Uzun süredir müzik dinleyen bir insan olarak, dinlediğim şeyden aldığım zevki artıran en önemli şeylerden biri; onu yaratan insanların konuya hakim olduklarını göstermeleridir. Elbet herkes müzik yazıyor, enstrüman çalıyor, kısacası bu işi biliyor. Ancak belli bir tür içerisinde ortaya konan işi iyi kılacak şeyleri bilmek, sıradanlaştıracak şeylerden kaçınmak ve o işe kimi detaylarla zenginlik katmak, sonuçta yaratılan ürüne çok şey katıyor.
Buradaki esas nokta, bu “bilme”yi gerçekten de özümsemiş ve içselleştirmiş olmak. Öğrendiklerinizi müzikal algınızın süzgecinden geçirip başarılı bir müzik yaratmak adına kullanırken, bir yandan da herkesçe yapılanı yapmamaya özen göstermek. Bu olmadığı takdirde, ne yaptığını iyi bilmek de işe yaramıyor ve ortaya çok iyi taklitler çıkıyor.
Başka birisi tarafından yaratılmış müthiş bir müzikal anlayışın ya da aşırı iyi olduğu düşünülen bir fikri olduğu gibi ya da benzer biçimde kullanmanın barındırdığı çekicilik de yadsınamaz. Bazen bir şey yazdığınız sırada öyle bir noktaya gelir, başkası tarafından yazılmış veya temelleri atılmış öyle bir fikre toslar ve onu kullanmak adına öylesine güçlü bir çekicilik duyarsınız ki, ya yapmadan duramaz, ya da onu kendinize uyarlamak için türlü kılıflar hazırlarsınız.
Benim için bir grubu iyi yapan kıstaslardan biri bu noktadaki hünerleri ve cesaretidir.
SAILS OF SERENITY 2013 yılında kurulmuş İstanbullu bir grup. En genel ifadeyle “modern metal” icra eden grup, metalcore ve djent unsurları barındıran bir müzik yapıyor. Ülkemizde çok sayıda grup tarafından yapılmayan ve iyi örneklerinin daha da çok sınırlı olduğu bu tür içerisinde müzik yapmak, eğer iyi fikirleriniz yoksa sizi hiç istemediğiniz bir yöne götürebilecek ve öne çıkmak adına baya bir kasmanızı gerektirebilecek bir durum. Dünyada çok üst düzey örnekleri olması dolayısıyla, birileriyle kıyaslanmadan durmanız, tarif edilirken başka grup adlarının anılmamasını sağlayacak düzeyde karakteristik bir iş yaratmanız hiç ama hiç kolay değil. İçselleştirdiğiniz bir müzikal anlayışınızın ve iyi fikirlerinizin olması gerekiyor.
SAILS OF SERENITY’nin iyi fikirleri var.
SAILS OF SERENITY, aşırı iyi örnekler ortaya koymuş ancak uzun zaman önce bocalamaya başlayan ve klonluk, aynılık ve ne yazık ki bayıklık müesssesine devasa katkılar yapan metalcore’un hâlâ taze şekilde sunulabileceğini gösteren 5 kişilik bir oluşum. Grubun en büyük artısı, tür adına adı anılır olmuş grup ve albümleri iyi özümsemiş oluşu. Bu özümseyişin olumlu bir sonuca evrilmesini sağlayan asıl konu ise, SAILS OF SERENITY’nin ne yapmak istediğini biliyor oluşunun yarattığı bütünlük hissi. Grup net şekilde modern, heyecanlı, konserlerde coşku yaratan bir müzik yapmak istemiş ve bunu hakkını vererek yapmış. Gitar tonları, djent anlayışının ve breakdown’ların kullanımı, vokalin clean’leştiği nakaratlar gibi pek çok unsur, SAILS OF SERENITY müziğinin kendi içinde tutarlı hâle gelmesini sağlamış.
