İnsanın eline “Human” gibi bir albümü yazma fırsatı her zaman geçmiyor. “Şöyle güzel böyle önemli, dinlerken ölüyorum bitiyorum, bu albüm kaç gruba ilham verdi haberiniz var mı?” türü klasik yorumların da anlamını yitirdiği albümlerden biri “Human”. İçeriği itibariyle belki de işlenebilecek en kompleks konuyla, insanla adlandırılan albüm, 1991 yılında çıkmış ve hepimizin bildiği gibi death metalin gidişatını değiştirmişti.
Farklı farklı övgü sıfatları düzmek ve albümü sıkıcı bi şekilde “şu açıdan teknik, davul şöyle komplike, aman da sözler nasıl derin” şeklinde açıklamak istemediğim için, dinleyen herkese ve özellikle de DEATH hayranlarına çok yoğun şekilde dokunan bu albümü az biraz kişisel, az biraz genel olarak yazmaya çalışmak istiyorum. Dediğim gibi, insanın eline “Human” gibi bir albümü yazma fırsatı her zaman geçmiyor. Bari keyfini çıkarayım.
Ayrıntısı şu yorumda görülen sıkıntılı durumun ardından, Chuck’ın bir röportajında “intikam” olarak özetleyerek çıkardığı bir albüm “Human”. “Leprosy” ile arasında büyük farklar olan ve sayısız deneme içeren “Spiritual Healing”in ardından Chuck’ın durmak bilmeyecek gelişiminin ilk gerçek patlamasını yaptığı albüm olarak görülen “Human”, sayısız yorumda belki de gelmiş geçmiş en önemli death metal albümü olarak görüldü bilindiği gibi. En iyi miydi bilemem, fazlasıyla kişisel bir konu, ancak death metalin gelişim sürecine baktığımzda, öncesi ve kendisi arasında bu kadar büyük bir fark olan, bu kadar fazla yeni fikri ve duyulmamış şeyi bir seferde içinde barındıran başka bir death metal albümü olduğunu sanmıyorum. “Individual Thought Patterns”, “Symbolic”, “The Sound of Perseverance” albümleri, sadece düşünmemle birlikte tüylerimi ürpertecek kadar sevdiğim, benim için müzik kavramını aşıp soyut boyutlara geçen albümler; ama yine de bu müziğin tarihi adına hiçbir grubun hiçbir albümü, “Human” kadar önemli değil diye düşünüyorum.
Bu sabah işe giderken, belki de beş bininci kez “Human”ı dinliyordum. Hani metal dinlediğinize şükretmenizi sağlayan, yüz bin kere duysanız da kanıksayamadığınız, heyecanınızı dindiremediğiniz anlar vardır ya; bu sabah işe yürürken Flattening of Emotions başladığında işte böyle hissettim. Kırk beşinci saniye civarlarındaki o üç saniyelik bekleyişle artan tansiyon ve tüm grubun önlerine gelen her şeyi yıkacak bir makina gibi girdikleri anki tebessümüm, beni çok yıllar öncesine, “Human”ı ilk kez dinlediğim ana götürdü.
Ne gariptir ki bir vergi dairesinde sıra beklemekteydim. Sıranın ucu görünmüyordu ve ben de memurların öğle tatiline kadar işimi bitirmek istiyordum. Saat öğlen oldu ve memurlar çıktı. Ben de yarım saat sırada beklediğim süre içinde, vergi dairesine gitmeden önce Akmar Pasajı’ndan aldığım “Human”ı dinledim. İlk kez. Hayatımın en zevkli bekleyişlerinden biriydi herhalde. “The Sound of Perseverance”ı da, “Symbolic”i de duymuş ve çoktan kulu köpeği olmuştum, ancak “Human”ın çıkış zamanı ve Chuck’ın o zamanki esin kaynaklarıyla böyle bir şey yaratabilmiş olması, dinleyen herkesin olduğu gibi benim de aklımı başımdan almıştı.
Her neyse, fazla kişiselleşmeden insanoğlunun derinliklerine doğru yavaştan yollanalım. 1987 kurulumlu hemşehri grup CYNIC’ten alınan Paul Masvidal ve Sean Reinert ile DEATH’le aynı yılda, ama ülkenin ta öbür ucunda kurulan SADUS’tan Steve DiGiorgio’yu barındıran albüm, death metal, hatta metal tarihinin gördüğü en aşmış kadrolardan birini barındırıyor. Elemanların ne derece iyi olduklarından bahsetmek, muhtemelen onların değerini düşüreceğinden buna hiç girmiyorum. Tek kelimeyle kusursuz, eşsiz bir müzisyen performansı var albümde.
