HATE ETERNAL gibi yaptığı müziğin kalesi olan grupların işlerine olan tutkularına her seferinde yeniden hayran olabilen bir dinleyici olarak, belirli periyotlarda bu tarz albümler dinlemenin metalin extreme türlerine olan ilgimi canlı tutabilmek açısından oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Ne beklediğimi bildiğim, kalitesinden hemen hemen emin olduğum, beni şaşırtma ihtimali bir hayli düşük olan bu grupların ortaya koydukları her eserde biraz daha tutarlı olduklarını görmek, bana değişik şekillerde ilham vermekte olan bir olay.
Sevdiğim albümleri genelde uzun uzun övmekten hoşalnsam da, “Infernus” gibi bir albümü değerlendirirken çok fazla şey söylemenin mümkün olamayacağını bildiğimden bodoslama dalıyorum. İlk olarak albümün, HATE ETERNAL’ın en önemli özelliği olan, “teknik death metal’i doğaçlamaymışçasına rahat çalabiliyor olma”nın verdiği özgüvenin şarkıların her saniyesinde ayrı ayrı hatırlatıldığı bir yapıda olduğunu söyleyerek başlayayım. Bu dile kolay özelliği cömertçe sunmanın yanında, 2011’de çıkardıkları sur yıkan, beyin yakan albümleri “Phoenix Amongst the Ashes”a göre kulağa çok daha canlı gelen ve daha az tekdüze tınlayan sound’un da katkısıyla, HATE ETERNAL, bence şimdiye kadarki hem en enerjik hem en dengeli hem de en dinlenesi albümünü çıkarmış bu yıl.
Albümün 45 dakika boyunca oluşturduğu, nefesinizi daraltan kaotik atmosferin köklerinin dayanıyor olduğu Erik Rutan imzalı death metal rifleri, yine başta söylediğim değişik şekilde ilham vermenin oldukça net bir örneği aslında. Dakika dakika irdeleyecek olsak MORBID ANGEL, BEHEMOTH, SUFFOCATION, NILE, CANNIBAL CORPSE gibi birçok gruba benzeterek ilerleyeceğimiz bu rif anlayışı o kadar oturmuş ve tecrübe dolu ki, ne yıllardır benzer kalıplarla ilerliyor olmasına rağmen heyecanını yitiriyor, ne de kendini tekrar etmemeye çalışırken olduğu şeyden farklıymış gibi tınlıyor.
Örneğin “The Chosen One”ın başındaki çıldırma anı, “Locust Swarm”un sonsuza kadar loop’a alınabilecek nakaratının ardından gelen lead gitar arkası sapık rif bölümü, “Pathogenic Apathy”nin (albümün en iyi şarkısı) insanı saniyesinde kafa sallattıran melodisinin şarkı boyunca harika tasarlanmış ikili gitar kombinleriyle sürekli alttan alttan devam etmesi ve şarkının sonlarına doğru muazzam bir azıtma-durulma kombosunun ardından tekrar kendini göstermesi, grubun omurilikten yapıyor olduğu ama benim sadece yazarken bile yorulduğum, tekrar tekrar gözden geçirdiğim birkaç olağanüstülük sadece.
“Infernus”a dair değinilmesi gereken en önemli şeylerden biri de elbette ki gruba geçtiğimiz sene katılan yeni davulcu Chason Westmoreland’in albüme ve genel olarak HATE ETERNAL müziğine yaptığı katkı. Albümdeki en önemli değişimin şarkılardaki genel dinamizmin sağlanması açısından önceki albümlere göre daha önemli adımlar atılması (örneğin albümle aynı isimli şarkının doğrudan orta tempo bir yapıda olması) olduğunu ve bütünsel olarak daha dengeli seyreden bir rif haritasının olduğunu doğrudan söylemek mümkün. Bu iki öğe grubun müziğine entegre edilirken bu iş o kadar doğal, o kadar çaktırmadan ama o kadar bilinçli yapılmış ki, sanki grup müziğini bir RPG oyunu karakter ekranından kontrol ediyormuş gibi. Tam bu yenilik ve denge mevzusunda ipleri büyük oranda eline alan davullar, zaman zaman varyasyonlu zaman zaman ise tamamen gitarlara yer açacak şekilde ferah çalınarak, insanda tam olması gerektiği gibi çalınıyor duygusunu yaratacak bir konum bulmuş kendine.
