok sağlam albüm yapmış o inkar edilemez. Hep böyle yapsınlar canımı yesinler.
Harika kritik,harika albüm ! 8 yıllık A7X dinleyicisi olarak Hail to the King hayal kırıklığından sonra bu albüm ilaç gibi geldi.Gates’in melodik ve progressive anlayışı grubu inanılmaz karakteristik yapıyor ve açıkçası Nightmare’le beraber grubun en iyi albümlerinden biri oldugunu düşünüyorum.Albümün detaylarını çıkış tarihinden bir gün önce lanse etmeleri de cabası :)
Edit: O exist ne öyle ya :/
2 gündür dinliyorum. Heavy metal ziyafeti resmen. Ben ki Hail to the King’i bile (genelde beğenilmediği için bile diyorum) beğenmiştim buna bayıldım. Ve bence Mr. Sh. hakkını vermek lazım.
vocal ziyafeti
Higher, Paradigm ve Creating God muhteşem olmuş.
NFS Most Wanted’da Blinded in Chains’i dinleyip gazlandığım o günlerin ardından, A7X’u ilk defa bu kadar iştahla dinledim. Henüz sindirebilmiş değilim ama yılın en iyi albümlerinden biri olacağa benziyor. Taze ve yaratıcı fikirlerle yola çıkmışlar. Bu sene yakın geçmişte hayal kırıklığı yaratan grupların geri dönüş yılı oldu resmen.
Canavar gibi albüm olmuş gerek müzikleri gerek sözleriyle
Tüm albümlerini dinledim. The Stage gerçekten en orijinal ve en iyi albümleri. Özellikle bu konsept albümüyle bu kadar güncel ve önemli bir konuya değinmeleri çok güzel olmuş. Grup, The Stage albümü ile bir kere daha sıradan bir metal grubu olmadığını kanıtladı.
Bırak Avenged’ın en iyi albümü olmayı, gelmiş geçmiş en iyi heavy metal albümlerinden biri direk.
17.07.2021
@Godless Killing Machine, katılıyorum bro.
Bu eski “emocanlar” mukemmel bir album yapmislar.ozellikle Davul kullanimi sahane.onceki eleman cidden kötüydü brooks reyiz yardirmis atmis rev i aratmamis.Genelde bu grubun muziginin Metallica ve GNR etkisinde kaldigi soylenir fakat bu abilerin en sevdigi grup Pantera dir.Bu yuzden bile sevilecek bir gruptur ki bu albumun ekmegini James ve lars la turlayarak yiyorlar
aşşşşırı iyi çok iyi albüm. gates’in sololarına söyleyecek söz bulamıyorum. grup eski haline dönmüş ama olgunlaşmış da nasıl bir şey olmuş anlatmak için kelimeler yetmiyor
p.s. : m. shadows’un ses tellerinin eskisi gibi olmadığı belli oluyor maalesef
Exist manyak parça. Bu adamlara hala bok atan varsa müzik hakkındaki en ufak bir görüşünü bile ciddiye almam.
11.08.2020
@Ashes of the Wake, geçen diyordun ya, hangi albümü yazayım diye. bunların city of evil albümlerini yazsan istediğin zaman çok mübarek geçer.
gerçekten bu ve o albüm başarılı işler.
11.08.2020
@chuck, ben nedense ilk dönemden waking the fallen’i daha çok seviyorum. city of evil da çok güzel albümdür ama.
Hala sıkılmadan baştan sona dinleyebildiğim tek albümleri. Bu herifleri politik olarak Critical Acclaim noktasından God Damn’e getirecek kadar ne yaşandı acaba?
Eski dedeleri saymazsak, kısmen genç sayılabilicek bir grup tarafından yapılmış en iyi heavy metal albümü. 1 saat 13 dakikalık albümün her saniyesi kusursuz bir heavy metal şöleni. Umarım seneye çıkacak albümleri de bu çizgide ve bu kalitede olur.
30.09.2022
@ismail vilehand, Katılıyorum. Hala genç olmalarına rağmen “ustalık” eseri bir albüm.
Çok tatlı albüm spor yaparken dinliyorum çok güzel gidiyor.