Chuck’ın ilk kez böylesi içsel ve insan zihninin derinlerine inen şarkı sözleri yazdığı “Human”da, DEATH’in hayranları tarafından diğer tüm gruplardan farklı olarak görülmesini sağlayan o garip durumla belki de ilk kez karşılaşıyoruz. Sadece şarkı sözleri, melodiler ya da rifler değil bunu yapan, notalarla ifade edilebilecek bir durum değil; ama bir şekilde DEATH’in müzik üstü, soyut çıkarımlar barındıran bir tarafı var. Bu, Chuck’ın sahip olduğu garip, gizemli havadan mı kaynaklanıyor, yoksa sadece yazdığı müzikle mi alakalı anlamlandıramıyorum; ancak var böyle bir şey.
Eminim ki her DEATH dinlediğinde sanki müzik dinlemekten daha fazlasını yapıyormuş gibi düşünen, hatta DEATH dinliyor olmanın yarattığı bir çeşit sorumluluğu hisseden, bir tür maneviyatın farkına varan insanlar var. Bu durum DEATH’in bir fenomen olmasını sağladığı gibi, herhangi bir death metal grubu olarak anılmasının da önüne geçiyor. Görüldüğü gibi DEATH’in bu özelliğini tam olarak kelimelere dökemesem de, bir DEATH aşığı olarak bu hissiyattan gayet memnunum. Belki de bundan dolayı bir işle uğraşırken fon müziği olarak asla ve asla DEATH dinleyemeyen bir kişiyim. Eğer herhangi bir zamanda DEATH dinliyorsam, o sırada başka bir şeye odaklanmıyorum demektir. Eminim ki bunu hisseden bir ben değilim.
Azıcık da şarkılara bakıp sona yaklaşalım. Albümde kaç tane şarkı varsa, hepsi birer death metal dersi diyerek başlayalım. Chuck denemekten, keşfetmekten hiç korkmayan, bunun için yaşayan ve hep daha iyisini, hep olmayanı üretmekle uğraşan bir insan olduğunu “Human”ın her notasına, her mısrasına kazımıştı. Flattening of Emotions’ın insanın içini kopartan nakaratındaki zamanlar üstü rifi mi konuşalım, Lack of Comprehension’ın death metalin en büyük devrimlerinden biri olarak görülen girişini mi övelim, Cosmic Sea’nin hayaller gördüren melodilerini, bas solosunu mu göklere çıkaralım, Together As One’ın sounda “a living hell has begun” çığlığının nasıl insanın içinden parça söktüğünü mü, yoksa Suicide Machine’in nakaratında Chuck’ın “Suicide ma…” deyip durmasını ve “…chine” kısmını sonradan söylemesindeki dehayı mı vurgulayalım? Sayfalarla da yazsak bir yere varamayız. “Human” her anlamda, her saniyesiyle kusursuz bir albüm, bir bütün halinde, ilk notasından son notasına kadar kelimenin her anlamıyla bir başyapıt.
Çok uzattım ama olsun. Bugüne dek yazdığım en önemli birkaç albümden biriydi ve tabii ki albümün değerini gerektiği kadar yansıtamadım. Olsun, DEATH sevenler zaten bunun mümkün olmadığını, DEATH’in yazarak anlatılamayacağını biliyorlar.
Son sözlere gelelim. Bugüne dek yarım milyondan fazla satan ve DEATH’in açık ara en çok satan albümü olan “Human”, metal dinliyorum diyen ve death metale karşı da özel bir nefret beslemeyen her metal dinleyicisinin duyması gereken sayılı albümlerden biri. Chuck Schuldiner’ın hayranlık uyandıran müzikal dehasının ve yaratıcılığının en görkemli anlarından bazılarını barındıran bu sanat eserini, hâlâ duymamış olanlar varsa, hiçbir şey için geç değil, metalle ilgileniyorsanız bunu duymak zorundasınız diyor, yazıyı sonlandırıyorum.
Yarın, Chuck’ın kendini aşma yolculuğundaki bir sonraki dersinde görüşmek dileğiyle.
Kadro Chuck Schuldiner: Gitar, vokal
Steve DiGiorgio: Bas
Paul Masvidal: Gitar
Sean Reinert: Davul
Şarkılar 01. Flattening Of Emotions
02. Suicide Machine
03. Together as One
04. Secret Face
05. Lack Of Comprehension
06. See Through Dreams
07. Cosmic Sea
08. Vacant Planets
bu albüm ve bundan sonraki death albümleri idealar dünyasını oluşturan albümler.
diğer death metal albümleri de algılanabilir dünyayı ellerinden geldiğince oluşturmaya çalışan hallice.
