Oğuz Sel
Sıkı çalışma, azim ve daha sıkı çalışma ile başarılamayacak pek az şey var. Yıllardır çabalayan ve seslerini dünyaya duyurmak için uğraşan yerli grupların, büyük özverilerle ortaya koydukları eserlerin dünya çapında ses getirecek olması, bu noktada kaçınılmazdı ve bunu ekstrem türlerde de görmek şaşırtıcı olmamalıydı. 1996’dan beri faaliyet gösteren ve dünya çapında tanınırlığını 2009 yılında Osmose Productions etiketiyle çıkardığı “Towards the Eternal Chaos” ile kazanan The Sarcophagus, bu yazıdaki konuğumuz.
Black metalin çoğu zaman icra edildiği ülkeden ülkeye değişiklik göstermesi ve o toprakların bir manada karakteristiğini yansıtması, belki de türün daha da zenginleşmesini sağlıyor. Klasik çiğ formlar ya da bol klavyeli şıkır şıkır senfonik black metal tarzı yerine, “Towards the Eternal Chaos” ile çatır çatır bir soundve hayli sert bir atmosferle dinleyicisini selamlayan grup, hunharca kazımalara kafa tutan haşin gitarlarla,eskiyle modernin güzel bir sentezini oluşturuyor.
Birçok müzikseverin Shining’den tanıdığı Niklas Kvarforth kişisinin vokal koltuğunda konuk olarak yer aldığı albüme, Kvarforth’un kattığı psikopatlık, müziğin ne üstüne çıkıyor ne de onun altında kalıyor. Zira enstrüman hakimiyeti zaten hayli başarılı olan grup elemanlarının bu kabiliyetlerini, aynı zamanda kaliteli ve akılda kalıcı rif şeklinde de ortaya koymaları, albümün özene bezene hazırlandığını gösteriyor. Marduk’un “Heaven Shall Burn…” ve “Nightwing” dönemlerini andıran gazlıktaki parçalar, klasik şarkı formülünden ziyade nakaratsız olmalarıyla da daha ilgi çekici ve kendine has hale geliyor. Başından sonuna kadar sıkılmadan dinlenebilecek şekilde düzenlenen ve kompozisyon açısından son derece tutarlı olan “Towards the Eternal Chaos”, sözsüz parçalarda grubun ne kadar başarılı olabildiğini gösteren eserlere de ev sahipliği yapıyor.
Dinlemeye başladığınız ilk andan itibaren “Hadi canım, bu yerli bir grup mu?” diyebileceğiniz kalitede kayıt ve şarkı tasarımına sahip olan albüm, Nordik ülkelerde son yıllarda çıkan eserlerin doğrudan rakibi olabilecek nitelikte bir eser. Şarkıların yazımı noktasında Kvarforth’un bir etkisi var mı bilmiyorum, ancak olmasa bile, eski RavenWoods üyesi olan diğer The Sarcophagus üyelerinin, black metal formüllerini tam anlamıyla hatmedip kendilerine özgü melodileri oluşturdukları gayet açık.
Yeni albüm kayıtlarına başlayan yerli black metal savaşçıları, üzerinden şu tarih itibariyle 7 koca sene geçmiş olmasına rağmen hâlâ keyifle dinlenebilen bir eseri müzik dünyasına kazandırmış. Eğer sert yapılı black metal albümlerinden hoşlanıyor ve yer yer gaz yer yer melankolik melodilerle iç dünyanıza ortak olabilecek şarkılar arıyorsanız; “Towards the Eternal Chaos”u en kısa sürede dinleyin, pişman olmayacaksınız.
kadro isimlerindeki o son altın vuruş :P
29.07.2016
@northern, Adam aslında konuk ama yazmayıp hakkını yemek de istemedim. Ortaya böyle bir şey çıktı sonuç olarak. :)
29.07.2016
@northern, kvarforth ta isveççe’de kilimci demek zaten, bu kadar yadirgamamak lazım
Kritik için teşekkürler,çok iyi oldu bu grubun burda incelenmesi,bir de Türkçe lirikleri ile ortalığı kasıp kavuran Aaaarrrgghhh( kesin yanlış yazdım)grubunu kritiklerseniz harika olur
30.07.2016
@TAAKE, Merhaba, rica ederim. Çözüm 4-2-1-2, ben zamanında TC kimlik numarası ezberler gibi Aaaarrghh grubunun ismini ezberlemiştim böyle. :) Hazırladığım kritiklerde unutulan ve pek bilinmeyen yerli gruplara yer vermeye devam edeceğim. Aaaarrghh da onlardan biri. :)