Abbath…

ABBATH!

Beklenen an nihayet geldi ve aylardır beklenen ABBATH albümü “Abbath” bugün itibarıyla piyasaya çıktı. Abbath’ın IMMORTAL’dan ayrılışından bu yana yapılan spekülasyonların en sessiz kısmı, elbette ki ABBATH’ın nasıl bir müzik yapacağıydı. Zira IMMORTAL müziğinden sorumlu esas kişi olan Abbath’ın, yine IMMORTAL ayarında bir müzik yapacağı kabak gibi ortadaydı.

Demonaz/Horgh cephesi ile Abbath arasındaki ufak çaplı laf dalaşlarının arasında, Abbath dev bir promosyon ve bariz bir gazla yola koyuldu. I’da birlikte çaldığı, bilimum Norveçli black metal grubunun basçısı King ve LEPROUS, BORKNAGAR ve türlü grubun davullarından sorumlu Baard Kolstad’ı The Creature adıyla gruba katan Abbath, binbir çeşit lansman faaliyetiyle “artık tek başımayım, ama her türlü sikerim” düsturunu bize benimsetmeye kararlı gibiydi.

Abbath’ın IMMORTAL’dan ayrıldıktan sonraki aktifliğinde üç farklı neden olduğu aşikâr.

1) Ekmek
2) Demonaz ve Horgh’a nispet
3) Kendini ispatlama

İlk maddeyi açıklamaya gerek yok; yılların IMMORTAL’ı ve Abbath’ı olarak, Olve Eikemo’nun müzik kariyerini şahlandırmaya çalışması elbette ki dünyanın en normal şeyi. İkinci madde, Demonaz ile Horgh’un IMMORTAL’ı Abbath’sız devam ettirme kararı karşısında, üretken ve yaratıcı kısmın asıl kendisi olduğunu dosta düşmana kanıtlama adına bir çaba, ki bu da gayet anlaşılır bir durum. Abbath, ABBATH’ı kurarak ve “Abbath”ı çıkararak, adeta “Alın IMMORTAL sizin olsun, siz bensiz nasıl bir şey ortaya koyacağınızı düşünürken ben kendi grubumu kurdum ve ilk albümümü çıkardım bile” diyerek, eski grup arkadaşları karşısında şimdiden birkaç sıfır öne geçti bile.

Üçüncü madde için “Koskoca Abbath, daha neyini ispatlayacak?” diye düşünülebilir. Lâkin ben Abbath’ın IMMORTAL’dan sıyrılıp tüm imajını, her şeyini kendi üstüne kurduğu bir kariyerde nerelere gidebileceği konusunda meraklı olduğunu düşünüyorum. Dominant bir frontman önderliğinde müzik yapan çok sayıda black metal grubu var, ancak bunlardan hepsinin aynı anda 8-10 tane büyük metal dergisine kapak olabilmesi, yılların gruplarını altına alarak daha albüm bile çıkarmadan koca koca turnelere çıkması çok da kolay değil. Böylece Abbath; karizması ve IMMORTAL’dan aldığı güçle, “Yeni IMMORTAL budur, sadece adı değişti” şeklinde bir gövde gösterisi yapmış oluyor.

Tabii tüm bunların anlam kazanabilmesi için ortaya çıkacak ürünün iyi olması gerekiyordu. Her ne kadar pek çok festival ve turne, daha ortada bir albüm yokken ve gelecek tepkilerden bihaberken ABBATH’ı kadrolarına aldılarsa da, hepsi de ABBATH’ın kötü bir iş çıkarmayacağını ve metal dünyasındaki ikonik konumundan dolayı çıkacak ürünün ilgi çekeceğini net şekilde biliyorlardı.

Peki öyle de oldu mu?

Oldu tabii ki. “Abbath”, Abbath’ın IMMORTAL ve I geçmişini harmanlayarak, birebir IMMORTAL’a takılı kalmadan çıkardığı gayet keyifli bir albüm. “At the Heart of Winter” ve sonrasındaki IMMORTAL soğukluğu ve epikliğinin, I’ın daha cayır cayırlı heavy metal yanıyla iç içe geçtiği ve Abbath’ın hard rock sevgisinin de pek çok yerde ortaya çıktığı çalışmada, blast beat’ler at koştururken, bir yandan da riflerde hissedilen pek sıcak tatların, KISS, MOTÖRHEAD, AC/DC etkilerinin aralara kaynadığını görüyoruz. Bu minvalden bakınca, “Abbath” son birkaç IMMORTAL albümü ile “Between Two Worlds”ün net bir kırması gibi. Yer yer I sound’u daha baskın olabiliyor ve bu da ABBATH’ın tam anlamıyla bir black metal grubu olmaktan ziyade, daha coşkulu, konserlik bir grup olmasına da ortam hazırlıyor.

Abbath’ın vokalleri yıllardır alışık olduğumuz kurbağalıkta, albümün tümünü kaplıyor. Tabii bonus iki şarkıdan biri olan JUDAS PRIEST cover’ı Riding on the Wind hariç. Bu cover’da Abbath baya baya şarkı söylüyor. Hatta ses rengi ve söyleyiş tarzından dolayı, kısmen de olsa “Brian Johnson sings JUDAS PRIEST” gibi bir durum ortaya çıkıyor. Diğer bir cover da “Blizzard Beasts”ten Nebular Ravens Winter.

Abbath haricinde, King’in büyük oranda çok net duyulan bir bas gitarı var. IMMORTAL’ın hiçbir albümünde duymadığımız düzeyde yüksek, aktif bir bas kullanımı var “Abbath”ta. Zaten I etkileri ve cayır cayırlıktan bahsederken, bas gitarın bu etkinliği, müziğe gayet olumlu yansımış ve IMMORTAL’dan farklılaşma adına katkıda bulunmuş.

İlk The Creature olan Baard Kolstad albüm kaydından önce gruptan ayrılsa da, maskeden ve duyurulmamasından dolayı The Creature’ın arada değiştiğini bilmiyorduk. Baard Kolstad’dan öğrendiğimiz bu durum neticesinde yerine gelen BENIGHTED davulcusu Kevin Foley de, ne hikmetse albümdeki davulları kaydettikten kısa süre sonra gruptan ayrıldı. Dahası, gruba sahnede eşlik eden gitarist Per Valla da gruptan ayrıldığından, ABBATH’ın şu sıralarda turneler için gitarist ve davulcu deniyor ya da bulmuş da prova yapıyor olması muhtemel.

Daha fazla uzatmadan kritiği kapatalım. “Abbath”, IMMORTAL’ın “At the Heart of Winter” sonrası dönemini sevenler için gayet güzel bir dinleti sunuyor. Her ne kadar yıllar sonra hatırlanacak bir şaheser falan değilse de, içinde IMMORTAL’dan ve I’dan sevdiğimiz çok fazla şey barındırıyor.

Dahası ve en önemlisi Abbath’ı barındırıyor.

Abbath cidden metal dünyasının en sevimli adamlarından biri ve sadece bu durum bile, ABBATH’ı ve “Abbath”ı sevmek için yeter de artar bir sebep.