Bende albümün 1998 Century Media basımı var, böyle saçma iş görmedim. Bi kere şarkı sözleri tamamen karışık sırayla yazıyo, onun dışında bazı sayfalardaki sözler normal boyutta, bazıları okunmayacak kadar küçük. Kitapçıktaki grup resmi Individual Thought Patterns kadrosu (baya bildiğin Gene Hoglan falan var), en salağı da CD’nin arkasındaki şarkı listesinde See Through Dreams’in adı “See The Trough Dreams” olarak yazıyo.
Death i The sound of Perseverance la tanımıştım.yaklaşık 6 ay boyunca gunde 3-4 kere bu albumu dinleyip başka hiçbir şey dinlememiştim.Bundan daha çok seveceğim bi album daha olamaz şu dunyada diyodum.Ama Human ı dinlememiştim o zamanlar.TSOP dan daha çok seviyorum diyemicem ama onunla aynı seviyede seviyorum diyebilirim rahatlıkla:)
Benim için, yapılmış en iyi death metal albümü Individual Thought Patterns’tır; hemen arkasından onu 0.1 puanla takip eden de Human’dır. Bir yandan da Human daha üstündür gözümde. Bunun nedeni de ITP’ye zemin hazırlamış olmasıdır. Flattening of Emotions girerken Ahmet’le birebir aynı şeyleri hissediyorum. Albümün girişinin solo davul olması ve davulun o tonlaması beni benden alıyor her seferinde. Suicide Machine’de “will be there” demesini mi diyeyim, Cosmic Sea’nin bas solosu mu diyeyim, See Through Dreams’in ortasında giren aksak ritmi mi diyeyim. Aklımı alan o kadar çok nokta var ki. Gördüğüm en mükemmel intikam.
Kritik çok sağlam. Özellikle “Death dinlemenin bir sorumluluk, bir maneviyat doğurması” kısmı çok iyi düşünülmüş, tamamen katılıyorum.
Ayrıca vergi dairesinde sıra beklerken Secret Face dinlemek, memurlara “alayınız iki yüzlü lan zaten, nasıl devlet dairesi lan burası ühü” diye serzenişte bulunmak. Tam deneyimlik ortam.
Bu anma haftası güzel bir amaca hizmet edip kritikler sayesinde Death albümlerini farklı bir açıdan, tekrar dinletti. Bu da çok içten bi yazı olmuş, eline sağlık.
“Zaten “Death’im geldi” diye bi olay bu yüzden var.”
ne güzel bi laftır bu. mesela dinlerken başka hiç birşeye odaklanamama sadece “death” dinlerken oluyor bana da. özellikle human,itp,symbolic ve tsop’ta. bunlar zaten birbirinden ayıramadığım, çocuğum gibi sevdiğim albümler. bu albümler olmasa death metalin ya da direkman heavy metalin seyri nasıl olurdu diye düşünmüyorum arada öyle esiyo. (:
Bu albümü ilk bugün Kocaeli’ne giderken dinledim.Dilimin tutulduğu bölümler ,şaşırdığım bölümler ve ince ince güldüğüm bölümler oldu.Ama özellikle See Through Dreams şarkısında Chuck Schuldiner’ın “Close your eyes” diye başlayan nakaratı aldı beni uzak diyarlara götürdü, serin sulardan kızgın kumlara[Olmadı galiba bu benzetme] attı.
Together they absorb each other’s life
As one they will live and they will die
bu nakarat omurilik katili
death albümleri benim için tsop>human>itp>symbolic>leprosy>scream bloody gore>spiritual healing
tsop ilk dinlediğim death albümüydü ve “TEKNİK” metal aşkını başlatan albümdü bende. hala da müzikalite ve teknik arasındaki korunması zor ama yakalandığında “budur” dedirten sınırı en iyi belirleyen albümdür bence. bu yüzden en sevdiğim death albümü (en sevdiğim 2 metal albümünden biri [AJFA diğeri] )
lakin birisi bana death metal nedir derse
death metal HUMANDIR derim.
