Baran Yıldırım
2016 sadece uzun heyecanlı bekleyişlerin sona erdiği değil, aynı zamanda çal tuşuna basıldığı andan itibaren dinleyiciyi yerinden doğrultarak içeriğine kulak kesilmesine sebep olan ilk albümlerin gün yüzüne çıktığı bir yıl olarak hatırlanmaya aday.
Mayıs ayı sonlarında piyasaya sürülen “Empires of Ash” bu anlamda kesinlikle bir istisna değil. Yeni Zelanda orijinli Sojourner, 57 dakikalık ilk albümleriyle son dönemde Saor ve benzeri gruplarca kaliteli eserlerin ortaya konduğu folk black metal dünyasının kapısını sonuna kadar açarken, hipnotize edici bir atmosfer sunarak dinleyici bu kapının ötesine geçmeye davet ediyor.
Açılış parçası “Boundby Blood”tek kelimeyle müthiş. İlk görüşte aşka inanmayı tercih etmeyenleri, ilk dinleyişte aşkın olabilirliğine inandırmak gayretiyle Sojourner, Eros’vari şekilde her türlü oku kalbimize doğru hedeflemiş. Anında dinleyeni içine alan parçanın tevazuya ihtiyaç duymadığını ve belki de son 5 yıl içerisinde folk black metal alanında yapılmış en iyi parçalardan biri olduğunu söylersek haksızlık etmiş olmayız.
Albümü hit kılan unsurların başında, dikkat çeken bir vokale ev sahipliği yapıyor olmasını sayabiliriz. Bütünde yaratılan konseptile uyum içerisinde ve dinleyeni sanki kaybolduğu sisin içerisinde takibe çağırıyor. Ayrıca “Aeons of Valor” ve “The Pale Host” gibi parçalarda karşımıza çıkan sürpriz bayan vokalin, uyku öncesinde saçları okşayan bir elmişcesine parçalar içerisinde hareket ettiğini ve dinleyeni zararsız bir elf büyüsü ile kendine bağladığını söylemek mümkün.
Albümü 2016’nın en iyilerinden biri hâline getiren esas unsur ise albüm genelinde tam bir dengenin gözetilmiş olması. Epik geçişler ve somut black metal ögeleri, birbirini önemsiz kılmayacak ve dinleyenin her bir dakikadan keyif almasını garantileyecek şekilde kullanılmış. Kişide bir orta çağ hanında, bir sonraki macerayı yaşamayı beklerken bulan yolcu hissi yaşatan melodiler ise “Empires of Ash”in gizli formülü.
Atmosferin inşasında kullanılan flüt (synth) kullanımından bahsetmeden kritiği tamamlamak haksızlık olur. Zira bir çok parçada lead, bazı parçalarda ise arka planda duyulan flütün “fareli köyün kavalcısı” hikayesindeki peşinden büyülenmişçesine gidilen melodileri yaratan enstrümana benzetilebileceğini rahatlıkla söylemeliyiz.
Son olarak, albüm kapağını tasarlayan benzer eserler özelinde aranan bir sanatçı mertebesine sahip Jordan Grimmer’a bir selam çakmalı. Herhangi bir tarihe adreslenemeyen dönemleri fantastik ögeler ile birleştirerek tuvale döken sanatçının, albüm kapağında ortaya koyduğu çalışma bakan kişiyi dakikalarca adeta hipnotize ediyor.
Özetle “Empires of Ash” dingin akan nehir kenarlarından, gözün alamadığı uçsuz vadiler boyunca katedilen mesafenin son bulduğu yerde, ruhun çektiği tüm susuzluğu gidermek üzere karşımıza çıkan bir sonsuz hayat çeşmesi, pastoral bir sihir. Mutlaka dinlenmeli.
Çok beğendim.spotify’da olaydı iyiydi:(
Her zaman söylerim, 2010′lu yıllarda böyle işlere imza atan adamları görmekten acayip mutluluk duyuyorum. Kapağına hasta oldum, parçalara baktım, hayli beğendim. Takip edilecek gruplar listesine Sojourner’ı aldım. Albüm Spotify’da yok ama iTunes’da ön siparişte. Destek olmak için alınabiir kesinlikle.
Gerçekten çok sevdim, dediğin gibi ilk parçadan itibaren kendine çeken bir yapısı var, eline sağlık. Kapak da efsaneler ötesi.
10.06.2016
@Horrendous, çok teşekkürler :)
Abi uzun zamandir sitede okudugum en guzel kritik. Ozellikle albumün konuk bayan vokalini tarif ettigin bolum gercekten bu isteki yetenegini gosteren cinsten. Yeni kritiklerini merakla bekleyecegim.
10.06.2016
@mysh, çok teşekkürler. fırsat buldukça yazacağım.
Ellerine yüreğine saglik baran. Kritiği kısa etkili özenli bi çırpıda okunucak cinsten.yeni kritiklerin devamını bekliyorum. Buarada albüm şahane… alip götürüyor böyle insanı daha onçeken huzurbuldugun o mekanlar aklına geliyor. Ve suan bu albümü dinlerken 97 senesinde Büyükada otururken kafadinlemek için bi bira alıp adanın arka kısmındaki Ermeni mezarlığında yanındaki uçurumun kenarında kafayı çekerken dönemleri geldi aklıma…
İlk kez dinliyorum ve şimdilik seveceğim gibi görünüyor. Eline sağlık Baran.
11.06.2016
@Korhan Tok, acil olarak behexen dinlemelisin…
Bir kaç şarkı sonrası listeme attığım bir albümdü. Bu arada vakti olan şu “Avantgarde Music” etiketiyle çıkan gruplara bir gözatsın. Herifler baya ince eleyip sık dokuyorlar. Gruplarının çoğu kaliteli ve yenilikçi.
11.06.2016
@Rashid, Uyarın iyi oldu, nitelikli işleri toplu halde bulabilmek çok zor.
07.07.2016
@Ouz, Mesela, sırf Avantgarde Music sayesinde tanıdığım grupları sıralayayım: Anicon, Sojourner, Astral Path, Drought, Mesarthim, Ashbringer.
Bunlara ek olarak mesela Krallice grubuda bu şirketin bünyesinde.
07.07.2016
@Rashid, Krallice son albümlerini kendileri çıkardı, hatta wiki ve metal ansiklopedisinde Profound Lore ile çalıştıkları geçiyor. Sanırım Avantgarde ile farklı bir anlaşmaları var, çok çözemedim açıkçası.
Yazdığın diğer grupları da incelemeye alıyorum, çok sağ ol. :)
12.07.2016
@Ouz, Pardon. Krallice’nın sadece bir albümünü çıkarmışlar.
Rica ederim. Avantgarde tarzı şirketler pek fazla yok şimdilerde. El üstünde tutmak lazım :D