Albümün sınırlarının nereye varabileceğini görmek isteyenler adına açtığım bu deneysel paragrafta yalnızca albümün en deneysel şarkısı olan “Chaos Theory”den bahsedeceğim. Özellikle bas gitar ve davul kullanımı açısından oldukça varyasyonlu ama bir o kadar da bildiğimiz HATE ETERNAL kalan bu enstrümantal şarkı, “Infernus”un ritim ağırlıklı yönünden melodik tarafına, bilindik teknik death yaklaşımından imza niteliğinde rif yazımına, yarattığı karanlık atmosferden berrak sound’una; albümün barındırdığı tüm öğeleri belirli dakika aralıklarında öne çıkararak, vokalsiz olmasına rağmen, “Infernus”un en değerli parçalarından biri olmayı başarabilmiş.
Çok da uzatmaya gerek yok. HATE ETERNAL, 15 yılı aşkın süredir death metal seven herkese hitap edebilen bir grup olmayı başarabilmiş, ne tamamen old school ne de tamamen modern olan, türün tanımı gibi bir oluşum. Her zaman vaad ettikleri gibi yine death metal seven herkese dinlemesi oldukça keyif dolu bir albüm sunan, icrası üst düzey beceri gerektiren bu müziği sakız çiğner gibi yapabilen, daha da önemlisi bunu şarkıları aracılığıyla doğrudan dinleyicilere aktarabilen HATE ETERNAL, “Infernus”ta da şimdiye dek yaptığı şeyleri yapmaya devam ediyor. Sadece daha canlı bir sound ve daha dengeli şarkı yapıları aracılığıyla şimdiye dek çıkardıkları en “dinlemesi kolay” albümü sunuyorlar. Dinlemesi kolay. HATE ETERNAL. Evet.
Şarkılar 1. Locust Swarm
2. The Stygian Deep
3. Pathogenic Apathy
4. La Tempestad
5. Infernus
6. The Chosen One
7. Zealot, Crusader of War
8. Order of the Arcane Scripture
9. Chaos Theory
10. O' Majestic Being, Hear My Call
Sürekli karşıma çıkan (15 yıllık, deniz feneri gibi grup olunca tabii), ara ara dinleyip bir türlü gereken ehemmiyeti göstermediğim bir grup Hate Eternal ama bu kritik bu gidişe son vermemi sağlayacak kadar toşmaklı olmuş, eline sağlık yeğenzo.
Ünal kardeşimin eline sağlık. son dönemde pür dikkat onun kritiklerini takip ediyorum. daha fazla yazması dileğiyle.
albümle aynı adı taşıyan şarkı ÇOK ACAYİP. özellikle Morbid Angel terbiyesi ile büyümüş dinleyicilere feci gideri var. şarkının ortasından sonra devleştiği kısımlar Tchaikovsky, Beethoven, Bach gibi adamların elinden çıkmış gibi devasa müzisyenlik barındırıyor.
Hate Eternal ve bu albüm ile alakalı konuşacak çok fazla şey var. daha sonra geri geleceğim.
aralara hafiften groovy bişiler sepiştirseler tadından yenmicek ama işte hep tatatta böağğğh tatatta röahhh devam ediyorlar 10 -15 yıldır, biraz bayıyor zamanla
Kritikteki şarkının doğu ezgili solosu güzelmiş.
Sürekli karşıma çıkan (15 yıllık, deniz feneri gibi grup olunca tabii), ara ara dinleyip bir türlü gereken ehemmiyeti göstermediğim bir grup Hate Eternal ama bu kritik bu gidişe son vermemi sağlayacak kadar toşmaklı olmuş, eline sağlık yeğenzo.
Bugün biraz çivi çakayım, beton dökeyim bari.
Ünal kardeşimin eline sağlık. son dönemde pür dikkat onun kritiklerini takip ediyorum. daha fazla yazması dileğiyle.
albümle aynı adı taşıyan şarkı ÇOK ACAYİP. özellikle Morbid Angel terbiyesi ile büyümüş dinleyicilere feci gideri var. şarkının ortasından sonra devleştiği kısımlar Tchaikovsky, Beethoven, Bach gibi adamların elinden çıkmış gibi devasa müzisyenlik barındırıyor.
Hate Eternal ve bu albüm ile alakalı konuşacak çok fazla şey var. daha sonra geri geleceğim.
09.04.2024
@ismail vilehand, abi niye geri gelmedin
aralara hafiften groovy bişiler sepiştirseler tadından yenmicek ama işte hep tatatta böağğğh tatatta röahhh devam ediyorlar 10 -15 yıldır, biraz bayıyor zamanla