bu albümde chuck’ın en iyi metal albümleri serisi başlamıştır kanaatimce. Steve Diggorgio’nun aştığı sean reinert’ın MÜKEMMEL partisyonlarla zevkten 4 köşe ettiği ve tabiki chuck’ın her zaman yaptığını yaptığı puan verilmesi bile gereksiz bir albümdür. ayrıca bir albüme konu olarak insanın ta kendisinden daha anlamlı bir konu seçilemez. bu albüm her açıdan 10 (puan vermek gereksiz ? )
tsop’u 2 haneli sayılarla değerlendirmiyorum :)
death metal demek fotoğraflara bakıp sinirli sinirli poz vermek değil elbette :D gerçi ben hiç black metal gruplarının gülümseyerek poz verdiğine şahit olmadım
en sevdiğim Death albümü olmasada davullarını en çok beğendiğim Death albümü budur. hatta hem Death’in hemde Sean Reinert’ın davul performansı hususunda “zirve” olarak bu albümü görürüm. ve son olarak Flattening Of Emotions nasıl bir şeydir (şarkı demiyorum çünkü şarkının ötesinde birşey), delirtir adamı demekten kendimi alıkoyamıyorum…
birde Paul Masvidal aynı sene içinde hem Human hemde On the Seventh Day God Created… Master gibi iki tane aşmış death metal albümde çaldıktan sonra nasıl bir piskolojiye bürünüp durulduysa artık, adamcağız o günlerden sonra hiç sert birşey çal(a)madı.
Bu mübarek tapılası albümü az önce baştan sona dinledim de prodüksiyonu gerçekten iyi değil. Şu Death in tüm albümlerini remastered etme muhabbetlerine bir kez daha hak verdim. İyi bir prodüksiyonla caanım besteler daha iyi hale gelir. Bir Flattening of Emotion ı, bir Suicide Machine i, bir Lack of Comphrension ı yeni sounduyla dinlemenin insanda albümü ilk defa dinliyormuş gibi bir heyecan yaratacağından eminim. Çünkü kaliteli bir soundla bu albümde hayvaniyete ulaşan müzikalite, insanı ayrı boyuta sürükleyen riffler sololar ve ritm geçişleri tavan yapacaktır. Yine de gözümü kırpmadan 10 veririm bu albüme.
bana göre tarihin en iyi death metal albümü. altars of madness ve elements de bir adım geriden takip ediyor.
bu arada altars of madness’a bir kritik yazılabilir mi acaba? ahmet saraçoğlu yazabilirse iyi olur bence.
remaster versionu bambaşka olmuş ortalığın aq muş şarkıdır… lack of comprehension dinlerken kafayi yicem lan…
”her notasıyla death’in tüm özelliklerini ve farklılıklarını gözler önüne süren, death’i tanımak için dinlenmesi gereken bir kaç şarkıdan biridir. özellikle başındaki clean bölüm, death metal tarihinin en çok akılda kalan ve en klasik anlarındandır.”
ne güzel yazmışsın ahmet abi lack of comprehension için…
@N A T T D A L (ex. B U R Z U M), bu arada lack of comprehension dinlerken ortalıın aq muş albümdür yazacağıma şarkıdır yazmışım…ne biçim gaza gelmişsem artık…….
Oha lan bu albümde en çok oy alanlardan düştüyse artık..Hani o listede olması yüceltip alçaltmayacak albümü ama siteye girdiğim zaman orada görünce mutlu oluyordum.Her bilinçli metal müzik dinleyicisi sevmese bile 10 verir bu albüme.Ama olmamış tutmadı demek. :)
@Ahmet Saraçoğlu, Yok abi öyle bir düşüncem kesinlikle yok. :) O konuda bir müdahaleniz olmadığını biliyorum.Fakat bir arkadaş Junkinin dediği gibi diktatörlük oynuyor listede. :) .Sırf o yüzden ben bile 10 u bile az gördüğüm albümlere düşük puanlama yapmaya başladım. :)
yalnız adam feci psikopat. sevmediği albümleri. 8.03 civarına düşürüp bırakıyor, listede görünmesin diye. sonra modem aç kapa aç kapa sevdiği albümleri sıralıyor listede.
Lack of Comprehension’da 2:12 civarında giren riff var ya…lan deliricem nasıl bir şeydir o. Death diskografisinin en iyi riff’lerinden biri ve şarkı de öyle tabii ki.
Ayrıca Cosmic Sea’yi ilk dinlediğimde muhtemelen çoğu kişide olmuş ”Bildiğin Cynic şarkısı lan bu” tepkisi oluşmuştu. Masvidal ve Reinert’in bulunduğundan haberim bile yoktu tabii.
Başta hiç alışamadım bu albüme. Ama sonraki birkaç dinleyişte ”lan dur şurda davul ne güzel” ”lan dur şurda nası bağırıyo Suicide Machine diye” falan filan derken kaptırdım kendimi buna da. ”Şaheser” diyebilecek seviyeye geldim kesinlikle.