Yukarıda bahsettiğim ne yaptığını bilirlik konusunda ortaya koyabileceğim en net ve kolay örnek, “Gold to Rust”ı açan Daydreaming’in nakaratını henüz 20. saniyede verip dinleyiciye “Vov” dedirtmesi. Bu gibi, akla geldiği anda “kesin böyle yapalım” dedirten heyecan verici fikirler, dinlediğiniz şeyin varsayılan ve kırılması epey güç kalıplarını kırmak adına doğru adımlar. Doğru olmalarının sebebi bunların ilk kez düşünülmüş akıl almaz fikirler olması değil elbet. En basitinden AS I LAY DYING de The Sound of Truth’u nakaratla açmış ve belki de şarkının gücünü katlamıştı. Burada doğru olan, grubun elindeki ilhamları, fikirleri ve türe bağlı kıstasları, doğru bileşimlerle ve akıllıca kullanıyor oluşu. Bu açıdan SAILS OF SERENITY’nin genç yaşına ve ilk ürününe göre gayet oturaklı bir iş ortaya koyduğunu net şekilde söyleyebiliriz.
Beni memnun eden diğer bir konu da, grubun ülkemizde yeni yeni kanıksanan kimi “güçlerin” yeni yeni kullanılıyor olmasının verdiği koruma kalkanını da kullanmıyor oluşu. “Vay be adamlar resmen djent yapmış, üstelik de Türk grubu :DDD” gibisinden bir illüzyon oluşması gayet olasıyken, SAILS OF SERENITY bu anlayışı da yine mantıklı ve işe yarar bir şekilde kullanmış. Yurt dışında bin yıldır yapılan ve burada hâlâ egzotik olarak görülen djent’in, yahut VEIL OF MAYA tarzı poliritmik staccato olayların -hele ki bunlara sadece girişmiş olmanın bile bazı gruplar için yeterli, bazı dinleyiciler için de ilginçlik olarak görülebileceği bir ortamda- cılkının çıkarılmadan kullanılmış olması takdir edilesi bir durum.
Tüm prodüksiyon işleri sitemiz yazarlarından Bahadır Sarp tarafından yapılan ve bu anlamda da içerdiği müzikle örtüşen “Gold to Rust”, eğreti yapıldığı takdirde hiç de hoşa gitmeyecek sonuçlar doğrulabilen kayıt ve genel sound konusunda da sınavı geçiyor. Özellikle nakarat vokallerinin güçlü ve arkadan dolgulu kullanılmış olmasının ekmeği konserlerde yenecektir. Aynı şekilde gitarların dolgun tonu, dur kalklı bölümlerdeki punchy hissi ve özellikle miksin dengesi, EP’yi dinlerken yüzümü güldüren diğer ayrıntılar.
Kapağı da dâhil gayet profesyonel bir anlayışla ortaya konmuş olan “Gold to Rust”, SAILS OF SERENITY adına mutlak anlamda başarılı bir ilk adım. Her şarkıda kullanılmayan ancak kullanıldığı anlarda yurt dışındaki muadillerinden hiçbir eksiği olmayan nakarat melodileri gibi güçlü fikirler korunur, geliştirilir ve müziklerindeki bu doğru ilhamları alan ve ne yaptığını bilen anlayış artırılarak devam ettirilirse, SAILS OF SERENITY ülkemiz metali adına en büyük ve en heyecan verici kazançlardan biri olacak.
İlk dinleyişte vuruldum. Daydreaming ve Essence Of Heart muazzam şarkılar.
Beyler beğendiyseniz Bandcamp’ten destek lütfen. Ben bu adamları tanımam etmem ama şu metal denilen göktanrının belası müziği az biraz seviyorsanız sahiplenin lütfen.
Güzel grup Daydreaming şarkılarıyla gelecekte ne yapabileceklerini gösterdiler, umarım kendilerini geliştirebilirler, Bu ülke sınırları için konuşmuyorum gidin yurtdışında aktivilere katılın falan filan, Yolunuz açık olsun.
İlk dinleyişte vuruldum. Daydreaming ve Essence Of Heart muazzam şarkılar.
Beyler beğendiyseniz Bandcamp’ten destek lütfen. Ben bu adamları tanımam etmem ama şu metal denilen göktanrının belası müziği az biraz seviyorsanız sahiplenin lütfen.
Gerçekten çok ümit verici.. İleride başarılarını katlayacaklarını umuyor, hatta ümit ediyorum.
Güzel grup Daydreaming şarkılarıyla gelecekte ne yapabileceklerini gösterdiler, umarım kendilerini geliştirebilirler, Bu ülke sınırları için konuşmuyorum gidin yurtdışında aktivilere katılın falan filan, Yolunuz açık olsun.