Çok kişisel bir yazı olacağını en baştan söyleyerek başlayalım.
Bir gün bu satırları yazabileceğimi düşünmezdim. THEORY IN PRACTICE’le yaptığımız o röportaja kadar, günün birinde yeni THEORY IN PRACTICE materyaliyle karşılaşacağım konusunda umudum neredeyse sıfırdı. Peter’ın o röportajda söyledikleri, ardından mail’leşmemiz, bana THEORY IN PRACTICE’in henüz yayınlanmamış birtakım materyallerini yollaması, düşüncelerimi sorması…
Peter Lake, gitar çalma ve müzik yazma konusunda direkt ilham kaynağı olarak gördüğüm üç kişi içinden, şu an hayatta olan tek kişi. Durum bu olunca, böylesine saygı duyduğum ve eşi benzeri olmadığına inandığım bir ustanın bana fikrimi sorması, elbette ki benim için tarif edilemez bir duyguydu.
Bu çok da anlatılabilecek bir şey değil; insanın aklına hayatından sayısız fotoğraf karesi geliyor… Gitarımı elime aldığım sayısız an, dinlediğim müzikler, iyi bir şeyler yazmak için uğraştığım saatler, günün birinde sabaha karşı 4′te uyanıp anlık bir ilhamla The Ocean Beneath the Universe’ü baştan sona yazışım, içine kimsenin fark etmediği minik THEORY IN PRACTICE dokunuşları katışım ve günün birinde, THEORY IN PRACTICE’i yaratan adamın, Peter Lake’in durup dururken bana mail atıp “The Ocean Beneath the Universe harika bir şarkı, albüme de bayıldım” demesi…
Bunlar üç noktayla bitmesi gereken cümleler. Birkaç kelimeden oluşuyorlar belki, ancak benim için hissettirdiklerine sayfalar yetmez.
THEORY IN PRACTICE, yazdığım kritiklerde de söylediğim gibi, hayatım boyunca beni en çok şaşırtan, altında ezildiğim, manevi anlamda eşi benzeri olmadığını düşündüğüm müziği yapıyor. Kaosu, yok oluşu, kıyameti notalara döküyor ve bunu da olabilecek en görkemli şekilde yapıyor. THEORY IN PRACTICE’in verdiği hissi alabilmek bence cidden önemli bir şey; gözünüzden yaş gelir, haberiniz olmaz.
Yıl 2015 ve THEORY IN PRACTICE, 13 yıl aradan sonra ilk yeni materyalini “Evolving Transhumanism” adı altında, iki şarkılık bir single olarak sundu. Bu noktada, THEORY IN PRACTICE’e objektif bakamayacağım ve liseli Japon bir kız çocuğu gibi heyecandan burnumun ve yanaklarımın kızaracağı düşünülebilir, lâkin konu THEORY IN PRACTICE olunca buna gerek kalmıyor.
Single’daki iki şarkı da THEORY IN PRACTICE’in eşsizliğini yansıtan, mükemmel yapıtlar. Gruba dair güzel olan ne varsa hepsiniz duyabiliyoruz. İşin en güzel tarafı, Peter Lake’in aradan geçen 13 yıl içinde şu an metal dünyasında tutan şeylerini tahlil edip, grubun yeni sound’unu ona göre evriltmemiş oluşu. Ortada en son 13 yıl önce duyduğumuz THEORY IN PRACTICE’in aynısı var ve bu müthiş bir şey. Rifler, sololar, melodiler, hepsi yerli yerinde. Lake’in pek çok eski solosu gibi doğaçlama olduklarına emin olduğum o sololarını bir kez daha duymak, beni grubu ilk kez dinleyip müziğe dair algımın değiştiği o günlere, küçük bir müzik dükkanında “Colonizing the Sun” CD’sini bulup sevinçten şekillere girdiğim o Stockholm sabahına götürüyor.
Single’daki iki şarkıyı kısaca tarif etmek gerekirse, ilk şarkı Pandemonium’da THEORY IN PRACTICE’in alışık olunan ve eşi benzeri olmayan riflerinden oluşan bir saldırıyla karşılaşıyoruz. Yine kıyametin müzikal yansımalarını duyuyor, “The Armageddon Theories”vari klavyeler ve gruptan pek duymadığımız yavaşlamalı, atmosferik anlara tanıklık ediyoruz. İkinci şarkı olan The Amendment of Germplasm’da ise yine gruba dair her türlü güzelliği bulabiliyor, üstüne üstlük aralara sıkıştırılan yeni birtakım fikirleri de coşkuyla kutluyoruz.
Neticesinde THEORY IN PRACTICE, belki yaptığımız röportajın da bir nebze olsun verdiği gazla yeni bir şeyler yaratıyor. Her ne kadar bu ik şarkı büyük oranda ya da tümüyle eskiden yazılmış materyallerin düzenlemesi olarak karşımıza çıksa da, bu single’ın alacağı geri dönüşe göre grubun yeni bir albüm işine girmesi de artık olası.
Efsane albümler yaratıp sonra dağılmış grupların, o efsane albümün aynı şekilde kalması adında tekrar birleşip yeni albüm yapmamasını istemişliğim var, ancak konu THEORY IN PRACTICE olunca böyle bir isteğim olmuyor, olamıyor, zira THEORY IN PRACTICE’e doyamıyorum, yapacakları her şeyi, yapabilecekleri her yeni şeyi merak ediyorum.
O yüzden umarım yeni bir albüm gelir ve ben de bunca yıl sonra ilham alabileceğim yeni bir şeyler duymanın zevkini yaşarım.
grubun büyük fanı veya takipçisi değilim ama The Armageddon Theories albümünü zamanında çok döndürmüştüm, hala hayatta olduklarından geçenlerde haberim oldu.
Single’daki şarkılar mükemmel değil, ancak gayet güzel. özellikle The Amendment of Germplasm’a bayıldım.
teknik death metal sevmiyorum ama baya ilgimi çekti bu grup, hangi albümlerini dinliyim?
19.09.2015
@crowkiller, 1 demo ve 3 albümleri var zaten. The Armageddon Theories’den başla derim.
21.09.2015
@crowkiller, colonizing the sun
grubun büyük fanı veya takipçisi değilim ama The Armageddon Theories albümünü zamanında çok döndürmüştüm, hala hayatta olduklarından geçenlerde haberim oldu.
Single’daki şarkılar mükemmel değil, ancak gayet güzel. özellikle The Amendment of Germplasm’a bayıldım.
adamlar kritiği facebookta paylaştılar.
https://www.facebook.com/theoryinpracticeband/posts/532235706940180
yeni ep leri de spotify’da şu an