Bir şu Leprosy’ye ısınamadım bütün Death diskografisinde bir türlü,o da zamanla olur umarım.
spiritual healing biraz önce bitti üstüne bunu dinliyorum.
hani aç karnına alkol alırsın bira-viski falan takılırsın, gece inanılmaz bi yemek yeme isteÄŸi baÅŸlar. tam o sırada dolabı açarsın, üzeri domates soslu, ayrıca kızarmış biberlerin olduÄŸu dünden kalmış patates kızartması dolu tencereyi yanında sadece yoÄŸurtla gömersin ya? hah iÅŸte ÅŸu an o durumdayım…
Albümde sevmediğim şarkı yok ancak hazmı zor bir albüm.Yani en azından bana öyle geldi hazmetmek için 20 kez cevirmem gerekecek sanırım.Flattening Emotions ve Cosmic Sea favorilerim
Bütün gece uyumayıp bu albümü replay’e alasım var. Hiçbir zaman net bir favori Death albümüm olmadı ama şu an Human kulağıma ayrı bir hoş geldi sebepsiz. Chuck abimin ruhu şad olsun.
Suicide machine
Death’in en sevdiğim albümü
Dinlediğim ilk on albümden biri
En sevdiğim 2 albümden biri
Gelmiş,geçmiş, en iyi death metal albüm
RİP Chuck
Ben de remaster’ı övmeye geldim. Death’in her albümünü olduğu gibi severim, bunun da orijinalindeki o boğuk kayıt ayrı güzeldir. Gözümde tüm albümleri güzel olan en sevdiğim 5-10 gruptan biri yani Death ama şu albüme 2011′de çektikleri master -reissue olanı- ayarı cidden harika. Ruhu bozmadan eldeki materyali vurgulayan safi klas bir iş olmuş.
Death Metal ile çok alakam yok ama bu albüme en iyi Death Meatal albümlerinden biri dersem herhalde kimse itiraz etmez sanıyorum. Yıllar sonra tekrar dinledim, çok acayip bir şey hakikaten. Suicide Machine tam beni anlatıyor.
Herkesin favori Death albümü farklı olabilir ona bir şey demiyorum. Ancak Death denildiğinde ilk akla gelen albüm Human bence. Death sevenleri arasında görüş birliği sağlanmış mı bilemem onu tabii.
Ayrı bir yerde duruyor bu albüm. Her biri birbirinden değerli albümler evet ama bence;
Death’in bütün albümleri başyapıttır benim gözümde. Huzur içinde uyu Chuck baba, o Death logolu tişörtünü giymekten asla sıkılmayacağım. Tıpkı Bathory’nin keçili tişörtünden asla sıkılmadığım gibi.
bu albüm ve bundan sonraki death albümleri idealar dünyasını oluşturan albümler.
diğer death metal albümleri de algılanabilir dünyayı ellerinden geldiğince oluşturmaya çalışan hallice.
Bende albümün 1998 Century Media basımı var, böyle saçma iş görmedim. Bi kere şarkı sözleri tamamen karışık sırayla yazıyo, onun dışında bazı sayfalardaki sözler normal boyutta, bazıları okunmayacak kadar küçük. Kitapçıktaki grup resmi Individual Thought Patterns kadrosu (baya bildiğin Gene Hoglan falan var), en salağı da CD’nin arkasındaki şarkı listesinde See Through Dreams’in adı “See The Trough Dreams” olarak yazıyo.
Century Media akıllı olsun.
Death i The sound of Perseverance la tanımıştım.yaklaşık 6 ay boyunca gunde 3-4 kere bu albumu dinleyip başka hiçbir şey dinlememiştim.Bundan daha çok seveceğim bi album daha olamaz şu dunyada diyodum.Ama Human ı dinlememiştim o zamanlar.TSOP dan daha çok seviyorum diyemicem ama onunla aynı seviyede seviyorum diyebilirim rahatlıkla:)
her notası ayrı kült bu albümün. bi tane mi kotarılmış riff olmaz, bütün rifflerin olağanüstü olduğu albümler klasmanında 1 numaradır benim gözümde.
Benim için, yapılmış en iyi death metal albümü Individual Thought Patterns’tır; hemen arkasından onu 0.1 puanla takip eden de Human’dır. Bir yandan da Human daha üstündür gözümde. Bunun nedeni de ITP’ye zemin hazırlamış olmasıdır. Flattening of Emotions girerken Ahmet’le birebir aynı şeyleri hissediyorum. Albümün girişinin solo davul olması ve davulun o tonlaması beni benden alıyor her seferinde. Suicide Machine’de “will be there” demesini mi diyeyim, Cosmic Sea’nin bas solosu mu diyeyim, See Through Dreams’in ortasında giren aksak ritmi mi diyeyim. Aklımı alan o kadar çok nokta var ki. Gördüğüm en mükemmel intikam.
Kritik çok sağlam. Özellikle “Death dinlemenin bir sorumluluk, bir maneviyat doğurması” kısmı çok iyi düşünülmüş, tamamen katılıyorum.
