Eskilere gittiğimiz bir kritikten daha merhaba arkadaşlar.
Bugün İsveç’in çıkardığı en önemli gruplardan biri olan, canımız ciğerimiz, öküzbaş grup AMON AMARTH’ın ilk albümü olan “Once Sent From the Golden Hall”u konuşacağız.
Bildiğimiz gibi AMON AMARTH, kariyerine ne yapmak istediğini çok iyi bilen bir grup olarak başladı. Pek çok grubun yaşadığı sound anlayışı safhasını hiç yaşamayan AMON AMARTH, bugün bildiğimiz sound’unu daha ilk albümden belirlemiş ve işe koyulmuştu. Herhangi bir müzikal arayış ile vakit kaybetmedikleri için de, hepimizin bildiği üzere albümden albüme basamakları hızla çıktılar.
“Once Sent From the Golden Hall”da, bugünkü AMON AMARTH’ın bildiğimiz tüm özelliklerini görmek mümkün. Üstelik bunu, şu anki AMON AMARTH’ın daha ilkel bir hali olarak görmemize da gerek yok. Grup, ta o zamandan kararını vermiş, yolunu çizmişti. 1998 yılında çıkan albüm, grubun klasik haline gelecek bazı şarkılarını da barındırıyordu. Bunlardan en önemlisi, elbetteki AMON AMARTH’ın imza şarkılarından biri haline gelen Victorious March.
Albümde, sonraki çalışmalara kıyasla daha çiğ ve saldırgan bir sound var. Peter Tagtgren elinden çıkma bu sound, akabinde AMON AMARTH’ın yol haritası oldu ve grubun kimliğini oluşturmasına epey katkı yaptı. Sound’un dışında, “Once Sent From the Golden Hall” bir melodik death metal albümünde olması gereken her şeyi yansıtıyor. Ayrıca AMON AMARTH’ın alametifarikası Viking ve Pagan metal özellikleri de albümün her yerinde hissediliyor.
Albüm, AMON AMARTH tarihi açısından da birtakım önemli unsurlar barındırıyor. Bunların en önemlilerinden biri, bu albüm sonrasında OPETH’e katılacak olan davulcu Martin Lopez. Lopez albümde gerçekten üstün bir performans sergiliyor ve “Once Sent From the Golden Hall”u olabildiğince zenginleştiriyor. Dikkatli dinlendiğinde, Lopez’in sonradan OPETH’te sunacağı güzelliklerin bazı yansımalarının, AMON AMARTH müziğinin elverdiği ölçüde sergilendiğini görebiliyoruz.
Üstünde durulması gereken diğer bir önemli isim ise, elbette ki Johan Hegg. Hegg’in vokalleri albümde iki farklı şekilde göze çarpıyor; biri alışık olduğumuz hayvani brutal vokal, diğeri ise sonradan pek rastlamadığımız, “deli adam bağırışı” olarak niteleyebileceğim haykırış ve bağırışlar.
Albümdeki müzikal yapıya baktığımızda, tüm şarkılarda, bir yandan kederli, bir yandan epik, bir yandan da gaz bir melodi ve rif kullanımı görüyoruz. Zaten yıllardır bildiğimiz bu unsurlar, AMON AMARTH’ın bu ilk albümünde de kendilerini gösteriyorlar. “Once Sent From the Golden Hall”u önemli yapan asıl unsur ise, başta üstüne basa basa söylediğim gibi, bir ilk albüm olmasına rağmen deneme ve arayışlarla dolu olmaması ve grubun direkt olarak kafasındaki şeyi yaptığını hissettirmesi. Albümü dinlerken, içlerindeki müziği dışarı çıkarmak isteyen beş adamın, gerçekten de samimi ve içten yaratımlarına tanık oluyoruz. Burada herhangi bir kasış, -mış gibilik, rol yapma, vesaire yok; AMON AMARTH gerçekten de bu müziği yapmak istiyor, hatta belki de sadece bu müziği yapabileceklerini bildikleri için en başından itibaren bu yolda ilerliyor. Bu açıdan bakınca, grubun kariyerinden de görebileceğimiz gibi, ortada gerçekten samimi bir iş var.
“Once Sent From the Golden Hall”, son derece iyi bir albüm olmasının yanı sıra, türün önemli çalışmalarından biri olmayı da başarıyor. AMON AMARTH’ın kutlanması gereken bir numaralı özelliği de bence burada yatıyor. “Biz buyuz ve hep daha iyi olacağız” diye yola çıkıp her şeyi bunun üstüne kurmaları ve bunu da giderek geliştirerek modern metalin en önemli grupları arasına adlarını yazdırmaları, neresinden bakarsak bakalım takdire şayan.
Kadro Johan Hegg: Vokal, sözler
Olavi Mikkonen: Gitar, müzik
Anders Hansson: Gitar
Ted Lundström: Bas
Martin Lopez: Davul
Şarkılar 1. Ride for Vengeance
2. The Dragons' Flight Across the Waves
3. Without Fear
4. Victorious March
5. Friends of the Suncross
6. Abandoned
7. Amon Amarth
8. Once Sent from the Golden Hall
Benim için ardından gelen 2 albümün bir adım önündedir. Amon amarth’ın ilk albümleri melodik black metal hissi de verir bana hep. ilk albümlerdeki o özel dengeyi ayrıca seviyorum.