Ayrıca vergi dairesinde sıra beklerken Secret Face dinlemek, memurlara “alayınız iki yüzlü lan zaten, nasıl devlet dairesi lan burası ühü” diye serzenişte bulunmak. Tam deneyimlik ortam.
Bu anma haftası güzel bir amaca hizmet edip kritikler sayesinde Death albümlerini farklı bir açıdan, tekrar dinletti. Bu da çok içten bi yazı olmuş, eline sağlık.
Sağol. Ben de uzun zamandır dinlememişim birçok Death albümünü. Doğru moda girmeden olmuyo. :)
Zaten “Death’im geldi” diye bi olay bu yüzden var.
“Zaten “Death’im geldi” diye bi olay bu yüzden var.”
ne güzel bi laftır bu. mesela dinlerken başka hiç birşeye odaklanamama sadece “death” dinlerken oluyor bana da. özellikle human,itp,symbolic ve tsop’ta. bunlar zaten birbirinden ayıramadığım, çocuğum gibi sevdiğim albümler. bu albümler olmasa death metalin ya da direkman heavy metalin seyri nasıl olurdu diye düşünmüyorum arada öyle esiyo. (:
Şuana kadar gelmiş geçmiş tüm death albümlerinden en fazla satmış olan albümdür ve en sevdiğim albümler arasındadır..
Together as One, Chuck’ın çalmayı en çok sevdiği şarkılarından biri diye biliyorum. Ben de hastasıyım. Akıl sır erdiremiyorum bu albüme.
secret face’de 1:35 te giren bir melodi var. işte ben orada bitiyorum..
Bu albümü ilk bugün Kocaeli’ne giderken dinledim.Dilimin tutulduğu bölümler ,şaşırdığım bölümler ve ince ince güldüğüm bölümler oldu.Ama özellikle See Through Dreams şarkısında Chuck Schuldiner’ın “Close your eyes” diye başlayan nakaratı aldı beni uzak diyarlara götürdü, serin sulardan kızgın kumlara[Olmadı galiba bu benzetme] attı.
Kısaca beni benden aldı…
Together they absorb each other’s life
As one they will live and they will die
bu nakarat omurilik katili
death albümleri benim için tsop>human>itp>symbolic>leprosy>scream bloody gore>spiritual healing
tsop ilk dinlediğim death albümüydü ve “TEKNİK” metal aşkını başlatan albümdü bende. hala da müzikalite ve teknik arasındaki korunması zor ama yakalandığında “budur” dedirten sınırı en iyi belirleyen albümdür bence. bu yüzden en sevdiğim death albümü (en sevdiğim 2 metal albümünden biri [AJFA diğeri] )
lakin birisi bana death metal nedir derse
death metal HUMANDIR derim.
bu albümde chuck’ın en iyi metal albümleri serisi başlamıştır kanaatimce. Steve Diggorgio’nun aştığı sean reinert’ın MÜKEMMEL partisyonlarla zevkten 4 köşe ettiği ve tabiki chuck’ın her zaman yaptığını yaptığı puan verilmesi bile gereksiz bir albümdür. ayrıca bir albüme konu olarak insanın ta kendisinden daha anlamlı bir konu seçilemez. bu albüm her açıdan 10 (puan vermek gereksiz ? )
tsop’u 2 haneli sayılarla değerlendirmiyorum :)
remastered’ı kötü olan tek death albümü.
http://img220.imageshack.us/i/bandhuman17af5.jpg/
08.01.2011
@Avcı, hiç bir death metal grubunun böyle bir fotoğrafı yok sanırım
08.01.2011
@Guinan, tam death metal olmasada bu grubun ilk fotoğrafına bak derim…
http://www.pasifagresif.com/2009/11/the-red-chord-fed-through-the-teeth-machine/
zevzek herifler (:
18.02.2011
@Avcı, iyimiş valla :) müzik zevkleri de sağlammış Death’tir Btbam’dır.. bi bakayım şunlara :)
18.03.2011
@Guinan
death metal demek fotoğraflara bakıp sinirli sinirli poz vermek değil elbette :D gerçi ben hiç black metal gruplarının gülümseyerek poz verdiğine şahit olmadım
26.04.2011
@Chuck Reis, gibi işte öyle de bi durum var :)
en sevdiğim Death albümü olmasada davullarını en çok beğendiğim Death albümü budur. hatta hem Death’in hemde Sean Reinert’ın davul performansı hususunda “zirve” olarak bu albümü görürüm. ve son olarak Flattening Of Emotions nasıl bir şeydir (şarkı demiyorum çünkü şarkının ötesinde birşey), delirtir adamı demekten kendimi alıkoyamıyorum…
birde Paul Masvidal aynı sene içinde hem Human hemde On the Seventh Day God Created… Master gibi iki tane aşmış death metal albümde çaldıktan sonra nasıl bir piskolojiye bürünüp durulduysa artık, adamcağız o günlerden sonra hiç sert birşey çal(a)madı.
14.05.2011
@ismail vilehand, -1 (master’in aşmış albümü olduğuna)
human; tanrının (chuck), insanlığa seslenişidir…
Bu mübarek tapılası albümü az önce baştan sona dinledim de prodüksiyonu gerçekten iyi değil. Şu Death in tüm albümlerini remastered etme muhabbetlerine bir kez daha hak verdim. İyi bir prodüksiyonla caanım besteler daha iyi hale gelir. Bir Flattening of Emotion ı, bir Suicide Machine i, bir Lack of Comphrension ı yeni sounduyla dinlemenin insanda albümü ilk defa dinliyormuş gibi bir heyecan yaratacağından eminim. Çünkü kaliteli bir soundla bu albümde hayvaniyete ulaşan müzikalite, insanı ayrı boyuta sürükleyen riffler sololar ve ritm geçişleri tavan yapacaktır. Yine de gözümü kırpmadan 10 veririm bu albüme.
22.07.2011
@_BlaCkeneD_, mikslenmiş hali albümün 20. yılı şerefine 3 cd halinde piyasada zaten , indirip dinlemeni tavsiye ederim :)
chuckin ciyaklamalarina katlanamayan biri olarak benim icin human ba$yapittir. human haricinde leprosy,itp,sbg albumlerini de cok severim.
22.07.2011
@Milky Flames, sbg hangisi oluyor?
20.09.2011
@in the court of the crimson king, “SymBoliG” herhalde :D
@ in the court of the crimson king,
http://www.youtube.com/watch?v=cvosz0o0n1o bu oluyor
01.09.2011
@Milky Flames, ohaaa sbg’nin scream bloody gore olduğunu anlamamışım. en iyi albüm deyince aklım son 4 albüme gitmiş demek ki.
28.05.2012
chuck ne güzel kusuyor öyle. üüüöööeaaak. adamın kusuşu bile karizma.
bana göre tarihin en iyi death metal albümü. altars of madness ve elements de bir adım geriden takip ediyor.
bu arada altars of madness’a bir kritik yazılabilir mi acaba? ahmet saraçoğlu yazabilirse iyi olur bence.
remaster versionu bambaşka olmuş ortalığın aq muş şarkıdır… lack of comprehension dinlerken kafayi yicem lan…
”her notasıyla death’in tüm özelliklerini ve farklılıklarını gözler önüne süren, death’i tanımak için dinlenmesi gereken bir kaç şarkıdan biridir. özellikle başındaki clean bölüm, death metal tarihinin en çok akılda kalan ve en klasik anlarındandır.”
ne güzel yazmışsın ahmet abi lack of comprehension için…
29.10.2011
@N A T T D A L (ex. B U R Z U M), bu arada lack of comprehension dinlerken ortalıın aq muş albümdür yazacağıma şarkıdır yazmışım…ne biçim gaza gelmişsem artık…….
Oha lan bu albümde en çok oy alanlardan düştüyse artık..Hani o listede olması yüceltip alçaltmayacak albümü ama siteye girdiğim zaman orada görünce mutlu oluyordum.Her bilinçli metal müzik dinleyicisi sevmese bile 10 verir bu albüme.Ama olmamış tutmadı demek. :)
24.11.2011
@Gereksiz biri, sitede ”en çok oy alanlar” bölümünü kafasına göre şekillendirmeye çalışan bir arkadaş var. takma :)
24.11.2011
@Gereksiz biri, liste sürekli değişiyor evet. O konuda bir müdahalemiz hiç olmadı, olmaz da.
24.11.2011
@Ahmet Saraçoğlu, Yok abi öyle bir düşüncem kesinlikle yok. :) O konuda bir müdahaleniz olmadığını biliyorum.Fakat bir arkadaş Junkinin dediği gibi diktatörlük oynuyor listede. :) .Sırf o yüzden ben bile 10 u bile az gördüğüm albümlere düşük puanlama yapmaya başladım. :)
26.11.2011
yalnız adam feci psikopat. sevmediği albümleri. 8.03 civarına düşürüp bırakıyor, listede görünmesin diye. sonra modem aç kapa aç kapa sevdiği albümleri sıralıyor listede.
işsizlik kötü bir şey. tanrı kimseye vermesin.
bu nası bi albümdür hala aklım hayalim almıyo. elimde olsa 100 verirdim de gözümü kırpmadan bastım 10 u.
http://www.youtube.com/watch?v=ogX30JtP8gQ&feature=youtu.be
Lack of Comprehension’da 2:12 civarında giren riff var ya…lan deliricem nasıl bir şeydir o. Death diskografisinin en iyi riff’lerinden biri ve şarkı de öyle tabii ki.