En sevdiğim amon amarth albümü. Ara sıra gidip gelmeler yaşıyordum ama uzun süredir bu albüm olduğuna karar verdim. Gerçekten efsanevi bir ilk albüm. Resmen gövde gösterişi yapılmış. Mahallenin ağası benim diyor. Özellikle without fear ve victorious march insanı kendinden geçiriyor. Ayrıca grubun en ‘depresif’ parçası olduğunu düşündüğüm ‘amon amarth’ insanı alkolik edecek kapasiteye sahip. Bastım 10′u…
Gaz ve epiklik alanında dünyanın gelmiş geçmiş en iyi parçası olma konusunda birinciliğe rahat oynayacak Victorious March’ı barındıran bu albüm, öyle yüce, öyle müthiş bir albüm ki, ne diyeyim… :’)
İlk on album listemde ilk 3e girer…tek diyecegim ne kadar ovsek az gelir…tek sarki atlatmaz…ölüyü mezardan kaldirir, verdigi kudret bu duzeydedir…98den beri hayatimda cok önemli yeri vardir…yoldastir bu album bana
Without Fear şarkısındaki o tiz notlarda çalınan melodi biraz Mithotyn – Lost In The Mist gibi tınlıyor. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak kullanılmıştır bilmiyorum ancak güzel duyulduğu kesin.
@11jesterhead, Ulan bu albümü dinliyordum, kritiğindeki yorumlara bakayım derken benimle aynı anda bu albümü dinleyen birisi daha varmış. Tesadüfün böylesi gfdjfdjsf.
@Cryosleep, öyleyse en sevdiğinden en az sevdiğine doğru bi Amon Amarth albüm sıralaması gelir mi? Ben yeni başlıyorum grubun külliyatına, hem bana hem de sonrasında gelip bu kritiği okuyanlara da bir yol göstermiş olursun.
Eski kritiklere dönüş olmuş, gerçekten sıkı albüm.
Sorrow Throughout the Nine Worlds Ep’sini Es geçmemek lazım bence.O zamanlar herkez metallica diye deliriyorken (ben de) buna baya bi sarmıştım.
03.04.2015
@Sacrifist, evet, o da bununla aynı oranda güzel bence.
http://www.pasifagresif.com/2012/03/amon-amarth-sorrow-throughout-the-nine-worlds-ep/
03.04.2015
@Ahmet Saraçoğlu, Evet es geçmemişsin zaten :) Kritikte de dediğin gibi; The Mighty Doors of the Speargod’s Hall benim için en iyi AA eseri.
Benim için ardından gelen 2 albümün bir adım önündedir. Amon amarth’ın ilk albümleri melodik black metal hissi de verir bana hep. ilk albümlerdeki o özel dengeyi ayrıca seviyorum.
En sevdiğim amon amarth albümü. Ara sıra gidip gelmeler yaşıyordum ama uzun süredir bu albüm olduğuna karar verdim. Gerçekten efsanevi bir ilk albüm. Resmen gövde gösterişi yapılmış. Mahallenin ağası benim diyor. Özellikle without fear ve victorious march insanı kendinden geçiriyor. Ayrıca grubun en ‘depresif’ parçası olduğunu düşündüğüm ‘amon amarth’ insanı alkolik edecek kapasiteye sahip. Bastım 10′u…
yeni albümde soundlarını biraz kirli hale getirseler keşke. rüyalar tabi.
03.04.2015
@Melkor, +100000…kesinlikle haklisin. Fate of norns sound una dönseler bile yeter.
tek başına victorious march bile bu albümün kalitesini gösterir..
Gaz ve epiklik alanında dünyanın gelmiş geçmiş en iyi parçası olma konusunda birinciliğe rahat oynayacak Victorious March’ı barındıran bu albüm, öyle yüce, öyle müthiş bir albüm ki, ne diyeyim… :’)
Bu albümdeki sololar niye bu kadar hüzünlü?
En sevdiğim Amon amarth albümü teknik ve duyguyu saunda vermiş grup ruhu var albümün hala dinlerim
Amon amarth elbette bir çok harika albüm yaptı ama bu albümdeki kudret, duygu ve şevk hepsinden ayrı yerde ve her zaman 1 numara olacak benim için.
yıl olmuş 2022, grup elemanları bu albümün kapak resmi baskılı tişörtleriyle dolaşıyor..
İlk on album listemde ilk 3e girer…tek diyecegim ne kadar ovsek az gelir…tek sarki atlatmaz…ölüyü mezardan kaldirir, verdigi kudret bu duzeydedir…98den beri hayatimda cok önemli yeri vardir…yoldastir bu album bana
Without Fear şarkısındaki o tiz notlarda çalınan melodi biraz Mithotyn – Lost In The Mist gibi tınlıyor. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak kullanılmıştır bilmiyorum ancak güzel duyulduğu kesin.
29.06.2024
@11jesterhead, katılıyorum. Hey gidi Mithotyn be…
Let you be guided by history,
learn from your mis- (-take “dArararaRA!”)
Don’t forget the high one’s “mecıstiiiğiiii”
29.06.2024
@11jesterhead, Ulan bu albümü dinliyordum, kritiğindeki yorumlara bakayım derken benimle aynı anda bu albümü dinleyen birisi daha varmış. Tesadüfün böylesi gfdjfdjsf.
Amon Amarth’ın diskografisini baştan sona dinleyeyim dedim, bu albümü hiç dinlememiştim. Keşke daha önce dinleseymişim. EFSANE.
29.06.2024
@Cryosleep, Baştan başlayacaksın 2015 gibi duracaksın, 2015 sonrası karışık bir kaç parça dinlemek yeterli bence.
30.06.2024
@Cryosleep, öyleyse en sevdiğinden en az sevdiğine doğru bi Amon Amarth albüm sıralaması gelir mi? Ben yeni başlıyorum grubun külliyatına, hem bana hem de sonrasında gelip bu kritiği okuyanlara da bir yol göstermiş olursun.