Ayrıca Cosmic Sea’yi ilk dinlediğimde muhtemelen çoğu kişide olmuş ”Bildiğin Cynic şarkısı lan bu” tepkisi oluşmuştu. Masvidal ve Reinert’in bulunduğundan haberim bile yoktu tabii.
Başta hiç alışamadım bu albüme. Ama sonraki birkaç dinleyişte ”lan dur şurda davul ne güzel” ”lan dur şurda nası bağırıyo Suicide Machine diye” falan filan derken kaptırdım kendimi buna da. ”Şaheser” diyebilecek seviyeye geldim kesinlikle.
Bir şu Leprosy’ye ısınamadım bütün Death diskografisinde bir türlü,o da zamanla olur umarım.
spiritual healing biraz önce bitti üstüne bunu dinliyorum.
hani aç karnına alkol alırsın bira-viski falan takılırsın, gece inanılmaz bi yemek yeme isteÄŸi baÅŸlar. tam o sırada dolabı açarsın, üzeri domates soslu, ayrıca kızarmış biberlerin olduÄŸu dünden kalmış patates kızartması dolu tencereyi yanında sadece yoÄŸurtla gömersin ya? hah iÅŸte ÅŸu an o durumdayım…
Beni nefessiz birakan albumlerden
hiç kimse bahsetmemiş ben söyleyim, bu albümde bir de çok güzel bir God Of Thunder cover’ ı vardır.
Albümde sevmediğim şarkı yok ancak hazmı zor bir albüm.Yani en azından bana öyle geldi hazmetmek için 20 kez cevirmem gerekecek sanırım.Flattening Emotions ve Cosmic Sea favorilerim
Death’in en iyi albümü.
Bütün gece uyumayıp bu albümü replay’e alasım var. Hiçbir zaman net bir favori Death albümüm olmadı ama şu an Human kulağıma ayrı bir hoş geldi sebepsiz. Chuck abimin ruhu şad olsun.
Secret Face’in davulları nedir öyle ya. Kaç yüzüncü dinleyişim albümü kim bilir ama yine aklım azaldı gece gece. Ne davulcuydun be Sean. Rip.
Suicide machine
Death’in en sevdiğim albümü
Dinlediğim ilk on albümden biri
En sevdiğim 2 albümden biri
Gelmiş,geçmiş, en iyi death metal albüm
RİP Chuck
Ben de remaster’ı övmeye geldim. Death’in her albümünü olduğu gibi severim, bunun da orijinalindeki o boğuk kayıt ayrı güzeldir. Gözümde tüm albümleri güzel olan en sevdiğim 5-10 gruptan biri yani Death ama şu albüme 2011′de çektikleri master -reissue olanı- ayarı cidden harika. Ruhu bozmadan eldeki materyali vurgulayan safi klas bir iş olmuş.
Cynic sevgimden olsa gerek, death metal tarihinin en iyi kadrosunun bu olduğunu düşünüyorum.
08.10.2023
@Horrendous, Death metal tarihinin en iyi kadrosu aşağıdadır.
David Vincent
Trey Azagthoth
Richard Brunelle
Pete Sandoval
Death Metal ile çok alakam yok ama bu albüme en iyi Death Meatal albümlerinden biri dersem herhalde kimse itiraz etmez sanıyorum. Yıllar sonra tekrar dinledim, çok acayip bir şey hakikaten. Suicide Machine tam beni anlatıyor.
Not: Steve DiGiorgio sen nası manyaksın lan?
Secret Face’de ki 1:58’de başlayan yardırma pasajı, metal tarihinin en efsane olaylarından birisi olabilir.
Herkesin favori Death albümü farklı olabilir ona bir şey demiyorum. Ancak Death denildiğinde ilk akla gelen albüm Human bence. Death sevenleri arasında görüş birliği sağlanmış mı bilemem onu tabii.
Ayrı bir yerde duruyor bu albüm. Her biri birbirinden değerli albümler evet ama bence;
Death denildiğinde: Human
Hatta ileri gideyim.
Suicide Machine : Death
Death’in bütün albümleri başyapıttır benim gözümde. Huzur içinde uyu Chuck baba, o Death logolu tişörtünü giymekten asla sıkılmayacağım. Tıpkı Bathory’nin keçili tişörtünden asla sıkılmadığım gibi.